4 Haziran 2018 Pazartesi

SA6256/ÇY11-HK19: Toprak'la Bağımız ya da Toprak Bilincimiz

"Şöyle bir şey var ki, sizin toprakla olan ilişkiniz, yani toprak sizin şehirle bağınızda temel unsursa duygularınız elbette o bölgenin doğa olaylarına ve toprak yapısına göre şekil alacaktır."


“Kalbini, anasından doğduğu gibi koruyabilen insan, toprağından ayrılmayan insandır” demiş Nurettin Topçu. Bu sözü duyduğum günden beri, toprağından ayrılmayan insan ve kalbini korumak kavramları üzerine uzunca düşündüm. Bu düşünce üzerine tefekkür ederken, toprağı nasıl tanımladığımı düşündüm. Toprak sözcüğünün tek başına bir coğrafya terimi olmadığını gördüm, öğrendim. Toprak insanın doğduğu, büyüdüğü, gözyaşını akıttığı, ekmeğini çıkardığı, sevdiklerini emanet ettiği; geçmişini, geleceğini bugününü inşa ettiği yer.

Herkesin toprağı; doğduğu yer, kendini ait hissettiği yer geçmişle bağını kurduğu o mekan işte. Ben de bu toprak bilincini yaklaşık bir yıl kadar kalma şansı bulduğum bir ilçede özümsedim. Doğduğumdan beri gurbette yaşayan biri olarak, toprak kavramını sürekli hasret duyulan bir yer olarak tanımladım. Çünkü böyle bir ailenin içinde büyüdüm. Her ne kadar ülke sınırları içerisinde olsam bile insanın o küçük toprağa bile nasıl bir kuvvetle bağlı olduğunu gördüm. Ve o toprak için neler yapabileceğine, nelerden vazgeçeceğine bizzat şahit oldum. (15 Temmuz) Bu bağın, bu şiddetli sevginin  ne kadar içten olduğunu gördüm.

Toprağa, doğaya, öze dönüşe dair yazılarıyla tanıdığımız Mustafa Kutlu sayesinde yerleşen toprak bilincim, Bozkır’da geçirdiğim kısıtlı zaman aralığında pekişti. Kutlu’nun yazılarını şimdi daha bir içtenlikle okuyorum. Doğayı terk edişi ve coğrafyayı... Ağaçları, çiçekleri... Doğayı, toprağı 22 yaşında tanımanın verdiği heyecan ve geç kalmışlıkla duyumsuyorum.

Rüyada akan dere görmek ne demek artık anlıyorum. Toprak, bizim hem içinden geldiğimiz hem de içinde yaşadığımız bir varlık. Ona sırt çevrilmiyor. İnsan öyle olduğunu sanıyor ama sırt çevrilmiyor. Sırt çevirmediği zaman da iç içe olmak istediği doğaya ciddi zararlar verebiliyor.

İnsana kendi memleketinin kokusu bile bambaşka geliyor. Ne kadar başka şehirlere gitmek istese de gitmesinin nedeni yine memleketine gelecek olması oluyor. Gidilen şehirlerde geçirilen kaliteli zamanlar, gezilen kaliteli yerler o şehirle, o toprakla olan bağı daha da kuvvetlendiriyor. Gidilen şehirlerin nefes alan yerlerine çıkıp şehrin kendine has havasını teneffüs etmeniz, o şehirle bir ünsiyet kurabilmenizi sağlıyor.

Bir haftada 4 şehir değiştirdiğim zamanlar oldu. Ama memleketimin kendine has mütevaziliğini başka bir yerde bulamadım. Zaten ne zaman toprağıma kavuşsam, Ahmet Davutoglu 'nun Şehirler ve Medeniyetler kitabı aklıma gelir. Orada anlatılanları bir bir yaşarım. Şehre nasıl yaklaşmam gerektiğini bilir, şehrin ve kendimin ruhunu dinlerim. Sanırım, bir yandan(tamamen hislerimle konuşuyorum) etimolojik olarak olmasa bile şehrin isminin verdiği sükunet  o toprak, hava ve su aracılığıyla insana sirayet ediyor.

Şehirlerde öne çıkan ikinci önemli husussa tarihi dokusu. Orada yaşayan medeniyetler... Şöyle bir şey var ki, sizin toprakla olan ilişkiniz, yani toprak sizin şehirle bağınızda temel unsursa duygularınız elbette o bölgenin doğa olaylarına ve toprak yapısına göre şekil alacaktır. 

Toprak diyerek dayandırmak istediğim esasında Peygamber efendimiz (a.s.m) 'in bahse konu şu hadisi: “İbn-i Abbas(ra) gibi zatlara isnad edilen sahih bir rivayet var ki Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vessaelâmdan sormuşlar: ‘Dünya ne üstündedir?’ Ferman etmiş: ‘Alessevri vel hut’ (Dünya,) öküz ve balığın üzerindedir.”

Birçok açıklama ve yorum olsa da genel kabulde öküz diyerek toprağın ifade edildiği söylenir. Daha açıklayıcı olsun diye üstadın şu açıklamalarını da şerh düşelim: "...hadisin de müteşabihatı var, gayet derin hakikatleri alışılmış benzetmelerle ifade eder" Bediüzzaman Said Nursi-Lem'alar-On dördüncü Lema-Üçüncü Esas.


Halime Kirazlı, 04.06.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Serbest Yazılar

Serbest Yazılar


Halime Kirazlı Yazıları






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı