24 Haziran 2017 Cumartesi

SA4501/KY51-HA5: İki Bot'un Sohbeti: Yapay Zeka Kontrolden Çıkıyor

"Bu konulara uzun zaman harcamış biri olarak da hayatımın şokunu yaşadım."


Bilindiği üzere insan araştırmaktan ve modernleşmekten vazgeçmiyor. Bu modernleşme teknolojik alanda günümüze oranla ortalama 40 yıl önde gidiyor. Bugün aldığınız bir elektronik cihazın yenisinin çıkması neredeyse ertesi günü bile bulmuyor. Bunun sebebi aslında ar-ge nin sizin kullandığınız teknolojinin 40 yıl sonrasına kadar araştırmasını yapmış olması...


Geçelim yavaşça yapay zekaya ...


Tüm kullandığımız elektronik cihazlarda basitten en karmaşığına kadar aslında mantıksal bir zeka var. Örneğin; televizyon kumandanızda bile kanalları değiştirmek için bir hafıza ve komutlaşma mevcut. 

Özellikle son 30 yılda dijitalleşen teknoloji tamamıyla basit zeka mantığı üzerine kurulu. 


Kumandanızdan "1" tuşuna basarsınız kumanda bunu dijital koda dönüştürür ve televizyonun alıcı gözüne iletir. Bunu algılayan televizyon amiyane tabirle "Sahibim birinci kanalı istiyor" deyip "Hafızasında"ki birinci kanalı açar. Bakın basit bir mantıkta bile televizyon  kumandası ve televizyon uniçindeki "basit bir zeka"ya tabi olduğunu anlatmaya gayret gösterdim. 


Peki nedir bu yapay zeka?


Yapay zeka, makinelerin karmaşık problemlere insanlar gibi çözümler üretmesini sağlaması ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Bu genellikle insan zekâsının karakteristiğini alır, bilgisayara algoritma olarak uygulanarak gerçekleştirilir.


Yani makinelere, bilgisayarlara ya da elektronik olan herhangi bir cihaza şunu diyoruz;


"Bir insan gibi düşün, bir insan gibi hareket et ve bir insan gibi karar ver." 


Ama unuttuğumuz ya da "UNUTULMUŞ GİBİ" yapılan bir durum var.


Hiç bir makine insanın DUYGULARINA sahip olamaz. Bu konuyu yazının biraz ilerisine bırakarak güncel bir olaya odaklanalım. 


Yapay Zeka üzerine en çok araştırma yapıp uygulamaya koyan "Google" ve "Facebook"; bu iki şirketin yapıp geliştirdiği ve FAALİYETE GEÇİRDİĞİ iki BOT (Yapay zekanın)'un çok ilginç bir olayına tanık oldum. Bu konulara uzun zaman harcamış biri olarak da hayatımın şokunu yaşadım. 


Olay haberlere şöyle yansıdı;


"Facebook yapay zeka araştırmaları biriminde, pazarlama yapması için eğitilen iki chat-bot insanları bir kenara bırakıp kendi aralarında iletişim kurmaya başlayınca ekip botlardan birine müdahale etmek zorunda kaldı."



(Haberin devamını okumak isteyenler için link )


İnsanların yapay zekalı makinelere öğrettiği dil gün gelecek onların kendi aralarında iletişim kurmasına da imkan tanıyacak.

Bu haber beni o kadar çok ürküttü; küçüklüğümden beri kendi kendime sorduğum şu soruyu tekrar sordum:


"BİR ROBOT İCAT ETSEM VE DÜNYAYA ZARAR VEREN HER CANLIYI ETKİSİZ HALE GETİR DİYE KOMUT VERSEM İŞE KİMDEN BAŞLAR?"


Sorunun cevabı "Terminator" filminde defalarca verildi aslında. "İNSANLARDAN" ...


Şimdi belki bazı okuyanlarımız "Neden endişelşendin ki? Henüz "terminatör" filmindeki gibi hareket edebilecek roborlar üretilmedi." diyordur. Aslında üretilmek üzere değerli okurum. Ama şu aşamada zaten üretilmesine de gerek yok. 


Bankalardan tutun da, devletler içinde kullanılan özel ağlara, hastanelerden pasaportlu geçiş sistemlerine kadar tüm insanlık bilgisayarlara ve internete bağımlı! "Yani hadi bakalım defterleri alın eski defter kalem sistemine geri dönüyoruz" diyecek bir kaç ülke var onlar da milli geliri düşük ülkeler. 


Geçelim bu iki botun arasındaki ÇOK İLGİNÇ SOHBETE!



Bob: "i can everything else = Her şeyi yapabilirim"
Alice: "balls have zero to me =  Toplar bende yok"
(balls have zero to me, çok anlamsız 'bende sıfır top var' manasında bot bunu kullanarak haberleşiyor, geri plandaki saydırma çok önemli her seferinde 1 0 1 0 mesajı gönderiyor)


Aslında bu sohbet çok mantıksız gelebilir bazılarımıza...

Hayır, kendi aralarında bir dil geliştirmişler ve bu dili "i" ve "to me" kelimeleri üzerine kurmuşlar.


Nasıl mı?


Dijital kodun temeli olan 1 ve 0 üzerine!


Hemen anlamanız için şöyle anlatalım.


Dijital Dünya'da sadece ve sadece “var (1)” ve “yok (0)” kavramı vardır. 


Sözgelimi; fotoğraf makinemizle çektiğimiz her bir fotoğrafta renkler ve tonlar dijital karşılıklarına, yani 1 ve 0’lara çevrilip kaydedilerek bu aleme dahil edilebilmektedir. İşlenecek bilgilerin 1 ve 0 gibi sayılara çevrilerek işlenmesi ve sonuç birimine aktarılmasıdır. 


Yani bu iki rakam dijital dünyanın temelini oluşturur.


Şimdi resme iyi bakalım;


"i" ve "to me" kelimelerini belirli bir sayıda tekrar etmiyorlar. bazen 2, bazen 5, bazen 3 kere tekrar ediyorlar.


Kısacası HABERLEŞİYORLAR !


Ve bu botlar internet sitelerine arama motorlarına yansıtılmak üzere okuyucu olarak giden botlar.


Kontrolden çıkarsa ne  olur?


DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM!


Saygılar...


 Hakkı Aslan, 24.06.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Dümenciler Dünyası, Kybernétes, 



Sonsuz Ark'tan


  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı