24 Nisan 2016 Pazar

SA2795/KY35-YTK80: Nasıl bir 2023?

"Mesele sadece 2023 değil tabii ki... 2023'e geldiğimizde bir sonraki hedefe yönelik de elimizde bir ölçü birimi olacak."


Cumhuriyet'in 100. Yılını kutlayacağımız 2023 başta siyasal alan olmak üzere sürekli referans yapılan bir tarih. O gün bizi ne bekliyor? Nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağız, karşılaşmak istiyoruz… bu ve benzeri onca sorunun cevabını arayarak ilerlemeye çalışıyoruz.

İlk akla gelenler ihracat, büyüme rakamları, enflasyon, hangi alanlarda hangi üst basamaklara tırmanmış olacağımıza dair hedeflerimiz. Doğal olan da bu zaten. Bunları hallettikten sonra ya da belki hal yoluna koyarken ister istemez zaten kültür sanat edebiyat akademi alanları etkilenir, etkilenmek zorunda.

Ama bu ilk planda akla gelen hedeflerle ilgili başka faktörlerin rolü önemi ne?

Bu konuda akademi, basın, sanat, edebiyat alanları kendilerine dair birer hedefin sahibi mi?

Bu hedeflere ilerlerken yol gösteriyor mu?

Çok değil, şunun şurasında yedi yıldan biraz fazla zaman kalmış bir tarih kesitinden bahsediyoruz.

Son zamanlarda özellikle sağlık alanında yaşam süresinin uzamasından dolayı doğurduğu imkân ve fırsatlar kadar kaçınılmaz olarak getirdiği yeni sorunlar ve bunlara yönelik çözümler konusunda kafa yorulduğuna dair açıklamalar haberler artıyor.

Buna bağlı olarak 2023 hedeflerine dolaylı ya da dolaysız varmanın yolunun elimizdeki nüfus varlığı ve bunun hareket yönüyle sıkı sıkıya ilintili olduğunu işaret eden araştırmalar, incelemeler, hesaplamalar da mevcut.

Gittikçe artış hızı azalan ve üstelik yaşlanan bir topluma işaret ediyor rakamlar.

2023'e yönelik hedefleri siyasetin belirlemesi ve dillendirmesinden başka, bütün bu hedeflerle doğrudan ve belki de en yakından ilintili nüfus konusunda da yine siyasetin dışında fazla ses yok.

Benzer bir yetersizlik Suriyeliler başta olmak üzere göçmen nüfus varlığıyla da ilişkili.

Özellikle Batı'da tarih içinde çok sayıda örneği görüldüğü gibi dışarıdan yeni gelenlerin katkısına dair bilimsel araştırmalar sürüyor ama yarın Suriye meselesi çözülse bile kalanların topluma ekonomik, kültürel, sosyal katkıları hakkında bizde fazla kafa yorulduğuna dair işaret görünmüyor.

Belki de bütün bunlar yazılıp çiziliyor araştırılıyor bilimsel yöntemlerle somut veriler kullanılarak analizler yapılıyor biz bilmiyoruz. Bilmiyorsak ve/veya yayınlayıp kamuoyunun bilgisine, siyasetin dikkatine sunmayıp, teşvik edici olumlu bir rol oynamıyorsak basın olarak bizim suçumuzdur.
Ama ben bu alanlarda fazla ve dikkate değer çalışmalarla pek karşılaşmıyorum.

O yüzden 2023 için hedefler koyan, bu tarihi bir milat olarak kabul eden perspektif herkesin sorumluğu. Sadece siyasetin üzerine yıkılıp geçilecek bir mesele değil.

Bu yaklaşım, yani kendi alanındaki çalışmaları erteleyen veya üstünkörü geçiştiren çünkü hepsini siyasetin üzerine yıkan yaklaşım sadece işini yapmıyor; sadece siyasetin yükünü daha da artırmıyor aynı zamanda hedeflere ulaşılması konusunda da pozitif değil aksine negatif etkide bulunuyor.

Çok uzun yıllar boyunca akademide örneğin Kürt meselesi hakkında bir araştırmanın yapılmamış olması sadece yaşanan dönemin politik atmosferinden kaynaklanıyor olamaz herhalde. Öyle olsaydı söz konusu yıllarda yazılmış, bugün kitaplıklarımızdaki alan araştırmasıyla elde edilmiş ciddi aşiret çalışmaları, Alevilik, Kürtler hakkında çok sayıda eser olmazdı.

Velhasıl bir işi, kendi işini doğru dürüst yapmamanın önündeki en büyük engel genellikle imkânlar değil aksine kişinin kararlılığı, bu konudaki bakış açısı oluyor.

Şimdi bu kadar az süre kalmışken nasıl bir 2023'e doğru ilerliyoruz; hedefleri gerçekleştirmek için neyi nasıl yapmalıyız; bu hedeflerin hangilerine yaklaşacak hangilerini aşacağız… herkesin kendi alanında bir analize ve sonra bunun üzerine oturtulacak bir çalışma takvimine ihtiyaç var.

Tabii ki kendi işimiz olan basın da bu konuda kağıt üzerinde de olsa daha fazla sorumluluk ve iş yüküne sahip.

Çünkü hem Türk basını yeni teknoloji, gelen nesillerin haber, program, yazıyla ilişkileri hem bunlara yönelik gelişen görsel işitsel kurgusal alışkanlıklarına dair kendisine ne olacağını anlamak ve buna hazırlanmak zorunda;

Hem de her meslek, alanda 2023 hedeflerine yönelik çalışmaları haber yapmak zorunda.

Konvansiyonel, alışılmış, klasikleşmiş basın yayın organlarının bırakın kurumsal olarak sürüp sürmeyeceğini bizzat ekran kullanan televizyon ve kağıt kullanan gazeteler 2023'te hayatlarına böyle devam edebilecek mi, bu soruların bile cevaplarının hazırlanmaya başlanması gerekiyor.

Özetle; kalan süre az, ama bu sürede yapılacak işler biriktiği için daha fazla.

Mesele sadece 2023 değil tabii ki... 2023'e geldiğimizde bir sonraki hedefe yönelik de elimizde bir ölçü birimi olacak.

Umarım 2023 sonrası için umut vaad eden bir noktada oluruz Cumhuriyet'in 100. Yılı kutlamaları sırasında.


Yaşar Taşkın Koç, 24.04.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları








Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak, 

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/nasil-bir-2023-2028471

Seçkin Deniz Twitter Akışı