Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Denebilir ki; insan medeniyeti bir göçmen medeniyetidir. İnsanın içinde varlık kazandığı dil muhteşem bir göçmendir. Mutfak şahane bir göçmendir. Giyim kuşam, mimari, her boyutu ile ekonomi, tarım, özellikle müzik ve sanatın her dalı göçün ışıltılı evlatlardır. Yaşamın üzerinde varlık kazandığı şey göçtür. Kendi doğallığı ile ve toplumsal kapasite oranına denk kaldığı sürece gerçekten göç, toplumda hücresel bir yenilenme, bir tazelenme vesilesidir."
‘Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş, biz burada yoğ iken’
Karacaoğlan
Toprak kendi başına bir varlığa sahip değildir. Ona varlık bahşeden, insanın toprak üstünde, toprağın verdiği imkanlarla yapıp ettikleridir. İnsan toprakla da bütünleşik dilsel, duyusal, sınırları belli belirsiz, sık sık ama yavaş yavaş değişen, dönüşen bulutsu bir uzam içinde yaşar. Bu uzama keskin bariyerlerle bir sınır çizmek, bu naif ve kırılgan uzamı insan etti ve kemiği ile koşut bir ucube ‘varlık’ haline çevirmek yepyeni bir icattır.