24 Kasım 2017 Cuma

SA5217/KY1-CÇ441: Uyandığında

"İçimin karanlığında bir an yanıp sönen kendi gözlerim miydi? Yedi uyurları sadece sayısal bilişim ve onlardan yalnız Kıtmir’i hem sayı, hem ad ve hem de tür olarak bildiren o anlık aydınlatış mıydı?"


Kendimi yedi uyurlara benzettim birden. Öyle ya onlarda bir mağarada uyanmışlardı. Hepsi bu kadar mı? Hayır. Bir kere ben yalnızım. Bir kere ben bu mağaraya nasıl geldiğimi bilmiyorum. Bir kere ben.. ben!

Yedi uyurlar sayılarından belli ki kalabalıklar. Onlardan beş tanesi bir zalimin zulmünden kaçmıştı. Bir çobana rastlamışlardı. O çobanı da almışlardı aralarına. Bir de bir köpekleri vardı. Adı Kıtmir’di köpeğin. Bir köpeği olan bir çoban. Benimse kimsem yok. Bir köpeği bir sürüsü olan bir çoban yoldaşım yok. 

Gerçi çoban köpeğini sürüsüne bakması için istememişti. Ve hatta gelmemesi için köpeğini ürkütmek kastıyla birkaç taş da atmıştı. Ama köpek sezmişti arkalarından gelen zulüm rüzgarının şiddetini ve onlara katılmakta diretmişti. Ve birlikte uyanmışlardı. Bir köpek bile olsa güne biriyle birlikte uyanmak güzel olmalı. İşte ben ne denli yoksulum güne çıkarken. Yoksulum. İşte bir gölgem bile yok yerde yahut mağaranın duvarlarında yansıyan. 

Bir kere ben tırmandığımı da hatırlamıyorum ki. Ben hep burada mıydım? Bura dışında bir şey hatırlamadığıma göre.. hiçbir kırpıntı yok. Bu mağaraya sığındım mı? Sığındıysam beni buraya atan rüzgarı hatırlamalı değil miyim? Değilse buranın bir mağara olduğunu nereden çıkarıyorum ki.. 

Daha uyanır uyanmaz kendimi yedi uyurlara benzetişimin altında yatıyor bu bilgi. Benzetiyi çözersem.. benzetinin kaynağını bulursam.. evet.. o zaman işin rengi değişecektir. Bu bir yanılgı. Yedi uyurlarla ilgili bir anım yok ki. Uyandım ve burada buldum kendimi. Uyandıranın kim ve ne olduğu da meçhul.

Uykuya mı doydum? Bir ses mi duydum? Uyandığım ana kadar bir süresi olan bir uyku olduğu için mi uyandım bilmiyorum.

Bu yerin bir mağara oluşu kulağıma fısıldanan bir şey gibi geliyor. Kulağıma fısıldayanın da kim ve ne olduğu konusunda cahilim.

Yedi uyurlardan aklımda olan tek isim Kıtmir ve bana öyle geliyor ki bu köpek bile benden daha bilgedir. Benden daha bilgili. Öyle olmalı. Bu şuradan belli ki bir geçmişi vardır. Uykudan önce ve uyandıktan sonra.. karşılaştırma yapabileceği birikimi vardır. Benimse yok. Eski gördükleriyle şimdi gördükleri arasında neyin ne olduğunun ayrımını yapabilir. Bir sınıflandırma, bir değerlendirme yapabilir. Bense.. benim uyanmadan öncemin varlığı bile kuşkulu. 

Kıtmir şaşırabilir şimdi gördükleriyle geçmişte gördüklerinin farklılığı karşısında. Bocalayabilir. Bir süre hiç kımıldamadan öylece kendi içinde derinleşip bütün bu “olup-bitenlerin” sırrını yavaş yavaş da olsa çözebilir. Evet onun bir geçmişi var. Benliğinin ayaklarını bastığı, benliğinin ayaklarının üzerinde durduğu bir mekan var. Bir bilgi kırıntısı, bir bilgi hatırası, anıları var. 

Kıtmir şaşırıp yolunu kaybetse de bir süre, kendini yeniden bulabilir. Şaşkınlığı kılavuz olabilir. Şaşkınlık kılavuz olur. Ne denli görkemli olursa olsun. “Bir dağ ne kadar ulu olursa olsun bir kenarı yol olur”. Şaşkınlık da ne denli derin, ne denli ulu olursa olsun bir kenarı yol olur. Ben şaşkın değilim. Şaşıracak bir geçmiş, şaşırtacak bir şimdim yok. Yok “şimdim” var. Şimdim var. Şimdimin şaşırtacağı bir geçmişi yok. Çaresizlik içinde öylece duruyorum. 

Çaresizlik kılavuz olamaz ki. Çaresizlik aşılmayacak denli yüce bir dağ değil ki, bir kenarı yol olsun ya da yol edilsin. Yol açılsın. 

Kendimi burada buldum. Bu karanlık bu ıssız yerde. Ne duvarlara yansıyan ne de ayaklarımı bastığım yere yansıyan gölgem yok. Kendi ayak seslerimin bile neye benzediğini bilmiyorum. 

Avazım çıktığı kadar bağırıyorum sesim yankı yapmıyor. Mağaranın duvarları mı emiyor sesimi, yoksa haykırdığımı mı sanıyorum ..bu da meçhul. Hatta belki yansıyordur da kıyaslayacak başka bir ses bilgisi olmadığından hafızamda, anlayamıyorum. Kıtmir denli bir geçmişim olsaydı.. uyandım. Kendimi burada buldum. Bir kerecik bir bakıştı fırlattığım içime..bütün bunlar o andan sonra başladı. 

İçimin karanlığında bir an yanıp sönen kendi gözlerim miydi? Yedi uyurları sadece sayısal bilişim ve onlardan yalnız Kıtmir’i hem sayı, hem ad ve hem de tür olarak bildiren o anlık aydınlatış mıydı? 



Cemal Çalık, 24.11.2017,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Öykü
Cemal Çalık Yazıları






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı