10 Mayıs 2024 Cuma

SA10740/SD3107: Dûrira | Post-Analitik Bakışlar 14: Türkiye’nin Küresel Öncelikleri-11; Resmî Kurumların Yeterlilikleri ve Güvenilirlikleri

        Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Toplumla doğrudan muhatap olan bakanlıklara ait bütün kurumların iyileştirilmesi, bütün süreçlerin sıkı bir şekilde denetlenmesini ve yeni ihtiyaçların tespit edilerek giderilmesini gerektirmektedir."

Yönetim sistemlerinin kurgulandığı ana omurga olarak devlet mekanizması, toplumların bütün temel ihtiyaçlarının etkin ve güvenilir bir şekilde giderilmesine hizmet etmek üzere anayasalar ve yasalar çerçevesinde kurulmuş çeşitli kurumlar içerir; devlet bu kurumlar aracılığıyla toplumlarla çift yönlü arz-talep etkileşim sistemi inşa eder. Bir insanın doğumundan ölümüne kadar geçen sürede duyduğu zorunlu ve kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan arz-talep etkileşimleri toplumların, ailelerin ve birer birey olarak insanların sisteme yönelik beklentilerinin ne kadar karşılandığını ve eleştirilerinin merkezinde nelerin yer aldığını belirleyen çıktılar üretirler.

Gerçekte, monarşi ya da demokrasi arasındaki büyük varoluşsal farklara rağmen arz-talep etkileşimlerinin doğası, hangi sistemin toplumlar yararına daha etkin sonuçlar elde etmesini sağladığına yönelik temel felsefi tespitleri, soruları, eleştirileri ve yeni yaklaşımların oluşmasına yönelik arayışları doğrudan ve dolaylı olarak etkiler. Temel amaç toplumların devletle ilişkilerinde memnuniyet düzeyinin iyileştirilmesidir. Sosyal bilgi alanlarındaki soruşturmalar, araştırmalar teorik olarak bu amaca odaklıdır. 

Günümüz monarşilerinin ve demokrasilerinin aynı anda var olmalarının temel sebebi de toplumların memnuniyet düzeyleri ile doğrudan ilgilidir. Toplumların memnuniyet düzeyi monarşi ya da demokrasi lehine veya aleyhine net bir yorum üretecek şekilde ölçülemediği için de her iki sistem yaşamaya devam etmektedir. 

Monarşilerdeki yönetim erkinin sürekliliği ve istikrarla birlikte hanedan üyelerinin geleneksel olarak birbirlerine aktardıkları yönetsel tecrübeler -edinilmiş bütün anayasal, yasal, kurumsal ve bürokratik tecrübelere rağmen- demokrasilerde yoktur. Ancak her iki sistemin toplumlarla kurdukları bütün bağlar -tamamen aynı olmasa da- benzer resmî kurumlarla sağlandığı için bu eksiklik kurumların işleyiş biçiminde ortaya çıkabilir. 

Demokrasilerin, monarşilerin aksine kalıplaşmış resmî kurum davranışlarını değiştirebilme olasılığı -toplumların büyük yararı adına- demokrasiye bir avantaj sağlasa da, toplum karşısında devleti temsil eden resmi kurumlar yeterlilikleri ve güvenilirlikleri açısından monarşilerdeki toplum memnuniyet düzeyini olumsuz etkileyen risklerle eşdeğer risklere sahiptir.

Örneğin, bir monarşi olarak İngiltere’de topluma sunulan sağlık sistemindeki yetersizliklerle, bir demokrasi olan ABD’de sağlık sistemindeki yetersizlikler birbirlerine benzer durumdadır; herkesin eşit bir şekilde yararlanamadığı sağlık sistemi gelir düzeyi yüksek olanlara daha ayrıcalıklı hizmet sunulmasını sağlayacak şekilde geliştirilmiştir.

Temmuz 2023'te (67 milyon nüfusa sahip) İngiltere'de rutin hastane tedavisi için bekleme listesi yaklaşık 7,7 milyona (yaklaşık %11 ile tüm zamanların en yüksek seviyesi) ulaştı ve neredeyse 390.000 kişi bir yıldan fazla süredir tedavi için bekliyordu. Hastane hizmetlerine erişime ilişkin iç karartıcı veriler, genel pratisyenlik, toplum hizmetleri, ruh sağlığı, sosyal bakım gibi sistem genelindeki baskıları yansıtıyor. Bu baskılar, insanlar ve aileleri için gereksiz acı ve ıstırapların yanı sıra personel üzerinde de ciddi baskılara neden oluyor. Halkın sağlık hizmetinden memnuniyeti tüm zamanların en düşük seviyesinde. NHS aşırı baskı altında ve pek çok kişi ihtiyaç duyduğu bakım hizmetlerinden mahrum kalıyor. (1) 

ABD Ulusal Sağlık Görüşme Araştırması'nın (NHIS) "Sağlık Sigortası Kapsamı: Ulusal Sağlık Görüşme Anketinden Üç Aylık Tahminlerin Erken Yayınlanması, Ocak 2022-Mart 2023" başlıklı raporu, çalışma çağındaki Amerikalıların (18-64 yaş arası) %11'inin (336 milyonluk nüfusta yaklaşık 37 milyon) 2023'ün ilk çeyreğinde sağlık sigortasının olmadığını gösteriyor. (2) 

2022'nin aynı döneminde bu oran %8,0 veya 26,4 milyon iken, 2023'ün ilk üç ayında her yaştan %7 veya 25,3 milyon Amerikalının sağlık sigortası yoktu. 2023 yılının ilk üç ayında 65 yaş altı kişilerin neredeyse üçte ikisi (%64,9) özel sağlık sigortası kapsamındayken, dörtte birinden fazlası (%27,7) kamu sağlık sigortası kapsamındaydı. 2023'ün ilk çeyreğinde, 18-64 yaşlarındaki 4 İspanyol yetişkinden 1'inin (%25,0) sağlık sigortası yoktu; bu oran Siyah, İspanyol olmayan yetişkinlerde %10,1, Beyaz, İspanyol olmayan yetişkinlerde %6,9 ve Asyalı, İspanyol olmayan yetişkinlerde %2,7. (3) 

Türkiye’nin 2002 genel seçimleri sonrası Erdoğan liderliğinde yaşadığı siyasal iktidara bağlı değişim sonrası sağlık sisteminde ABD ve İngiltere’ye kıyasla tam tersi bir süreç gözlenmiştir.

Sağlık Bakanlığı 2003 yılında, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve sağlık sonuçlarının iyileştirilmesi için hastane kapasitesinin artırılması arasında, başta yoksullar olmak üzere herkese evrensel sağlık güvencesi sağlamayı amaçlayan on yıllık bir sağlık reformu olan Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı (SDP) başlatmıştır. Nitekim, devlet sağlık sigortası kapsamındaki Türk nüfusunun oranı 2002 yılından bu yana yaklaşık %41,5 artmış ve 2021 yılına kadar %98,8'e ulaşmıştır. Türkiye'de Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında sağlık sigortası artık herkes için zorunludur ve belirli bir eşiğin altında geliri olanlar ücretsiz sağlık hizmeti almaktadır. (4)  

Türkiye, 2019'da başlayan ve 2022'ye kadar bütün dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgınıyla mücadelede yüksek standartlara sahip sağlık altyapısı ile başarılı bir sınav vermiştir. (5) 

Türkiye’nin 2002 sonrası, -eksiklerine rağmen- sağlık sisteminde olduğu gibi bütün bakanlıklara bağlı resmî kurumların yeterlilikleri ve güvenilirlikleri 2002 öncesine göre hızla artmıştır; bu durum Türkiye’nin içinden dışına doğru güçlenmesini sağlamış ve Türkiye’nin küresel yolculuğu bu iyileşme üzerine bina edilmiştir.

Ancak, yine 2002 sonrası, ABD liderliğindeki Batı’nın saldırıları ile desteklenmiş Türkiye’nin geçmişten gelen kronik terör, askerî darbe, yolsuzluk alışkanlığı, Masonik etki altındaki ekonomik, siyasî, bürokratik ve sosyolojik çürümüşlük, anayasal ve yasal yetersizlikler bütün resmî kurumların yeterliliklerinin ve güvenilirliklerinin yeterince hızlı bir şekilde artmasına engel olmuştur.

Türkiye’nin küresel yolculuğunda (Cumhurbaşkanlığına doğrudan bağlı kurumlar dışında) on yedi bakanlık altında toplanan resmî kurumlarının yeterlilikleri ve güvenilirlikleri arttırılmaya devam edilmelidir:

  • Adalet Bakanlığı: Yargıya güven düzeyi 2002 öncesine göre yükselse de düşük kalmaya devam etmektedir, yargılama süreçlerinde yargı üyelerinin yeterliliklerini ve güvenilirliklerini denetleyecek sağlıklı işleyen bir yapısal kurum bulunmamaktadır. Üst mahkemeler aracılığıyla teorik denetleme sürse de yargı görevlilerinin kişisel kanaatlerine bırakılan geniş alan güvensizlik üretmeye devam etmektedir.
  • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: Aile’nin korunması çerçevesinde yürütülen programlar erkek aleyhine tasarlanan esaslar ve uygulamalar yüzünden ek aile içi çatışmalar üretmektedir ve toplumsal huzuru olumsuz etkilemektedir. 
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Denetleme yetersizliği nedeniyle kayıt dışı çalışanların oranı azaltılamamıştır, çalışanlara yönelik yaygın bir şekilde yapılan asgari ücretlendirmenin önüne geçilememiştir.
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: Şehirler, belediyelerin yetersizliklerine terk edilmeye devam edilmektedir. 
  • Dışişleri Bakanlığı: Diplomasi çarklarında aktif bir şekilde çalışacak diplomat yetiştirilmesindeki eksiklikler giderilememiştir, geçmişe oranla olumlu gelişmeler olmasına karşılık küresel projeksiyonların yetersizliğinden dolayı alt kurumların oluşturulması ve aktif olarak çalışması sağlanamamıştır.
  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: Tarihî nitelikteki doğalgaz ve petrol keşifleri kronik enerji bağımlılığına yönelik olumlu katkılar sağlamıştır; ancak istikrarlı bir fiyat politikası üretilememiştir.
  • Gençlik ve Spor Bakanlığı: Gençlerin spora ilgi duymaları, ilgi duyanların da yeterli imkanlara ulaşması sağlanamamıştır, ayrılan bütçelere rağmen spor alanları yeterince artmamış ve spor yaygınlaşamamıştır. Okullarla işbirliği yetersizdir.
  • Hazine ve Maliye Bakanlığı: Üstün niteliklere sahip bürokrat eksikliği giderilememiştir.
  • İçişleri Bakanlığı: Mülki idare amirlerinin yeterlilikleri tatmin edici düzeyde değildir. Milletvekillerinin TBMM dışına taşan yetkisiz etkileri kurumların işleyişinde ciddî aksaklıklara neden olmaya devam etmektedir. Emniyet teşkilatı toplumsal güveni tamamen tesis edecek şekilde yeniden yapılandırılmamıştır.
  • Kültür ve Turizm Bakanlığı: Kültür merkezli faaliyetler gösteri düzeyinde kalmaya devam etmektedir. Türkiye Yüzyılı'na hizmet edecek eser üretme politikası yoktur.
  • Millî Eğitim Bakanlığı: Yapılan büyük alt yapı yatırımlarına rağmen temel politika ve Bakan/yetkili seçimlerindeki yetersizlikler nedeniyle topluma güven veren ve yeterlilik seviyesi yüksek eğitim süreçleri inşa edilememiştir, öğretmen yeterlilikleri arttırılamamıştır. Üniversitelerin akademik yeterlilikleri sorun olmaya devam etmektedir.
  • Millî Savunma Bakanlığı: Temel güvenlik, savunma alanlarında strateji geliştirme ve uygulama gibi küresel yeterliliğe sahip kurumlar oluşturulamamıştır.
  • Sağlık Bakanlığı: Başta doktorla olmak üzere sağlık çalışanlarının toplumla sağlıklı iletişim kurmalarını sağlayacak tedbirler alınamamıştır. Doktorların yeterliliklerini ve güvenilirliklerini denetleyecek herhangi bir mekanizma yoktur.
  • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın okullarla kurduğu bağ yetersizdir; sanayi ve teknoloji alanında sürdürülebilir istihdam politikası yoktur.
  • Tarım ve Orman Bakanlığı: Üretilen ve tüketilen gıdalar Avrupa Birliği standartlarının altında kalmaya devam etmektedir; denetim ve cezai müeyyideler yetersizdir, fiyatlar üzerindeki ithalat ve ihracat baskısı kontrol altında değildir, tüketici aşırı fiyat dalgalanmalarına karşı kendini güvende hissetmemektedir. Tarımsal üretimi planlama yeterince geliştirilememiştir.
  • Ticaret Bakanlığı: Denetim yetersizliği sürmektedir, ticari süreçler istikrarlı bir şekilde kontrol edilmemektedir.
  • Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı: 2002 sonrası yapılan büyük yatırımlara rağmen Avrupa Birliği’nin elli yıl önce ulaştığı seviyeye ulaşılamamıştır.

Toplumla doğrudan muhatap olan bakanlıklara ait bütün kurumların iyileştirilmesi, bütün süreçlerin sıkı bir şekilde denetlenmesini ve yeni ihtiyaçların tespit edilerek giderilmesini gerektirmektedir.


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 10.05.2024, Sonsuz Ark, Dûrira | Post-Analitik Bakışlar


Dûrira | Post-Analitik Bakışlar

Seçkin Deniz Yayınları



Dipnotlar:

(1) https://www.health.org.uk/publications/long-reads/nine-major-challenges-facing-health-and-care-in-england
(2) https://blogs.cdc.gov/nchs/2023/08/03/7434/#:~:text=7%25%20or%2025.3%20million%20Americans,the%20same%20period%20in%202022. 
(3) https://www.cdc.gov/nchs/data/nhis/earlyrelease/Quarterly_Estimates_2023_Q11.pdf 
(4) https://www.statista.com/topics/4782/health-care-in-turkey/#topicOverview 
(5) https://sgb.saglik.gov.tr/Eklenti/44984/0/2023performansprogramiv5pdf.pdf?_tag1=C91FBCC139F732CD9394130B060E2E611698AB94

Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

Seçkin Deniz Twitter Akışı