1 Şubat 2017 Çarşamba

SA3925/KY38-SevDur41: Anketlerde ‘Evet’ Oyları Önde; Bu Anayasa Geçer

"AK Parti ve MHP’nin anlaştığı anayasa değişiklik paketinin maddelerinin meclis oylamasında sona gelinirken, YSK’da da hazırlıklar başladı. CHP ve HDP milletvekilleri anayasa değişikliğine ‘hayır’ demekten öte, çeşitli yöntemlerle oylamaya engel olma derdinde. Her gece bir başka vekilin ilginç protestosuna sahne olan mecliste kavga ve gürültü eksik olmuyor. Halk ise paketin içeriğinden henüz haberdar değil. Ekranlara yansıyan kısmıyla bilinen tek şey, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi."


Takdim

Uzun zamandır halkın beklediği anayasa değişiklik paketi nihayet adım adım referandum yolunda. Başkanlık Sistemi, Yarı Başkanlık Sistemi derken, Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ve anayasa değişikliği paketi Nisan ayında oylanacak. AK Parti ve MHP’nin anlaştığı anayasa değişiklik paketinin maddelerinin meclis oylamasında sona gelinirken, YSK’da da hazırlıklar başladı.

CHP ve HDP milletvekilleri anayasa değişikliğine ‘hayır’ demekten öte, çeşitli yöntemlerle oylamaya engel olma derdinde. Her gece bir başka vekilin ilginç protestosuna sahne olan mecliste kavga ve gürültü eksik olmuyor. Halk ise paketin içeriğinden henüz haberdar değil. Ekranlara yansıyan kısmıyla bilinen tek şey, Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi. Muhalefetin ‘tek adamlık’ vurgusuyla devam ettirdiği tartışmalar, anayasanın içeriğinin tartışılmasına şimdilik engel teşkil ediyor. Bu durumun referandumda anayasa paketinin geçmesini engelleyip engellemeyeceğini saha araştırmaları yapan uzmanlara sorduk.

Uzmanlar, halkın paketin içeriğinden ziyade genel fayda ve zararıyla ilgilendiğini öne sürüyor. Üstelik parti tercihlerine göre şekillenen referandum oyları, sağ seçmenin çoğunlukta olmasından dolayı sorunsuz bir şekilde geçeceği görüşündeler. Şimdiye kadar yapılan kamuoyu yoklamalarında, kararsızların çokluğuna rağmen ‘evet’ oyunun yüksek çıktığını söyleyen uzmanlar, bu oranın çok fazla değişmeyeceği kanaatinde. OHAL sürecinde yapılacak olan referandumun iktidara herhangi bir artı sağlamayacağı gibi, muhalefete de farklı bir uygulama getirmesinin mümkün olmadığı konusunda hem fikirler.  

Seçmen paketin içeriğiyle ilgilenmez 

Referandum oylarının sağcılık ve solculuk üzerinden şekillendiğini söyleyen ANAR Araştırma Şirketi Genel Müdürü İbrahim Uslu, yüzde 65 oranında sağcı olan Türkiye’de referandumda Evet oyunun öne çıkacağını vurguluyor.

“Meclisteki görüşmeler başlamadan hemen önce, aralığın son haftasında yaptığımız anket çalışmasında ‘evet’ ve ‘hayır’ oyları birbirine çok yakın duruyordu. Ancak, paketin içeriği henüz bilinmediği için yüzde 22 civarında kararsız bir kitle vardı. Kağıt üzerinde baktığımızda sol partiler bu pakete karşıyken, ana sağ partiler bu paketi destekliyor. Türkiye’de sağ oylar yüzde 65 civarında, sol oylar da kabaca yüzde 35 civarındadır. Dolayısıyla sağ oylar ‘evet’e, sol oylar ‘hayır’a yöneldiğinde, ki süreç oraya doğru gidiyor, açık ara ‘evet’ önde çıkar. 


Değişen anayasa maddeleriyle ilgili muhalefetin öne çıkardığı şey, yürütmenin hem yasama üzerinde hem de yargı üzerinde daha dominant olacağına yönelik eleştiriler. Ama ben bunun seçmen tarafından çok önemseneceğini zannetmiyorum. Üst yargı mensuplarının nasıl atandığı gibi teknik detaylar seçmeni çok fazla ilgilendirmez. HSYK ile ilgili 2010 referandumundaki değişikliklerin detaylarıyla da seçmen ilgilenmedi. Muhalefet, paketin detayını anlatmaya çalışırken, iktidar bu pakete niye ihtiyaç duyuluyor ve sonuçta neyi getireceğini anlatmıştı. 


Birkaç sandık hilesi olsa bile sonuçları etkilemez


Referandumun OHAL sürecinde yapılmasıyla ilgili endişeler de tartışılıyor. Sanki Türkiye’de ilk kez OHAL koşullarında bir seçim yapılacakmış gibi konuşuluyor. Nedense çok yakın tarihimizi unutmak konusunda üstün yetenekleri olan bir toplumuz. 1990’lardan 2003 yılına kadar Güneydoğu’da yapılan bütün seçimler OHAL koşullarında yapıldı. Ama biz hiçbir zaman bunu tartışmadık. Bazı yerlerde miting veya herhangi bir toplantı yapmak güvenlik nedeniyle sıkıntılı olabilir. Ancak, ‘evet’ diyenlerin miting yapmasına güvenlik gerekçesiyle engel olunmazken, ‘hayır’ diyenlerin toplantılarına engel olunuyorsa o zaman haksız rekabet söz konusu olur. Buna itiraz etmek gerekir. 

Ben böyle bir haksızlık yaşanacağını düşünmüyorum. Seçim sistemi mekanizması şeffaftır, bütün partilerin katılımıyla göz önünde yapılır. Böyle bir sistem içerisinde, diyelim ki küçük bir ilde, bir sandıkta hile yapıp birkaç yüz oyla belediye başkanının seçilmesini sağlayabilirsiniz, ama muhtemelen elli milyon kişinin oy kullanacağı bir seçimde, bir iki sandıkta hile yapılmasının seçim ortalamalarının üzerinde hiçbir etkisi olmaz.” 


Sistem değil anayasa anlatılmalı 


Türkiye’de siyasi kanaatlerin kolay kolay değişmeyeceğini vurgulayan Denge Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Yıldız, seçmenlerin parti tercihleri doğrultusunda hareket ettiğini söylüyor.

“Yaklaşık iki ay önce referandumla ilgili yaptığımız çalışmada kararsızlar dağıtıldığında yüzde 55 ‘evet’ yüzde 45 ‘hayır’ çıkmıştı. Fakat Türkiye’de gündem sürekli olarak değişebiliyor. Meclisteki oylamadan sonra yapılacak olan araştırmaların daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim. Son on beş yılın özetine baktığımız zaman, seçmenlerin partisinin tercihi doğrultusunda hareket ettiğini görürüz. Bu rakam MHP ve AK Parti tabanının tercihlerini yansıtıyor. Kampanya sürecinde yoğun olarak gündeme gelip tartışılacak olsa bile, bu rakamın artı-eksi iki puan haricinde çok fazla değişeceğini zannetmiyorum.  

En başta bunun bir anayasa değişikliği değil, sistem değişikliği olarak algılandığını kabul etmek gerekir. Tartışma sistem değişikliğine kaydığı için her şey bu doğrultuda tartışılacaktır. Seçmen bunu oylayacaktır. Çünkü daha önce yaptığımız çalışmalarda, Türkiye seçmeninin yüzde 85 hatta yüzde 90’lara varan bir anayasa değişikliği talebi vardı. Bu konu şu an kamuoyunun gündemine bir anayasa değişikliği olarak tartışılmıyor. Özellikle Bahçeli’nin çıkışıyla beraber tartışılan konu anayasadan daha ziyade başkanlığa dönüştü. Tabii ki daha çok zaman var. Belki referandum tarihi yaklaştıkça, bu konu da değişebilir. Başkanlık sistemiyle beraber bir anayasa değişikliği gündemiyle kamuoyunun önüne gelinirse, bu rakam yukarıya doğru çıkar. Fakat kampanya salt başkanlık sistemi üzerinden giderse, yüzde 50 ile 55 arası bir rakam gözüküyor ‘evet’ oyu olarak.” 


MHP’nin meydanlardaki performansı önemli 

Kampanya sürecinde ‘evet’ oylarının artışını MHP’nin meydanlardaki performansına bağlayan MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, araştırma sonuçlarından yola çıkarak şu öngörülerde bulunuyor:

“Aralık’ın son haftasında yapmış olduğumuz çalışmada yeni anayasa paketine ‘evet’ diyenlerin oyu kararsızlar dağılmadan yüzde 56 civarındaydı. Hayır diyenler ise yüzde 30’u buluyordu. Henüz daha paketle ilgili bilgilendirme yapılmamış, içeriği anlaşılmamıştı. Kampanya sürecinde ‘evet’ oylarını artıracak en önemli faktör MHP’nin TBMM’de gösterdiği performansı meydanlarda da göstermesidir. Bunun yanı sıra 1 Kasım’dan bugüne doğu ve güneydoğuda HDP’de ciddi oy düşüşü gözlemliyoruz. Ancak bu oylar halen AK Partiye gelmiş değil. Bu seçmen grubuna da Başkanlık doğru dürüst anlatılırsa yüzde 60 bandında rahat bir referandum süreci olur.

Muhalefet ‘tek adamlık’ üzerinden kurgulayacak

Yeni anayasa değişikliğinde kafa karıştıran maddeler önemli ölçüde komisyonlarda ayıklandı (yedek vekillik gibi). Ancak seçilme yaşının 18 olma konusu iyi anlatılmalı. Bir de muhalefet yoğun bir şekilde ‘Tek adamlık’ üzerine kurgulu bir kampanya yapacak gibi görünüyor. ‘Evet’ cephesinin bu anlamda tarihi kodlarımız üzerinden, milletimizin fıtratına en uygun sistem olarak başkanlığı işlemesi gerekmektedir. Bu noktada TV’lere çıkan konuşmacıların agresif üslup yerine ikna edici bir dille, karşı cepheyi kutuplaştırmadan uzak bir dil kullanması ‘evet’leri artıracaktır.

Türkiye’nin 16 ilinde yıllarca OHAL vardı ve o bölgedeki seçimler tartışma konusu yapılmadı. OHAL sürecinde muhalefetin kendini yeterince ifade edemeyeceği düşünülmemeli. Devlet de gerekli güvenlik tedbirlerini azami oranda alarak muhalefete kendini ifade imkanı sunmalı. Ancak zaten mevsim genel itibarıyla kış olduğu için, meydan mitingleri çok fazla yapılamayacaktır. Bu noktada iktidar da muhalefet de ağırlıklı olarak yazılı, görsel ve sosyal medyayla kendilerini ifade edecekler. OHAL iktidara özel bir artı sağlamayacağı gibi muhalefete de farklı bir uygulama getirmeyecektir.”


Halk, ihtilal anayasalarından bıktı  


Bugüne kadar yapılan anayasalar ihtilaller sonrasında yapıldığı için, halkın anayasa değişikliği beklentisi olduğunu söyleyen GENAR Başkanı İhsan Aktaş da parti tercihlerinin önemine vurgu yapıyor.

“Daha önce yapmış olduğumuz araştırmalarda halkın yüzde yetmiş oranında bir yeni anayasa beklentisi vardır. Halkın bu düzeyde bir beklenti içerisinde olmasının temel sebebi, bugüne kadar anayasaların ihtilaller sonrası askerler tarafından yapılmış olması ve son anayasamızın 12 Eylül darbecileri tarafından yapılmış olmasıdır. Bütün siyasi partiler fırsat buldukça bu anayasayı eleştirmişlerdir. Bu yüzden Türk halkında bir anayasa değişikliği talebi belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır.


Temelde referandumlarda içerik önemli gibi görünse de ‘evet’i ve ‘hayır’ı hangi parti ya da partilerin desteklemesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum. AK Parti ile MHP ‘evet’ten yana tercih kullanacağı için bu iki partinin mensupları kahir ekseriyette partilerinin tercihleri doğrultusunda oy kullanacaklardır. CHP ve HDP seçmeni de ‘hayır’dan yana oy kullanacaklar, sınırlı bir seçmen kesimi partilerin hilafına oy verse de bu genel eğilimi değiştirmez. Seçmenler partileri ve onların liderlerinin tutumunu takip ederler. Halk teker teker maddelerle ilgilenmez, genel-fayda zarar analizine bakar. Tek tek bütün maddelerle ilgilenmek uzmanların görevidir. Halk kendi zararına, ülke zararına bir durum olup olmadığını merkeze alır ve siyasi partisinin arkasından giderek partileri üzerinden çıkarlarını korumaya çalışır.” 


Parlamenter sistem her taraftan patlıyor 


CHP ve HDP’nin birlikte olduğu bir ittifakın seçmen nezdinde karşılık bulmayacağını iddia eden Optimar Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir, içerik anlaşıldıkça ‘evet’ oyları artacaktır diyor.

“Yapmış olduğumuz anket çalışmasında kararsızlar dağıtıldıktan sonra evet diyenler yüzde 53, hayır diyenler ise yüzde 46 olarak çıktı. Çok yüksek bir evet oyu çıkmamasına rağmen, hayır oyunun da yüzde ellinin üzerine çıkma ihtimalini çok düşük görüyorum. Çünkü biz bu anketi yaptığımızda maddeler henüz bilinmiyordu. Hala da tam olarak bilindiğini söyleyemem ama zamanla maddeler ve Cumhurbaşkanlığı sistemi daha net anlaşılacak ve seçmen de ona göre kararını verecektir. 

Üzerinde çokça spekülasyon ve dezenformasyon yapılan konuların başında partili Cumhurbaşkanlığı meselesi var. Bu konuda zaten mevcut sistemde de önceki cumhurbaşkanlarından Turgut Özal, Süleyman Demirel bir partinin başında iken cumhurbaşkanlığı görevine seçildiler. Daha sonraki cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de herhangi bir partiden gelmemesine rağmen, önceki cumhurbaşkanlarından daha fazla partizanca hareket etmiş, DHKP-C gibi terör örgütlerinin mensuplarının bile affedilmesi yönünde kararlar almıştır. Halihazırda uygulamada olan bir durum yasal hale getiriliyor ve bundan da endişe etmek yerine memnun olmak gerekir. Mevcut parlamenter sistemin Türkiye’nin bugünkü şartlarına uygun olmadığı, parlamenter sistemi bir elbise olarak düşünecek olursak her tarafından patladığı açıktır. Artık, daha yönetilebilir ve rekabet edebilir bir Türkiye için Başkanlık/ Cumhurbaşkanlığı sistemi kaçınılmazdı ve bunun adımı atılıyor.”





Sevda Dursun, 01.02.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri

Sevda Dursun Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015


İlk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat

Seçkin Deniz Twitter Akışı