23 Mart 2015 Pazartesi

SA1231/AŞ61: Ankara'da Karanlık Geceler; Ak Parti'yi Kim Dizayn Edecek?

"Davutoğlu bu işi çözmeli... Erdoğan'la sıkı işbirliği yaparak... Biz duymasak da olur."


Akıp giden hayatın derinliklerinde neler oluyor? Bilmek mi daha iyi bilmemek mi? Bilimle iştigal edenlerin hayatın maddeye, maddenin özüne, zamana ve evrene dair kısmına yönelik derinliklerinde heyecanlı keşifler yaptığını düşünüyorum. Peki, hayatın maddeye dair olmayan kısmında, insana dair olan kısmında, derinliklerinde neler oluyor, bu işlerle iştigal edenlerin yaptığı keşifler heyecan verici mi? Karamsarlaştırıcı mı?

İnsana yaklaştıkça, büyüsü bozulan bir ruhla tanışıyorsunuz, toplumlarla beraber yaşadıkça da karmaşık ruhlarla temas ediyorsunuz. Peki ya hem insana hem de toplumlara yönelik dizayn etme-yönetme kaygısı olanların işlerine yaklaştıkça, o işlerin derinliklerine vakıf oldukça heyecan duyuyor musunuz? Ben duymuyorum, aksine bütün ilişkilerin nereye vardığını görünce karamsarlığım canlanıyor, heyecanlarım azalıyor.

Başkentler her ülkenin en karanlık en derin ilişkilerinin yaşandığı yerler. Bugünlerde Ankara da diğer başkentler gibi birleşik, kaotik ilişkiler ve stratejilerle yoğrulu. Dikkatimi Başkent'e yaklaştırdıkça tedirgin oluyorum. Ankara'da herkes bir algının ya da stratejinin peşinde. Fısıltılar yıldırım hızıyla yayılıyor; algılar şekilleniyor ve neredeyse her gün değişen hamlelerle modeller kurgulanıyor.

Anladığım kadarıyla Ankara bugünlerde yeni bir siyaset karanlığında farklı hesaplar peşinde olanların mekanı. Bu hesaplar çok sık değişiyor, çünkü yetmiş beş gün sonra genel seçimler var ve İktidar'ın değişme olasılığını düşünmeyenler İktidar Partisi'ni, yani Ak Parti'yi yeniden dizayn etme peşinde.

Peki Ak Parti'yi kim dizayn edecek? İşte bu sorunun ışığında bugün ortaya çıkan Arınç-Gökçek kavgasını irdeliyorum.  Başbakan yardımcısı Bülent Arınç üç dönem kuralı nedeniyle yeniden Ak Parti milletvekili olamayacak, Melih Gökçek ise olumsuz imajına rağmen 30 Mart'ta, 17-25 Aralık Darbe Girişimi'nin etkisiyle, oy kaybetme endişesiyle neredeyse kerhen tekrar aday gösterilerek Ankara Büyükşehir Belediye başkanı seçildi.

Bugün Gökçek, Arınç'a, onu Paralel Yapı'nın emrinde olan biri olarak lanse edip savaş ilan etti. Çözüm Süreci'nde atılan adımlar ve İzleme heyeti gibi hususlarda, bana göre belirli bir plana göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la polemiğe giren ve 'Hükümet'in süreçten sorumlu olduğunu iddia eden Arınç - ki, bugünkü Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, bundan sonra sürecin Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda ilerleyeceğini de ifade etti- Ak partililerin eleştirilerinin odağında iken Gökçek'in iddiaları ile hedefe kondu.

Gökçek, toplum Erdoğan-Arınç etkileşimi ile Çözüm Süreci'ndeki sıkıntılara odaklanmış iken, Arınç'ı damadı ve kızı üzerinden Paralel Yapı ile ilişkili olmakla suçladı. Tabi günün sonunda da toplum Arınç'ın Gökçek'e yönelik hakaretlerine şahit oldu. Arınç, Gökçek'in oğlunun milletvekili adayı olmasına karşı çıktığı için bu tür bir olayın gerçekleştiğini, Paralel Yapı-Gökçek ilişkilerine de değinerek ifade etti. Üstelik 8 Haziran'da da Gökçek'le ilgili konuşacağını not ederek.

Bütün bunların neden şimdi ortaya çıktığın düşündüm. Ankara kendisine yaklaşıldıkça kendisine özgü karanlığı ile baskın gelen ruhunu herkese giydiriyor. Herkes kendinde bir güç vehmediyor; her şeye güç yetireceğini zannediyor. Ve bu zan, milletin desteklediği ve %50 oy verdiği Ak Parti'nin yeniden dizayn edilmesini de içeriyor diye düşünüyorum. Erdoğansız bir Ak Parti, eski ABD Büyükelçisi Ricciardone üzerinden ABD'nin fikriydi; İngiltere'nin, İsrail'in, Fransa'nın, Almanya'nın ve hatta İran'ın.

12 Şubat, Gezi Terörü, 17-25 Aralık, 30 Mart, 14 Ağustos ittifakları Erdoğan'ı indirmek içindi; başarısız oldular. Halk Erdoğan'ı %52 oyla cumhurbaşkanı seçti. Erdoğan'ı indirmek isteyenlerin amacı Erdoğansız Ak Parti idi, Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra da bu plan değişmedi; sürekli yeni gelişmelerle güncellendi.

Merak ediyorum; Ak Parti'yi kim dizayn edecek? Partiyi kuran ve partiyi birlikte kurduğu birçok insanı 12 yıldır devletin zirvelerine taşıyan Erdoğan mı dizayn edecek, yoksa ABD ve ortakları mı? Ve bu dizayn işlerinin neresine düşüyordu bugünkü Arınç-Gökçek kavgası?

Arınç'ın Erdoğan'ı eleştirirken, Erdoğan'ı savunur görünen Gökçek'in saldırılarına maruz kalmasını nasıl izah edebilirsiniz? Gökçek'in tek sebebi Arınç'ın, oğlunun vekil olmasına karşı çıkışı mı? Sadece bu sebeple mi savaş ilan etti Gökçek? Arınç hangi sebeple Gökçek'in bu pervasız saldırılarına yine aynı pervasızlıkla karşılık verdi? Erdoğansız Ak Parti olasılığı mı onları bu hale getirdi? Peki Erdoğansız Ak parti mümkün mü? Dizayn çalışmalarını sürdürenlerin bu soruya verecekleri cevabı merak bile etmiyorum.

Arınç, üç dönem kuralına takılıyor olmayı nefsine yediremiyor olabilir, ama Gökçek'e yönelik salvo atışlarında Ak Parti'yi, kendisini ve Erdoğan'ı da töhmet altında bıraktığının farkında değil mi? Bir daha seçilmemek olasılığı ile bu kadar fevri davranması nasıl izah edilebilir?

Bana göre Arınç-Gökçek kavgası, milletvekili adaylarının belirlendiği bu dönemde temel dizayn kavgasının ucu sadece. Kimin neresinden Paralel Yapı ile sıkı sıkıya bağlı olduğu görünmüyor bu karanlık şehirde. Erdoğan'a yakın görünen Paralel Yapı'ya uzak sandırıyor kendisini, uzak görünen de Paralel Yapı'ya yakın. Herkes büyük oyunun bir parçası olup kazanan tarafta olmak istiyor.

Bugüne dek birçok müdahale ile karşılaştı Ak Parti. Erdoğan doğrudan kontrol ettiği dönemde bile Ak Parti'nin steril, homojen olmasını sağlayamadı. Bugünden sonra da sağlayacağını sanmıyorum, ama en azından bu seçimde her zamankinden daha dikkatli tercihlerde bulunacağına eminim. Zira mesele onu da aştı ve toplum Ankara'yı kendisine uymaya zorluyor.

Erdoğan ve Ak Parti 7 Haziran'a kadar daha çok sarsıntılar yaşayabilir. Çünkü karşısındaki CHP-MHP-BBP-SP-HDP-Paralel Yapı Ortaklığı'nın tek amacı Erdoğan'ı Başkan yapmamak, Ak Parti'nin oy oranını düşürmek. Ortaklıktan bunu saklayan kimse de yok zaten.

Bence sorun şu: Erdoğan, genel başkanını belirlediği Ak Parti'yi başkalarının dizayn etmesine izin verecek mi? Vermeyecekse bunu nasıl yapacak? Davutoğlu, Başbakan olarak, Arınç'ın ve Gökçek'in parti disiplinine aykırı bu kavgalarını nasıl değerlendirecek?

Eğer Davutoğlu, Arınç-Gökçek kavgasına müdahale etmezse büyük itibar kaybedecek. Ak Parti'nin dağılma süreci de başlayacak... Bu şu demek olacak aynı zamanda; Ak Parti'yi başkaları dizayn edecek fırsatı bulmuş olacaklar.

Ankara'dan uzakta olmanın en avantajlı tarafı fısıltılardan etkilenerek karanlığa kapılmamak. Belki de yanılıyorumdur, ama en azından buradan bakınca, ihaleler, makam ve mevkiler, değerli emeklilikler ve hükmetme duygusundan uzakta kalabiliyorum.

İnsanın derinlikleri ne kadar karanlıkmış, hele siyasetin...

Allah hayra hizmet etmeyenlere fırsat vermesin... Hepimizin işi çok zor.

Davutoğlu bu işi çözmeli... Erdoğan'la sıkı işbirliği yaparak... Biz duymasak da olur.


Arif Şahin, 23.03.2015, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 61



Seçkin Deniz Twitter Akışı