16 Temmuz 2015 Perşembe

SA1538/KY1-CÇ132: Hasırlı/ Roman- Bölüm 2-4

"Yazgım kadınlara eşlik içinmiş; bunu şimdi daha iyi kavradım. Bu yerde, bu kadınlar cehenneminde daha bir iyi anlaşılıyor her bir şey."

“Cinayet etmedi cânı gibi anın câm
Boguldı seyl-i belaya tagıldı erkânı”
Taşlıcalı Yahya

BÖLÜM İKİ
4
Bilemiyorum! İnanmak için gereken koşulları kimse söylemedi. Benim de aklıma sormak gelmedi.

Adam, “Yağmur yağıyor!” dedi irkilerek.

Öyle ki, irkildiği açıkça herkes tarafından görülür nitelikteydi. Ben bile gördüm bu dört duvar içinde irkildiğini yabancının. Hayır! Yalan! Düpedüz yalan.. tanıdık bir adam ya da yabancı bir adam "Yağmur yağıyor" demedi. Hem irkilmedi de. Hem deseydi bile ben göremezdim ne söylediğini ne irkildiğini. 

Yağmurun yağdığını söyleyen olmayınca, olmayan birinin irkilip-irkilmediği yalnız tuhaf kaçmaz. 

Bu bir budalalık mıdır? Yani böyle söylemek? Uyduruk bir varlık olmasaydı al karısına sorulabilirdi? Hani Necmi’ye sormak daha akıllıca.. ama yok.. yok işte.

Yine de adam vardı ve irkildi “Yağmur yağıyor!” sözünün ardından.

Yoo!
Yooo bu kadarı fazla!

Efendim!
Yoktu yok! Kadın, has odanın durumundan söz ederken irkilmişti adam.

İnat ettiğim yok bayım! İrkilme eylemi bir yerlerde gerçekleşmiştir, irkilmenin evrende olanaksız olduğunu savlıyorsan o başka! Ben de kanıt olarak sorarım.. tuhaflık neresinde bunun?

Tuhaf!
Niçin? Niçin olmasın?

Peki!
KADIN GÜL’ü koklayıp İRKİLMİŞTİ!

Bak işte bu doğal! Gerçekten çelişki yok bunda! Öyle değil mi Serma Hanım? Öyle değil mi? Belki leylağa özgü bir koku ummuştu da, EKŞİ ya da YASEMİN kokusuyla karşılaşmıştı ve irkilmeyi seçmişti!

Koku ile tat arasında bir bağlantı var mıdır? Kurulur mu? Bunu da bilemiyorum. Bunu derken altıma kaçırdığım gibi bir çıkarım yapmayın ha! Evet terim kokabilir. Terin de ekşi kokması doğal değil midir? 

Hayır bin kez hayır.. altıma kaçırdığım falan yok. Bu ter.. insan sırtından suratından işer mi? şalvarımın ıslaklığı terden.. elimde değil.. evet! Terliyorum. İnkâr edecek değilim. Hem işesem de niye inkâr edeyim ki? Sıkışmadım bile! Aklımın ucundan bile geçmedi.. su sesi de yok ki tetiklesin içerde bir şeyleri.. yine de böylesi bir terle ilk kez karşılaştım. Çok fazla.. fazladan bile fazla.. ama doğal. İki de bir ilmeğin boynuma geçişi görüntüsü beliriyor gözlerimin önünde. Bunu inkâr edecek değilim. Ve bundan utanmıyorum da. Niye utanacakmışım ki? Kimsenin malına el atmış değilim.. kimsenin bir şeyini aşırmış değilim ki? 

Koku ile tat arasında bir bağlantı var gibime geliyor. Olmasa da KADIN İRKİLMİŞ olmalı. Ne bileyim gülü kokladığında..

Leylak beklerken Şebnem kokusu
Şebnem yerine Lotos.
Lotos yerine Tütye.
Tütye yerine Karanfil.
Karanfil yerine ilaahir.. erik dalında üzüm yemekten söz edecektim. Biber sürdüler ağzıma. Ve işte neresinden tutulursa tutulsun.

Adam irkilmemişti.
Kadın irkilmemişti.
Ve fakat irkilme tepkisi salt tepki olmaktan çıkıp ete kemiğe bürünmüştü.

Ve işte tanıkları bu ETE-KEMİĞE bürünmenin mutlak “İRKİLME” olduğunu bilmedikleri ve hatta ummadıkları için eti-kemiği olanların İRKİL’diklerini sanmışlardı.

Beyaz insanlar gibi.
Sarı insanlar gibi.

Oysa ben İRKİLMİŞTİM. Ömer ağa tepemde belirmeden önce. İri elleriyle gırtlağıma sarılmadan önce. İrkilmiştim. 

Ama! Ama! Demiştim. Dinlenilmeyeceğimi bile bile. 

Beyazlar, sarılar, kızıllar.. bütün bunlar OLMAMIŞ OLABİLİR! Derisinin renginden utanmayı ben daha ufacıkken öğrenmiştim. Bunu öğrendiğimde siyahtan irkilmemiştim henüz. Henüz siyahtan irkilmeyi akıl etmemiştim. Aynaya baktığımda beyaz gördüm kendimi. Başkaları siyah görse de. Onların ki yanılsamaydı benimki değil. Onlar bir yanılsamayı keyfince yaşasalar da ben.. ben bu keyfi süremiyordum. Süremedim.

Aynalara karşı tükürmeyi seçtim. Tükürdüm ve irkildim. İrkildim ve tükürdüm.


<<Önceki Hasırlı    Sonraki Hasırlı>>


Cemal Çalık, 16.07.2015,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Hasırlı, Roman 






Seçkin Deniz Twitter Akışı