29 Mart 2021 Pazartesi

SA9136/SD2012: Sıkıntı (Roman); 2. Bölüm-Yer 18

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Allah’ın belirlediği esaslar değişmemişti, değişmeyecekti; bu esaslara uymayanların bir ayrıcalıkları yoktu. Müslümanlar, doğru yoldan sapmış Yahudileri ve Hristiyanları sevdikleri, onları dost edindikleri ve onların yürüdüğü yolda yürüdükleri için onlardan olmuşlardı ve onların uğradığı her türlü lanete ortaklık ediyorlardı."


‘Allah’ın ‘Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz’ dediği Müslümanlar, Yahudiler gibi açıkça Allah’a ortak koşmadıkları, verdikleri sözden dönmedikleri halde nasıl onlar gibi cezalandırılıyordu?’ sorusu zihnimi meşgul ediyordu. Âl-i İmrân Suresi 110-120. ayetler sorumun ve başka sorularımın cevaplarını veriyordu:

‘Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir. Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez. Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mü’min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi. Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır. Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler. Kötülükten menederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar salihlerdendir. Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir. İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar. İşte onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Onların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgârın durumu gibidir. Allah, onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlar. Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz; onlar ise, bütün kitaplara iman ettiğiniz hâlde, sizi sevmezler. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı kinlerinden dolayı parmaklarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizden ölün!” Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir. Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.’

‘İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz; onlar ise, bütün kitaplara iman ettiğiniz hâlde, sizi sevmezler’ ayeti, Mâide Suresi 51-54. ayetleri ile birlikte Müslümanların yaşadıkları sefaleti açıklıyordu: 

‘Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez. İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, “Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz” diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar. (O zaman) iman edenler derler ki: “Sizinle beraber olduklarına dair var güçleriyle Allah’a yemin edenler şunlar mı?” Bunların çabaları boşa çıkmıştır. Böylece ziyan edenler olmuşlardır. Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.’

Allah’ın belirlediği esaslar değişmemişti, değişmeyecekti; bu esaslara uymayanların bir ayrıcalıkları yoktu. Müslümanlar, doğru yoldan sapmış Yahudileri ve Hristiyanları sevdikleri, onları dost edindikleri ve onların yürüdüğü yolda yürüdükleri için onlardan olmuşlardı ve onların uğradığı her türlü lanete ortaklık ediyorlardı. Kur’an’dan uzaklaşmışlardı; Yahudilerin ve Hristiyanların yazdıkları kitapları okuyarak düşüncelerini ve uyacakları temel ilkeleri oluşturuyor, inanmış olmaktan uzaklaşıyorlardı. Bu kadar basitti bütün soruların cevapları.

‘Yer Yazarı’ Siyonizm karşıtı Yahudilerin kurduğu "Neturei Karta International-Jews United Against Zionism" isimli kuruluşun yöneticisi Haham Yisroel Dovid Weiss’in 2018 yılının Mayıs ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde düzenlenen konferansta söylediklerini not etmişti:

"14 Mayıs 1948, İsrail devletinin kurulduğu gün, yani Nakba, insanlık adına son derece hayırsız oldu ve büyük felaket getirdi. Bu meselenin, entelektüeller tarafından mutlaka okunması ve araştırılması gerekiyor. Siyonist ideoloji İsrail devletinin temel dayanağı ve İsrail devletinin kuruluşu ile ilgili çok ciddi sorular var. İsrail devleti, Filistin halkına çok büyük zulüm yapıyor. Gazze'de büyük ve korkunç bir abluka var ve ne yazık ki insanlık buna hissiz kalıyor. Bu çatışmanın çok büyük bir sorun olduğunu görmek ve anlamak zorundayız. Bunu birileri din savaşı gibi göstermeye çalışıyor. Bunun din ile hiçbir alakası yok. Mesele dinlerarası bir çatışma falan değil böyle bir şey yok. Konunun iyi anlatılması, İsrail meselesinin anlaşılması açısından büyük mesafe kat etmeye fayda sağlayacaktır. Yahudilik, Allah ile yapılan bir sözleşmeden oluşmaktadır. Yahudilik 3 bin yıl önce Sina'da yapılan bir sözleşmenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bizim dinimiz merhameti ön görmektedir, zulmün her türlüsüne karşı çıkıyor. Bu anlamıyla Allah'a teslimiyeti ifade etmektedir. Gerçek Yahudilik budur ve 3 bin yıldır yaşanan hakiki Yahudilik bunlardan ibarettir. Siyonizm 130-140 yıl önce icat edilen bir ideolojidir. Bu ideolojinin mensupları asla dindar Yahudiler değil, din dışı Yahudilerdir. Bunlar genellikle Yahudilerden nefret ederler. Allah'a kulluk etmekten ziyade ne yazık ki aşağılık bir ırkçılık ve milliyetçiliğe dönüşmüştür. Bu sahte bir Yahudiliktir. Ne yazık ki Yahudi simgelerini kendi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar. Tüm bunları da Allah adına yaptıklarını söylüyorlar. Yaptıkları şeyleri Allah'ın iradesiymiş gibi yansıtıyorlar. Bunun gerçekle hiçbir alakası yok. Yahudi devleti olduğunu iddia eden İsrail, ki ben bu devleti kabul etmiyorum, Allah'ın zayıf olduğunu varsayıyor. 'Allah, Yahudileri koruyamaz, o zaman biz devlet kurarak kendimizi koruyalım.' Bu ise gerçek Yahudilikte Allah'ı inkar eden, Allah'a karşı olan bir anlayış. İnsanı yaratan ve onu koruyan Allah'tır. Bazıları onu peygamber olarak görmüyor ama Kral Süleyman tapınağın yıkılacağını söylüyor. Bu bir peygamber ön görüsüdür. Ayrıca Allah da Tevrat'ta açık açık tapınak yıkıldıktan sonra insanların dünyanın her yerine dağılacağını söylüyor. Yahudilerden Filistin'e toplu olarak dönmeyeceklerine dair söz alıyor. Yaşadığımız topraklar neresi olursa olsun orada yaşayanlarla birlikte, barışık yaşamak zorundayız. Allah'ın iradesini yok sayarak sürgün cezasını kaldıramayız. 2 bin yıl boyunca Yahudiler hiçbir zaman devlet kurma girişiminde bulunmadılar. Çünkü Allah ile yaptıkları bir sözleşme vardı. Yahudiler, İspanya gibi bazı yerlerde güçlü hale gelmişlerdi. Buna rağmen devlet kurmaya kalkışmadılar. Allah'a sözleri vardı. Bu sadece Filistin ile ilgili bir şey değil, dünyanın hiçbir coğrafyasında devlet kurma hakkına sahip değil. Hiç kimsenin yaşamadığı bir toprak parçasına bile Yahudiler gidip devlet kuramaz. Çünkü onlara devlet kurmak yasaklandı. Siyonistler bütün bu tanrısal yasaları yok sayarak devlet kurdu. Daha da kötüsü devlet kurdukları yerlerde başka insanlar yaşıyordu. Orada yaşayan insanlara her türlü katliamı, baskıyı yaptılar. Irkçılık yaptılar. Baskı ve zulüm uygulamaya başladılar. Bu tam anlamıyla bir vefasızlık örneğidir. İslam dünyası her zaman Yahudilere kapılarını açmış, dinlerini yaşamalarını sağlamıştır. Engizisyona maruz kaldığımız ya da Haçlı Seferleri sırasında katliama uğradığımız zaman yine Yahudilere en çok sahip çıkan Müslümanlar olmuştur. Dolayısıyla Osmanlılara sığınmış ve yüz yıllarca yaşamışlardır. Biz sonuna kadar Filistin halkının yanındayız. Allah'tan diliyoruz; siyonist devleti bir an önce tarih sayfasından silinsin, yok olup gitsin. Biz istiyoruz ki Filistin halkı, kendi topraklarında, kendi devletini kurarak sonsuza kadar özgür yaşasın. Yahudiler olarak biz de diğer insanlarla barış içinde yaşamak istiyoruz. Bir de şunun mutlaka bilinmesini istiyoruz. İsrail'de gerçek Yahudilere karşı korkunç bir baskı ve zulüm var. Dünya basınının bunları gündeme taşıması ve 'İsrail'e dur.' demesi gerekiyor."

Haham Yisroel Dovid Weiss, Allah’ın bildirdiği Yahudilerden biri olabilirdi: ‘Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır. Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler. Kötülükten menederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar salihlerdendir. Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.’ 

Israrla vurgulamaya çalıştığım tam olarak buydu. Siyonistlerin Anti-Semitizm propagandasının ve Yahudilerin arkasına saklanarak yaymaya çalıştıkları şey, Yahudilerin de yaşayamaz hale geleceği Satanist bir dünya idi. Bekçi, temel analizlerin yapılacağı verimli bir alanda çalışıyordu. Gerçek bir ayrıştırma yapmadan kötülüğün kaynağını tespit etmek mümkün değildi çünkü. 

Her ne kadar bir roman devasa bir sistemi çözümleyebilecek bir imkan olmasa da doğru soruların sorulduğu ve doğru izlerin takip edilebildiği bir düşünce zemini hazırlayabilirdi.



<< Önceki                      Sonraki>>


[(28.03.2021, (2/36 (154))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 29.03.2021, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı