28 Temmuz 2015 Salı

SA1583/KY6-SK46: Parti Kapatmak ve Suriye...

"İddialar ve endişeler aktörlere göre değişiklik arz ediyor."


Türkiye-ABD arasındaki son işbirliği anlaşmasına göre IŞİD'e karşı birlikte savaşılacak. Türkiye üslerini açtı. Hava kuvvetleri bombardıman yapıyor. Nereler bombalanıyor ve koalisyonun taraflarının hedefi aynı mı?

İddialar ve endişeler aktörlere göre değişiklik arz ediyor. Türkiye’nin uzun dönemdir hedefi Esad yönetimiydi. YPG'ye Kobane döneminde geç olsa da stratejik bir destek verildi. Ancak PKK eylemlerinin ardından iş değişmiş olabilir mi?

YPG ve PKK, ABD’ye güvenirken TR ile yapılan son anlaşma ile pozisyonları ne oldu? Ortak kaygı IŞİD de olsa, ABD ile Türkiye bu işbirliğine yüzde yüz aynı hedef ile girmemiş olabilir.

***
IŞİD ile mücadelede ABD’nin ana partneri YPG durumunda.

Anne Barnard’ın Bağdat'tan ve Micheal R. Gordon’ın Washington’dan imzası ile çıkan New York Times haberinde, Türkiye’nin YPG’yi düşman olarak nitelediği  vurgulanıyor.

Yapılan anlaşmaya göre; Türkiye, uzun dönemdir süren Esad’ı devirme önceliğine rağmen aylarca tartışmalardan sonra Suriye askerine yardım edecek veya IŞİD ile mücadelede birlikte hareket edecek noktaya geldi gibi görünüyor.

Ancak bu görüntü. Zira ABD’li yetkililerin giderek askeri gücü azalan Esad’ın daha önce düşmesi halinde ne olacağı yönündeki kaygıları mevcut.

***
Obama yönetimi yetkilileri de Türkiye de; yaptıkları açıklamada, Türkiye sınırı boyunca IŞİD’den arındırılmış bir bölge hedeflendiğini aktarıyor.

New York Times bazı analistlerin, Suriye’de IŞİD ile etkin mücadele eden ve Türkiye’de yükselen bir parlamento muhalefeti de edinen Kürtlerin hedeflenebileceği endişesini de paylaşıyor.

Durumun Türkiye’nin yerlerinden çıkmış Suriyelilerin de kalabileceği uçuşa kapalı bir güvenli bölge hali alıp almayacağı ise bir diğer konu. Mültecilerin geri döneceği bir güvenli bölge IŞİD ile mücadele için süren hava bombardımanlarını etkileyecek.

***
Son anlaşma, ana hedefin IŞİD mi Esad mi olduğu konusunda ayrım yaşayan kuvvetler arasında bir yakınlık olarak niteleniyor. Önceliğin Esad olduğunu düşünen kampın endişesi Esad’ın ilk düşmesi halinde ülkenin IŞİD veya farklı radikal grupların eline geçmesi.

Başkan Obama’nın mevcut ekibinden bazıları yukarıdaki endişeye katılırken eski bazı isimler ilk Esad’ın gitmesi gerektiği görüşünde ısrarlı.

Türkiye üslerinin IŞİD mücadelesinde kullanılmasını önemli fırsat görenler de var. Bu kesimden isimler şimdiye kadar IŞİD militanlarının eğitilip Suriye’ye girdiği ülke olmakla suçlanan Türkiye’nin, bundan sonra IŞİD ile savaşacak grupların eğitimi ve donanımı için önemini vurguluyor. Suriye’de güvenli bir bölgeden çok bu misyona atıf var.

Pentagon'un eğitim programlarına katılan ve CIA tarafından eğitilen küçük grupların bilgisi kamuoyu ile paylaşılmış durumda.

John Kerry Pazartesi günü Michael Ratney’i Suriye’li muhalif unsurlar ile elçilik için görevlendirdiğini açıkladı.

***
Türkiye’nin yeni pozisyonunu, PKK kamplarını bombalamak için kullanmakta gecikmediğini aktaran haber, bu adımın ateşkese rağmen PKK’nın polis öldürmesinin ardından atıldığını da ekliyor. PKK’nın Batılı devletlerce terör örgütü listesinde olduğunu da hatırlatıyor.

PKK’nın Suriye oluşumu olarak tanımlanan YPG’nin 4 ay süren mücadele ile Kobane’yi IŞİD’den almasının önemi unutulmuş değil. Bunda elbette koalisyon güçlerinin hava desteğinin de payı vardı.

YPG, IŞİD’in elinden yeni alınan bölgelerdeki güçlerinin, Türkiye’nin bombardımanından nasibini aldığını açıkladı. Türkiye ise bu hedeflerin bilerek vurulmadığını...

IŞİD’in üstlendiği Suruç saldırısından sonra Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadele etmek isteyeceğine inanan Amerikalı yetkililer de var...

***
Bütün bunların toplamında 'Suruç saldırısını PKK’nın yaptırdığı tezi çürüyor gibi. Zira YPG, ABD ve Türkiye’nin böylesi işbirliğine varabilecek bir olaydan, Türkiye’nin kendilerine güç kullanma üstünlüğüne geçebilecek bir fırsat elde edebileceğini öngörmüştür.

Diğer yandan IŞİD’in sınırlarda eskisi kadar rahat hareket edemediği için saldırıyı gerçekleştirmiş olması olası. Türkiye işin içine girmek için böylesi bir eyleme zaafiyet göstermiş olabilir mi sorusu da bir diğer soruydu. Ancak güvenlik önlemlerine karşı çıkan grubun sorumluluğu da akıllarda.

***
Bu konjonktürde Türkiye’deki siyasi gelişmelere baktığımızda PKK’nın ve HDP’nin pozisyonunun zorlandığını görüyoruz. Türkiye ateşkesin bozulması yani asker ve polis ölümleri ile haklı pozisyona girmiş görünmekte. Ancak ne olursa olsun demokratik bir ülkede hala parti kapatmayı konuşmak üzüntü verici.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, basına açık grup toplantısında yaptığı konuşmada asker ve polis ölümlerini kınadı. IŞİD’in Suruç katliamı'nın ardından gelen PKK cinayetlerinin, provokasyonun bir parçası ve Türk-Kürt barışının yeniden engellenmesini isteyenlerin oyunu olduğuna dikkat çekti.  (Sonsuz Ark'ın Notu: IŞİD-DAEŞ henüz saldırıyı üstlenmiş ya da reddetmiş değil)

***
Manzara bu. Bu ülkede milletin oyunu, iradesini yok sayanlar uzun vadede kaybetmiştir. Bunu en iyi bilenler, Refah, Fazilet geleneğinden gelen ve Ak Parti iktidarı ile kaç dönemdir ülkeyi yönetenlerdir.

ABD ile bugün anlaşmış olmak, saha ve dış politika çıkarlarını belirlemek iktidarın işi. Bununla birlikte, ülkede HDP’ye oy verenler yok sayılamaz. Uzun dönemde ABD ile değil millet olarak birlikte yaşayacağız.

Silahlı güce güvenen Kürt kökenli yurttaşlar da zaman zaman uluslararası güçlere dayanarak benzer tutum takınırken iki kere düşünmeli elbette. Barış çağrısı ve Öcalan’ın pozisyonu bu olaylardan etkilenmemeli.


Serra Karaçam, 28.07.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya Müfettişi

Seçkin Deniz Twitter Akışı