3 Haziran 2024 Pazartesi

SA10784/SD3134: Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar 17: Âti'de Değil miyiz?

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Muasır medeniyetleri savaşta yendik, ama yine de tatmin olmamıştık; harflerinden, yasalarından, kıyafetlerinden, eğitim sistemlerinden, kitaplarından, sanatlarından derlemeler yaptık, kurduğumuz genç cumhuriyeti Batılı bütün standartlarla giydirdik, onlara yetişmek için."

Muasır medeniyetlerin seviyesine bakmak gerek nesnel bir şekilde. Ve Türkiye’nin bu yoldaki çabasına.

Dünyanın geri kalmış ya da geri bırakılmış ülkelerinin son iki yüz yıllık sıkıntılarının en büyüğü ‘Muasır Medeniyetler Seviyesi’ne çıkmaktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularının da en büyük sıkıntısı buydu. Kurtuluş savaşı veren dedelerimizin eve dönmediğini gören biz tekinsiz bir dünyada yaşadığımızı biliyorduk; çünkü koskoca bir imparatorluğun muasır medeniyetler olarak anlatılan Batılı ülkelerden geri kaldığı için yıkıldığına inandırılmıştık.

Neden geri kalmıştık? Geri kaldığımızın ölçüsü neydi? ABD’den ve Fransa’dan yayılan demokrasi ve özgürlükler bağlamı mıydı bizi geri bırakan? Ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı mı?

Millî kültürümüz mü?

Son dönem Osmanlı ve ilk dönem cumhuriyet yazarlarının diri bir şekilde ‘nefretle’ kustuğu gibi dinimiz olan İslam mı?

Sonradan anladık; Osmanlı subaylarının geri kalma komplekslerinin bir tür beyin yıkama faaliyetleri sonucu gerçekleştiğini öğrendik. Muasır medeniyetler seviyesi kadını Kağıthane’de özgürce tatmaktı ya da Galata meyhanelerinde kafa çekmek; tabi önemli olan meşrutiyetti bütün dertlerin ilacı olarak.

Meşrutiyet’i yeniden ilan etmek zorunda kalan Abdülhamid ittihatçılar tarafından tahttan indirildiğinde muasır medeniyetler seviyesine çıkmıştı zamanın her kılıktan ve her dinden aydınları. Zafer coşkusuyla korkunç bir istibdat uyguladılar bütün Osmanlı topraklarında; Cemal Paşa gibilerin emriyle insanları astılar, yargısız infazlar yaptılar.

Bu anlamda haklıydılar, muasır medeniyetler olarak Batılılar tam olarak öyle yapıyorlardı dünyanın sömürgeleştirilmiş bütün ülkelerinde; ittihatçılar da muasır medeniyetler seviyesine çıkmışlardı artık.

Ancak işler öyle görünmüyordu. Balkan savaşlarında yaşanan hezimet ve arkasından ittihatçıların en büyük dostu İtalya’nın modern savaş yetenekleriyle Libya’da topraklarımızı işgal etmesi yıldırım gibi çarpmıştı aydınları.

ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya’nın büyük savaş gemileri, makineli tüfekleri vardı ve hepsi birbirini tehdit ediyordu.

Beyin ölümü gerçekleşmiş olan ittihatçıların coşkusuyla bizi kendisine müttefik yapan Almanya’dan tedarik ettiğimiz silahlarla savaşıyorduk birinci savaşta Almanya için. Almanya muasır medeniyetlerin silahlarına sahipti ve bizimle paylaşıyordu gücünü diğerlerine inat. Balkanları, Libya’yı geri alacaklardı ittihatçılar.

Muasır medeniyetlerin daha kalabalık olan tarafı, Almanya’yı ve ittihatçıların gasp ederek yönettiği Osmanlı devletini yenince, Almanya yenildiği için yenilmiş sayıldık yalanlarıyla dolduruldu bütün yüzyıl.

Kısa bir süre sonra atalarımız doğdukları topraklarda muasır medeniyetlerin birer parçası olan İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Ruslar, Yunanlılar tarafından öldürülüyor, soykırıma uğratılıyor, sürülüyor ve tecavüze uğruyorlardı. 

Muasır medeniyetlerin seviyesini ölçmekte zorlandık; katliam, soykırım, sürgün ve tecavüzdü aslında muasır medeniyetlerin seviyesi.

Acı bir şekilde anladık ki generallerimizin kurtuluş savaşında çektiği en büyük sıkıntı silah ve cephane sıkıntısıydı. Muasır medeniyetlerin seviyesi silahla ölçülüyordu; ama biz muasır medeniyetleri imanımızla, vatan ve namus için canımızı feda etme bilinciyle ta o zaman yendik.

Muasır medeniyetleri savaşta yendik, ama yine de tatmin olmamıştık; harflerinden, yasalarından, kıyafetlerinden, eğitim sistemlerinden, kitaplarından, sanatlarından derlemeler yaptık, kurduğumuz genç cumhuriyeti Batılı bütün standartlarla giydirdik, onlara yetişmek için.

Ne yazık ki süregelen zamanda silahlarımız hep muasır medeniyetlerin gerisinde kaldı, biz de her zaman geri bir medeniyet olduk. Ancak bir sorun vardı; Muasır medeniyetler kadar çıplak, ahlaksız ve dinsiz olabiliyorduk, ancak bir türlü onlara yetişemiyorduk.

Dinsizlikte ve İslam düşmanlığında zirveye ulaşarak Batılı olacağımızı düşünürken, NATO’ya üye olduk, askerlerimizi bedel olarak Kore savaşına gönderdik, bize silahlarından verdiler yine. Avrupa Birliği’ne üye olmak için başvuruda bulunduk. 

Ne var ki Avrupa Birliği standartlarına ulaşamadığımız için bizi yarım asırdır kapıda bekletiyorlardı ve biz hiç bıkmadan muasır medeniyetler seviyesine ulaşamadığımız için utanç içerisinde hissediyorduk.

Bir gün alışılmadık bir şey oldu.

Temmuz 2020’de İngiltere'de yapılan Hava ve Uzay Gücü Konferansı'nda konuşan İngiltere Savunma Bakanı Robert Ben Lobban Wallace, Türkiye’nin insansız hava araçlarını (İHA) Libya ve Suriye’de etkili biçimde kullanmasının "oyun değiştirici" nitelikte olduğunu ve İngiltere'nin askeri savunma konularında başka ülkelerden ders alması gerektiğini söyledi. (1) 

“Türkiye’nin 2019 ortasından bu yana Bayraktar TB-2’leri (2) Libya’da nasıl kullandığına bakın. Bu İHA’lar istihbarat topladı, gözetleme yaptı ve cephe, tedarik hatlarını ve lojistik üslerini hedef alan operasyonlar yaptı." diye konuştu. "Büyük Britanya dünyada sürekli gelişen ve ilerleyen rekabet ortamına ayak uydurmalıdır." dedi. Türkiye'nin Suriye'de hafif silahlı İHA’lar, tanklar ve zırhlı araçlarla Esed rejimine ağır kayıplar verdiğini belirtti:

"3 bin asker, 151 tank, 8 helikopter, 3 İHA, 3 muharip savaş uçağı, kamyonlar, 8 hava savunma sistemi, bir karargâh ve sair ekipman ile tesisler... İddiaların yarısı bile doğruysa, bu oyun değiştirici niteliktedir." 

İttihatçıların karşısında aşağılık kompleksi yaşadığı muasır medeniyetlerin lider ülkesi İngiltere, şimdi Erdoğan liderliğindeki Türkiye’ye yetişmek için çabalıyordu.

Fakat ittihatçı zihniyetin açtığı derin aşağılık kompleksinin açtığı yaralarla Avrupa Birliği kapısında beklemeye devam eden bir Türkiye vardı hâlâ.

Avrupa Birliği standartlarına ulaşamadığımız için bizi yarım asırdır kapıda bekletiyorlardı ve biz hiç bıkmadan muasır medeniyetler seviyesine ulaşamadığımız için utanç içerisinde hissediyorduk.

Generallerimizin kurtuluş savaşında çektiği en büyük sıkıntı silah ve cephane sıkıntısıydı. Muasır medeniyetlerin seviyesi silahla ölçülüyordu; ama biz muasır medeniyetleri imanımızla, vatan ve namus için canımızı feda etme bilinciyle yenmiştik ve şimdi generallerimizin övünerek kullandığı ve zaferler elde ettiği silahlı insansız hava araçlarımız, silahlarımız ve cephanemizle de yenmiş durumdayız.

Muasır medeniyetlerin seviyesini tıpkı onlar gibi biz belirliyoruz silahlarımızla.

Dünyanın en büyük 25 silah ihracatçısı 2019-23 listesinde 11. sıradayız. (3)  

Bütünüyle çürüyen ve küresel alandan çekilen insanlık düşmanı ve satanist Avrupa Birliği'nin kapısında bizi bekleten hangi aşağılık kompleksidir?

Millî Kültürümüz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmadı mı daha?

Silah 'Millî Kültür' sayılmıyor mu?

Millî ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medenî âlem, az zamanda bir kere daha tanımadı mı?

Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, şimdiki inkişafı ile yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğmadı mı?

Şimdi âti değil mi?

Yanılıyor muyuz yoksa?

Yoksa ittihatçılar hâlâ ölmedi mi?

Kendi kaderimizi tayin etme hakkımız yok mu?



<<<Önceki                          Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 03.06.2024, Sonsuz Ark, Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar


Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar

Seçkin Deniz Yayınları


Dipnotlar:

(1) https://tr.euronews.com/2020/07/19/ingiltere-savunma-bakan-turkiye-nin-iha-lar-suriye-de-ve-libya-da-oyun-degistirici-nitelik
(2) https://en.wikipedia.org/wiki/Bayraktar_TB2
(3) https://www.sipri.org/sites/default/files/2024-03/fs_2403_at_2023.pdf

Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

   

Seçkin Deniz Twitter Akışı