6 Kasım 2021 Cumartesi

SA9431/TG357: Müslüman Geleneği Güney Afrika'nın Bir Köşesinde Köleliği ve Irkçılığı Geride Bıraktı-2

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Londra Royal United Services Enstitüsü'nde kıdemli yardımcı araştırmacı, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nda akademisyen ve Cambridge Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Dr. HA Hellyer'a aittir ve Güney Afrika'daki Cape Town Müslüman topluluğuna, Sufizm'e ve Şeyh Muhammed Salih Hendricks'e odaklanmaktadır. Mevlid-Sufizm temelli bir İslam'ın Afrika'da nasıl bir form oluşturduğuna tanık olacağınızı düşünüyoruz.
Seçkin Deniz, 06.11.2021


In a Corner of South Africa, Muslim Tradition Has Outlasted Slavery and Apartheid
"Üç kuşak boyunca, İslam alimlerinden oluşan bir aile, Cape Town topluluğuna ilham kaynağı oldu."

Irk adaletsizliği ez-Zâviye üyelerini derinden rahatsız etti. Hendricks'in torunu, ez-Zâviye topluluğunun alimi ve manevi rehberi olan merhum Seraj Hendricks, o zamanlar rejim toplulukları kendi tarafına çekmeye çalışırken, babasına ve iki amcasına ırkçılık altında nasıl beyaz kimlik teklif edildiğini anlattı. Hendricks ailesi alimleri, özellikle o ilk günlerde ırkçılığa karşı bir kampanya yürüten ve sonunda pasaportuna el konan ikinci nesil Şeyh İbrahim Hendricks'i seçmeyi reddetmişti.

Hendricks alimleri, eylemci çizgilerinde benzersiz değildi. Libya'nın faşist İtalyan işgaline karşı savaşan ünlü Libya direniş lideri Ömer el-Muhtar, Sufilerin Senusi tarikatında üstad idi; Çeçenya'daki Rus seferine karşı gerilla savaşçısı İmam Şamil, Nakşibendi tarikatında manevi bir rehberdi; bahsi geçen İmam el-Busiri, tarikatın kurucusu ve isim babası olan, Haçlı savaşlarından birinde Mısır'a gelen Kral Louis ile savaşmış Ebu el-Hasan el-Şazeli’nin kurduğu Şazeli tarikatında bir öğrenciydi. Hepsi için Mevlid müessesesi tartışmalı bir konu değildi. Aksi söz konusu olsa buna vurgu yapılmış olmalıydı.


Cape Town'daki Masa Dağı'nın gölgesindeki ez-Zâviye’nin çatısında bir kedi yürüyor / Şefik Morton

Hendricks nesilleri devam ettikçe, Güney Afrika siyaseti ve toplumundaki gelişmeler de devam etti. Babalarının yolunda ilerlemek için Mekke'ye giden Hendricks’in dört oğlundan - Ahmed, Mehdi, İbrahim ve Mücahid - üçü Cape Town'a döndü (Ahmed Mekke'de öldü). ez-Zâviye toplumu daha sonra Güney Afrika'da ırkçlığın resmi olarak yasallaştığını gördü ve Mekke'nin asırlık manevi mirasını Güney Afrika'ya uygulayan bir eğitim ayağı olarak rolüne öncelik verirken, kurum içinde gömülü bir direniş ruhu olduğu açıktı. ez-Zâviye - diğer birçok topluluğun aksine - partizan siyasete dahil olma dürtüsüne direndi. Bir kurum olarak ez-Zâviye’nin, birçok yönden apolitik, tarafsız bir alan olması gerekiyordu, böylece oraya gelebilecek herkes için hoş, güvenli bir sığınak olacaktı.

İkinci nesil Hendricks alimleri, ez-Zâviye’nin Cape'deki toplum üzerindeki etkisini derinleştirdi ve genişletti. Hendricks'i destekleyen ve himaye eden birkaç aileden oluşan çekirdek bir gruptan, Western Cape'de yüzlerce ve daha sonra binlerce kişiyi kapsayan bir topluluk oluştu. Kolay bir dönem değildi. Irkçılık, beyaz üstünlüğünün resmileştirilmesiydi ve beyaz nüfusun birçok üyesi İslam'ı benimseyip ez-Zâviye topluluğunun bir parçası olsa da -bunlar “kültürel mürtedlikleri” nedeniyle pek çok zorlukla karşılaşıyordu- Cape'deki Müslümanlar genel olarak siyahi insanlardı. Bu, İslam ve Müslümanlara karşı da dahil olmak üzere çeşitli bağnazlık türlerini bir araya getiren bir sistemdi. Ve bu zorluk, en azından ırkçılık sürdüğü müddetçe devam etti.

Ancak bu duruma karşı verilen mücadele de varlığını sürdürdü. Afrika Ulusal Kongresi (ANC), ırkçılığın resmi bir politika haline gelmesinden önce, 1912'de kurulsa da, devletin ırkçı politikalarına muhalefetin birincil aracı haline gelmişti. Bu mücadeleye, Müslüman Güney Afrika toplumunun derinden müdahil olan birçok üyesi vardı. Farklı gruplar ortaya çıkmıştı; ayrıca “İslam’ın Çağrısı”nı kuran Abdullah Harun gibi oldukça ikonik ve önemli şahsiyetler de bu mücadeleye katılmıştı.

Harun, Hendricks ailesi gibi, bir süre Mekke'de eğitim gördü. Maliki ailesinden bir âlim de dâhil olmak üzere, Hendricks ailesi ile aynı öğretmenlerin birçoğunun rehberliğinde, dine aynı manevi köklü ve normatif Sünni yaklaşımı özümsedi. Yalnızca Güney Afrika'da değil, onun ötesinde de ünlü olan Harun, diğer örgütlerin yanı sıra Renkli Halk Kongresi, Avrupalı Olmayanların Birlik Hareketi ve Âlimler Birliği ile ilişki içinde olan tam anlamıyla ırkçılık karşıtı bir eylemciydi. Aynı zamanda dinler arası ilişkiler ve kadınların güçlendirilmesi ile ilgilenen bir dini liderdi. Ayrıca, Uluslararası Savunma ve Yardım Fonu aracılığıyla siyasi tutuklulara milyonlarca Güney Afrika Randı değerindeki yardımın dağıtılmasından sorumlu olan enternasyonalist bir şahsiyetti.

Harun'un manevi olarak köklü geleneği, Peygamber'in doğum gününü kutlamayı da içeriyordu. 28 Mayıs 1969'da Mevlid kutlamalarına katılmaya hazırlanırken Güney Afrika devleti tarafından tutuklandı. Harun'un ailesi onu bir daha hiç görmedi. Harun cezaevinde kaldığı 123 gün boyunca cop, elektrik şoku ve omurgasına iğne batırılarak işkence gördü. Tutuklanmasından dört ay sonra, şüphesiz yaşadığı travma nedeniyle, kalp krizinden öldü. Cenazesi sırasında, 160 yıl sonra, Richter ölçeğine göre 6.3 büyüklüğündeki Cape Town'u vuran ilk deprem meydana geldi. Bu sismik olayın sembolizmi, cenaze törenine katılan 30.000 kişinin üzerinde etkini kaybetmedi.

Irkçılığa karşı siyasi muhalefet içindeki birçok Müslüman ANC ile bağlantılı Birleşik Demokratik Cephe'ye (UDF) katıldı. UDF ve ANC'de üst düzey görevlerde bulunan ve daha sonra Western Cape başbakanı ve Güney Afrika'nın ABD büyükelçisi olan İbrahim Resul gibi bunlardan bazıları, Güney Afrika siyasetindeki daha geniş yelpazede önemli figürler haline geldi. Irkçılığın sonunu ve yeni bir Güney Afrika siyasi gerçekliğinin doğuşunu görecek olan nesil gelişmeye başlamıştı. Hendricks'in ez-Zaviye’de âlim olan oğullarının sonuncusu Şeyh Mücahid Hendricks bunu gördü, ancak kısa bir süre sonra vefat etti. İki yeğeni, Şeyh Seraj ve Şeyh Ahmed, Mekke'de uzun yıllar bulunduktan sonra, ez-Zaviye âlimleri olarak görevi devraldılar.

Hendricks'in iki torunu, aile geleneğini sürdürmek üzere Mekke'deki kısa süreli öğrenimleri için yola çıktıklarında, Güney Afrika ve Cape'deki ırkçılık ülkenin itibarına büyük zarar veriyordu ve buna karşı yürütülen uluslararası kampanya, boykot ve yaptırımlarla sonuçlanıyordu. Ez-Zaviye ırkçılık dönemi boyunca oldukça yıpranmıştı. Cemaatin bazı üyeleri Birleşik Demokratik Cephe'ye dâhil olsa da, Ez-Zaviye tarafsız bir eğitim kurumu olarak konumunu korudu. Bu durum, 1980'lerde bir öğrenci olan genç Seraj Hendricks'i ırkçılık rejimine karşı aktivizm yapmaktan alıkoymadı ve bir süre hapse girmesine yol açtı. Yine de eğitimini tamamlamak için Mekke'ye dönme imkânına sahip olmuştu.

Bu tür bir direniş kendi geleneğinin bir parçasıydı. Seraj ve Ahmed Hendricks'in o sırada Mekke'deki başmuallimi olan Muhammed bin Alevi el-Maliki, Vahhabilerin şehrin kontrolünü ele geçirmesinden çok önce Mekke'yi ve daha geniş Müslüman dünyasını sarmış olan normatif Sünniliği destekleme taahhüdü nedeniyle, Suudi yetkililer tarafından hapsedildi. El-Maliki, kendisinden önceki babası ve büyükbabası gibi - her ikisi de önceki nesil Hendricks'lere rehberlik etmişti - Suudi dini otoritelerinin birkaç on yıldır uygulamakta oldukları baskıya rağmen, çağının en ünlü Müslüman âlimleri arasındaydı. 

Suudi destekli dini yorumların ilanı sadece Suudi Arabistan'da hissedilmedi. Vahhabiliğin yayılmasına yönelik çabalar küreselleşmişti ve Mevlid'in ilgi odağı olduğu Güney Afrika da dâhil olmak üzere Vahhabilerin odaklandıkları her yerde, gözlerinde belirgin bir hedef vardı. Güney Afrika'da, Mevlid kurumunun İslami düşünceyle uyumlu olduğunu savunmak, daha sonraları Hendricks'in üçüncü nesli de dâhil olmak üzere ez-Zaviye âlimlerine düşecekti. Bu tür normatif Sünniliğin sahiplenilmesi; İslam dünyasının kalbinde yer alan ve dünya çapında tanınan El Maliki'nin, Cape Town'da kendi çaplarında âlim olan yakın öğrencileri Hendricks'in torunlarını ziyaret etmesiyle bir miktar destek alacaktı. 

Hendricks'in bu üçüncü nesli, Seraj ve Ahmed, sonraki çeyrek yüzyılı toplumlarına hizmet ederek - öğretimde, topluluk liderliğinde ve Tipik olarak, dedelerinin kurduğu ve amcalarının devam ettirdiği mevlid geleneğinin devam ettirilmesinde geçireceklerdi. Gelenek canlı olduğu halde, onu ayakta tutanlar zaman içinde ölmüştü. Hendricks, oğulları Ahmed, Mehdi, İbrahim ve Mücahid ve bir yıl önce, torunu Seraj, ciddi bir hastalıkla mücadele ettikten sonra vefat etmişti. Ama Ahmed hala yaşıyor ve gelecek nesil şimdiden hazırlanıyor.

COVID-19 döneminde devam eden Mevlidler, Peygamber'in doğumunu anmaya devam eden ez-Zaviye topluluğunun üyeleri için çevrimiçi gerçekleşti; mümkün olduğunda ez-Zaviye merkezine dönmeye hazırlanıyorlar. Ez-Zaviye liderliği pandemi sürecinde takdir edilecek şekilde en iyi tutumu sergilemiş olabilir. Diğerleri pandeminin ciddiyetinden şüphe ederken, ez-Zaviye alimleri ve manevi rehberleri topluluklarını korumak için hızla harekete geçti ve halk sağlığı düzelene kadar, bireyleri bütünün normlarına uymaya ikna etmek için olağan toplumsal yollarla uyguladıkları cesur ve geniş kısıtlamalar getirdiler. 

Ve böylece, ilk Hendricks aliminin doğuşundan 150 yıl sonra, ez-Zaviye dine olan geleneksel, canlı ve manevi bağını muhafaza ederek ayakta durmaya devam ediyor. Alimleri, onu diğerlerinden ayıran ayrıntılı görgü kurallarını sürdürüyor ve Cape Town'a bakan güçlü “Masa Dağı”nın gölgesinde, yabancı devlet adamlarının ziyaret etmekte ısrar ettiği bir merkez olmaya devam ediyor. Pandemi sonrası dünyada, kapılar ardına kadar açıldığında -uzak olmayan bir gelecekte - şüphesiz bir başka Mevlid kutlaması mekânı kendine has bir şekilde yeniden canlandıracaktır.

HA Hellyer, 18 Ekim 2021, The New Lines Magazine

(Dr. HA Hellyer, FRSA, Cambridge Üniversitesi'nde öğretim üyesi, Londra'daki Royal United Services Enstitüsü'nde kıdemli yardımcı araştırmacı ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nda yerleşik olmayan bir akademisyendir. Araştırmaları Ortadoğu, Batı ve Güneydoğu Asya'da uluslararası ilişkiler, güvenlik ve inanç üzerine odaklanmaktadır.)

<<<Önceki


Tamer Güner, 06.11.2021, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.


Seçkin Deniz Twitter Akışı