11 Temmuz 2018 Çarşamba

SA6472/ÇY11-HK28: Pedallarını Kâbe İçin Çeviriyorlar



Hac farizasını yerine getirmek isteyen her Müslüman, çeşitli yollarla kutsal topraklara varabilmenin heyecanıyla yanıp tutuşur. Makedonyalı iki arkadaş tam da bu sebeple kutsal görevlerini yerine getirmek için bisikletleriyle yola çıktılar. Üç kıta, altı ülke geçerek kutsal mekânlara ulaşmayı planlayan bisikletli hacı adayları, geçen hafta yolculuklarının 3. durağı olan İstanbul’daydı. Gerçek Hayat olarak heyecanlarına ortak olduk.

Soru çok basit. Neden yaz günü onlarca ya da yüzlerce kilometre yolu bisikletle aşar insan? Bir derdi olacak illa değil mi? Mesela develerle çöller aşan kervanlara benzemek istemek, modern kervanların öncülüğünü yapmak… 




Amir ve Senad isimli iki hacı adayı, tam da bu amaçla yollara düşmüş. Çöller aşarak kutsal topraklara giden kervanları örnek aldıklarını, ama kendilerini yolda görenlerin Müslüman olduklarına ihtimal vermediklerini söylüyor Amir Aslani. Kendisi Tetova ya da diğer ismiyle Kalkandelen’de imamlık görevini yürütüyor. Senad ise avukat olmasının yanı sıra bisikletçi. 

Hacca bisikletle gitme kararı aldıktan sonra, Türkiye’deki Balkan Müslümanları ile Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’yle (BESADER) irtibata geçiyorlar. İstanbul’a geldiklerinde derneğe ulaşarak kendi milletlerinden insanlarla bir nebze de olsa hasret giderip, yolculuklarına kısa bir mola veriyorlar. Bir yandan da yaptıkları bu kutsal yolculuğu kayıt altına alan Makedonyalı genç hacı adayları, gelecek nesle güzel bir anı bırakmayı hedefliyor. Bir tek istekleri var, bir an önce kutsal topraklara vararak ümmet için dua etmek.

Kutsal mekanlara bisikletle yola çıkma fikri oldukça ilgi çekici. Böyle bir yolculuğa nasıl karar verdiniz ve kim kimi ikna etti?

Amir: Ben şahsen gençliğimden beri bisikletle hacca gitmeyi hayal ediyordum. Bisikletle tanıştığım günden bu yana bisikletle hacca gitmenin planlarını yapıyordum. Amatör olarak bisiklet kullanıyordum, ama yine de bugüne kadar bunu yapmak bana imkânsız gibi geliyordu. Biz bu kararı geçen sene aldık. Yürüyerek hacca giden bir gruptan ilham aldık. Kendimize “biz de güçlüyüz, biz de bu işi yapabiliriz” dedik. Sonra kendi aramızda konuşarak yapabileceğimize birbirimizi ikna ettik ve yola çıkma kararı aldık.

Senad: Amir’le çıktığımız bir gezintide bu fikir ortaya çıktı. Saraybosna’ya gidiyorduk, bana bisikletle hacca gitmek gibi bir planı olduğundan bahsetti. Hoşuma gitti, olur dedim ve hazırlıklara başladık.

Belki de en zor kısmı aileleri ikna etmektir. Ailelerinizi nasıl ikna ettiniz, zorluk çıkarmadılar mı?

Amir: Konuyu açtığımda kutsal bir görev için yola çıkacağımı öğrenen ailem, durumu saygıyla kabul edip anlayış gösterdi. Bisikletle hacca gitmek istediğimi biliyorlardı. Ben de bu arzumu onların müsaadesiyle gerçekleştirdim. En çok eşimi ikna ederken zorlandım. Ama hamdolsun o da ikna oldu ve yola çıktım.

Senad: Tabii ki ailem zorluklar çıkarttı, hatta yaklaşık bir buçuk senede ancak ikna etmeyi başardım.

40 GÜN SONRA ARABİSTAN’DA OLACAĞIZ

İstanbul’a kadar bisikletle geldiniz, yolun tamamını bisikletle mi gideceksiniz?

Amir: İlk önce niyetimiz Makedonya’dan Bulgaristan’a,  Bulgaristan’dan Türkiye’ye gitmekti. Fakat vize işlemlerinde sıkıntı yaşadık. Rotamızı değiştirmek zorunda kaldık. Sonra Tiran’a doğru yola koyulduk, oradan Suudi Arabistan büyükelçiliğine gittik. Vize başvurusunda bulunduğumuzda olumlu cevap alamadık. Ama biz yine de kararlı bir şekilde Suudi Arabistan sınırına gitmeyi düşünüyoruz. Yoldayken Allah yardımcımız olacaktır. Yolculuğumuzun bundan sonraki kısmı ise şu şekilde devam edecek: İstanbul’dan Bursa’ya, Bursa’dan Eskişehir’e oradan Konya’ya, Konya’dan Mersin’e sonra feribot ile İskenderiye’ye yani Mısır’a geçeceğiz. Mısır’a giriş yaptıktan sonra Kahire’ye geçeceğiz. Daha sonra ise Nil nehri boyunca gidip Safaga’ya varmayı hedefliyoruz. Oradan da feribotla Suudi Arabistan sınırına gideceğiz.

Kaç gündür yoldasınız ve ne kadar sürede varmayı planlıyorsunuz?

Amir: Şimdiye kadar yaklaşık 800 kilometre yol yaptık. Şu an ise gitmemiz gereken aşağı yukarı 2 bin kilometre daha yolumuz var. Bugün bizim on birinci günümüz. On günde İstanbul’a gelebildik ve kırk gün sonra Suudi Arabistan’a varmayı amaçlıyoruz.

Diyelim bisikletlerinizde herhangi bir sorun oldu, nasıl başa çıkıyorsunuz? Yanınızda tamir için gerekli aletler var mı?

Amir: Evet, bisikletleri tamir etmek için yanımızda aletler var. Genelde teker patlaması sorunuyla karşı karşıya geliyoruz. En yakın şehre varana kadar küçük arızaları tamir ediyoruz. Çeşitli tamir aletlerimiz de, bu konu hakkında bilgimiz de var.

YEMEK YEDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR

Güzel bir amaç için yola çıktınız, ne hissediyorsunuz? Karınca menkıbesinde olduğu gibi önemli olan Kâbe yolunda olmak mı sizin için?

Amir: Takdir edersiniz ki bu duyguyu ne kadar anlatmak istesek de tarif etmemiz pek mümkün değil. Hacca gitmenin nasıl bir duygu olduğunu anlatamayız. Yalnız mükemmel bir duygu olduğunu söyleyebilirim. Ama bu hissiyatımız, oraya varmadan tamamlanmış sayılmaz.

Senad: Amir’in de söylediği gibi bu mükemmel bir duygu. Kendimizi oraya varmaya şartladık.

Türkler misafirperverliğiyle bilinir… Nasıl karşılandınız?

Senad: Türkiye’ye giriş yaptığımızda sınırda bir aile dostu olan Fetih abi karşıladı bizi. Farklı yerlerden geçerek İstanbul’a kadar geldik. Türk milletinin gözünden kaçmadık. Şimdiye kadar bu milletin bize gösterdiği misafirperverlik anlatılamaz. Hepsine çok müteşekkirim.

Amir: Üç gün boyunca Bayrampaşa Belediyesi’nin misafiri olacağız. Bisikletle hacca gittiğimizi öğrenen herkes büyük hürmet gösteriyor. Ellerinden ne geliyorsa yapmaya, yemek yedirmeye çalışıyorlar. Bizimle ilgilenip, bize rehberlik ettikleri için belediyelere teşekkür ederiz. Bu çok güzel bir his. Kendimizi yabancı bir yerde gibi hissetmiyoruz.

MÜSLÜMAN OLDUĞUMUZA İHTİMAL VERMİYORLAR

Malum, bir yaz günü çıktınız yola, mevsim etkisiyle yaşadığınız en büyük zorluk neydi? Bunun yanı sıra sizi mutlu eden en ilginç anınız ne oldu?

Amir: Yoldayken en büyük sıkıntımız tabii ki havanın sıcak olması ve susuzluk. Bu ikisi insanı yoruyor. Yakınlarda mola verecek bir yer bulamayınca gerçekten sıkıntı yaşıyoruz. Arnavutluk’tayken yaşadığımız küçük bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Mola vermek için bir lokantada durmuştuk, orada eldivenlerimi unuttum. Lokanta sahibi eldivenleri unuttuğumuzu fark edince, eldivenleri bize ulaştırması için birini görevlendirmiş. Görevlendirdiği kişi de arabayla takip ederek bizi yolda buldu. Çok duygulandık.

İkinci olarak orada yaşayan insanlar bisikletle yola koyulmuş kişileri görmeye alışık değiller. Genelde Arnavutları ve Müslümanları bu durumda pek görmüyorlar. Eşyaları bisikletin üzerinde yola çıkmış insanların Müslüman olduğuna hiç ihtimal vermiyorlar. Alman, İngiliz gibi turist olarak görüyorlar. Yani beni en çok etkileyen buydu. Çünkü bugünkü Müslümanlar böyle aktivitelere katılmıyor. Genelde camilerde aktif olanlar dışarıdaki faaliyetlerden uzak kalıyorlar. Fakat Allah’ın izin verdiği bu tür faaliyetlere katılmalılar.

Bisikletle yola çıktınız, eskiden de kervanlar develerle çölleri aşardı. Sizi onlara benzetebilir miyiz?

Amir: Eskiden kervanlarla hacca gidenler yanlarında su ve yiyecek taşırmış. Ama bizim böyle bir lüksümüz yok, yanımıza fazla su ve yemek alamıyoruz. Eskiden bu kadar sık mola verecek yer yoktu, bizim avantajımız ise mola verecek yerlerin çok olması. Allah’a hamdolsun bizim işimiz daha kolay. Bizim de amacımız o kervanlara benzemektir.

Fikirlerinizi sıra dışı bulup, “yapamazsınız” diyenler oldu mu?

Amir: Yoldayken insanların çoğu bizi destekledi ve olumlu bir şekilde karşıladı. Bazıları ise heyecanlandı. Hatta zarar görebileceğimizden korktular. Belki istemeden olumsuz konuşmuş olabilirler, ama söylediğim gibi, neredeyse herkes destekledi.

ÜMMET İÇİN DUA EDECEĞİZ

Hacca ilk kez mi gidiyorsunuz? Masrafları nasıl karşılıyorsunuz?

Amir: Evet, bu bizim ilk Hac yolculuğumuz. İlk önce masrafları karşılamak için para biriktirdik ama istediğimiz miktara ulaşamadık. Yine de yola çıktık. Fakat hesaplarımıza göre böyle devam edersek cebimize para kalabilecek.

Kutsal mekanlara ulaştığınızda en çok ne için dua edeceksiniz?

Amir: Rabbimizin bize Peygamberimizin (sav) ümmeti olarak daha iyi bir ümmet olmayı nasip etmesi için, dünyadaki bütün Müslümanlara yardımcı olması için bol bol dua edeceğiz. Şimdi olduğu gibi Arap ülkelerinde insanlar ezilmesin, fakirlik ortadan kalksın diye dua edeceğiz. Ve tabii ki ailelerimiz için dua edeceğiz. Sizlerin de duasını bekliyoruz, bize çokça dua edin.

Daha önce zorlu doğa koşullarında bulundunuz mu hiç? Yani kampçılık-dağcılık yaptınız mı oradan bir tecrübeniz var mı böyle yolculuklar için?

Senad: Evet, önceden böyle tecrübemiz vardı. Amir’le beraber Saraybosna’ya gitmiştik. Amir, Tiran’a yani Arnavutluk’a gitmişti. Aynı zamanda ben profesyonel dağcıyım. Dağlarda 4-5 günlük tecrübelerimiz oldu. Şimdiki yolculuğumuz o deneyimlere benziyor fakat daha uzun. Bunun için tüm hazırlıklarımızı yaptık.

Amir: Senad’ın da Söylediği gibi beraber Saraybosna’ya gitmiştik ve ben Makedonya’dan Tiran’a gitmiştim. Tabii ki hac yolculuğumuz diğerlerinden farklı ve yeni bir tecrübe olacak. Eğer yeni bir tecrübe olmazsa o zaman ilginç bir yanı da olmaz.


Halime Kirazlı, 11.07.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Özel Dosyalar

Özel Dosyalar


Halime Kirazlı Yazıları





İlk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı