4 Mart 2018 Pazar

SA5738/KY13-AO165: Rize’yi Denizsiz Şehir Haline Getirmekle Övünsek mi?

"Başkaları deniz üzerine şehir kuruyor ve her yıl milyonlarca yabancı turist ağırlıyor, gelirlerinin büyük kısmını bu gelirlerden oluşturuyor, bizler ise bu gerçekleri hiç göremiyoruz."


Rize denince ilk akla gelen şey dik dağ ve yamaçlarla birleşen deniz şehri idi. Bir zamanlar yeşille mavinin kesintisiz birleştiği şehirdi Rize.

“Bir zamanlar” deyince öyle asırlar ötesinden bahsetmiyorum. Orta yaşlılarımızın bile hatırladığı bir zaman..

O dönemleri bilenlerin hafızalarında, hatıralarında deniz ayrı bir yer tutar. Grift kumsallar, isimlendirilmiş kayalar, kıyıya vuran hamsi ve balıkların bu kayalar üzerinden kovalarla, poşlarla, elle avlanması.. Kayadan kayaya yüzme yarışları… Hepsi birer anı şimdi..

Şehirde yaşayan bizler için sonraki nesillere şehrin güzelliği adına anlatılacak başka neyimiz var..

Evet bunlar şimdi birer hatıra oldu..

Tarihin asırlardır bağrında sakladığı o güzellikler ‘sahil yolu’ adına gözümüzün önünde, hem de bizlere alkışlatılarak yok edildi..

Önce işe dolgu ile başlandı. Şehrin doğu üzerine yerleştirildi.

Şehir merkezini büyütme adına denizin doldurulması zorunlu bir proje olarak görülebilir. Zira dağınık, engebeli araziye sahip deniz kıyısındaki bir yerleşim yerinde başka türlü şehir merkezi oluşturmak mümkün değildi..

Şehir merkezi inşa etmek için deniz dolgusu yapmak anlaşılabilir ama yol yapmak için tüm deniz sahillerini yok etmek nasıl izah edilebilir?

Sahil yolunun güzergahını denizle birleştirenler Karadeniz’e bir yol kazandırdılar ancak şehrimizin denizle olan irtibatını , tarihimizi, şehrimizin kimliğini yok ettiler.

Vaktiyle; bu yolun güzergahının deniz kıyılarını yok edeceğini belirtip projenin değiştirilmesi için onlarca yayın yaptık, ancak hiç kimseye derdimizi anlatamadık.. Kimse de bu konuda kılını kıpırdatmadı.

Aksine; Şehrin doğal özelliklerini koruması için çaba göstermesi gereken meslek örgütleri, sendikalar, sivil örgütler projeye destek için sokaklara döküldüler.

Sonuçta; Bölgemiz yola kavuştu ancak, kıyılarımız tümüyle tahrip oldu, sadece şehir merkezimiz değil, boylu boyuna şehir bir bina yığını haline getirildi.

Artık elimizde anılarımızla avunmaktan başka bir şey kalmadı..

Eğer bu yapılanlar bir başarıysa, buna sebep olanlar başarılarıyla övünüp dursunlar !

Ben, kıyılarımızı katledenlere dün olduğu gibi, bugün de kızgınım..

Deniz kıyılarımızı katledenler şehir halkının denizle irtibatının kesilmesini de hiç önemsemedi.

Dolgu sadece yol için değil, sahil boyunca yeni binalar yerleştirmek içinde fırsat oldu. Şehrin köşe bucağı dolgular üzerine betonlaştırıldı

Böylece denizle, mahalleler arasındaki mesafe iyice açıldı. Halkın denize ulaşması için uzun bir yolu katetmesi kaçınılmaz hale geldi.

Yeterli sayıda alt geçit ve köprü yapılmadığı için deniz tarafına geçmek zorlaştı.

Zorlukları aşarak deniz kıyısına vardığınızda ise orada koca taşlardan başka bir şey görme imkanınız yok.

Yazın sıcağında denize girmek istediğinizde koca taşlar önünüze barikatlar oluşturur. O taşların üzerinden ayaklarınızı denize sokma imkanınız dahi olmaz, derin suya kapılmaktan korkarsınız.

Bir deniz şehri olarak bilinen Rize’de bugün yüzme bilmeyen gençlerimizin sayısı hiç de az değil.

Denizi kaybederek “Yol” kazandık..

Hadi kıyıları yok etmekten çekinmediniz, bari gelecek için bir şeyler yapmayı düşünseydiniz.

Kıyılarda kumsal oluşturan dalga kıran mendirekler neden Trabzon sınırları bitince kesiliyor, bunun verilecek bir cevabı var mı?

Eğer vaktiyle sahillerde mendirekler yapılsaydı şimdi sahillerimizin bir çok yerinde denize girebilecek kumsallar oluşmuş olacaktı.

Demek ki Rize’li yetkililer bunu bizlere layık görmemişler !

Şimdilerde de Rize’yi turizm şehri yapma düşüncelerinin içinde “deniz” hiç yer almıyor.

Herkesin dilinde dağ, yayla turizmi..

İyi de denizimiz turizm için o derece gereksiz mi?

Bu günlerde şehrin yeniden oluşturulması konuşuluyor ama düşünülen yeni dizaynda denizimizin adı yok..

Başkaları deniz üzerine şehir kuruyor ve her yıl milyonlarca yabancı turist ağırlıyor, gelirlerinin büyük kısmını bu gelirlerden oluşturuyor, bizler ise bu gerçekleri hiç göremiyoruz.

Eğer geleceğimizi bu (kör) bakışla inşa edeceğimize inanıyorsak; şimdiden söyleyelim, Rize makus talihinden hiçbir zaman kurtulamayacak…



Adnan ONAY, 04.03.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı