30 Aralık 2017 Cumartesi

SA4708/KY38-SevDur111: Muhafazakâr Sanat Olur mu?

"İslam anlayışında stabilite yoktur. Bir günü bir gününe eşit olmak, yani aynı şeyleri yaparak devinmek yoktur. Bir insan dini inançları gereği yaşıyor diye, duygularını filtreleyemez. Ayıba kaçmaz, pervasız olmaz, cinselliği kullanmaz belki ama sanatçı pek ala olabilir."


Tolstoy, “Sanat Nedir?” adlı eserinde, dilin düşünceleri, sanatın da duyguları naklettiklerini, sanatın başlıca görevi ise, duyguları sindirilebilir (assimilable) ve hissolunabilir bir şekilde ifade etmekten ibaret olduğunu savunur.

Duygulara hitap eder yani sanat. Duyguları harekete geçirir. Güzel veya çirkin olarak tanımlarız sanat eserlerini. Görecelidir bu yüzden. Benim beğendiğimi bir başkası beğenmeyebilir. Herkeste çağrıştırdığı anlam başkadır. Herkesin duygusunu harekete geçiren sanat anlayışı da farklıdır. Ama esasta güzelliği arayıştır sanat.

Cemil Sena, Estetik, Sanat ve Güzelliğin Felsefesi adlı kitabında “Hiçbir şey kişiyi güzellik kadar kendisine çekmez; mistikler mutlak güzeldir diye Tanrıya âşıktırlar.” İfadesini kullanmış. Ve kâinat yüce yaratanın sanat eseridir. Her baktığımız noktada ayrı bir sanat eseri görürüz. Yeter ki görmek isteyelim.

Bugünlerde yapılan “Muhafazakâr sanat olur mu’ olmaz mı?” tartışmasına gelecek olursak, göndermelerin dışına çıktığımızda “Sanat muhafazakâr olmaz” sonucuna rahatlıkla ulaşabiliriz. Değişmeyen, farklıyı aramayan, kalıplarının dışına çıkamayan sanat mı olurmuş. Sanatçı herkes gibi düşünmez, farklıyı arar ve bulur.

Ahmet Hakan “Muhafazakâr sanat neden olmaz?” yazısıyla göndermelerin dışına çıkamamış. Muhafazakârlık deyince dindarların akla geldiği bir göndermeye inceden inceye sarılmış. Muhafazakâr ağırbaşlı, sanat ele avuca sığmaz demiş. Sanat ne ayıp dinler, ne itaat, olmadık yaramazlıklar yapar sözleriyle de klasik bizim kendini sanatçı sanan meşhurlarımızı anlatmaya çalışmış. Bu çerçeveden baktığınız zaman, sanatı ayıp ve günah bir şey olarak görmek de çok normal oluyor. Sanat adına cinselliği ön plana çıkartıp, pervasızlığı “ben sanatçıyım, her şeyi yaparım” moduna sokarsanız eğer, evet dindarlar böyle bir sanatın içinde olmazlar.

Ahmet Hakan’ın böyle bir yazı yazmasını neden beklemezdim? Çünkü kendisi de bu mahalleden geldiği için bu mahalledeki insanların da tıpkı imam hatipliler gibi normal birer insan olduğunu bildiğini zannetmemden sanırım. Dindar insanların da sağ ve sol beyinleri diğerleri gibi çalışıyor. Sağ beyinde yer alan duygular, estetik, farklı olanı bulma güdüsü dindar insanların bazılarında da fazla çalışabilir. Ama tabi küçük bir göndermeyle “muhafazakârlık “ terimi her alana çekilebilir olduğu için, ertesi günkü yazısında kolaylıkla “muhafazakâr” terimi içinde yer alabilecek bazı sanatçıların aslında muhafazakâr olmadıklarını açıklamış. Sezai Karakoç, İsmet Özel, Mustafa Kutlu, Mimar Sinan, Necip Fazıl, Fuzuli muhafazakâr değildir demiş.

Doğrudur, bu saydıkları ve daha niceleri muhafazakâr değildir. Muhafazakâr olmak bir dini inanış değildir zaten. Bir insan Müslüman olduğu için aynı zamanda muhafazakâr olmaz. Muhafazakârlık bizim toplumumuzda gelenek ve göreneklerde yaşar. Dindar olmayan birçok insanda muhafazakârlık kırıntılarına rastlamak bu yüzden hiç de yadsınacak bir şey değildir. 

İslam anlayışında stabilite yoktur. Bir günü bir gününe eşit olmak, yani aynı şeyleri yaparak devinmek yoktur. Bir insan dini inançları gereği yaşıyor diye, duygularını filtreleyemez. Ayıba kaçmaz, pervasız olmaz, cinselliği kullanmaz belki ama sanatçı pek ala olabilir.


Küçük Not Defterim

1- Muhafazakâr sanat olur mu olmaz mı, tartışmasının en kayda değer yazılardan birisi “Sanata muhafazakâr normlar koymak” yazısıyla Yalçın Çetinkaya’ya ait. İlgilenenler okuyabilir.

2- 2010 yılında Bağımsız Sanat Derneği’nin hazırladığı İstanbul Trienali’nin içinde birçok dindar sanatçı da vardı. Birçok farklı ve uç eserler ortaya koydukları halde cinselliği kullanmadan sanat yapabilmişlerdi. Hem de hiç muhafazakâr olmadan.

3- Medya Okulu derslerinde Posta Gazetesi’nden Betül Kabahasanoğlu’nun dediği gibi  “Çıplak kadın fotoğrafı her zaman satıyor.” Cinsellik ve müstehcenlik de öyle, ama sanat mıdır, asıl onu tartışın siz.

4- Çıksaydı şimdiye kadar muhafazakârlardan sanatçı çıkardı diyenler için son sözüm; Sümeyye’ye imkân verildiğinde başörtüsüyle birinci olabildiği gibi, sanatın tabuları yıkıldıkça muhafazakâr değil ama dindar sanatçılar daha fazla görme şansınız olacak.



Sevda Dursun, 30.12.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Bazı Şeyler
Sevda Dursun Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015




İlk Yayınlandığı Yer: sevdadursun com


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı