16 Ağustos 2013 Cuma

SA360/KY1-CÇ38: Darbeler Çâresizliğin Eseridir

“Çaresizlik çeşmesinden su içen darbeci, kurşun sıkar halkına. ”

 

Ne kötü şeydir çaresizlik. Ne açmazlara ne çıkmazlara geçittir çaresizlik. Ne hatalara, ne talihsizliklere, ne utançlara, ne alçaklıklara, ne açmazlara açılan bir geçittir çaresizlik.

Çaresizlik soluğunu keser her bir canlının. Hatta cansızın. Çaresizlik çıldırtır her bir canlıyı. Hatta cansızı. Çaresizlik kuduzu daha bir kudurtur, vahşiyi daha bir vahşi kılar, zalimi daha bir zalim yapar, ahmağı daha bir ahmak yapar.

Akıllı olanın aklını rafa kor çaresizlik. Bilinçliyi bilinçsiz kılar çaresizlik. Çaresizlik gözdeki ışığı çalar, çaresizlik dizdeki feri boğar, çaresizlik katline fermandır insanın, insanlığın. Gönüldeki erdemleri yer bitirir çaresizlik.

Çaresizlik neler yaptırmaz ki insana. Çaresizlik insanı ne hallere düşürmez ki. Hırsız yapar, fuhşa salar. İnsanın eline silah tutuşturur. Çaresizlik öyle berbattır ki kişiye çaresizliğine çare aramasını çok görüp aramasına fırsat bile tanımaz. Çaresizlik çare arayışının bile keser önünü.

Tekil kişinin çaresizliği kısmen çevresine zarar verirken toplumsal çaresizlik tüm topluma zarar verir. Tüm toplumu yokluğa sürükler. Tüm toplumu ifsat eder. Tüm toplumu tarumar eder. Ne kötü şeydir düşmek kucağına çaresizliğin. Ne kötü şeydir çaresizlik çeşmesinden içmek. Susuzluğunu gidermez çaresizlik çeşmesinden içen susuzun. İçtikçe yanar içi. İçtikçe artar susuzluğu. Tuz yalamış keçiden ayrımsızdır çaresizlik çeşmesinden içenin hali.

Toplumlar en çok yönetim bağlamında çaresizliğe düşmüşlerdir. Yönetim bağlamında çaresizliğin aşılmasında insanlık bir yol bulmuştur. Bir çözüm edinmiştir uzun savaşımlar sonunda. Bu çözüm için ne canlar yanmıştır, nice kanlar dökülmüştür. Ne katliamlar yaşamıştır toplumlar. Yine de vazgeçmemiş savaşımından ve bulmuştur bir yol insanlık.

Demiştir; kimsenin babasının malı olamaz yönetmek. Kimse kimseye bırakamaz yönetimi miras olarak. Demiştir; kimsede bir soydan soptan, düşünceden, inançtan kaynaklanan yönetim hakkı olamaz. Yönetimde üstünlük liyakattandır. Layık olanı belirlemek benim hakkım demiştir insanlık.

Bu yola, bu çözüme demokrasi de, halkın seçimle yöneticiyi belirlemesi de. Adı ne olursa olsun, adına ne denirse densin toplumdaki tüm bireylerin özgür iradeleriyle seçip yönetime getirdiği yönetim karşısında toplumun çaresizliğini aşan olmuştur bu çözüm. Azınlığın çoğunluğa, çoğunluğun azınlığa tahakkümünün önüne bu yöntem ile geçilmiştir. Bu yöntem de yöneten yönetilenlerin kendileri olarak var olmasının koşullarını sağlamaktan öte bir anlama sahip olmadığının ilanıdır. Bunu gerçekleştiremeyen sandıkla değiştirilir.

Sandık dışı değiştirme araçlarının tümü bir çaresizliğin eseridir. Sandık dışı değiştirmenin en başında toplumsal kurumlardan silahlı olanın azınlık adına davranması gelir. Darbe denir buna. Darbe halka sen seni yönetecek çapta değilsin demektir. Bütün ölçütleri bir azınlık adına belirleme girişimidir.

Oysa insanlık bu savaşımı vereli yüz yıllar oluyor. Ne soyun-sopun üstünlüğü vardır, ne de başka bir şeyin. Yaratılmış hiçbir canlının ilkeleri mutlak değildir, bunu bana dayatamazsın, demiştir insanlık, bu haykırışın sesinin kesilme ameliyesidir darbe ve darbecilik.

Çaresizlik çeşmesinden su içen darbeci kurşun sıkar halkına. Halkının iradesini çalan eşkıya kendi halkına düşünmeden, durup bir bakmadan kurşun yağdırır. Evini başına yıkar. Ocağını söndürür. Darağaçlarına çeker gencecik fidanları. Hastaymış, kadınmış, yaşlıymış, çocukmuş demeden koparıp alır can elmasını.

Çünkü; düşünme yetisini kör etmiştir çaresizlik çeşmesinden içtiği su. Çünkü merhamet duygusunu zehirlemiştir çaresizlik çeşmesinden içtiği su. Döktüğü kanla susuzluğunu gidereceğini umacak kadar ahmaktır.

Çaresizlik çeşmesinden su içen muhalif, rakibinin ölmesini diler. İktidara gelemeyişinin nedenini rakibinin varlığı bilir. Sanır ki iktidara giden yolda engel rakibidir. Oysa halktır seni iktidar yapmayan. Muhalefette isen halkı iktidar olmaya layık olduğunu ikna edememişsin demektir. Rakibinin halka söylediklerinin üstünde bir şey söyleyememişsin demektir.

Muhalifin düştüğü çaresizlik ne kötüdür. Ne can yakıcıdır. Düşünme yeteneğini kaybetmiştir o da. Tıpkı halkın iradesini çalan darbeci eşkıya gibi. Düşünme yetisi dumura uğramış muhalif silahlı kurumlardan yardım ister hem darbecilerin yanında durur hem demokrasi havariliği yapar. Hem darbecilerin koltuğunun altına girer hem demokrasi diye çığlık savurur.

Peki ya darbe yapacak silahlı güç bulamaz ise? O zaman ya halkını suçlar, ya halkını aşağılar, ya rakibinin ölmesi için varlığından kuşku duyduğu Tanrı’ya dua eder. Rakibinin ölümüyle iktidara geleceğini umacak kadar ahmaktır. Bu ahmaklığın ayrımında bile değildir. Neyin ne olduğunu ayıramayacak kadar kör etmiştir gözlerini çaresizlik. Çaresizliği aşacak yeteneği dumura uğramıştır. Böylece daha bir hırçınlaşmıştır. Daha bir kudurmuştur.


Cemal Çalık, 16.08.2013, Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark






Seçkin Deniz Twitter Akışı