16 Mayıs 2025 Cuma

SA11427/MT368: İsrail, Suriye'nin Güneyinde Toprak ve Su İçin Savaş Yürütüyor

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Syria Direct'te Şam merkezli olarak çalışan gazeteci Natacha Danon'a aittir ve İsrail'in işgal ettiği Suriye topraklarına ve İsrail'in işgal amacına odaklanmaktadır. Analizden bir alıntı İsrail'in nihai amacını açıklamaktadır: "London School of Economics'te eleştirel politik ekoloji alanında araştırma görevlisi olan Muna Dajani'ye göre İsrail'in Suriye'deki kilit su kaynaklarını ele geçirmesi, bölgedeki daha geniş politikasıyla uyumlu."
Seçkin Deniz, 16.05.2025, Sonsuz Ark

Israel Wages War for Land and Water in Syria’s South

"Esad rejiminin çöküşünü takip eden işgal, yerel halkın geçim kaynakları üzerinde yıkıcı bir etki üretti."

Geçen ayın başlarında 45 yaşındaki Abed, Suriye'nin güneybatısındaki Houran bölgesinin bereketli vadisinde kabak hasadı yaparken askeri araçlar tarlaların arasından geçerek tozu dumana kattı ve ekinlerini ezdi.


İsrail birliklerinin konuşlandığı güneybatı Suriye'deki Maariya vadisinin üzerindeki bir sırttan görünüm. (Emad Albasiri)

"Etrafımızı sardılar ve tabii ki İbranice konuştukları için onları anlayamadık. Bizi arabalara bindirdiler, gözlerimizi bağladılar ve İsrail sınırına getirdiler" diyor ve yıpranmış elleriyle, sırtında seyrek ağaçlar bulunan bir tepeyi işaret ediyor. Onun ve bu makalede yer alan diğer kişilerin isimleri güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir. İşgal altındaki Golan Tepeleri ile Ürdün arasında yer alan köy, şu anda kendisini tepede konuşlanmış İsrail güçlerinin dikkatli gözleri altında buluyor.

Abed ve diğer yedi çiftçi yedi saat boyunca İsrail askerleri tarafından sorgulandı. "Bize [köydeki] insanların silahlı olup olmadığını ve aramızda [IŞİD-DAEŞ grubu], Hizbullah veya İranlı savaşçılar olup olmadığını sordular. Onlara tarıma bağımlı bir topluluk olduğumuzu söyledik" diye ekliyor.

İsrail güçleri Maariya gibi komşu köylerde de baskınlar ve tutuklama kampanyaları düzenliyor. Kawaya belediye başkanına göre, bir örnekte bir çiftçi süresiz olarak gözaltına alındı ve nerede olduğu hala bilinmiyor.

Beşar Esad rejiminin geçtiğimiz Aralık ayında muhalif grupların eliyle hızla yıkılmasından bu yana İsrail, Suriye'nin güneyinde iktidarın sınırlarını yeniden şekillendirmek için hızla harekete geçti. Rejimin 8 Aralık'ta düşmesinden sonraki 24 saat içinde İsrail güçleri, 1974 tarihli ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Suriye ile İsrail'i ayıran 150 kilometrekarelik askerden arındırılmış tampon bölgeyi işgal etti. Ayrıca Suriye'nin güneyi ve ülkenin geri kalanındaki askeri bölgelere hava saldırıları düzenlediler.

O zamandan bu yana geçen aylarda İsrail güçleri Kuneytra ve Dera vilayetlerine girmeye, stratejik askeri noktaları ele geçirmeye ve ileri karakollar inşa etmeye devam etti. Dera'da Kawaya ve Maariya sakinleri, büyük bir barajı ele geçirerek topraklarına ve hayati su kaynaklarına erişimi kısıtlayan İsrail ordusuyla doğrudan temasa geçti.


Suriye'nin güneybatısındaki Dera vilayetinde yer alan Kawaya köyünün girişi. (Natacha Danon)

Ürdün'ün kuzeyi ve Suriye'nin güneyi boyunca uzanan Houran bölgesi buğdayıyla tanınıyor; kuzeydoğu Suriye'nin yerini alana kadar yüzyıllar boyunca Suriye'nin ekmek sepetiydi. Hâlâ bir tarım merkezi olan bölge, artık sakinlerinin hayatta kalma mücadelesi verdiği bir yer.

Mart ayının sonlarında İsrail birlikleri Kawaya vadisine ilerlemeye çalışınca binden fazla silahsız ya da hafif silahlı köy sakini birliklerin ilerleyişini püskürtmek zorunda kaldı.

“Erkekler paniğe kapıldı ve topraklarını savundu,” diyor güneşten kırışmış yüzünde derin bir yorgunluk ifadesi olan Kawaya'dan bir başka çiftçi 45 yaşındaki Ahmed.

İsrail güçlerinin insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırılarda Kawaya'nın yerel meclis başkanının kardeşi de dahil olmak üzere yedi kişi öldü, 12 kişi de yaralandı. Köyün eteklerindeki bir bölgeyi işgal ettiler, ardından savaş uçaklarından, köy sakinlerinin, çiftçiler, çobanlar ve arıcılar için bir can damarı olan vadi de dahil olmak üzere çevredeki araziye erişimini yasaklayan broşürler attılar.

"Biz İsrail'e saldırmadık, İsrail Kawaya'ya ve topraklarımıza saldırdı ve girdi. Direnenler bizim adamlarımız ve sadece bizim bölgemizden" diyor Ahmed. "Siviller silahla katılmış olsun ya da olmasın, topraklarımızı savunmamız normal. Biz İsrail'i işgalci olarak görüyoruz."

Nisan ayı başlarında komşu Nawa'da da benzer bir olay yaşanmış, silahsız ya da av tüfekleriyle hafif silahlı yaklaşık 2.000 kişi İsrail güçlerinin Nawa ve diğer altı köyün içme suyunun ana kaynağı olan su deposunun bulunduğu Jabiliya Barajı ve Tel al-Jomaa'yı ele geçirmesini engellemek için harekete geçmişti. İsrail, dokuz kişinin ölümüne neden olan insansız hava aracı saldırılarıyla misilleme yaptı ama sonunda geri çekildi. Aile üyelerine göre öldürülenlerin cesetleri teşhis edilemedi ve isimsiz mezarlara gömülmek zorunda kaldı.

Köy sakinleri, iklim değişikliği ve su kıtlığından zaten ağır bir şekilde etkilenen bir bölgede, içmek ve mahsullerine bakmak için yakındaki su kaynaklarına bağımlı. Bu nedenle, İsrail'in kilit su kaynaklarını kontrol etmesi, kontrolünü doğrudan işgal ettiği toprakların çok ötesine genişletmesine olanak tanıyor.


Nawa'da İsrail'in ilerleyişine karşı savunmada hayatını kaybedenlerin işaretlenmemiş mezarları. (Natacha Danon)

Suriye ve Lübnan sınırlarını çizen Cebel-i Şeyh'ten (Hermon Dağı) gelen su, akıntı yönündeki bir baraj ve rezervuar ağına akıyor. Quneitra'daki en büyük baraj olan Al-Mantara barajı güneybatı Suriye'deki diğer sekiz baraja su sağlamaktadır. Bu kilit baraj İsrail'in kontrolü altında olduğu için, tıpkı Kawaya, Maariya ve Dera vilayetindeki diğer üç köye su sağlayan Abdeen barajında olduğu gibi, su akışını sınırlama kapasitesine sahip.

Bir başka çiftçi 51 yaşındaki Abdulmanam Kawaya'da “ne içecek ne de vadideki ya da çevresindeki ekinlerimizi sulayacak su yok” diyor. İsrail'in su akışını sınırlaması ve bu yıl yağışların seyrek olması nedeniyle, birikimlerini değerlendirmiş ve arkadaşlarından borç alarak kendisine 11.000 dolara mal olan bir kuyu açtırmış. Bir su pompası ve onu çalıştıracak güneş paneli için 20.000 dolara daha ihtiyacı var. "Yerin 200 metre altını kazmak zorundayız ve bu çok maliyetli. İsrail saldırıya geçmeden önce sadece 35 metre kazmamız gerekiyordu," diyor ve çamurun içindeki ilkel bir metal boruyu gösteriyor.

Ahmed ayrıca ürünlerini sulamak için alternatif yollar bulmak zorunda kalmış. Artık vadiden su çıkarmak için su pompalarına güvenmek zorunda ve bu da önemli bir ek maliyet getiriyor. Pompaları günde yaklaşık yedi ila sekiz saat çalıştırmak için saatte 6 ila 7 dolar yakıt parası ödüyor.

London School of Economics'te eleştirel politik ekoloji alanında araştırma görevlisi olan Muna Dajani'ye göre İsrail'in Suriye'deki kilit su kaynaklarını ele geçirmesi, bölgedeki daha geniş politikasıyla uyumlu.

“İsrail bölgedeki su kaynakları üzerindeki hegemonyasını birçok cephede pekiştiriyor” diyor. “Bu, su kaynaklarını güvence altına almak için toprakların yasadışı yollarla ele geçirilmesi yoluyla askeri işgali de içeriyor. 1960'lardan bu yana Batı Şeria ve işgal altındaki Golan, yerleşimlerin genişletilmesi ve İsrail devletine su, toprak ve ekonomik faydalar sağlanması için su çıkarma alanları olan açık coğrafyalardır.”

İsrail'in aynı zamanda “uzaktan kontrol” kullanarak sınır aşan su kaynaklarını doğrudan işgal etmeden etkilediğini belirtiyor. “Güney Lübnan'dan işgal altındaki Golan Tepeleri ve İsrail'e akan Hasbani Nehri örneğinde olduğu gibi, nehir gelişimini engellemek için yumuşak gücünü de kullanıyor.”

Dajani, İsrail'in Hizbullah ile devam eden savaşı sırasında su altyapısını sistematik olarak hedef alarak Lübnan'daki Litani Nehri üzerindeki kontrolünü de genişlettiğini sözlerine ekledi. 17 Nisan'da İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, askeri güçlerinin Gazze, Lübnan ve Suriye'de yeni elde edilen tampon bölgelerde süresiz olarak kalacağını açıkladı. İsrail'in Suriye'deki su kaynakları üzerindeki kontrolünün kalıcı olup olmayacağı konusunda ise “Askeri gücü var ve ABD'den yeşil ışık alıyor” diyor.


Abdulmanam, solda, kardeşi Ayman ile birlikte yakın zamanda kazdıkları kuyunun yanında duruyor. (Natacha Danon)

İsrail güçleri 10 gün boyunca Kawaya'daki çiftçilerin vadideki tarım arazilerine erişimini yasakladı. Kabak sezonunun en yoğun olduğu dönemde, tüm mahsuller soldu ve telef oldu. Ahmed kayıplarının çok büyük olduğunu tahmin ediyor - yaklaşık 15.000 ila 20.000 dolar - mütevazı imkanlara sahip bir çiftçi için yıkıcı bir miktar.

O zamandan beri vadiye giriş yasak, ancak bölge sakinleri yine de ürünlerini hasat etmeye ve ekmeye çalışıyor. Erkekler tutuklanmaktan korktukları için uzak duruyor ve bunun yerine kadın ve çocuklarını vadiye gönderiyor. "Yeni sezonu ekmeye çalışacağız ama bu hayatımız için bir tehlike. Terör ve korku içinde yaşıyoruz," diyor Abed.

Komşu Maariya'da yaşayanların tarım ya da otlatma için vadiye erişimleri tamamen kısıtlanmış durumda. Sonuç olarak, koyunlarını ve ineklerini beslemek için her hafta 100 dolar harcayan 52 yaşındaki Taher gibi çobanlar yem satın almak zorunda kalıyor. Kendisinin beş, kardeşinin ise 40 ineği var. Taher, artan masraflar nedeniyle sürüsünün bir kısmını satmak zorunda kalmış.

Taher ayrıca vadideki 2.000 arı kovanından 25'ine de bakıyor. “[İsrail güçleri] arı kovanlarımızı çıkarmamıza izin verdi ama şimdi vadiye inmemize izin vermiyorlar.” Kovanların Mayıs ayına kadar sıcaklığın daha yüksek olduğu vadide kalması gerekiyor. Bal üretimi için kritik olan mevsimsel döngünün bozulmasıyla birlikte, “tüm sezonu kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” diyor iç çekerek.

Daha önce Suriye ordusu tarafından kontrol edilen ve 9 Aralık'ta İsrail güçleri tarafından ele geçirilen askeri bir nokta olan el-Cezire'den üçte iki mil uzakta yaşıyor. Sonuç olarak evine baskın düzenlenmiş. "Terör var çünkü evlerimize girip çocukları korkutuyorlardı. Gece yarısı evime girdiler," diye hatırlıyor Taher.

Her zaman var olan tehlikeye ve psikolojik baskıya rağmen o ve ailesi kalmaya kararlı. “Biz topraklarımıza bağlıyız, bize yönelik ihlallere rağmen topraklarımızı terk etmeyeceğiz” diyor.

"Biz bu bölgenin evlatlarıyız, dedelerimizden miras kalan topraklarımızda yetişiyoruz. En önemli şey toprağımız ve onurumuzdur," diye yineliyor Ahmed.

Emad Albasiri haberciliğe katkıda bulundu.

Natacha Danon, 5 Mayıs 2025, The New Lines Magazine

(Natacha Danon, Syria Direct'te Şam merkezli bir gazetecidir.)


Mustafa Tamer, 16.05.2025, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri-Analiz, Onlar Ne Diyor?

Mustafa Tamer Yayınları

Onlar Ne Diyor?




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı