11 Eylül 2020 Cuma

SA8844/SD1805: 'İşyerinde Algoritmik Adalet' Yasası için...

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, İspanya Unión General de Trabajadores dijitalleşme şefi José Varela'ya aittir ve dijital algoritmalarla denetlenen ve hatta işten çıkarılan işçilerin haklarına odaklanmaktadır. Analistin, "Algoritmalar çalışanlarını kontrol ediyor ve abartılı, kaprisli ve belirsiz kriterlerle izliyor, onların performanslarını değerlendiriyor, ücretlerini belirliyor ve hatta işten çıkarmalar yapıyor. Bu bilgisayar programlarına yapılan, hatasızlık, tarafsızlık ve yüzeysel hassasiyet gibi birçok atıf bilimin reddettiği özelliklerdir." şeklindeki durum tespiti ve insanî yaklaşımın önemini ihtiva eden, "Algoritmalar empatik değildir: insanlık veya dürüstlük kavramlarını anlamıyorlar. Bir değer ölçekleri yok ve kültürel veya sosyal farklılıkları ayırt etmiyorlar. Affetmezler ve unutmazlar ve kendi yanılgılarının farkında değildirler. Onların sağduyuları yoktur. Bazı algısal becerilerde bile, bir bebeğin kapasitesini yansıtırlar. Ve kendilerini anlayış ya da adalet, denge ya da çeşitlilik, etik ya da ahlak kavramları ile düzeltmezler. Bugün ve uzun vadede, adil ve eşitlikçi kararlar almak için insani anlayış esastır." cümleleri dikkat çekicidir. Analizin dijital 21. yüzyılın neler getirdiğine dair iyi bir örnek oluşturması ve neredeyse (1945'ten) 75 yıl sonra insan aleyhine -şirketler lehine değişimi sorgulaması Avrupa ve insanlık adına önemli bir işarettir.
Seçkin Deniz, 11.09.2020

For a law of ‘algorithmic justice at work’
"Çalışanlar, sorumluluğun görünüşte anonim algoritmalara bırakıldığı olumsuz kararlardan korunmalıdır."

Giderek daha fazla şirket işveren olarak sorumluluklarının çoğunu algoritmalara devrediyor, insan faktörünü işgücü yönetiminden ayırıyor ve bilgisayar programlarının yönetimine veriyor. Personelin işe alımı, çalışma süresinin organizasyonu, profesyonel tanıtım ve ikramiye tahsisi - hatta bir disiplin rejimi uygulaması bile - algoritmaların kullanımına sunulmaktadır. Bu eğilim işçilerin hakları ve özgürlükleri için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Dijital platformlar zaten bu tehdidi ortaya koyuyor: algoritmalar çalışanlarını kontrol ediyor ve abartılı, kaprisli ve belirsiz kriterlerle izliyor, onların performanslarını değerlendiriyor, ücretlerini belirliyor ve hatta işten çıkarmalar yapıyor. Bu bilgisayar programlarına yapılan, hatasızlık, tarafsızlık ve yüzeysel hassasiyet gibi birçok atıf bilimin reddettiği özelliklerdir.

Yanılmaz değil

Algoritmalar yanılmaz değildir. Kararları herhangi bir insanın kararları kadar önyargılı olabilir; bu nedenle kararlarının üstün veya daha objektif olduğu düşünülemez. Bu, çalışma ortamlarına uygulandığında algoritmaları 'çok güvenilmez' olarak değerlendiren Princeton Üniversitesi'nin çalışmaları ile doğrulanmaktadır. Avrupa Konseyi'nin bir kararı, “insan haklarının birden fazla şekilde kullanılmasıyla ek müdahalelerin tetiklenmesi” konusunda uyarıda bulunuyor. Dünya Ekonomik Forumu bile 'yapay aptallık' hakkında konuşuyor.

Algoritmalar empatik değildir: insanlık veya dürüstlük kavramlarını anlamıyorlar. Bir değer ölçekleri yok ve kültürel veya sosyal farklılıkları ayırt etmiyorlar. Affetmezler ve unutmazlar ve kendi yanılgılarının farkında değildirler. Onların sağduyuları yoktur.

Bazı algısal becerilerde bile, bir bebeğin kapasitesini yansıtırlar. Ve kendilerini anlayış ya da adalet, denge ya da çeşitlilik, etik ya da ahlak kavramları ile düzeltmezler. Bugün ve uzun vadede, adil ve eşitlikçi kararlar almak için insani anlayış esastır.

Bununla birlikte, şirketler bu araçları uygulamaya devam etmektedir, bu nedenle iş ilişkilerinde kullanımları ve uygulamalarını düzenlemek, insan haklarına uyumu ve işçilere karşı yasal yükümlülükleri yakından izlemek gerekir. Varsayımsal bir riske 'ihtiyati prensip' uygulamaktan bahsetmiyoruz: bu önleyici bir önlemden çok daha fazlasıdır. Birçok algoritmanın işleyişinde zaten doğrulanmış olan ayrımcılık türlerini, ırk, cinsiyet ve ideolojiye dayalı ayrımcılığın tekrarlanmasını önlemeliyiz.

Algoritmik adalet

İspanyol sendika UGT bu nedenle Avrupa'da bu bilgisayar araçlarının güvenli kullanımını düzenleyen “iş yerinde algoritmik adalet” yasası istiyor. Kısaca temel talepleri şunlar:
  • Genel Veri Koruma Yönetmeliği'nin 22.1'inci maddesinin tam olarak uygulanması - her bir işçinin yalnızca algoritmik kararlara maruz kalmama hakkı - ve bu hakkın kullanılmasında misillemeye karşı güven;
  • Özerk bilgi işlem çözümlerine dayalı kararların açıklanabilir, erişilebilir ve güvenilir olması için, her bir kararda uygulanan mantık doğru ve anlaşılır bir şekilde sunulması, bilgi ve danışma hakları diğer yasalara (örn. sınai mülkiyet) bağlı haklar ve tüm çalışanların ve temsilcilerin bu hakları kullanabilmesi;
  • Algoritmaların programlanması ve denetlenmesinden sorumlu olanlar arasında cinsiyet eşitliğini ve çeşitliliğini artırmak için önlemler alınması; 
  • Ve algoritmik bir karara katılan aktörlerden hangisinin (işveren, yazılım sağlayıcı, sigortacı…) yasal olarak sorumlu olduğunun netleştirilmesi.
Ancak bu gibi yasal girişimlerle 21. yüzyıl çalışanları için güvenli ve adil çalışma ortamları sağlayabiliriz. Dijital ilerleme ekonomilerimiz ve Avrupa Birliği ve üye ülkelerinin rekabet gücü için gereklidir. Ancak bu ilerleme işçi hakları pahasına gerçekleşmemeli, sendika sorumluluklarını atlamamalıdır.

Biz ilerleme ve dijitalleşme istiyoruz ama ne pahasına olursa olsun değil; her zaman sosyal dengelerle, adil kriterler altında ve gerçek işçi haklarıyla.


José Varela, 9 Temmuz 2020, Social Europe

(José Varela, İspanya Unión General de Trabajadores'te dijitalleşme şefidir.)


Seçkin Deniz, 11.09.2020, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar

Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı