22 Kasım 2017 Çarşamba

SA5207/TG235: Çin’in Yeni İmparatoru

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz yükselişi önlemeyen Çin'in karşılaşacağı riskleri öne çıkaran, 'kıskanç' bir batılı bakışın eseri gibi görünse de, Çin çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalacağı bir dönemi Xi'nin zekice görünen, ancak klasik-geleneksel iktidar kavgalarından çok da farklı olmayan -şu anda yaşanan açık örneği Suudi hanedanlığında yaşanan Xi'nin uyguladığı 'yolsuzluk' merkezli operasyonlarla tıpatıp aynı- yöntemlerle engellemeye çalışmasına rağmen pek de başarılı olacak gibi görünmemektedir. Büyük Çin Rüyası'nın, Çin'in birbuçuk milyar vatandaşının 'normal' ihtiyaçlarını sağlamakta yetersiz kalacağı açıktır. Sermaye'nin, daha doğrusu Şeytanî-masonik aklın yeni merkezi olarak Çin, halkını sömürebileceği kadar dayanıklı-baş kaldırmayacak kadar kontrol altında ve kısmen tatminkâr tutacağı yeni bir döneme hazırlamaktadır. Avrupa ve ABD halklarını 'kişiliksizleştiren' Şeytanî aklın yeni merkezinde Komünizme yenilmeyen binlerce yıllık Çin gelenekleri yok olacaktır.
Seçkin Deniz, 22.11.2017

China’s New Emperor

ABD Başkanı Richard Nixon'ın 1972'de Çin'i ziyareti ile ilgili bir anekdot, uzun süredir Çin liderlerinin tarihi uzak görüşlülüğünün bir teyidi olarak görülüyor. Mao'nun sadık ikinci adamı olan Zhou Enlai'nin, Fransız Devrimi'nden alınacak derslerle ilgili bir soruya, bunu yanıtlamak için çok erken olduğunu söyleyerek cevap verdiği rivayet edilir. Aslında o sırada orada bulunan diplomatlara göre Zhou, 1789 devriminden değil 1968’de Paris’te gerçekleşen öğrenci ayaklanmasından bahsediyordu, dolayısıyla gerçekten de soruyu yanıtlamak için çok erkendi.

2012’de gerçekleşen 18. Çin Komunist Parti (ÇKP) Ulusal Kongresinden kısa bir süre sonra Alexis de Tocqueville tarafından 1856’da yazılan “Eski Rejim ve Devrim” adlı kitap, ÇKP’nin üst kadrosu için “okunması gereken kitap” haline geldi. Kitabın esasları, Başkan Xi Jinping'in yolsuzlukla mücadele kampanyasının başında bulunan ve belki de Xi'nin en yakın müttefiki olan Wang Qishan tarafından hevesle desteklendi.

Toqueville, 18. yüzyıl Fransa'sında artan refahın aslında ülkeyi yönetmeyi zorlaştırdığını savunmaktaydı. İnsanlar zenginleştikçe, sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin de daha fazla farkına varıyor ve dolayısıyla zengin ve güçlülere karşı daha fazla kin güdüyordu. Sistemi reforme etme girişimleri yalnızca açıklarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Devrim devam ederek monarşi ve aristokrasiyi ortadan kaldırdı.

ÇKP’nin henüz tamamlanan 19. Ulusal Kongresi, Çin liderlerinin Toqueville'in görüşlerine kalpten ne kadar bağlı olduklarını gösterdi. Xi, partisi ve ülkesi üzerindeki tartışmasız otoritesini ortaya koydu. Çin ekonomisinin açılışı, ÇKP’nin hükümetten ayrılması, dışişleri ve güvenlik politikalarında izlenen uyumlu tavırla Deng Xiaoping’nin mirasının büyük bölümünü tersine çeviren Xi, görevinin ilk döneminde gücünü konsolide etmişti.

Xi diğer yandan, önceden dokunulamaz olarak görülen yetkilileri hedef alan kapsamlı yolsuzluk karşıtı kampanyalara dayanarak muhtemel rakiplerini bertaraf etmeyi bildi. ÇKP Merkez Komitesinin şimdiye kadarki en büyük tasfiyesi Xi’nin denetiminde gerçekleşti. En kısıtlı eleştiri veya muhalefet işaretlerine bile aman vermeyen Xi, kendisini Winnie the Pooh’a benzetenler de dâhil olmak üzere internet şakalarını yasakladı.

Başka bir ülkede bu tür önlemler sert eleştiri ile karşılanabilir ve Xi ülkesini eski Leninist bir diktatörlüğe dönüştürmekle suçlanabilirdi. Ancak Çin’de Xi’nin ülkeyi yenilemek için “Çin Rüyası"nın gerçekleştirilmesine öncülük ettiğine inanan gözlemciler tarafından bu önlemler övgüyle karşılanıyor. 

Fakat bazıları için rüya bir kâbusa dönmenin eşiğinde bulunuyor. Demografik eğilimler, Çin'in son birkaç on yılda hızlı bir şekilde büyümesine yardımcı olan emek fazlasını, daha önce görülmemiş bir hızda işgücü kıtlığına dönüştürmekle tehdit ediyor. Karbondioksit emisyonları ve ölümcül hava kirliliği seviyelerinin yanı sıra su kirliliği ve kıtlık, insan sağlığını ve Çin'in ekonomik performansının sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor.

Dahası, Çin’in GSYH büyümesi hızla yükselen borç ve geniş çaplı emlak balonu kombinasyonu tarafından besleniyor. Çin’in dünyadaki en yüksek seviyeli gelir eşitsizliğine sahip ülkelerden birisi olduğu, Çinli araştırmacılar tarafından bile kabul edilmektedir. Fakirler daha da fakir, zenginler ise daha da zengin hale gelirken, birçok insan “Çin karakteristiğine sahip sosyalizmin” gerçekten ne anlama geldiğini sorgulamaktadır. 

Şüphesiz etrafta her zaman işlere olumlu yönden bakan bir optimist bulunur: 

“Çin’in borcunun büyük bir kısmı kendi kendisine yapmış olduğu borçlanmadır; çünkü politik öncelikler, ticari hususlar kadar borçlanmaya teşvik eder. Çin, çevresel bozulmaya ve iklim değişikliğine yönelik uluslararası çabaları desteklemektedir. Eşit şekilde olmasa da herkesin durumu iyileşmektedir. Xi yönetimi en azından ÇKP içindeki yolsuzlukları ortadan kaldırmak için bir şeyler yapıyor.” 

Çinli liderlerin söylediklerinin en azından birkısmının doğru olduğunu ümit etmek zorundayız; eğer Çin’in büyümesi çökerse tüm küresel ekonomi bundan zarar görecektir. Ancak optimistler söylediklerinde kısmen haklı da olsalar, Xi’nin modern bir toplumu ve ekonomiyi yönetmek için daha iyi bir yol bulduğuna dair iddiası, gerçekleşmesi zor bir düşünce gibi görünüyor. 

Şüphesiz, ABD Başkanı Donald Trump’ın bunaltıcı tuhaflıklarından Avrupa’daki populist nasyonalizmin zararlı yükselişine kadar, demokratik ülkeler eylemlerinden kendi paylarına düşeni tecrübe etmektedirler. Ancak demokratik sistemlerin, şiddet veya baskıya başvurmadan kendilerini düzeltme imkânı sağlayan yerleşik istikrar mekanizmaları vardır.

Xi yönetimindeki Çin’de ise durum bundan farklıdır. Devletin ekonomik ilişkiler noktasında oynayacağı uygun rol, Çin’de yıllardan beri tartışma konusuydu.  

Bir kesim, ÇKP'nin ekonomi üzerindeki kontrolünü hafifletmesi durumunda kaçınılmaz olarak devletin denetimini de kaybedeceğini savunmaktaydı. Diğer bir kesim ise bunun tam tersini düşünüyordu; Parti, ekonomi üzerindeki hâkimiyetinden feragat etmediği takdirde artan sorunlar ve gelişimin daha az sürdürülebilir hale gelmesi nedeniyle siyasi gücünü de kaybedecekti. Xi açık bir şekilde devletçi kesimin tarafında bulunuyordu.

Ancak Xi sadece partiyi değil kendisini de daha güçlü hale getirmektedir. Aslında ÇKP’nin hâkimiyet çıtasını kimin yükselttiğini ve yüce liderle anlaşamadığı için kimin alaşağı edileceğini bilmek oldukça zor. Dışarıdan gözlemcileri bu durum spekülasyon yapmaktan alıkoymasa da bu tahmin oyununu daha fazla sürdürmenin bir anlamı yok. Xi, diğer imparatorların yapmış olduğu gibi, nereye giderse gitsin kendisini takip edecek saray mensuplarını göreve getirmeye devam edecektir. 

Ancak büyük güç büyük sorumluluk getirir ve bu noktada Xi neredeyse mutlak anlamda güç sahibidir. Bu tek adam için taşıması ağır bir yüktür. Xi belki Trump’tan daha zeki olabilir (aşılması zor bir engel değil) fakat bu Çin’e istikrarlı ve müreffeh bir gelecek sağlamak için yeterli değildir. Ve eğer işler ters gidecek olursa herkes kimi suçlayacağını bilmektedir. 

Diktatör hanedanlıklarının aynı şekilde sona ermesinin bir nedeni var. Ve bunu öğrenmek için Toqueville okumanız gerekmiyor.

CHRIS PATTEN, 25 Ekim 2017, Project Syndicate



Tamer Güner, 22.11.2017, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri





Metnin orijinali için bkz:

https://www.project-syndicate.org/commentary/china-19th-communist-party-congress-xi-power-by-chris-patten-2017-10?




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı