30 Eylül 2016 Cuma

SA3487/TG207: Yeni Dünya Düzeni Tarihi-II

Sonsuz Ark'ın Notu:
Dünya'da her geçen gün artan ahlaksızlık ve katliam setleri Şeytan'ın Krallığı'na ulaşmak isteyenlerin ne kadar ilerlemiş olduklarını kanıtlamaktadır. Bu artık bir realitedir.
Seçkin Deniz, 30.09.2016




A History of The New World Order — Part II

1893 – Teozofi Cemiyeti Chicago’da toplanan Dünya Dinleri Meclisi’nin sponsorluğunu üslenir. Toplantının amacı, reenkarnasyon düşüncesi gibi Hindu ve Budist kavramlarını Batı’ya tanıtmaktır.   


1911 – Büyük Britanya Sosyalist Partisi “Sosyalizm ve Din” başlığını taşımakta olan bir kitapçık yayınlar. Kitapçıkta, partinin Hristiyanlık hakkındaki düşünceleri ifade edilmektedir: “Sosyalizmin dinin doğal bir düşmanı olduğu derin bir gerçekliktir. Hristiyan bir sosyalist aslında bir anti-sosyalisttir. Hristiyanlık sosyalizmin antitezidir.” 


1912 – Başkan Woodrow Wilson’un yakın danışmanı Colonel Edward Mandell House, “Karl Marx’ın hayalindeki sosyalizmin” anlatıldığı “Phillip Dru: Administrator” adını taşıyan romanı yayınlar.    
Colonel Edward Mandell House

3 Şubat 1913 – Amerikan Anayasası’nda yapılan değişiklikle Federal Hükümete artan oranlı gelir vergisi uygulama olanağı sağlandı. Artan oranlı gelir vergisi Komünist Manifesto’nun 2. Maddesi’nde ifade edilmekteydi. (Kanada’da gelir vergisi 1917 senesinde savaşı finanse edecek “geçici bir tedbir” olarak yürürlüğe girmişti.)  

1913 – Başkan Woodrow Wilson tarafından yayınlanan “Yeni Özgürlük” isimli kitapta şöyle deniyordu: “Politikaya girdiğimden beri bazı kişiler gelerek bana özel sırlarını açmışlardır. ABD’de ticaret ve üretim yapan tanınmış bazı kişiler birilerinden, bir şeylerden korkuyorlardı. Bir yerlerde son derece organize olmuş, kurnaz, tetikte, birbiriyle bağlantılı, bütünlüklü, her tarafa nüfuz etmiş bir gücün olduğunu ve onlar hakkında olumsuz konuşurken kimsenin duymaması gerektiğini biliyorlardı.”    


23 Aralık 1913 – Federal Rezerv (aslında ne federallikle ne de rezervle alakası vardı, özel bir kurumdu) kuruldu. Georgia, Jekyl Adası’nda içlerinde Edward M. House’un da bulunduğu bankerler ve politikacılar tarafından gizli bir toplantı gerçekleştirildi. Böylelikle para basma yetkisi Amerikan Hükümeti’nin elinden alınarak bir banker grubuna verilmiş oluyordu. Noel tatilinden kısa süre öncesinde kongreden geçen Federal Rezerv yasası hakkında kongre üyesi Charles A. Lindbergh Sr. şu uyarıda bulunmaktaydı: ”Bu kanunla yeryüzündeki en büyük tröst kurulmaktadır. Başkan tarafından yasanın onaylanmasıyla, paranın gücünü elinde bulunduran görünmez bir hükümet meşru hale gelmiş olacaktır.”   


1916 – Federal Rezerv Yasasının onaylanmasından üç sene sonra Başkan Woodrow Wilson şöyle diyecekti: “Ben en mutsuz insanım. Farkında olmadan ülkemi mahvettim. Büyük bir endüstri toplumu kredi sistemi ile kontrol edildi. Bizim kredi sistemimiz konsantre haldedir. Bu yüzden ulusal büyümemiz ve diğer tüm faaliyetlerimiz birkaç insanın elindedir. Uygar dünyada en kötü yönetilen, tamamen kontrol ve boyunduruk altındaki hükümetlerden biri haline geldik. Açık görüşlü, çoğunluğun kanaat ve oyları ile değil, hâkimiyeti elinde bulunduran küçük bir insan grubunun fikirleri ve zorlamasıyla yönetilmekte olan bir hükümet.”       


1917 – New York’ta yer alan Finansörlerin ve Londra’nın yardımlarıyla V. I. Lenin Rus hükümetini devirmeyi başardı. Lenin daha sonra önemli kapitalistler ve komünizm arasındaki bağlantıların sergilediği aşikâr çelişki hakkında şunları söyleyecekti: “(Bunlar arasında) İlk bakışta son derece acayip, şaşırtıcı gelen-ancak üzerinde düşünüldüğünde yersiz olmayan ve anlaşılması kolay- bir ittifak vardır. Bu ittifak bizim komünist liderlerimiz ile sizin kapitalistleriniz arasındadır.” (Hegelci diyalektiği hatırladınız mı?) 



V. I. Lenin

30 Mayıs 1919 – Edward M. House tarafından düzenlenen ve çeşitli Fabiancı sosyalistler ile ekonomist John Maynard Keynes’in de katıldığı bir toplantıda, önde gelen İngiliz ve Amerikalı şahsiyetler tarafından İngiltere’de Uluslararası İlişkiler Kraliyet Enstitüsü, ABD’de ise Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kurulması kararı verildi. 


1920 – Winston Churchill, Illuminati ve Rus Bolşevik Devrimi arasındaki bağlantı hakkında şunları söylüyor: “Spartacus-Weishaupt’tan Karl Marks’ın yaşadığı günlere; Troçki, Bela Kun, Rosa Luxembourg ve Emma Goldman’ın yaşadığı zamana doğru giderken; uygarlığın ortadan kaldırılarak, durdurulmuş gelişme, kötücül kıskançlık ve imkansız eşitlik temelinde toplumun yeniden inşasıyla alakalı dünya çapındaki bu gizli tertip gittikçe güçlenerek Fransız Devrimi’nde hatırı sayılır bir rol oynamıştır. Bu tertip, on dokuzuncu yüzyıl boyunca her türlü yıkıcı hareketin temelini oluşturmuş ve şimdi, en sonunda Avrupa ve Amerika’nın büyük şehirlerindeki yeraltı dünyasının bu sıra dışı kişilikleri, Rus halkını saçlarından sımsıkı yakalayarak devasa imparatorluğun tartışmasız sahipleri haline gelmişlerdir.”        


1920-1931 – ABD Bankacılık ve Döviz Komitesi başkanı Louis T. McFadden Federal Rezerv konusunda şöyle diyor: “Federal Rezerv Kanunu geçtiğinde Amerikan halkı bir dünya bankacılık sistemi kurulduğunun farkında değildi. Birlikte hareket eden ve kendi menfaatleri için dünyayı köleleştiren uluslararası bankerler ve uluslararası sanayiciler tarafından bir süper-devlet kontrol altına alınmıştı. Fed sahip olduğu güçleri gizlemek için elinden gelen her türlü çabayı gösterse de gerçekte olan şey hükümetin Fed tarafından gasp edilmiş olmasıdır. Her şey, tüm dış ilişkiler Fed tarafından kontrol edilmektedir. İstediği zaman hükümet kuracak istediği zaman da yıkacak güce sahiptir.”  


McFadden, dünyada yaşanan Büyük Buhran ve FDR’nin Kabul edilen Yeni Düzen’i [Çev: New Deal (Türkçe: Yeni Düzen), 1933 ve 1938 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde yürürlüğe giren ekonomi ağırlıklı bir dizi yerli programdır] hakkında ise şunları söylüyor: 


“(Büyük Buhran) Kazara olan bir şey değildi. Bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmişti. Uluslararası Bankerler, hepimizi hâkimiyetleri altına alabilmek için umutsuz bir ortam oluşturmanın yollarını aramışlardı.”


1921 – Edward M. House, Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nü Dış İlişkiler Konseyi (CFR) içinde yeniden organize etti. (Geçen 60 sene içerisinde, ister Demokrat isterse Cumhuriyetçi olsun, her yönetimdeki en üst pozisyonların %80’i bu organizasyonun üyeleri tarafından işgal edilmiştir.)


15 Aralık 1922 – CFR’nin “Foreign Affairs" dergisinde yazan Philip Kerr Dünya Hükümeti’nden bahsetti: “Dünya 50 veya 60 bağımsız devletten oluştuğu müddetçe, bir tür uluslararası sistem yaratılıncaya kadar, belli ki insanlık için ne barış ne de refah mümkün olmayacak.”  (*)  








Tamer Güner, 30.09.2016, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri




(*)Bu makale, "Michael"in Ekim-Kasım-Aralık 2002 sayısında yayınlandı.
Metnin Orijinali:

http://www.michaeljournal.org/nwo1.htm



Okuma Parçası

 "Yehova Şahitleri için bayrak, sancak, vatan gibi bizim kutsal kabul ettiğimiz hiçbir milli değer yoktur. Onlar dünya vatandaşı olduklarına inanırlar. İnanışlarında kilise ve papaz gibi kavramlar da yoktur.’’


Yehova Şahitleri 1852’de ABD’nin Pennsylvania Eyaleti’nde ortaya çıktı. Kurucusu, Charles Taze Russell’dır.  http://www.haberturk.com/yasam/haber/953547-yehova-sahitleri-hakkinda-her-sey

Yehova Şahitleri hakkında her şey

Yehova Şahitleri üzerine uzun süredir araştırmalar yapan Prof. Hakkı Şah Yasdıman, genç bir kadının intiharıyla gündeme gelen inanışı anlattı... Bülent GÜNAL / HT PAZAR

35 yaşındaki Burcu Namlı’nın Boğaziçi Köprüsü’nden çıplak atlayarak intihar etmesinin ardından Namlı’nın ve annesinin Yehova Şahidi olduğu konuşuldu. Anne Emine Namlı iddiaları doğruladı. Ama kızının bir dönem Yehova Şahidi olduğunu, daha sonra ayrıldığını söyledi. Peki elim bir olayla gündeme gelen Yehova Şahitleri kim ve nasıl bir inanışa sahip? Yehova Şahitleri ile ilgili uzun araştırmalar yapan ve “Türkiye’de Yehova’nın Şahitleri” adlı bir kitabı da bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Hakkı Şah Yasdıman’la konuştuk. 

Bu inanış intihara nasıl bakar?

Yehova Şahitleri öldürmeye de intihara da sıcak bakmaz. Boğaziçi Köprüsü’nde yaşanan olayın münferit bir olay olduğunu düşünüyorum, çünkü Yehova Şahitleri’nde saç kazıtma, çıplak intihar etme gibi bir dini ritüel yok. Ayrıca Yehova Şahitleri kıyafetlerine son derece dikkat eder. Erkekleri mümkün olduğunca kravat takar, kadınlar tayyör giyer. Saç baş karma karışık, kazılmış, hırpani bir giyim içinde göremezsiniz onları. Nasıl ki bir Müslüman intihar ettiğinde Müslümanlıkla bağdaştırıp yorumlamıyoruz, bu konuya da öyle bakmak lazım.

Bu mezhepsel bir inanış mı?

Protestan Hıristiyanlar’ın bir alt grubu diyebiliriz. 1852’de ABD’nin Pennsylvania Eyaleti’nde ortaya çıktı. Kurucusu, Charles Taze Russell’dır. Kendilerini ne Hıristiyan ne de Yahudi olarak tanımlarlar. Kutsal kitapları, Hıristiyanlarda olduğu gibi Tevrat, Zebur ve İncil’i içine alan Kitab-ı Mukaddes’tir. Ancak Kitab-ı Mukaddes’in yeni bir çevirisini yaptılar ve “Kutsal Kitap Yeni Dünya Çevirisi” adıyla yayınladılar. Bazı metinleri yeniden yorumlamaları Hıristiyanların tepkisini çekti. Bu yüzden Hıristiyan dünyası Yehova Şahitleri’ni kutsal kitaplarında tahribat yapmakla suçluyor. Ayrıca Yehova Şahitleri azizleri ve Papa’yı kabul etmez. Bu kitapta Allah’ın adı olarak Tevrat’ta geçen Yehova’yı kullanmaları da Yahudileri kızdırıyor. Çünkü Yahudiler “Allah’ın adını boş yere anmayın” ayeti üzerine Allah’ın en büyük ismi olan Yehova’yı kullanmazlar.

Peygamberleri var mı?

Eski Ahit ve Yeni Ahit’te adı geçen peygamberlere inanırlar. Hz. İsa onlar için Allah’ın oğludur ve şu an Allah’ın sağında oturmaktadır.

‘Türkiye’de 3 bin Yehova Şahidi var’

Dünya üzerinde ne kadar Yehova Şahidi var?

Yaklaşık 8 milyon. Bir yönetim kurulu tarafından yönetiliyor. Bu kurulun sayısı 12-15 arasında değişiyor. Üyeler yönetim kurulundan ancak öldüklerinde ayrılıyorlar. Yehova Şahitleri’nde teşkilat yapısı piramidi andırır, hiyerarşi tepeden aşağıya doğru iner. Erkeklerine brother (erkek kardeş), kadınlarına sister (kız kardeş) diye hitap ederler. Türkiye’de 3 bin civarında Yehova Şahidi var. Merkezleri İstanbul.

Bir kutsal mekânları var mı?

Hayır, toplanma mekânları var. Her pazar bir araya gelirler. Bu mekanlar çok sade döşenmiştir, içlerinde resim, heykel bulunmaz. Ayrıca haftada 3 gece evlerde toplanıp dini sohbetler yaparlar. Kule Dergisi’ne çalışırlar. Yeni çevirisini yaptıkları Kitab-ı Mukaddes’i de her yıl baştan sona okurlar. İbadetlerini böyle gerçekleştirirler. Hepsi kutsal kitaplarını ezbere bilir, hep yanlarında taşırlar. Bir de yıllık ibadetleri vardır. Sempazitanlarını daha da etkilemek için o toplantıya götürürler.  
Kan vermedikleri de söyleniyor. Kan vermezler, başkalarından da almazlar. Gerektiğinde kendi kanlarını kullanırlar. Zaten yanlarında bir belge vardır, kendilerine kesinlikle kan verilmeyeceğini belirtir.

‘Dünya vatandaşı olduklarına inanırlar’

Prof. Dr. Yasdıman, Yehova Şahitleri’nin hiçbir ulusal bayrağı selamlamadıklarını ve askere gitmeyi reddeddiklerini söyledi: ‘’Askere gitmek zorunda kalırlarsa ellerine silah almazlar. Bu yüzden Türkiye’de hücre cezası alan çok sayıda Yehova Şahidi vardır. Yehova Şahitleri için bayrak, sancak, vatan gibi bizim kutsal kabul ettiğimiz hiçbir milli değer yoktur. Onlar dünya vatandaşı olduklarına inanırlar. İnanışlarında kilise ve papaz gibi kavramlar da yoktur.’’

 ‘İnanışlarında cehennem yok’

Temel inanış felsefeleri nedir?

İnanışlarına göre Armageddon adını verdikleri büyük bir dünya savaşı çıkacak ve dünya birbirine girecek. Geriye sadece Yehova Şahitleri kalacak. İsa Mesih dünyaya inecek, Yehova Şahidi olmayan insanları yargılayacak ve yargılamadan sonra bu insanların hepsi toprak olacak. Yani tekrar dirilemeyecek. Ardından dünya cennete dönüşecek ve Yehova Şahitleri bu cennette yaşayacak. Yehova Şahitlerinden başka geride insan kalmayacağı için de cehennem olmayacak. Bu nedenle Yehova Şahitleri aralarına yeni insanları katmak için çok aktif şekilde çalışırlar.

Mesela ne yaparlar? Tüm dünyada yayımlanan, Türkiye’de Kule adıyla çıkan bir dergileri var. Bu dergi 15 günde bir 200’den fazla dilde basılır ve hep 32 sayfadır. Dini öğretiler içerir. Kaç basılır biliyor musunuz? 40 milyon! Havalimanlarına, kafelere, restoranlara bırakırlar; hatta yolda insanların önünü kesip bu dergiyi verirler. Ayrıca Uyan adını verdikleri bir başka dergileri daha var.



Seçkin Deniz Twitter Akışı