14 Mayıs 2016 Cumartesi

SA2896/KY1-CÇ256: Kolaylık

"Kolay olanda hep bir tuzak vardır. Seni senden koparacak tuzaklar var eder kolay olan."


Kapılmışsan albenisine kolaylığın, sarhoş etmişse cazibesiyle kolaylık seni durup bir bakman gerekmez mi? 

Kolaycılık girdabına kapıldığında insan için bir dönüş yolu yoktur artık. Kapıldığında kolaylığın girdabına bir insan bir et parçası, bir et yığını oldu gitti demektir. Bir et yığını olarak soluk almaktansa ölmek yeğdir. Hiç değilse ölümüyle yapıp edeceklerinden uzaklaşmış olacaktır, yeryüzü, gökyüzü diri olan diri olmayan her varlık onun ölümüyle güvende olacaktır. 

Ah o girdaba kapıldığında, bir et parçasına döndüğünde ne çirkin bir şey olacaktır kişi. Ne zalim, ne vahşi, ne hoyrat bir şey olacaktır. Bir kuşun kanadını kırmak kolay gelecektir artık o et yığınına, gönüller incitmekten haz duymak düşecektir payına. Dereleri, ırmakları, çayları kirletecektir.  

Bir kuşun kanadını kırmaktan, bir ocağı söndürmekten, bir bağı tarumar etmekten kolay ne var? Diriliği soldurmaktan kolay olan ne? Onuru iki paralık etmekten daha kolay olan nedir? Kolay da bizi çeken bunlardan başka nedir? Gözyaşında mutlu olmayı seçmek değil midir peşinden gitmek kolaylığın? Uğrunun, uğruların, cehennem zebanisi kaçkınların, ifritlerin, vahşi büyücülerin, kan içen vampirlerin çeşmesi değil midir kolaylık yahut dinlendikleri bir mekân? Engereklerin oynaştığı bir alan değil de nedir?

Kolaylığı arzulaman, kolaylığı kayırman, kolaylığı araman, kolaylığı savunman, kolaylığı aklaman bir savruluşun farkında olmamaktır. Bir toz zerresi gibi, kuru bir yaprak gibi oradan oraya savrulacağını sezememek görememektir. Var oluşun anlamını bilmemektir. Oluşa karşı ahmakça bir direniştir. 

Olmayı ıskalamak ne hazin bir şeydir. Bir kedi, bir köpek, bir yılan, bir çıyan, bir sinek, bir örümcek doğduğunda, yumurtasından çıktığında kendisi olarak vardır ama sen ey kolaylığı seçen insandan doğma sen doğduğunda onlar gibi değilsin ki, kolaylığı seçesin. Sen hem kendin, hem kendin olmayan her şeyden yükümlü birisin, bu yükten kaçışın bir bedeli olacaktır o bedel de olmamaktır. Kolaycılık seni olmaktan uzaklaştıracaktır. 

Öyle ise nedir bu kolaycılık sevdası? Nedir bu dilinden düşürmediğin kolaycılık türküsü? Zoru kolay kılmasını becerebilen var olmuştur. Öteki la şeydir. Bir şey bile değildir. Razı mısın şey olmaya ve hatta şey bile olmamaya? Öyle ise düş artık peşinden kolaycılığın!

Kolayın koynunda dinlenmek için var olan değilsin. Zorları kolaylaştırmakla yükümlüsün. Çölü, çölleri aşmasını bilen zoru kolay kılmıştır. Çölün büyüklüğü, çölün enginliği bir mümteni kılar seni sarılırsan kolaycılığa. Kolaylığın emzirdiği bir mümteni hangi bir yaraya merhem olabilir ki? Hangi bir yarayı fark eder ki merhem olmayı seçsin? Görmezliği, duymazlığı, bilmezliği seçmektir kolay olan!

Kolaya kaçan, kolayı seçen, kolaycılığı mezhep, meşrep, mektep, meslek edinen, başkalarının zihninde yolunu kesen devler inşa etmesine fırsat verir farkında olmadan. Yenilmez devler kurgulanır, kurgular zihninde, o kurguladıkları karşısında kesilir sesin soluğun. Kımıltısız kılar seni. Ve kımıltısızlıkta bir erdem bulursun. 

Oysa Tanrısal olmayanda bir erdem yoktur. Hiçbir erdem yol bulamaz tanrısal olmayanda. Kolaycılık tanrısal olandan çekip alır seni. Ya kendi kendinin kölesi kılar seni, kendi kendinin tutsağı olursun ya kendisinin kölesi kılar seni, burnu halkalı bir köleden başka bir şey olmadığını anlamayacak kadar yabancılaşırsın kendine. 

Kolay olanda hep bir tuzak vardır. Seni senden koparacak tuzaklar var eder kolay olan. Kolay olan var olanı kabullenmektir, var olana rıza göstermektir. Oysa sen değişmek ve değiştirmek için varsın. Kolaylık var olanın mahiyetini bilmeden, bilmeye gerek duymadan onaylamaktır. Var olan bir kıyım makinesı, bir zulüm tarlası olsa bile ses çıkarmamak ve onu onaylamayı buyurandır kolaylık. 

Kolaylığı kendine meslek edinen ‘şey’ kendinden bir renk katmaktan vaz geçmiş demektir. Kendinden bir ‘şey’ katarak var olduğu evreni, sosyal yaşamı güzelleştirmek, çıplaklığından uzaklaştırmak için var edildiği halde bundan kaçınmaktır. Yunus kaçtığında kendini bir balığın karnında buldu. Bu balık ister herkesin bildiği gibi bir balık olsun, ister balığı kendine simge edinen bir topluluğun remzi olsun Yunus’un kendini bir balığın karnında bulduğu gerçeğine halel getirmeyecektir. Ya sen kaçtığında neyle karşılaşmayı ummaktasın? Hiçbir şey olmamış gibi varlığını sürdüreceğine, soluk alacağına ilişkin elinde hangi kanıtlar var? Kim muştuladı seni bir bedel ödemeyeceğine dair? 

Öyle ise farkında mısın kendi varoluşuna yaşamı, var olmayı zorlaştırarak zehir etmektesin yahut edeceksin. İşte ne tuhaf bir gerçeklik ki kolayı seçen yaşamı ve yaşamayı zorlaştırmıştır kendine ve işte bu yüzden “Zorlaştırmayın kolaylaştırın!” ilahi buyruğuyla uyarılmıştır insan. 

Ne mutlu o ilahi buyruğa uyanlara! Kendi nefsinde uygulayanlara. Ne mutlu kolaycılığın zehirli tılsımına karşı uyanık kalana!



Cemal Çalık, 14.05.2016,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme


Seçkin Deniz Twitter Akışı