30 Ocak 2015 Cuma

SA1124/TG89: ABD’nin Gizli Terörist İzleme Sistemi- II

"Kasım 2013 itibarıyla Terör Gözlem Veri tabanında yaklaşık 700.000 kişi bulunmaktadır."

BARACK OBAMA’S SECRET TERRORIST-TRACKING SYSTEM, BY THE NUMBERS

Sayılarla Gözlem Listeleri

Belgelerde, hükümetin “TIDE sistemine ulusun teröre karşı mücadelesi için sadece gerekli olduğu kadar kişiyi ekleme” amacını güttüğü vurgulanmaktadır. Listeye her gün yüzlerce isim eklenmesi sebebiyle gözlem listesi ile ilgili rakamlar ancak anlık bir veri anlamını taşımaktadır. 

Ulusal Terörle Mücadele Merkezi tarafından Ağustos 2013’te hazırlanan ve “Rakamlarla TIDE” başlığını taşıyan bir slaytta, Obama yönetimi gözlem listesinin kapsam ve amaçlarından bahsedilmektedir. “Yaklaşık” rakamların kullanıldığı belirtilen belgede 680.000 kişinin gözlem listesinde bulunduğu ve daha geniş bir TIDE veri tabanında yer alan 320.000 kişinin de izlendiği ifade edilmektedir. Ağustos 2013 tarihi itibariyle 5000 Amerikalı gözlem listesinde yer alırken 15.800 kişi ise TIDE sistemi kapsamındadır.

Belgelerde yer alan bilgilerin bazıları şu şekilde:

• 1200 tanesi Amerikan olmak üzere 16,000 kişi, havaalanlarında ve sınır geçişlerinde üzerlerinde ileri gözlem teknikleri uygulanacak şekilde “seçilmişler” olarak sınıflandırılmıştır.

• Asal terörist izleme listesinde 611,000 erkek ve 39.000 kadın bulunmaktadır.

• Gözlem listelerine dâhil olacak kişileri seçme işlemini gerçekleştiren önemli kuruluşlar şunlardır: Merkezi Haber alma Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA), Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA) ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI).

• “Belirlenmiş veya şüpheli teröristlere” yönelik ana gözlem listesinde gösterilen beş önemli Amerikan şehri: New York; Dearborn-Michigan; Houston; San Diego ve Chicago’dur. Bu beş şehir içerisinde 96.000 kişiye ev sahipliği yapan ve nüfusunun %40’ı Arap kökenli olan Dearborn en küçük olanıdır ve Müslüman nüfusunun büyük kısmı orantısız bir şekilde gözlem listesinde bulunmaktadır. Şehir sakinlerinin haklarını ve sivil özgürlükleri savunanlar, Müslüman, Arap ve Sih topluluklarının Dearborn ve çevresinde baskıcı kanuni soruşturmalara, yasal olmayan fişlemelere ve ırkçılığa maruz kaldıklarını belirtiyorlar.

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nin Michigan bölgesi müdürü Dawud Walid The Intercept’e verdiği mülakatta: “Bildiğim kadarıyla Dearborn’da bulunan Müslümanlar arasında ülkemize karşı terör faaliyetlerine karışan kimse bulunmamaktadır” diyor. Walid devamla, gözlem listesinde Dearborn sakinlerinin yoğun bir şekilde yer alması “hükümetin toplumumuza bakış açısını, bizi daimi şüpheli olarak gördüğünü ortaya koymaktadır” ifadelerini kullanıyor.

Dokümanlar ayrıca terörle mücadele kapsamında hükümet tarafından hedef alınan gruplar hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlıyor. Terörist gözlem listesinde yer alan ve “herhangi bir terör grubu ile ilişkisi bulunamayanlar haricinde” en fazla sayıyla hedef alınan gruplar şöyle:  El Kaide-Irak (73,189), Taliban (62,794) ve el- Kaide (50,446). Bu grupları Hamas (21,913) ve Hizbullah (21,199) takip ediyor.

Obama yönetimi tarafından Arap Yarımadası’nda bulunan el-Kaide’nin, ABD için en büyük tehdidi oluşturduğu birçok defa iddia edilmiş olsa da bu gruba bağlı oldukları gerekçesiyle listeye dâhil edilen 8211 kişi, ilk onda yer alan terörist organizasyonlar listesinde en küçük kategoriyi oluşturmaktadır. Pakistan merkezli Hakkani Ağı  (Haqqani Network) ile 12491, Kolombiya merkezli FARC ile 11275 ve Somali merkezli el-Şebab ile irtibatlandırılan 11547 kişinin, Arap Yarımadası el-Kaidesi (AQAP) ile bağları bulunduğu için listelenen kişilerden sayıca daha fazla olduğu görülmektedir.

Dokümanlardan ayrıca ABD’nin 3200 kişiyi Suriye’deki savaşla ilgileri olduğu gerekçesiyle “tespit edilmiş veya şüpheli terörist” olarak tanımlamış olduğu anlaşılmaktadır. Bunların arasında 715 Avrupalı ve Kanadalı ve 41 Amerikalı bulunmaktadır. Ulusal Terörle Mücadele Merkezi Başkanı Matt Olsen, Suriye’de 12.000 yabancı savaşçı bulunduğunu, bunların 1000 tanesinin Batılılardan ancak 100 tanesinin ise Amerikalılardan oluştuğunu ifade etmiştir.

Biometrik Veri

Dokümanlara göre hükümet, gözlem listesinde yer alan kişileri havaalanlarında sadece durdurmaktan çok daha fazlasını yapmaktadır. Bunun yanında bu kişilere ait büyük miktarda şahsi bilgi gizlice toplanmakta ve analiz edilmektedir. Bu bilgiler içerisinde yüz resimleri, parmak izleri ve iris taramaları yer almaktadır.

Geçen yıl gerçekleşen Boston Maratonu bombalamasının ertesinde, Terörist Kimlikleri Başkanlığı (DTI) tarafından TIDE listesinde yer alan tüm Amerikalılara ait biometrik veri ve diğer bilgilerin toplanmasına yönelik saldırgan bir program başlatıldı.

Dokümanlara göre, bu proje kapsamında Dışişleri Bakanlığı ile ilişkili ve istihbarat birimlerinin veri tabanlarında yer alan her bir kişi araştırılmakta ve kişiler hakkında yığınsal veri talebinde bulunulmaktadır. 

Boston Maratonu’ndan sonra DTI tarafından Midwest’te oturan ve TIDE listesinde yer alan insanlar hakkında Chicago Maratonu sırasında derinlemesine çalışma yapılarak biometrik veriler ve diğer bilgiler toplanmıştır. Bu aşamada DTI tarafından Illinois, Indiana veya Wisconsin ehliyeti taşıyan şahıslara ait bilgiler TIDE sisteminden çekilmiştir.

DTI tarafından Boston ve Chicago’da yapılan çalışmalar, gizli veri tabanında yer alan bir milyondan fazla kişi hakkında biometrik veri elde etmek için gerçekleştirilen çok daha geniş kapsamlı bir çalışmanın parçasıdır. Bu veri tabanında gözlem listesinde yer almayan yüzbinlerce insan bulunmaktadır. DTI’a bağlı Biometrik Analiz Dalı (BAB), 2013 senesinde ehliyetlerden biometrik veri elde etmeye yönelik ülke çapında bir girişim başlamıştır. En az 15 eyalet ve Kolombiya bölgesi yönetimleri, ehliyetlerden yüz resimlerini elde etmesine olanak sağlamak için DTI ile birlikte çalışmaktadır. 2013 yılında bu şekilde gizli TIDE veri tabanına eklenmek üzere 2400 adet resim elde edilmiştir.

Belgelere göre Biometrik Analiz Dalı (BAB), “yüz tanıma desteğine yönelik eşsiz yeteneğini” “geniş bir müşteri tabanına” sunmaktadır. Geçen sene BAB uzmanları tarafından içlerinde CIA, New York Polis Departmanı ve askeri Özel Operasyonlar Komutanlığı’nın da bulunduğu diğer hükümet kuruluşları için 290’dan fazla rapor hazırlanmıştır.

Dokümanlar bütüncül anlamda incelendiğinde hükümetin veri tabanında yer alan şahıslara ait detaylı veri dosyalarını çarpıcı bir şekilde derlediği görülmektedir. Bununla birlikte The Intercept tarafından ele geçirilen bazı dokümanlar, hükümetin ne kadar biometrik veri topladığı noktasında tutarsızlıklar sergilemektedir. 

Raporların en detaylı olanından elde edilen bilgiler şu şekildedir:

•Asal terörizm veri tabanı listesi 2013 senesi itibariyle 144.000 kişiye ait 860.000’den fazla biometrik veri dosyası içermektedir

•Veri tabanında yarım milyondan fazla yüz resmi, çeyrek milyon civarında parmak izi ve 70.000 iris taraması bulunmaktadır.

 •Hükümet daha önce tanımlamadığı insanlar hakkında da biometrik veri toplamaktadır-TIDE sistemi 1800 adet “tanımlanmamış şahıslara ait 1800 biometrik veri dosyası” içermektedir.

•Geleneksel yöntemler dışında elde edilmiş biometrik veri miktarında bir sene içerisinde büyük miktarda artış gerçekleşmiştir. Bu şekilde; el yazısı örnekleri,%32; imza örnekleri, %52; yaralar, izler ve dövmeler, %70; ve DNA örnekleri %90 oranında artmıştır.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nin Ulusal Güvenlik Projesi’nden sorumlu olan Hina Shamsi şöyle diyor: 

“Eğer yanlış bir insanla arkadaş olursanız Azınlık Raporu kapsamına girersiniz, bunun anlamı şudur; hükümet tarafından bir veri tabanına eklenebilir; fotoğraflarınız, iris taramalarınız ve yüz tanıma teknolojisi kullanılarak gizlice ve bilginiz dâhilinde olmadan izlenebilirsiniz. Elde edilen bilgiler sivil özgürlükleri korumayan CIA, NYPD gibi kurumlar ile paylaşılabilir, bu durum bizi dışarıda ve içeride, istilacı ve hak ihlali yapan bir hükümetin denetimi altında yaşayan bir toplum haline dönüştürmektedir.” 

DTI, ehliyet belgelerinden bilgi etmenin ötesinde işler de yapmakta ve terörizm veri tabanı yönetiminde CIA ve Ulusal Medya İşletme Merkezi ile beraber çalışmaktadır. Ulusal Medya İşletme Merkezi, ülke dışında ordu tarafından veya istihbarat operasyonları sayesinde ele geçirilen “yazılı dokümanlar, elektronik medya, görüntü kaydı, ses kaydı ve elektronik cihazların” analiz ve dağıtımından sorumlu Pentagon’a bağlı bir birimdir.

DTI ayrıca içlerinde CINEMA [CIA Information Needs Management] adını taşıyan gizli veri tabanının ve “Hydra” isimli programın da bulunduğu CIA kaynaklarından bilgi sağlamaktadır. Hydra, TIDE sisteminde belirlenmiş kişilere ait bilgileri zenginleştirmek amacıyla yabancı hükümetlerden gizlice elde edilen bilgilerin faydalı bir şekilde kullanımına olanak sağlamaktadır. 

2013 senesinde DTI ve CIA tarafından Hydra’ya yönelik bir kavram kanıtlama çalışması yapılmış ve bu amaçla Pakistan kobay faresi olarak kullanılmıştır. DTI, TIDE veri tabanında bulunan 555 Pakistanlıya ait bilgileri CIA’ya iletmiş, isimlerin Hydra sistemine aktarılmasından sonra CIA tarafından Pakistanlıların pasaportlarındaki bilgiler taranarak biyografik ve biometrik veriler DTI’a iletilmiştir.  

Çalışmalardan elde edilen başarılar dolayısıyla memnun olan hükümet, gizli veri elde etme operasyonlarını genişletmeyi planlamaktadır. Dokümanlara göre “gelecekte gerçekleştirilmesi düşünülen girişimler daha fazla sayıda ülkeyi hedef alacaktır”. 



Tamer Güner, 30.01.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri




Metnin Orijinali:


Seçkin Deniz Twitter Akışı