14 Temmuz 2020 Salı

SA8716/SD1746: Francis Fukuyama: Salgın ve Siyasi Düzen- The Pandemic and Political Order

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız ve Foreign Affairs'in Temmuz -Ağustos 2020 sayısında yayınlanacak olan analiz, Stanford Üniversitesi Freeman Spogli Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Olivier Nomellini Kıdemli Üyesi ve 'Tarihin Sonu ve Son İnsan' adlı teziyle Batı Liberal düşüncesinin insanlığın ulaşabileceği son aşama olduğunu iddia eden Yoshihiro Francis Fukuyama (*)'ya aittir ve Covid-19 salgınının küresel etkilerine odaklanmaktadır. Analizin, evrilmiş görünse bile katı neoliberal faşizmin bir savunucusu olmaktan asla vazgeçmeyen 'eski' bir neocon satanistin eseri olduğu açıktır.  Fukuyama'nın Covid-19 salgınında en güçlü yönetim biçimi ve doğru stratejik yaklaşımlar sergileyen Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin, kendi vatandaşlarına sağladığı tıbbi ve ekonomik imkanlar bir yana, BMGK-G7-G20 üyesi Çin, ABD, İngiltere, Fransa dahil dünyanın 138 ülkesine yardım eli uzatmasını görmezden gelmesi utanç verici bir politik-felsefi ve ahlakî duruştan başka bir şey değildir, Covid-19 pandemisi Francis Fukuyama efsanesinin de sonu' anlamına gelmektedir. Yayınladığımız analizin, Fukuyama hayranı ahmakları hayal kırıklığına uğratması muhtemeldir, sağlıklı uyanışlar diliyoruz.
Seçkin Deniz, 14.07.2020

The Pandemic and Political Order
It Takes a State

Büyük krizlerin genellikle öngörülemeyen önemli sonuçları vardır. Büyük Buhran (1929), izolasyonu, milliyetçiliği, faşizmi ve II. Dünya Savaşı'nı teşvik etti; ama aynı zamanda Yeni Anlaşma'ya (New Deal), ABD'nin küresel bir süper güç olarak yükselişine ve nihayetinde sömürgeleşmeye yol açtı. 9/11 saldırıları iki başarısız Amerikan müdahalesini, İran'ın yükselişini ve yeni İslami radikalizm biçimlerini üretti. 2008 mali krizi, dünya genelinde liderlerin yerini alan uluslararası kuruluşlara karşıtlık (sistem karşıtlığı) popülizminde bir artışa neden oldu. Gelecekteki tarihçiler mevcut koronavirüs pandemisine kıyasla nispeten büyük etkileri izleyecek; itirazlar onları vaktinden önce şekillendiriyor.


Şimdiye kadar bazı ülkelerin krizle başa çıkmada neden diğerlerinden daha iyi performans gösterdiği açıktır ve bu eğilimlerin devam edeceğini düşünmek için her türlü neden vardır. Bu rejimlerin türü ile ilgili bir mesele değil. Bazı demokrasiler iyi performans gösterdiler, ama diğerleri bunu yapamadı ve aynı şey otokrasiler için de geçerli. Başarılı salgınla mücadelede etkili faktörler devlet kapasitesi, sosyal güven ve liderliktir. Her üçüne de sahip olan ülkeler - yetkili bir devlet aygıtı, vatandaşların güvendiği ve dinlediği bir hükümet ve etkili liderler - maruz kaldıkları zararı sınırlandırarak etkileyici bir performans sergilediler. İşlevsel olmayan devletleri, kutuplaşmış toplumları veya zayıf liderleri olan ülkeler, vatandaşlarını ve ekonomilerini açıkta ve savunmasız bırakarak kötü bir performans sergilemişlerdir.

Yeni koronavirüsün neden olduğu hastalık olan COVID-19 hakkında öğrenilen şeyler arttıkça, krizin çeyrek yıl yerine yıllarla ölçülecek, o kadar uzun sürecek gibi görünüyor. Virüs korkulandan daha az ölümcül görünüyor, ancak çok bulaşıcı ve sıklıkla asemptomatik olarak bulaşıyor. Ebola son derece öldürücüdür ancak bulaşması zordur; kurbanlar virüsü başkalarına aktarmadan önce çabucak ölürler. COVID-19 bunun tam tersidir, yani insanlar virüsü gerektiği kadar ciddiye almıyorlar ve bu nedenle virüsü dünya çapında yaymaya devam ederek geniş çapta ölümlere neden oluyorlar. Ülkelerin hastalığa karşı zafer ilan edebilecekleri bir an olmayacak; daha ziyade ekonomiler yavaş ve geçici olarak açılacak, ilerleyen enfeksiyon dalgaları ile iyileşme/ açılma yavaşladı. V şeklindeki iyileşme umutları çılgınca iyimser görünüyor. Daha uzun bir kuyruk yukarı doğru eğimli bir L veya bir dizi W'dir. Dünya ekonomisi yakın zamanda COVID öncesi durumu gibi bir şeye geri dönmeyecek.

Ekonomik olarak, uzun süreli bir kriz, alışveriş merkezleri, perakende zincirleri ve seyahat gibi endüstriler için daha fazla iş hatası ve yıkım anlamına gelecektir. ABD ekonomisindeki pazar yoğunluğu seviyeleri on yıllardır istikrarlı bir şekilde yükseliyordu ve pandemi eğilimi daha da ileriye taşıyacak. Sadece derin ceplere sahip büyük şirketler fırtınadan kurtulabilecek, teknoloji devleri en önemlisi dijital etkileşimler gittikçe önem kazanacak.

Siyasi sonuçlar daha da önemli olabilir. Nüfuslar bir süreliğine kahramanca kolektif öz fedakarlık eylemlerine çağrılabilir, ancak sonsuza dek değil. Derin iş kayıpları, uzun süren durgunluk ve benzeri görülmemiş bir borç yükü ile birleşen kalıcı bir salgın, kaçınılmaz olarak siyasi bir geri tepmeye dönüşen gerginlik yaratacak, ancak bu gerginlik kime karşı olacak, henüz belirsiz.

Doğu Asya'nın durumu yönetmede Avrupa ya da ABD'den daha iyi bir performans göstermesi nedeniyle küresel güç dağılımı doğuya doğru kaymaya devam edecektir. Her ne kadar pandemi Çin ve Pekin'de ortaya çıksa da başlangıçta gizlenmesine ve yayılmasına izin vermesine rağmen, Çin krizden en azından göreceli olarak faydalanacaktır. Görüldüğü gibi, diğer hükümetler ilk başta kötü performans gösterdiler ve bunu da, daha görünür ve vatandaşları için daha ölümcül sonuçlarla örtbas etmeye çalıştılar. Ve en azından Pekin, durumun kontrolünü yeniden ele geçirdi ve bir sonraki zorlukla başa çıkmak için ekonomisini hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde hızlandırmaya başladı.

Amerika Birleşik Devletleri, çelişkiler içinde, salgına karşı tepkisini kötü bir şekilde bastırdı ve prestiji çok büyük zarar gördü. Ülke, büyük bir potansiyel devlet kapasitesine ve önceki epidemiyolojik krizler üzerinde etkileyici bir geçmişe sahipti, ancak mevcut yüksek kutuplaşmış toplumu ve beceriksiz lideri devletin etkili bir şekilde çalışmasını engelledi. Başkan, birliği teşvik etmek yerine bölünmeyi destekledi, yardım dağıtımını siyasallaştırdı, valilere sorumluluklarını hatırlatarak onları önemli kararlar almaya zorlarken halk sağlığını korumak için protestoları teşvik etti ve uluslararası kurumlarla işbirliği yapmak yerine onlara saldırdı. TV izleyen dünya Çin ile hızlı karşılaştırma yapmak için şaşkınlıkla durdu.

Gelecek yıllarda pandemi ABD'nin göreli gerilemesine, liberal uluslararası düzenin sürekli erozyonuna ve tüm dünyada faşizmin yeniden dirilmesine yol açabilir. Ayrıca, şüphecileri defalarca şaşırtan, esneklik ve yenilenme konusunda olağanüstü güçler gösteren bir sistem olan liberal demokrasinin yeniden doğmasına da yol açabilir. Her iki vizyonun unsurları farklı yerlerde ortaya çıkacaktır. Ne yazık ki, mevcut eğilimler önemli ölçüde değişmedikçe, genel tahmin iç karartıcıdır.

YÜKSELEN FAŞİZM?

Kötümser sonuçların hayal edilmesi kolaydır. Milliyetçilik, soyutlanma, yabancı düşmanlığı ve liberal dünya düzenine yönelik saldırılar yıllardır artmaktadır ve salgın sadece bu eğilimi hızlandıracaktır. Macaristan ve Filipinler'deki hükümetler krizi onları demokrasiden uzaklaştıracak acil durum gücü elde etmek için kullandılar. Çin, El Salvador ve Uganda dahil olmak üzere diğer birçok ülke de benzer önlemler aldı. Avrupa'nın kalbi dahil olmak üzere her yerde insanların hareket etmesine engeller çıktı; ortak yararları için yapıcı bir işbirliği yapmak yerine, ülkeler içe döndüler, birbirleriyle çekiştiler ve rakiplerini kendi başarısızlıkları için siyasi günah keçileri haline getirdiler.

Milliyetçiliğin yükselişi uluslararası çatışma olasılığını artıracaktır. Liderler yabancılarla kavga etmeyi yararlı iç politik dikkat dağınıklıkları olarak görebilir ya da rakiplerinin zayıflığı ya da meşgul olması ve en sevdiği hedefleri istikrarsızlaştırmak ya da yeni gerçekler yaratmak için salgından yararlanabilir. Yine de, nükleer silahların sürekli dengeleme gücü ve tüm büyük oyuncuların karşılaştığı ortak zorluklar göz önüne alındığında, uluslararası türbülansın yerli türbülanstan daha az olası olduğu göz önünde bulundurulmaktadır.

Delhi, Hindistan'dan eve dönen ücretli işçiler, Mart 2020
Delhi, Hindistan'dan eve dönen ücretli işçiler, Mart 2020
Johann Rousselot / laif / Redux

Kalabalık şehirleri ve zayıf halk sağlığı sistemleri olan fakir ülkeler sert etkilenecekler. Sadece sosyal uzaklaşma değil, el yıkama gibi basit hijyen bile, birçok vatandaşının temiz suya düzenli erişiminin olmadığı ülkelerde son derece zordur. Hükümetler, tasarım yoluyla, toplumsal gerilimleri teşvik ederek ve toplumsal uyumu baltalayarak ya da basit bir yetersizlikle daha iyi olmaktan ziyade konuları daha da kötüleştirdiler. Örneğin Hindistan, her büyük şehre giren on milyonlarca göçmen işçinin ne olacağını düşünmeden ülke çapında ani bir kapanış ilan ederek savunmasızlığını artırdı. Birçoğu kırsal evlerine gitti ve hastalığı ülke çapında yaydı; hükümet pozisyonunu tersine çevirip hareketi kısıtlamaya başladıktan sonra, çok sayıda kişi iş, barınma veya bakım olmadan şehirlerde mahsur kaldı.

İklim değişikliğinin neden olduğu yer değiştirme, küresel Güney'de yavaş yavaş büyüyen bir krizdi. Pandemi, krizin etkilerini birleştirecek ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyük nüfusları asgari geçim sınırına yaklaştıracak. Ve kriz, yirmi yıldır süren ekonomik büyümeden faydalanan fakir ülkelerdeki yüz milyonlarca insanın umutlarını ezdi. Halkların öfkesi büyüyecek ve vatandaşların artan beklentilerini karşılamak nihayetinde devrim için klasik bir tarif olacak. Umutsuz göçmen arayış içinde olacaklar, demagojik liderler iktidarı ele geçirmek için durumdan yararlanacaklar, yolsuz politikacılar çalabildiklerini çalma fırsatı bulacaklar ve birçok devlet kenetlenecek ya da çökecekler. Bu arada, küresel Güney'den Kuzeye yeni bir göç denemesi dalgası, bu sefer daha az sempati ve daha fazla direnişle karşılanacaktır, çünkü göçmenler geçmişe kıyasla daha etkin bir şekilde hastalık ve kaos getirmekle suçlanabileceklerdir.

Son olarak, sözde siyah kuğuların görünüşleri tanım gereği tahmin edilemez, ancak muhtemelen daha da fazla görünür hale gelecekler. Geçmiş pandemiler, uzun süren zorlukların neden olduğu aşırı kaygıların etrafında büyüyen kıyamet vizyonlarını, kültleri ve yeni dinleri teşvik etti. Faşizm, aslında, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan şiddet ve ayrıklıktan kaynaklanan böyle bir kült olarak görülebilir. Komplo teorileri, sıradan insanların güçsüz olduğu ve temilsciden yoksun olduklarını hissettikleri Orta Doğu gibi yerlerde gelişiyordu. Bugün, komplo teorileri kısmen İnternet ve sosyal medyanın neden olduğu kontrolsüz bir medya ortamı sayesinde zengin ülkeler arasında da yaygınlaştılar ve çekilen sürekli acının popülist demagoglar tarafından sömürülmesi için zengin materyal sağlaması ihtimali vardır.

VEYA DAYANIKLI DEMOKRASİ Mİ?

Bununla birlikte, Büyük Bunalım'ın sadece faşizm üretmesi değil, aynı zamanda liberal demokrasiyi yeniden canlandırması gibi, pandemi de bazı olumlu politik sonuçlar doğurabilir. Genellikle sklerotik siyasi sistemleri durağanlıklarından uzaklaştırmak ve gecikmiş yapısal reformlar için koşullar oluşturmak gibi büyük bir dış şok etkisi oluşturdu ve bu örüntünün en azından bazı yerlerde tekrar oynama olasılığı var.

Salgını ele almanın pratik gerçekleri profesyonelliği ve uzmanlığı destekliyor; demagoji ve yetersizlik kolayca ortaya çıkıyor. Bu, nihayetinde, başarılı olan politikacıları ve hükümetleri ödüllendiren ve kötü olanları cezalandıran faydalı bir seçim etkisi yaratmalıdır. Son yıllarda ülkesinin demokratik kurumlarını istikrarlı bir şekilde zayıflatmış olan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, kriz boyunca bocaladı ve şu anda çökmüş durumda bir sağlık felaketine başkanlık ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ilk olarak pandeminin önemsizleştirmeye çalıştı, ardından Rusya'nın pandemiyi kontrol altına alındığını iddia etti ve COVID-19'un ülke çapında yayılmasıyla yine melodisini değiştirmek zorunda kalacak. Putin'in meşruiyeti krizden önce zayıflıyordu ve bu süreç hızlanmış olabilir.

Pandemi, her yerde mevcut kurumlara parlak bir ışık tuttu, yetersizliklerini ve zayıflıklarını ortaya çıkardı. Zenginler ve yoksullar, hem insanlar hem de ülkeler arasındaki uçurum krizle birlikte derinleşti ve uzun süren ekonomik durgunluk sırasında daha da artacak. Ancak krizle birlikte yaşanan kriz, devletin süreçteki kolektif kaynaklardan faydalanarak çözüm sağlama yeteneğini de ortaya koydu. Geride kalan “birlikte yalnız” duygusu, tıpkı I. Dünya Savaşı ve Depresyon'un ortak ulusal acılarının 1920'lerde ve 1930'larda refah devletlerinin büyümesini teşvik ettiği gibi, sosyal dayanışmayı arttırabilir ve daha cömert sosyal korumaların gelişmesini sağlayabilir.

Mayıs 2020, Londra, Londra'da bir kilitlenme önleme protestosunda polis
Mayıs 2020, Londra, Londra'da bir kilitlenme karşıtı protestoda polis  
Pierre Alozie / eyevine / Redux

Bu, Gary Becker, Milton Friedman ve George Stigler gibi Chicago Üniversitesi ekonomistlerinin öncülük ettiği serbest piyasa ideolojisi olan neoliberalizmin aşırı biçimlerini dinlendirebilir. 1980'lerde Chicago okulu, büyük, müdahaleci devleti ekonomik büyüme ve insani ilerlemenin önünde bir engel olarak gören ABD Başkanı Ronald Reagan ve İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'in politikaları için entelektüel gerekçe sağladı. O zamanlar, birçok devlet mülkiyeti ve düzenlemeleri kaldırmak için iyi nedenler vardı. Ancak argümanlar, özellikle ABD'de muhafazakar entelektüeller kuşağında devlet eylemine düşmanlık katarak özgürlükçü bir dine dönüştü.

Pandemi yavaşlatmaya yönelik güçlü devlet eyleminin önemi göz önüne alındığında, Reagan'ın ilk açılış konuşmasında söylediği gibi “ devlet sorunumuzun çözümü değildir; sorun hdevlettir.” Ayrıca, özel sektör ve hayırseverliğin ulusal bir acil durum sırasında yetkili bir devletin yerini alabileceği de makul bir iddia değildir. Nisan ayında, Twitter'ın CEO'su Jack Dorsey, olağanüstü bir hayır olan COVID-19'la mücadeleye 1 milyar dolar katkıda bulunacağını açıkladı. Aynı ay, ABD Kongresi pandemiden zarar gören işleri ve bireyleri desteklemek için 2,3 trilyon dolar tahsis etti. Antistatik, kilitleme protestocuları arasında kalabilir, ancak anketler Amerikalıların büyük bir çoğunluğunun krizle baş etmede devletin tıp uzmanlarının tavsiyesine güvendiğini gösteriyor. Bu, diğer önemli sosyal sorunların ele alınması için devlet müdahalelerine verilen desteği artırabilir.

Ve kriz nihayetinde yenilenmiş uluslararası işbirliğini teşvik edebilir. Ulusal liderler suçlu oyunu oynarken, dünyadaki bilim adamları ve halk sağlığı yetkilileri ağlarını ve bağlantılarını derinleştiriyorlar. Uluslararası işbirliğinin çöküşü felakete yol açarsa ve başarısızlığa mahkum edilirse, bundan sonraki dönem ortak çıkarları ilerletmek için çok taraflı çalışma konusunda yeni bir taahhüt gerkebilir.

ÇOK FAZLA UMUTLANMAYIN

Pandemi küresel bir politik stres testi olmuştur. Yetenekli, meşru devletleri/ hükümetleri olan ülkeler göreceli olarak başarılı olacaklar ve onları daha da güçlü ve daha dayanıklı hale getirecek reformları benimseyerek gelecekteki performanslarını kolaylaştırabilirler. Devlet kapasitesi veya liderliği zayıf olan ülkeler, yoksullaşma ve istikrarsızlık olmasa da durgunluğa girerek sorun yaşayacaklardır. Sorun şu ki, ikinci gruptaki ülkeler birinciden çok daha fazla.

Ne yazık ki, stres testi o kadar zor oldu ki, devletlerin çok azı bu testi geçecek gibi görünüyor. Krizin ilk aşamalarını başarılı bir şekilde ele almak için, ülkelerin sadece yetenekli devletlere ve yeterli kaynaklara değil, aynı zamanda güvene ilham veren çok sayıda sosyal uzlaşmaya ve yetkin liderlere de ihtiyaçları vardı. Bu ihtiyaç, salgının yönetimini profesyonel bir sağlık bürokrasisine devreden Güney Kore ve Angela Merkel Almanyasında karşılandı. Çok daha yaygın olan şu ya da bu şekilde kısa süreli başarı elde eden devletler olmuştur. Krizin geri kalanının da yönetilmesi zor olacağından, bu ulusal eğilimlerin devam etmesi muhtemeldir ve bu da daha geniş bir iyimserliği zorlaştırmaktadır.

Albany, New York'taki New York Eyaleti Meclis Binası'nda bir protesto, Nisan 2020
Albany, New York'taki New York Eyaleti Meclis Binası'nda bir protesto, Nisan 2020
Bryan Smith / Reuters

Karamsarlığın bir başka nedeni, olumlu senaryoların bir tür rasyonel kamusal söylem ve sosyal öğrenmeyi benimsemesidir. Yine de teknokratik uzmanlık ve kamu politikası arasındaki bağlantı, elitlerin daha fazla güce sahip olduğu geçmişte olduğundan daha zayıftır. Dijital devrim tarafından teşvik edilen otoritenin demokratikleşmesi, diğer hiyerarşilerle birlikte bilişsel hiyerarşileri etkisizleştirdi ve siyasi karar alma artık çoğunlukla silahlarla ilgili konuşan boşboğazlar tarafından yönlendiriliyor. Bu, yapıcı, kolektif kendi kendine inceleme için ideal bir ortam değildir ve bazı politikalar sorunları çözücü olabildiklerinden daha uzun süre irrasyonel kalabilirler.

En büyük değişken ABD'dir. Krizin vurduğu zamanki modern tarihinde en beceriksiz ve bölücü lidere sahip olmak ülkenin tek talihsizliğiydi ve yönetişim tarzı baskı altında da değişmedi. Görev süresini başkanlığını yaptığı devletle savaşla geçirdikten sonra, müdahale talep edildiğinde devleti etkin bir şekilde konuşlandıramadı. Siyasi gücünü en iyi ulusal birliği elde etmekten ziyade, yüzleşmek ve kinle hizmet etmeye karar verdikten sonra, krizi savaşmak ve sosyal bölünmeleri artırmak için kullandı. Pandemi sırasında düşük Amerikan performansının birkaç nedeni vardır, ancak en önemlisi önderlik etmeyi başaramayan bir ulusal lider olmuştur.

Başkan'a (Trump) Kasım ayında ikinci bir dönem daha verilirse, demokrasinin veya liberal uluslararası düzenin daha geniş bir yeniden diriliş şansı azalır. Seçim sonuçları ne olursa olsun, ABD'deki derin kutuplaşma devam edecek gibi görünüyor. Bir pandemi sırasında seçim yapmak zor olacak ve hoşnutsuz kaybedenler kazananların meşruiyetine meydan okumaları için nedenler olacak.

Demokratlar Beyaz Saray'ı ve her iki Kongre (Senato-Temsilciler Meclisi) bölümünde çoğunluğu alsalar bile dizlerinin üzerinde sürünen bir ülkeyi miras alacaklar; dağ gibi bir borçla ve muhalefetin sert direnişi ile karşılaşacaklar. Ulusal ve uluslararası kurumlar yıllarca süren tacizden sonra zayıf ve sarsıntılı olacak ve eğer hala mümkünse onları yeniden inşa etmek yıllar alacaktır.

Krizin en acil ve trajik aşaması geçmişken, dünya uzun ve iç karartıcı bir slog'a giriyor. Sonunda, bazı parçaları diğerlerinden daha hızlı ayrışacaktır. Şiddetli küresel kasılmalar olası değildir ve demokrasi, kapitalizm ve ABD'nin daha önce dönüşüm ve adaptasyon yapabildiklerini kanıtlamışlardır. Ama bir kez daha şapkadan bir tavşan çıkarmaları gerekecek.

Francis Fukuyama, Temmuz / Ağustos 2020, Foreign Affairs

(Francis Fukuyama, Stanford Üniversitesi Freeman Spogli Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nde Olivier Nomellini Kıdemli Üyesi ve Kimlik: Onur Talebi ve Küskünlük Politikasının yazarıdır.)

(*) Yoshihiro Francis Fukuyama, 27 Ekim 1952'de Hyde Park, Chicago'da doğmuştur. Lisansını Cornell Üniversitesi'nde; doktorasını da Harvard Üniversitesi'nde yapmıştır. ABD Dışişleri Bakanlığında Politika Planlama Dairesinde Ortadoğu uzmanı ve Genel Direktör Yardımcısı olarak çalışmıştır. 1981-1982 yıllarındaki Mısır-İsrail Görüşmelerine ABD heyeti üyesi olarak katılmıştır. Fukuyama, farklı örgütlerde ve dergilerde görev yapmaktadır. 1990 sonrasının önde gelen siyaset bilimcilerinden biri olan Huntington’la birlikte bir süre Journal of Democracy dergisinin editörlüğünü yapmıştır. 1992 yılında yayınlamış olduğu (The End of History and the Last Man) 'Tarihin Sonu ve Son İnsan' adlı teziyle Batı Liberal düşüncesinin insanlığın ulaşabileceği son aşama olduğunu iddia etmesiyle gündem oldu. Fukuyama, 2005 yılının Temmuz ayı itibarıyla Johns Hopkins Üniversitesi'nde uluslararası iktisat politikası öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve The American Interest Dergisinin yayın kurulu başkanlığını yürütmektedir. Fukuyama, Irak savaşının başladığı dönemde neo-con çevreden uzaklaşmaya başladı ve farklı görüşlere yöneldi


Seçkin Deniz, 14.07.2020, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı