26 Şubat 2019 Salı

SA7473/SD1300: Sonsuz Ark Sohbetleri 34

"Hristiyanların, yahudilerin, budistlerin hatta ateistlerin kimlik krizi yaşadığı bugünde müslümanların yaşadığı kriz artık Sufizmin tekerlemeleriyle uyutulamaz, ölü İslamcılığın kaskatı çaresizliği ile tıkanamaz."


İnsanlık büyük bir boşluğun içinde; artık dinler tahrik, tahrif ve tazyif edildikleri yerde çözüm olarak ilgi çekmiyorlar. İyiliği, Barış'ı ve Adalet'i tesis edici tek güç olan din, her türlü şiddetin, istismarın, sömürünün ve ideolojik-politik manipülasyonun meşrulaştırılması ve yaygınlaştırılması için kullanılmaktan dolayı öldü. Bugün Kötülük, Savaş ve Zulüm, insanın gündeminde ve ilgi aralığında 'Din' olmadığı için artık engelsiz bir şekilde, eşitsiz bir şekilde insanlığın şimdisinde ve geleceğinde egemen olan tek gücün Şeytan'ın simgeleri olarak duruyorlar.

Ne yazık ki, burada kullanılan 'Din' bütün kapsamı ile her türlü beşerî ve ilahî kökenli inanışı, uygulamayı, kıstası, yasayı temsil ediyor; İslâm bu kapsamın veya tasnifin dışında değil. Yerkürede yaşayan herhangi bir insan şimdi için ya da gelecek için 'İslâm' dinini umut olarak görme şansını kaybetmek üzere. Müslüman olsun ya da olmasın insana, görülen, anlatılan ve anlaşılmayan hâliyle 'İslâm' bizzat kendisi olmadığı için, kendisine ulaşan şeyler bütünü olarak bir umut vaat etmekte zorlanıyor. 

İnsan için 'iyi' olanın asla kaybolmayacağı, Allah'ın insanı umutsuz bırakmayacağı gerçeği ile ve itina ile ve her şeyden çok daha fazla önemseyerek yaklaşmamız gereken Kur'an, her yerde okunduğu ve dinlenildiği halde maalesef henüz kaldırıldığı raflardan indirilmiş değil ve hepimiz için, bütün insanlık için arınması gereken İslâm algısının en temel denetleyicisi olarak bizi bekliyor.

Kur'an'ı hayatımıza nasıl dahil edeceğimizi bin iki yüz yıldır unutmuş olabiliriz, ancak bugün kainatı keşfetmeye çıkmış uzay araçları ile meşgul olduğumuz ve kendimiz gibi düşünen ve yapan robotlar, makineler icât ettiğimiz halde 'iyi' olanı tanımlama becerimiz din olmadan yok, Allah'ın gönderdiği ve Kur'an'da korunduğu haliyle İslâm, yeniden düşünülmeden de olmayacak. Ve biz iyilik olmadan kötülükle başa çıkabilecek donanıma sahip olarak yaratılmış değiliz; Şeytan'ın karşısında yapayalnız ve azgın olan nefsimizle yenilmeye mahkûmuz.

Bugün İslâm, belirsizliği ve hiçliği önceleyen, ferdi ezen yapısıyla Sufizm'in ve siyasal alana sıkıştırılmış, herhangi bir alternatif düşünme biçimine kendisini kapatmış olan kısır İslamcılığın kuşatması altında insan için iyiliği temsil edemez hale getirilmiş durumda ise, bunda bireysel ve toplumsal ataletin yanında 'Devlet'in 'iyilik' için tanımlanmamış ruhunun ve sisteminin de büyük katkısı vardır. 

Türkiye Devleti, halkının büyük çoğunluğunun 24 Haziran 2018'de yeniden kurduğu Yeni Türkiye Devleti olarak, kendisini hem yerel hem de küresel iyiliğin temsilcisi olarak tanımlıyorsa, kötülükle savaşında yıpranmış ve büyük özelliklerini kaybetmiş olan iyiliği, Kur'an'dan yeniden okumak ve üzerinde düşünmek zorundadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ekonomi, ticaret, tarım, teknoloji, savunma, sağlık, ulaşım, iletişim vesair alanlarda nasıl seferberlik düzeyinde aktif olabiliyor ve hemen her gün yeni bir strateji ile yol almasını başarabiliyor ve üretim yapabiliyorsa eğitim alanında da aynı strateji ile yol almasını başarabilmeli ve üretim yapabilmelidir... 

Eğitim, her uzmanlık alanında yeniden değerlendirilmek zorunda olduğu gibi, Dinî eğitim alanında da yeniden değerlendirilmek zorundadır; iyilik okullarda öğretilebilecek şekilde insanın hayatına yeniden dahil edilebilmelidir. Bugün artık Kur'an Kurslarında ya da İmam-Hatip Liselerinde veya zorunlu din dersleri kılıfında ya da İlahiyat Fakültelerinde öğretilenler artık insana ulaşabilecek bir iyiliğin yollarını tazmin edebilme kapasitesini yitirmiş durumdadır.

Devlet, İslâm ile ilgili herhangi bir yeniden yorumlama çabasının 'reformist' olarak etiketlenip engellenmesinin önüne geçmek zorundadır. İnsan yüzlerce yıl önceki insan değildir ve kötülük her an her yerde insanı etkisi altına alabilecek kadar yaygındır; iyilik de aynı güçte ve yaygınlıkta insana ulaşmadığı sürece insan için İslâm da umut olma özelliğini kazanamayacaktır. Türkiye eğer bunu şimdi, şu zamanda yapmazsa bir daha yapma şansı bulamayabilir.

Tek ve son fırsatımız insanlığın şeytanın karşısında bütün olarak diz çöktüğü bugün de yine ve yeniden Allah'ın gönderdiği son kitap olan Kur'an'dır. Hristiyanların, yahudilerin, budistlerin hatta ateistlerin kimlik krizi yaşadığı bugünde müslümanların yaşadığı kriz artık Sufizmin tekerlemeleriyle uyutulamaz, ölü İslamcılığın kaskatı çaresizliği ile tıkanamaz. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müslümanlara ve insanlığa Kur'an'ı yeniden okumak ve üzerinde düşünmek gibi bir yolda yürümeyi borçludur.

Selam ve Sevgiyle...




Seçkin Deniz, 26.02.2019, Sonsuz Ark, Sonsuz Ark Sohbetleri


  

Sonsuz Ark'tan 
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı