10 Ağustos 2018 Cuma

SA6637/AS69: Eğer Yeryüzündekilerin Çoğuna Uyarsan...

"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız." Kâf 16


Onlar kendileri gibi doğan, nefes alıp veren, yiyen, içen, seks yapan ve ölen insanlara tapınıyorlar. Ne kadar hazin bir sefalet. Tapınıyorlar, ama tapındıklarının farkında değiller; sorarsan Allah'a veya Tanrı'ya inandıklarını söylüyorlar, ama dua ederken, korkarken öncelik tapındıkları insanlarda, Allah'ta değil... 


Şeyh onları gözetler, onlara yardım eder, onları cezalandırır diye inanıyorlar; öyle inandırılmış çoğu; peki bilmiyorlar mı insanı ve kainatı sadece Allah gözetler, insana ve tüm mahlukâta sadece Allah yardım eder, gerçek cezalandırıcı sadece Allah'tır? Biliyorlar, hepsi biliyor, müridleri de biliyor şeyhleri de hocaefendi dedikleri insancıklar da. Peki bunu neden yapıyorlar?  


Sadece Allah'ın yapabileceği, insanların yapamayacağı şeyleri insanların da, özellikle seçilmiş olduğu iddia edilen evliya'nın yahut erkek çocuğu olmayan Allah'ın Elçisi'nin soyundan geldiğini iddia ettikleri ve 'seyyid' dedikleri insanların da yapabileceğini, bilhassa Allah'ın izniyle yapabileceğini nasıl düşünebiliyorlar? Allah'ın elçilerine vermediği gücü, elçilerinin torunlarına veya seçilmiş olduğu iddia edilen evliya sınıfından kişilere verdiğini neye dayanarak söylüyorlar? Allah'a ortak koşmak haram iken, sadece Allah'tan yardım dilememiz gerektiğini öğreten Fatiha suresini de mi okumuyorlar?

Kendi kızlarından doğan çocuklardan soylarını sürdürmedikleri halde Allah'ın elçisinin soyunu kızından sürdürüp bir sürü seyyid icat edip onu kutsal kabul ediyorlar. Kutsal soy mu yaratmış Allah? Madem soy kutsal, o aman seyyidlere ne gerek var, Yahudilerin-İbranilerin tümü kendilerini kutsal ve seçilmiş soy sayıyorlar, açıkça onlardan herhangi birine tapınsalar daha mantıklı olmaz mı, üstelik onlarda da erkekleri vaktinde kılıçtan geçirildiği için soy kızdan sürüyor; yoksa gizliden gelen hakikat şeyhlerin yahut seyyidlerin soylarının Yahudilere-İbranilere dayandığı gibi bir sırrı mi hâvidir? 


Hangi müslüman insanların kendisine tapınmasını kabul edebilir yahut isteyebilir yahut teşvik edebilir? Yahudiler-İbraniler bu hususta çok cesurdur, inandıklarını iddia ettiği Tanrı'yı çadıra davet edip onunla güreşip yendiklerini de alay ederek iddia ederler, insanların Allah'ı bırakıp hahamlara, rabbi dedikleri din adamlarına uymalarını da isteyen onlar değil miydi? 


Altın, gümüş, servet biriktiren, insanların mallarına, ırzlarına, rızalarına tasallut eden şeyhlerin, hocaefendilerin ilk öğretmenleri yahudilerin, hristiyanların din adamları değil miydi? Bu kadar serveti nereden getiriyor şeyhler, hocaefendiler? Bu kadar lüks arabanın, villanın, medya araçlarının kaynağı nedir? Allah mı bu şekilde edinin diyor? Kur'an'ın hangi ayeti yahut Allah'ın elçisinin hangi sünneti mürid denen kişilerden elde edilen bu serveti emrediyor? Tam aksine değil mi Allah'ın ve elçisinin emir ve tavsiyeleri? Peki bunu niçin yapıyorlar?


Niçin şeyh denen adamın resmini saatlerce gözlerinin önünden ayırmıyor bir kadın? Niçin namaz kılarken şeyhinin sureti-yüzü gelmek zorunda gözlerinin önüne kadın ve erkek müridin ve sadat-ı kiram dedikleri ne idükleri belirsiz tiplerin adları ezberlenmek ve zikredilmek zorunda? Bunlar peygamberlerden daha mı üstün? Neden peygamberlerin isimleri zikredilmiyor mesela? Neden Allah'ın elçisi Muhammed aracı kılınarak Allah'tan yardım istenmiyor da mesela; Şeyh Abdulkadir Geylani dedikleri bir ölüden medet umuyorlar? Onun kendilerini gözetlediğine inanıyorlar? 


Neden aslında şeyhlerinin hiçbirinin ölmediğine inanıp onları Allah'ın katında şefaatçi olacak diye kutsuyorlar? Şeyhleri kendilerini kibrit kutusuna koyup cennete götüreceği için mi? Yahut cennetin kapı aralığına ayağını dayayıp kendi müridleri girene kadar cennete girmeyeceklerini iddia ettikleri için mi? Yahut okuyup üfledikleri yanmaz kefenler ve kutsanmış su için mi? İnsanlar buna niçin inanıyorlar? Üstelik bu yalanları söyleyenler kendilerinin buna güçlerinin yetmeyeceğini bildikleri halde bu şeytanın uşaklarına nasıl inanıyorlar?


Efendileri bildiği halde onlar bilmiyorlar diyemez hiç kimse; hepsi bilerek ve isteyerek Allah'a ortak koşuyorlar, tıpkı Mekke müşrikleri gibi, putların onları Allah'a ulaştıracağını düşünüyorlar... Birbirlerine bakıp çoğalıyorlar.


Oysa Allah uyarıyor, müslüman olanın inandığı kitapta, Kur'an'da ısrarla uyarıyor:


En'am 116: "Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar."


Bakara 165-167: "İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi! Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır. Uyanlar şöyle derler: “Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık.” Böylece Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar ateşten çıkacak da değillerdir."

Tevbe 34: "Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele."

Zümer 44: De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.”

Bir insan inandığım dediği halde inandığı Allah'ı ve gönderdiği kitabı, peygamberi dinlemezse ona müslüman denir mi? İnsana şah damarından daha yakın olan Allah'a ulaşması için insanın hangi aracıya ihtiyacı olabilir, bilhassa kendisi gibi zavallı bir insan olan bir şeyhi, seyyid dediği kişiyi nasıl Allah'a ulaşmak için aracı kılabilir?

İnsan bilerek inanmalıdır, inandığı şeyi bilmelidir, aksi halde isteyerek, farkında olarak, fırsatçılık yaparak bir şeyh olmayı ya da bir şeyhe mürid olmayı kabul ediyor demektir ki, cezasını da kendisi çekecektir. Herkes öyle yapıyor dediğinde de, herkes gibi pişman olacak ve hesabını verecektir.



Alper SELÇUK, 10.08.2018, Sonsuz Ark, Çoğul Ötekiler ve Tekil Bizler

Alper Selçuk Yazıları
Takip et: @alperselcuk





Sonsuz Ark'tan


  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı