26 Ocak 2017 Perşembe

SA3905/KY1-CÇ363: Referandum, Felsefe, Darbe, Faşizm, Fetva, Yobazlık...

"Tuhaf.. herkesi kendi penceresinden yobaz görüyor.. yobaz gördükleri de onu yobaz görüyor.. peki kim yobaz?"


Madem 'Felsefe soru sormaktır ve Felsefe'de yanıttan daha evladır soru'; öyle ise bir soru soralım.. Sorumuz referandumla ilgili.. her iki tarafa da -Evet, Hayır taraflarına- soralım sorumuzu:


"Hangi kanıtla 'Hayır', dersiniz?"


"Hangi kanıtla 'Evet', dersiniz?"


Benim yanıtım şu.. referandumun içine edildiği için tarafları belirleyen hiç bir ussal kanıt yoktur.. çünkü referanduma sunulan şey inanç skalasına oturtulmuştur.. hâl böyle olunca ve hiç bir inanç da ussal kanıtlarla değiştirilemeyeceği için ne yaparsanız yapın bir şey değişmeyecektir.. boşuna karşı tarafı akılsızlıkla, bönlükle, ahmaklıkla, hainlikle suçlamayın..


Not: Dediğim gibi felsefe de aslolan sorudur.. yanıttan daha evladır..


***


Duygusal kanıtlara devam.. :)


Sorumsuz cumhurbaşkanını sorumlu yapacak olan değişikliğe niçin karşısınız? 


Mevcut cumhurbaşkanı makamı yargılanamazken, referandumla gerçekleşecek değişiklikle meclisin üçte iki çoğunluğuyla yargılanacak olmasına niçin karşısınız?


Şu anki cumhurbaşkanlığı makamı isterse meclisi fesheder.. yetkisi var.. kimse de gık diyemez..


Şu anki cumhurbaşkanlığı makamı mevcut millet meclisi içinden her hangi bir vekili -parti başkanı veya çoğunluk gibi bir koşul yoktur- hükümet kurmakla görevlendirebilir.. ki örneğini Refah-Yol döneminde sayın Demirel sergilemiştir.. 


Demirel, Doğru Yol Partisi genel başkanı Tansu Çiller yerine daha az vekile sahip Anavatan Partisi genel başkanı Mesut Yılmaz'ı hükümeti kurmakla görevlendirdi ve herhangi bir yasal yaptırımı olmadı.. çünkü sorumsuzdu.. 


Anayasa kitapçığını da sorumsuz cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, sorumlu başbakan Bülent Ecevit'e  fırlatarak ülkeye iyi bir takla attırdı.. 


Mevcut cumhurbaşkanlığı makamı faşist cuntanın liderine göre şekillendirilmişti.. eski sisteme göre cumhurbaşkanı sorumsuz ve yetkileri hiç bir demokratik ülkede olmayan yetkiler..


***


1982 anayasasına göre cumbaba yapıp ettiklerinden sorumsuzdur bazı yetkileri de şöyledir:



  • Tüm bakanlar kurulu toplantılarını, kendi başkanlığı altında yapabilir. Başkanlığında toplanan bakanlar kurulu kararıyla sıkıyönetim ve olağanüstü hâl ilan edebilir, kanun hükmünde kararname çıkartabilir.
  • Anayasa’nın 116. maddesindeki koşulların oluşması hâlinde TBMM’yi (Türkiye Büyük Millet Meclisi) feshedip seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. 
  • Genelkurmay Başkanı’nı, YÖK (Yükseköğretim Kurulu) üyelerini, üniversite rektörlerini seçer, yüksek yargı atamalarını yapar. 
  • YAŞ (Yüksek Askerî Şûra) ve MGK’ya (Milli Güvenlik Kurulu) başkanlık yapar.
***

17 yaşındaydı Erdal Eren (solcu); kağıt üzerinde yaşı büyütüldü. Alelacele yargılandı. Hemencecik kırdılar kalemi.  "Ben yapmadım!" demesine rağmen "İbretlik bir son olsun" diye çocuk yaşta idam edildi.

Mustafa Pehlivanoğlu (ülkücü); masum olduğunu tekrar edip durdu ve fakat 12 eylülcüler için kişinin suçlu olup olmaması önemli değildi; önemli olan dengeydi bir solcu asılmıştı (Necdet Adalı) öyle ise bir sağcı (ülkücü) asılmalıydı ve asıldı..


İdam kararını veren Sıkıyönetim Mahkemesi Hâkimi Ali Fahir Kayacan anlattığı anılarında, Mustafa Pehlivanoğlu'nun asılan solcu Necdet Adalı'ya denge olsun diye idam edildiğini belirtir.


İşte ben bu cuntanın dayattığı anayasaya 'Hayır' için yaşım tutmasa da kahve kahve gezmiştim.. ve 141-142-163. maddeler kaldırılırken de sevinmiştim, bayram etmiştim.. yine ve yeniden #EVET çünkü o kanlı cuntanın dayattığı yasadan bir kıl daha koparılıyor.

***

Bir de şöyle bir şey var.. kendisi gibi karar vermiyorsun, vermeyeceksin; bunu ilan etmişsin.. muhalif kişi anında yapıştırıyor; düşünmüyorsun! 


Peki düşünmediğimi nereden biliyorsun? 


Hani iki kör lokantada köfte sipariş etmişler.. başlamışlar yemeye, körün biri ötekine, 'Köfteleri çift çift yeme.. tek tek ye!' demiş.. öteki kör de, 'Benim çift çift yediğimi nereden biliyorsun?' diye soruyla karşılık vermiş.. bu kere 'tek tek ye' diyen karşılık vermiş 'Ben çift çift yiyorum da oradan biliyorum!' :) 


Şimdi 'Evet' diyene düşünmüyorsun diyen bizim 'Hayırcı'ya desem ki; "Onun düşünmediğini nereden biliyorsun? 


'Kendimden!' diye cevaplar cevaplamasına da kendinin farkında değil.

***

Aha.. laiklik hepten elden gitmiş.. haberimiz yok.. bak solcu-laik Ana Muhalefet partisi bile fetva mercii: 'Bu değişiklik İslama aykırı!' 


La madem aykırı, öyle ise #EVET 


Tuhaf.. herkesi kendi penceresinden yobaz görüyor.. yobaz gördükleri de onu yobaz görüyor.. peki kim yobaz?.. 


Diyorum ki yobaz kendi gibi olmayana tahammül edemeyendir.. ve faşistler en büyük yobazdır.. faşizm de en büyük yobazlıktır.. kendisi gibi olmayana tahammül edemez.. kendisi gibi olmayanın varlığını bir zûl bilir..





Cemal Çalık, 26.01.2017,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme

Seçkin Deniz Twitter Akışı