28 Aralık 2016 Çarşamba

SA3800/KY13-AO101: Yakın Zamanların Faşizmi

"Yani faşizm güce dayalı, cehaletin yaygınlaştığı tüketim toplumunun ayakları üzerinde yükselir."


Görünür olma hastalığı yaygınlaştıkça "dayatmacılık" da yaygınlaşıyor. Propaganda, toplam gücün diğerler üzerinde baskı kurmasını ve onları sindirmesini kolaylaştırıyor. Sonunda bu bir ideolojiye dönüşüyor.

İdeolojileri yıkmaktan daha zor bir şey yok. Zira onlar zamanla güçlünün maskesi oluyor ve kurduğu çarpık mantık toplumun iç mantığı haline geliyor.

Bu durumun sürekliliğini sağlayan ana faktör ise tüketim toplumunun argümanlarının salgınlaşarak, kurallarının iyice kök salma hâlidir.

Tüketim toplumu sorgulamadan kabulü kolaylaştırıyor ve böylece gücün kitlelerce benimsenmesinin sağlanması görünmez hale geliyor.

Cehaletle güç arasında simetrik bir ilişki var. Güç kendini toplum üzerinde hissettirdikçe cehalet bir adım daha öne çıkar. Cahillik toplumun sığınağı haline gelir ve sonunda hakikatin sesi cılızlaşır, duyulmaz olur. Faşizm bu toplumsal yapıdan beslenir. Yani faşizm güce dayalı, cehaletin yaygınlaştığı tüketim toplumunun ayakları üzerinde yükselir. 

O nedenle onu sadece sağ ideolojiyle özdeş sanmak yanıltıcıdır. O gün gelir "sol" posta, gün gelir "din" postuna, gün gelir modern bir görüntüye bürünebilir. 

Yakın zamanların faşizmi böyle bir şeydir; Siz geri çekildikçe o kendi alanını büyütür ve farkına varmadan sizin sesiniz oluverir...

***

Bir Rize'li olarak sonunda anladım ki Rize'nin en büyük sorunu heykel sorunuymuş!

Bunca tartışma şehrin nasıl olması gerektiği konusunda ne derece üstün duyarlılığa sahip olduğumuzu da ortaya koydu. Onlarca kişi heykelin yerinin değişmesi halinde neler kazanıp, neler kaybedeceğimizi enine boyuna ortaya koyarak şehrin geleceğine büyük katkı(!) sağladılar.

Bu kişiler arasında siyasetçiler, gazeteciler, sivil örgüt temsilcileri, şehrin ileri gelenlerinin olması beni de gelecek adına umutlandırdı.

Doğrusu özlemiştik böylesi yoğun akıl yormaları.

Aslında daha başka kişilerden de yorumlar bekliyordum, ama galiba onlar daha ağır takılıyorlar.




Adnan ONAY, 28.12.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı