19 Eylül 2015 Cumartesi

SA1776/KY13-AO24: MHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türk Milliyetçiliği'nin Evrimi

"Bugünkü MHP, dünün MHP'si değil.. Artık lügatında solla mücadele yok, onlarla omuz omuza vermek var. Din ise söylemlerinden iyice uzaklaşmış durumda.."


Fotoğraf: Seçkin Deniz, 2012

Lise yıllarımızda bir çoğumuz gibi sol-sağ çatışmalarının içinde yoğrulduk, bu karmaşa içerisinde ne olup bittiğini anlamaya, iki grup arasındaki çatışmaları anlamlandırmaya çalıştık.

Sol, özetle; ABD ve onun yörüngesindeki Batı ülkelerinin Türkiye'yi sömürdüğünü, mevcut kapitalist sistemin kaynaklarımızın emperyalizme akıtılmasının önünü açtığını ileri sürüyor ve bu sistemin sosyalist/komunist sisteme dönüştürülmesi halinde Batı'nın ülkemizi sömürmesinin önüne geçileceğini ve böylece bağımsız,ilerici bir sistemin kurulacağını iddia ediyordu.

Solcular sistem karşıtlığı nedeniyle de devletle çatışıp, kurumlarda etki oluşturmak, kadrolaşmak ve toplumsal baskı kurmak yoluyla da bir halk devrimi yaratacaklarına inanıyorlardı.

O gün Sosyalizm/Komünizm için mücadele edenlerin çoğunluğu Doğu Bloku ülkelerini, Arnavutluk ve Çin'i kendilerine örnek model alıyorlardı. Bu ülkelerin belirgin özellikleri ise Marksist/Ateist ve özel mülkiyet karşıtı olmalarıydı.

Solcuların, ülkeyi komünizme sürüklediğini, bunun gerçekleşmesi halinde ülkenin dinsizleşeceğini, devletin her şeyi ellerinden alacağını düşünen sağcılar, milliyetçiler ise solcularla mücadelenin dini korumayı da içeren, vatanseverliğin gereği olduğuna inanıyor ve o nedenle solcularla mücadele ediyorlardı.

O günkü sağcı/milliyetçilerin solcular karşısındaki söylemleri din ve vatan sevgisine dayalıydı. O günün milliyetçileri çeşitli sol grupların eylemlerinin ülkeyi zayıflatıp düşmana yem yapacağını, sonuçta ülkenin İslam dininden uzak, dinsiz bir sisteme dönüşeceği ileri sürüyordu.

Yani 70-80'li yıllardaki milliyetçiler çoğunlukla ideolojilerini din sevgisine dayandırıyor, vatanı korumanın da dinden olduğuna inanıyorlardı.. Sola karşı mücadelelerini bu temele oturtuyorlardı.

Hal böyle olunca, dinin değerli gördüğü kişilere önem veriyor, geçmişte dindarlara yapılan bazı uygulamaları eleştiriyor ve açıkça bu uygulamaları hatalı bulduklarını dile getiriyorlardı.

O günden bugüne köprülerin altından çok sular geçti ve milliyetçiler bir zamanlar çatıştıkları, binlerce milliyetçinin kanını akıtan solcularla işbirliğine girdiler.. Birçok eski milliyetçi/ülkücü bir çok yerde bir zamanlar dinsiz, komünist dedikleri CHP'ye destek verdi. Hatta bazıları seçimlerde CHP'nin adayı oldu.

Şimdilerde ise, bu çevrelerden bazıları bir zamanlar çatıştıkları solcularla kolkola girmenin ötesinde artık onların düşman gördüklerini de düşman görmeye başladılar.

Bunun son örneği de Adana'nın MHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı.. Başkan Hüseyin Sözlü, kalabalıklara seslenirken aralarında İskilip'li atıf hocanın da bulunduğu isimleri hain ilan etti ve onlara ağır hakaretlerde bulundu:

"Milli mücadele döneminde de bu millet gevşek din adamları görmüştür. Şeyh Sayitleri, Seyit Rızaları, işbirlikçi İskilipli Atıf Hocaları görmüştür. Onlar gibi kalleş ve kancık ruhlu olmayın." diyen Sözlü'ye şu ana kadar partisinin üst düzeyinden herhangi bir eleştiri ve kınama gelmiş değil.

A.Türkeş'in hayatta olduğu dönemde böyle bir şeyi söylemek mümkün müydü? Elbetteki hayır..
Demek ki bugünkü MHP, dünün MHP'si değil..Artık lügatında solla mücadele yok, onlarla omuz omuza vermek var. Din ise söylemlerinden iyice uzaklaşmış durumda..

Adeta CHP'nin,solun sağdaki versiyonu haline dönüşen Hüseyin Sözlü'ye ve benzeri kimi milliyetçilere bakalım "dur"diyen çıkacak mı?


Adnan ONAY, 19.09.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar


Seçkin Deniz Twitter Akışı