18 Temmuz 2014 Cuma

SA783/ÇY3-BŞ15: BRICS’in Yeni Kalkınma Bankası’nın Amacı, Riskler, Olasılıklar

“Yeni Kalkınma Bankası, ABD'nin siyasî ve ekonomik taleplerinden bağımsız olmaya yönelik bir hamle olarak dünya düzenini değiştirmek için atılmış çok önemli bir adımdır.”


Dünya kamuoyuna yansıdığı üzere, geçtiğimiz seneden bu yana altyapısı konusunda yaşanan anlaşmazlıklar olmasına rağmen 2009 yılında bir araya gelen BRICS grubu üyesi ülkelerin devlet başkanları tarafından Yeni Kalkınma Bankası (New Development) kurulmasına ve grubun kendi döviz rezervlerinin oluşturulmasına ilişkin anlaşmanın, 15 Temmuz Brezilya'da yapılacak BRICS zirvesi sırasında imzalanmasına karar verildi.

Gelişmekte olan ülkelerin kısa vadeli likidite baskılarını ertelemelerine destek amaçlı oluşturulan likidite havuzunun bütçesi, Çin'den  41 milyar dolar, Rusya Hindistan ve Brezilya'dan 18'er milyar, Güney Afrika'dan ise 15 milyar dolar olmak üzere üye devletlerin aidatlarından oluşacak100 milyar dolarlık döviz rezervini kapsıyor. Bu hamleyle gelişmekte olan muhtelif ekonomilerin, ABD’nin giderek azalan mali genişleme politikası nedeniyle karşılaştıkları dalgalanmaları kontrol altına alınması hedefleniyor.

Yeni Kalkınma Bankası beş ülkenin, yedi yılda yatıracakları 10’ar milyar dolar nakit ve verecekleri 40 milyar dolarlık teminatı ile kurulacak. Planlamalara göre banka, 2016’da kredi vermeye başlayacak ve diğer ülkelerin üyeliğine açılsa da BRICS ülkelerinin hisseleri, ülke başına yüzde 11’den, yani toplamda yüzde 55’ten aşağıya düşemeyecek. Nitekim üye olması muhtemel olan gelişen ülkeler, (yabancı kamuoyunda Endonezya, Meksika ve Türkiye bu ülkelere örnek gösteriliyor) bu kurumun finansmanına katkıda bulunabilecek tasarrufa ve döviz rezervine sahip.

2008/2009 krizinden sonraki yıllarda özellikle çok uluslararası ekonomide köklü bir değişiklik yaşanmadı. Krizden sonra kimler sağ çıkacak tartışmasının en önemli ayaklarından biri, büyüme kabiliyetinin kalıp kalmadığı ile ilgiliydi. Akabinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birikmiş döviz rezervlerinin düzeyi de son yıllarda önemli ölçüde büyüdü. Bu kaynakların büyük bir kısmıyla, nispeten düşük verimlide olsa, genellikle gelişmiş ülkelerde yatırım yapılmaya başlandı.

Çünkü ABD hegemonyası tarafından dayatılan kapitalist sistemde tüm dengeler küresel sermayeye bağlanmıştı. Nitekim BRICS, Batılı güçlerin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra IMF ile Dünya Bankası ekseninde kurdukları küresel finans düzenine karşı daha fazla söz hakkı kazanmak için kuruldu.

Dolayısıyla Yeni Kalkınma Bankası, ABD'nin siyasî ve ekonomik taleplerinden bağımsız olmaya yönelik bir hamle olarak dünya düzenini değiştirmek için atılmış çok önemli bir adımdır. Kurulacak kalkınma bankası, gerçekleştirilmek istenen yatırımlara finansman sağlayarak veya garanti vererek üye ülkelerin kalkınma ivmesini hızlandıracak. Neticede yeni yatırımlara sağlanacak böyle bir teşvik, üye ülkelere büyük avantaj sağlayacağı aşikardır.

Grup üyesi ülkeleri teker teker incelersek her birinin ekonomik yönden güçlü ve zamanla daha da güçlenmesi muhtemel, geleceğin potansiyel bölgesel/ağ güçleri olarak yeni çok kutuplu dünya düzeninin aktörleri olduğunu görüyoruz. Aslında siyasi ve ekonomik açıdan çok fazla farklılıklara sahip olan üye ülkelerin ortak misyonu Amerika’ya duyulan tepkiyle oluşmuştur.

ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana  kendi başına Dünya’yı yönetmeye kalkması, söz konusu ülkeleri adaletsizlik ve haksızlığa karşı bir araya getirmiştir. Olağandır ki, her ülkenin kendi gündemi ve gerçekleştirmek istediği ikili iş birlikleri mevcut. Ancak BRICS grubunun deyimiyle `pozitif gündem´ olarak adlandırdıkları bu iş birliği sayesinde her ülkenin ortak faydasına olacak yatırımları desteklemeyi amaçlıyorlar.

Tecrübeyle sabittir ki,  gelişmiş ekonomili ülkelerden yapay olarak oluşturulan dış şoklar, üçüncü dünya ülkelerinin finansal anlamda güvenlik açığını ortaya koymuştur. Uluslararası Para Fonu (IMF) veya Dünya Bankası gibi kuruluşlar varlıklarını ve egemenliklerini hâlâ sürdürüyorlar ve birçok konuda devletlere yardımcı(!) oluyorlarsa da  (ki bu kurumlar ödemeler finansmanı ve kısa vadeli finansman dengesini sağlamak için vardır) aslında yetersizdirler. Bununla birlikte genellikle uygunsuz koşullar dahilinde seçenekler, bu kurumlar tarafından az gelişmiş ekonomilere sahip devletlere muhtelif isimler verilen çözüm "planları"(!) adı altında empoze edilir.


Ayrıca, mevcut finansal hegemonyanın düzenbazlıkları ve finansal cambazlıkları sonucu, döviz kurlarında ani dalgalanmalarla gelişmekte olan ekonomilerden çok büyük sermaye çıkışlarının yaşandığını da biliyoruz. Dolayısıyla ilerleyen zamanlarda BRICS önderliğinde daha da geliştirilebilecek geniş tabanlı bir para fonu, küresel finans güvenlik ağının güçlendirilmesi için katkı sağlayabileceği gibi ek bir savunma hattı olarak da, mevcut uluslararası düzenlemelere şimdilik ancak tamamlayıcı olacaktır.

Büyük önem arz eden bir diğer noktaysa, Banka'nın sağlayacağı finansman desteğiyle üye ülkelerde yapılacak yatırımların, yeni ekonomi anlayışı olarak da ifade edebileceğimiz, altyapısıyla geniş tanımlı olan "yeşil ekonomi" doğrultusunda olacağıdır ki, Yeşil Ekonomi ile sürdürülebilir üretim, tüketim, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı ile yeni istihdam alanları oluşturulacak akabinde de milli refah seviyesi artıracaktır. Gelişecek bu yeni ekonomik anlayışın yoksulluğun azaltılmasında efektif ve optimal kullanılması olası bir ekonomik kriz sonrası oluşabilecek risklerin bertaraf edilmesini sağlayacaktır.

Elbette grubun, farklı coğrafyalarından kaynaklanan bazı jeopolitik ve stratejik bağımlılıkları sebebiyle bankanın işleyişi, yönetimi, katılım oranları ve gelişim planına dair ayrıntılar henüz tam anlamıyla netlik kazanmış değil. Bununla birlikte elbette mevcut durum itibarıyla IMF veya Dünya Bankası’na muadil olamayacağı için bu bağlamda lokal bir banka statüsünde olduğu dile getirilse de, BRICS, önceki birçok analizimde bahsettiğim dünya ekonomisine yön veren mevcut finansal hegemonyaya karşı "Daha Adil Dünya Düzeni" için stratejik bir adım atmıştır.

Birçok ekonomist için bu adım şimdilik sembolik olarak adlandırılsa da BRICS yükseliyor.. Ve bu yükselişi dünya izliyor... Hatta bütün dünya...(1)

Dünya Bankası ve IMF,  ABD, AB ve İngiltere… Çünkü BRICS grubu, dünya nüfusunun yaklaşık % 42’sini, küresel Gayr-ı safi Milli Hasılası’nın % 20’sini, toplam ticaret hacminin % 17’sini oluşturuyor.

Hasılı, Batı bloğuna karşı, Doğu bloğunda oluşmaya başlayan ittifakın istikrarı halinde oluşacak sinerji onları korkutuyor. İşte bundandır ki harekete geçtiler. Obama Yönetimi, Moskova'ya Ukrayna meselesi adı altında misilleme olarak Amerika Birleşik Devletleri tarafından bugüne kadar alınan en yıkıcı ve ciddi finansal tedbirleri (ki siz bunu ceza olarak okuyun) almaya başladı. (2)

Çünkü BRİCS oluşumu, henüz dengeleri değiştiremese bile en azından sömürü sisteminin değişeceğine dair ümitleri yeşertti. Çünkü BRICS, 1945 sonrası ABD'nin kurduğu düzene isyan etmiş oldu. BRİCS' ten ABD- AB koalisyonuna ve dolar saltanatına indirilen bu balyozun karşılığı ne olur?

Sizce bu isyanı bastırmak için gerekirse ABD neleri göze alabilir?

Bugün haber bültenlerinde yer aldığı üzere düşürülen Malezya uçağı en çok Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara, Rusya'ya ve Rusya'nın itibarına zarar vereceği aşikarken sizce bu olasılık çok mu irrasyonel?...

Gelinen noktada hiç de irrasyonel değil....

Çünkü kapitalizmin Kudüs’ü artık FED değil, mescidi artık ABD değil...

Şimdi düşünün, haftalardır Filistin’de insanlık suçu işleyenlerin, hastane ev, çoluk çocuk ayırt etmeden (bugün itibariyle 240 kişi) bir vahşete daha imza atılmasına karşı kılını kıpırdatmayan BM,  düşürülen Malezya uçağı için toplanma kararı alıyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, yaptığı açıklamada, "Bu topraklardaki devlet, bu korkunç trajedinin kesinlikle sorumluluğunu taşıyor” diyor. (3)

Trajedi... Trajedi görmek isteyen yüzünü Ortadoğu'ya çevirsin...



Berrak Şebnem, 18.07.2014, Sonsuz Ark, Çırak Yazar



(1) BRICS yükselişi, Bretton Woods beri ilk gerçek güç küresel ekonomide işaretler: http://t.co/fIaqmLNaWD  
(3) Biden, ''Görünüşe bakılırsa, vurulmuş. Vuruldu, kaza değil. Havada infilak etti''

Seçkin Deniz Twitter Akışı