23 Haziran 2014 Pazartesi

SA731/ KY11-TG25: Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni Dünya Düzeni Senaryoları-2

“Rusya dünyayı değiştirmeye karar vermiştir ve büyük bir risk almaktadır.”
Kartcev Dmitry, Vladimir Shpak, Andrey Veselov, Nikolai Anischenko ortak çalışması,
18 Mart 2014

Senaryo 2:  Çift Kutuplu Bir Dünya 2.0

Esas Oyuncular: Amerika Birleşik Devletleri ve Çin

Geliştirmeler: Ukrayna ile herhangi bir anlaşmaya varılamamıştır. Rusya’nın Ukrayna üzerindeki etkisine ısrarlı bir şekilde karşı çıkan AB, ABD’ye ise tam destek vermektedir. Buna mukabil Rusya, günler veya haftalar içerisinde Kırım’ı kendi sınırları dâhilindeki bir parça olarak kabul eder ve Ukrayna’nın doğu kesimlerini işgal eder. Yanıt olarak Batı, sadece resmi kurumları değil iş çevrelerini ve sıradan vatandaşları da etkileyecek şekilde belirli ülkelere girişleri kısıtlayan acil ve sert yaptırımlar getirir. Aşamalı olarak ekonomik yaptırımlar uygulanmaya başlanır (Avrupa enerji kaynaklarımıza ve pazarımıza bağımlı olduğu için bu aniden gerçekleştirilemez).

Diğer yandan Çin, Rusya’nın pozisyonunu desteklediğini ifade eder. Yanukovych hükümetinin Kırım’da düşmeden önce Çin ile imzalamış olduğu tüm anlaşmalar tam anlamıyla uygulanmak zorunda bırakılır. Çinli yatırımcılar, Donuzlav Gölü’nde dev bir limanın ve Scholkino kasabasında bir enerji santralinin inşasını finanse eder.

Çin, Batı’nın ekonomik yaptırımlarına karşılık Rusya’ya ekonomik destek sağlar. Böylece ekonomik durumun kötü gidişatının etkisini bir şekilde yumuşatacak bir Rusya-Çin ittifakı oluşur.

Felsefe: Şüphesiz Rusya-Çin ittifakının ideolojik temelini neo-sosyalizm ve Batı dünyası ile oligarşik kapitalizme duyulan karşıtlık oluşturur. Böylelikle, gelişime yönelik olarak ve ülkemizin geleneksel Hıristiyanlık gibi tarihi değerlerini en iyi koruyan “gerçek Avrupa” olarak tanımlanacağı Avrasyacılık’ın yeniden canlandırılmasını sağlayacak Rusya’nın Sovyet geçmişi yeniden gündeme gelecektir. Diğer yandan, gelecek altıncı nesil Çinli liderler açıkça “devrimsel pratiğe” geri dönüşten bahseder. Bununla birlikte bu durum Mao’nun aklanmasına kadar götürülmeyecek ve daha çok Çin Ordusu Zhu De’yi oluşturan Mareşal Peng Dehuai’nin ruhunun yeniden onurlandırılması ile sınırlı kalacaktır. 

Demokrasi kavramı revizyona tabi tutulacaktır: bu retorik anlamda bir değer revizyonu değildir fakat batı kaynaklı kilit noktadaki kamu enstitüleri aşamalı olarak kaldırılacaktır. Bir benzeri GDR (Demokratik Almanya Cumhuriyeti) bünyesinde bulunan “Popüler Cephe”nin oluşturulması örneğine bakılırsa, görünen o ki Vladimir Putin Doğu Alman politik tecrübesinin büyük bir hayranıdır. Bu durumda ülkemizde farklı “halkların demokrasisi” pratiklerinin devreye girmesi beklenebilir. Liberal muhalefetin bu noktada fazla bir etkisi olmayacaktır.

Jeopolitik: Dünya 1991 öncesindeki duruma geri dönecek, sadece büyük oyuncularda bir şekilde değişiklik olacaktır. ABD, küçük kardeşi Avrupa ile beraber Batı blokunun lideri olarak kalacak fakat yeniden sosyalist olan Doğu blokunun başını Çin çekecektir. Rusya’nın buradaki rolü küçük olsa da her çeşit modern savaşın önünü çeken agresif bir partner olacak ve ihtiyatlı Beijing ise bu durumdan önemli ölçüde menfaat sağlayacaktır.

Dünya bir seçim yapmak zorundadır ve şu anki şartlar altında bu seçim Batı’dan tarafa olmayabilir. Hugo Chavez tarafından oluşturulan, Bolivarcı ALBA’ya ait Latin Amerikan Güçleri, yeni Doğu blokuna katılacaklardır ki bu durumu Batılı sol kanat entelektüelleri memnuniyetle aktif olarak destekleyeceklerdir. Ortadoğu’daki Suud etkisini kırıp İran’la temas kurmaya çalışan ABD’nin dikkatsiz teşebbüsleri karışıklığı iyice artıracak, bu durumda sonucu belirleyen ülke büyük ihtimalle Çin olacaktır. Afrika’da olduğu gibi Beijing varlığını bu bölgede uzun süreden beri göstermektedir.

Fakat tüm bu gelişmelere rağmen, sonuçta küresel aktörlerin her biri, yerli politikalarından bağımsız olarak askeri ve ekonomik sadakat karşılığında az gelişmiş ülke liderlerini destekleyecek ve eski düzen devam ettirilecektir.

Politik Ekonomi: Çin, sisteme endüstriyel kapasite ve işçi sağlarken Rusya kaynak, teknoloji ve insan gücü anlamında akademik ve mühendislik desteği sağlamaktadır. Esasında, Çin Rusya’ya karşı gerçekleştirilecek yaptırımlardan etkilenmeyeceği için Batı tarzı kapitalizmle iç içe geçmiş, devlet kontrolünde, yeni bir tür alternatif kapitalizm ortaya çıkacaktır. Ülkemizde MacBook’ların, iPhone’ların ve Ford’ların yerini Lenovo bilgisayarlar, Huawei telefonlar ve Great Wall arabaları alacaktır.

Diğer yandan dünya çerçevesinde bu küresel çatışma halinin yararlı olacağı bile söylenebilir. Kontrol sahalarını genişletme çabası içinde olan muhalif bloklar, uydu ülkelere mümkün olduğunca yatırım yapmaya çalışacaktır. Dünya böylece altyapısal bir gelişim evresine girecektir.

Hassas Noktalar: Silahlanma yarışı ve “Demir Perde”. Rusya gerçek anlamda bir ekonomi seferberliği inşa edemeyebilir. Her halükarda Rus ve Batı ekonomileri arasındaki fark en azından ilk aşamada düşük bir yaşam standardını dayatacaktır. Rus ekonomisi ne kadar militarize olursa, Çin’in yakın partner olarak rolü de o ölçüde büyümeye devam edecektir. Diğer yandan Rusya da Çin’in yaptığı gibi çift taraflı bir oyuna girebilir. Bir yandan ABD ile ekonomik işbirliğinde kısıtlamaya giderken (ki bu, rakamlara bakıldığında gerçekte imkânsızdır) diğer yandan perde arkasında Washington ile politik müzakerelere devam eder. Rusya’nın zayıflaması Uzak Doğu’nun da tehdit altına girmesi demektir.

                                                                                         Devam edecek>>>…



Tamer Güner, 23.06.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri



Makalenin orijinali ve tamamı için:

Makalenin İngilizce çevirisi için:



Seçkin Deniz Twitter Akışı