1 Haziran 2014 Pazar

SA706/SD133: Genişletilmiş Sultanlık Mekanizması ve Sürü Manipülasyonu

"Cumhuriyet, sürü karanlığını azaltma hedefine, sultanlar mekanizmasına rağmen, ulaşmaktan vazgeçmeyecektir..."


Uzun yıllar boyu son Osmanlı Padişahı'na atfedilen ,"Bu millet sürü gibidir, ona bir çoban lâzım; o da benim." ifadesi, bir çok satıhda acımasızca eleştirildi. Aslında halkı sürü olarak görmek Sultan'a has özelliklerden biri değildi, zira; binlerce yıl halklar sürü telakki edildi ve siyasi figürler ve memurlar halklara bu bakış açısına göre davrandılar. Sultan'ın bunu bu bahiste beyan edişi, sadece sıradan bir vaka idi...

Siyasetin ve siyasi kurumların -elçiler ve ilahi bildirgeler dışında - temel işlevi, sıradan bireylerden oluşan halkı önemsemek ve yüceltmek değildi; hiç olmadı da. Bunu bilmelerine rağmen cumhuriyet seçkinleri de Sultan'ı kötülemek adına "sürü" mekanizmasına karşı halk yararına eleştiriler yaptılar. Kuşkusuz cumhuriyetin yerleşik temeller oluşturması adına, bu eleştirilerin kaçınılmaz olduğunu kabul etmek mümkündür. Ancak; sürü karanlığına küfreden Cumhuriyet aynı karanlığı derinleştirmeye çalışan yönetici unsurları içermemeliydi...

Aydınlanma evresi olarak algıladığımız Cumhuriyet, temelde bu ülkenin halkını  egemen kılmayı hedefleyen kuruculara sahip görünüyordu. Bilhassa aydınlanmayı, ilmi ve irfanı öncülleyen söylemler de vardı. Açıkçası, Cumhuriyet, halkı sürü olmaktan kurtaran hedefler öneriyordu. Ne yazık ki; Cumhuriyet kurulduktan sonra, bazı siyasî mekanizmalar bunun aksi formlarda egemenlik sultaları oluşturdular; tayin edilmiş seçilmişler ile tayin edilmiş memurlar, vergilerini son kuruşuna kadar veren halkı sürü olarak görmeye devam ettiler...

20.yy'da kurulan cumhuriyetin 21.yy a taşıdığı halk, özgül ağırlığı oluşmamış bireylerden müteşekkilse, bu durum, halkı sürü olmaktan kurtarmak hedefinin, halkı sürü olarak bırakmak hedefine dönüşmesinden kaynaklanmaktadır. Cumhuriyet, kendi kuruluş gerekçelerine ihanet etmiştir; yani Son Sultan acımasızca yerilirken, onun yerildiği merkezde yerilmeyi gerektiren felsefeye sahip olmak, tarihsel bir ironi olarak yerini muhafaza etmektedir...

21 yy'da halk, kendisini yönetecek olan kurumsal "tepe"kimlikleri seçme özgürlüğüne sahip olmaktan uzak tutulmaya devam edilmekte, halkın cumhurbaşkanını seçmesi kaos nedeni olarak sayılmaktadır. 

Tek partili cumhuriyet döneminde oyların eşit gücünü sorgulayan seçilmiş siyasiler ile atanmış memurlar, bugün aynı temel felsefeyle hareket etmekte; çobanın mevcut statüsünün binlerce yıldır devam eden özellikleriyle sürmesini istemektedirler. Onlara göre;sultanlıkta yadırganan egemenlik, genişletilmiş sultanlar mekanizmasına teslim edilmelidir ve halk sürü olageldiği için egemenliğin kimliklerini tayin etme hakkına sahip olmamalıdır. 

Halk için halka rağmen yapılmış olanların tümü, halkın akla dayalı üreteçlerinin var olmadığını kabulle devam etmekte, gelecek adına da aynı üreteçlerin varolmayacağını dayatarak sürü manipülasyonu  ısrarla ve gizlice sürdürülmektedir...

Genişletilmiş sultanlık mekanizmasının bir cumhuriyette ilelebet sürmesi ,"sürü" kökenli yaklaşımların egemen olması, ancak halk arasından alınıp devşirilmiş unsurların artmasıyla mümkündü. Belirgin vasıfları olmayan, insanî/ferdî kaygıları yüksek, tayin edilmeye ve yönetilmeye/yönlendirilmeye yatkın kişilerin sultanlar piramidinin alttabakalarına tesbiti, sırasıyla yukarılara doğru daha özel nitelikleri olanların yerleştirilmesi sağlanmalı ve nihayetinde sultanlar piramidini oluşturanların seçebilecekleri "tepe" kimliğin mahiyeti kontrol edilebilmeliydi...

Bugün bu ülkede, sultanlar piramidi seçilmiş siyasilerden oluşmamaktadır; seçilmiş bir kısım siyasetçi ile atanmış bir kısım memur sultanlar piramidini oluşturmakta ve onlar halkı "sürü" bırakmaya, halkı aldatarak devam etmeye çalışmaktadırlar. Bu piramidin oluşturucuları da cumhuriyetin kuruluşunda bilhassa dışlanmış olanlardır. 

İlk Cumhurbaşkanı, kendisi halk tarafından seçilmemesine rağmen görünürde halkın egemenliğine dair yerleşiklikler oluşturmayı hedeflerken, ona uluslararası mekanizmalara bağlanmayı öneren isimler/yapılar/sistemler, bu önerileri dolayısıyla dışlanmışlardır; ancak olagelen durum sürmüştür. Maalesef o dışlananlar ilk Cumhurbaşkanı'nın ölümüyle sultanlar piramidini yönetmeye devam etmişlerdir... Halk her durumda sürü olarak görülmüştür.

21 yy'da atanmış memurların, halkı sürü olarak görmeleri, halkın seçimini yetersiz ve kaos çıkarıcı bulmaları, bu halkın sürü olmayı başaramadığını kanıtlamaktayken, sultanlar piramidinin yıkılışında çok fazla gürültü kopmasının da normal olduğnu kabul etmek gerek şarttır; ama korkmak ve ürkmek değil.

Cumhuriyet, sürü karanlığını azaltma hedefine, sultanlar mekanizmasına rağmen, ulaşmaktan vazgeçmeyecektir...



Seçkin Deniz 13.05.2007, Sistematik Analizler 25

Seçkin Deniz Yazıları

Seçkin Deniz Twitter Akışı