7 Ocak 2013 Pazartesi

SA148/KY1-CÇ4: Unutuş


“Unutulacağımı bilerek seçmedim elbet unutuşu. Umdum bağışlanmayı.. kendimce rol biçtim bağışlayacak olana.”

Güneşin dürülüşüne tanık oldum. Apansız olup bitti her şey. Apansız olup biteceği söylenmişti. Söylendiği gibi oldu. Söylenmiş, bildirilmiş olması olacağın olmaması için değildi elbet. Olacağa karşı alınacak bir tedbirin düşünülüp gereğinin yapılması için de değildi. Olacağa karşı alınacak tedbir kendimin kaybolmamasına yönelik olmalıydı. Haber bunun içindi. Bunun için bildirilmişti. Ve ben bunu kulak arkası ettim. Ayrımına varamadan yapıp ettiklerimin.


Güneş gözlerimi almıştı elbet. Güneş beni aldatacakların içine salmıştı beni elbet. Bütün bunların olacağı da haber verilmişti. Ve ben bütün bildirilenlere kulak asmayışı bilmeden erdem saydım. Yiğitlik belledim. Korkusuzluk kılıfı giydirdim bilgisizliğime. Körlüğüme. Gerekçeler kurdum bilisizliğime.

Güneşin dürüleceği mutlak gerçeğini aklımca geciktirecek tedbir olarak unutkanlığı buldum. Sığındım bilmeden karanlığına unutuşun. Sandım kurtuluş unutuştadır. Sanıların elinde bir oyuncak olmanın kolaycılığıyla, lezzetiyle ayarttım kendimi. Kendimin baştan çıkarıcısı oldum seçerek unutuşu.

Unutulacağımı bilerek seçmedim elbet unutuşu. Umdum bağışlanmayı.. kendimce rol biçtim bağışlayacak olana. Kendimce bağışlayacak olanın bağladım ellerini “sonsuz rahmet sahibi” olandı, ben unutsam da o unutmayacaktı. Oysa unutanın unutulacağı bildirilmişti. Ve ben değil miydim seçen unutuşu ve aklımca gerekçeler bulmamış mıydım unutuşumu aklayacak?

Hep böyle sürer sanmamış mıydım? Dünyamı sanılardan kurmamış mıydım? Bir de görevler biçmemiş miydim kendimce? Kendime hoş gelen görevler.. kendimi aklayacak görevler kurgulamamış mıydım?

Gördüm dürülüşünü güneşin. Sarılışını bir buluta. Kapkara bir buluta sarılışını.Ve ağlayışını gördüm güneşin.

Dürüldü güneş. Körlük neymiş anladım dürüldüğünde güneşin. Mazlum kanı içilirken gözlerini yuman ben değil miydim? Göz yumuşlarıma, göz yumuşlara kılıflar diken terziliği seçmemiş miydim? Terziliğimle taltifler görmemiş miydim?

Aferinlerle süslememiş miydim bağımı, bahçemi ve evimi ve içimi ve derinliklerini içimin?

Dürüldü güneş. Gördüm dürülüşünü.

Heybemde riya “çaresiz” kimliğine bürülü. Kendimi aldatışla temyizini umdum kimliğini kulluğun. Kendimi kendimde rahatlatırken o aldanış, o aldatıştan medet umduğum apaçık. Ne kolaymış kendini rahatlatış! Ne kolaymış kendini aldatış! Aldatışın, aldanışın ne kolaymış ortağı olmak! Ne kolaymış kulu olmak gerekçelerin! Ve görmemek o kulluğu ne kolaymış!

Güneşin dürülmesi ne kolaymış!

Akıl olur-olmazların çetelesini tutarken tanığı oldum dürülüşüne güneşin. Daha gün çekilmemişti. Daha gün tamamlamamıştı ömrünü. Güneş kendine yakışan zevali içmekteydi her günkü alışkanlıkla. Ve ben bakmaktaydım her günkü alışkanlığımla. Değil mi ki asam alışkanlıklarımdır. Abandığım alışkanlıklarımdır günü bitirmek ve yeni bir güne çıkmak için. Aldatışın en çarpılmışı değil midir alışkanlıklarım? Ve aldanışın.. işte anlayamamıştım dürülüş gerçeğini güneşin. Nasıl anlayabilirdim ki yaslandığım alışkanlıklarımdı? Nasıl anlayabilir yaslandığı alışkanlıklar olan?

Güneşi suçumda ortağım göstermek hevesi hafifletici sebep oluşturabilir mi? Böyle bir sebebi bir heves doğurabilir mi? Hangi heves kısır değildir? Hangi yeryüzü hevesi kısır değildir ki? Hala ayrımında olmamak ne kötü? Bir daha geri döndürülsem de aynı unutuş, unutturuş, aynı aldanış, aldatış içre olacak gözlerim. Gönlüm.

Yine gerekçeler bulacağım olduğum gibi oluşuma. Yine dürülürken güneş pişmanlık ağıtları dökülecek dudaklarımdan. Yine ben olacağım kendimi aldatan. Yine ben olacağım kendini aldatışıyla ortada kalan.

Bir güneş dürülmeden, kapanabilsem secdeye! Bir taş atabilsem, güneş dürülmeden kolları kırılan, evleri yağmalananların zalimlerine..bu bir heves olmasa.. bir dileyiş olsa yürekten Allah rahman ve rahim olandır bağışlar bilip-bilmeden işlediğim aşırılıkları. Bağışlar bilip-bilmeden işlenen aşırılıkları. Alışkanlıklar barınağı, sığınağı, kaynağı olmasa dualarımın, dualarımızın.

Cemal Çalık, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar, 06.01.2013

Seçkin Deniz Twitter Akışı