9 Ocak 2020 Perşembe

SA8276/KY13-AO328: Diyanet Teşkilatı'nın Kuruluşu ve Türkçe Ezan Meselesi

"Birkaç cümleden oluştuğu için anlamı kolayca öğrenilebilen müslümanların namaza ortak çağrısı olan Ezan'ı yerel dillere çevirmek, hele bunu adlî cezalara bağlamak son derece yanlıştı."


Mustafa Kemal, Diyanet Teşkilatı'nı kuran isimdir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin yerine kurulan, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurum olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı'na bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur. Dolayısıyla laikliğin esas alınmasına rağmen dini müesseseler, dini eğitim devletin koruması altına alınmıştır.

Buradan bakıldığında camilerde okunan ezanlar, hocaların varlığı hep ilgili yasa ile sağlanmıştır. Ancak; yeni bir devletin öze dönme, Türkçe'yi koruma, dini halkın anlayacağı şekilde Türkçeleştirme adına yaptığı bazı uygulamalar dindar kesimlerin tepkisini çekmiştir.

Bu uygulamaların en dikkat çekici olanı ise Ezan'ın Türkçeleştirilmesi olmuştur. Atatürk'ün teşvikiyle 1932'de, Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığı tartışılmış ve caiz olduğu kanaatine varılmış, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile 'Türkçe Ezan' resmen ve tüm yurtta uygulanmaya başlanmıştır..

O yıllarda sadece Ezan değil, Salâ da Türkçe okunmaya başlanmıştır.

'Türkçe Ezan' uygulamasının ardından, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin 6 Mart 1933'te yayımladığı bir tebliğ ile Peygamberimize hürmet ve saygı ifade eden sözlerin yer aldığı Salâ'nın da Türkçe okunmasına karar verilmiştir.

Bu uygulamaların tümü Diyanet'in fetvası ve genelgesiyle yapılmış, bu uygulamaya uymayanlara adli bir işlem söz konusu olmamıştır.

Ancak; İnönü dönemine geçilince iş genelgeden çıkmış, yasaya dönüştürülmüştür.

1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu'nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiş, buna göre, Arapça Ezan okuyanların ve Arapça Kamet getirenlerin üç aya kadar hapsedilmesine ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezasına çarptırılması yasalaştırılmıştır.

Birkaç cümleden oluştuğu için anlamı kolayca öğrenilebilen müslümanların namaza ortak çağrısı olan Ezan'ı yerel dillere çevirmek, hele bunu adlî cezalara bağlamak son derece yanlıştı.

Bu tarihi gerçekler ortadayken demagojiler üzerinden tartışma yürütmek bu ülkeye has şeylerden biri..


Adnan ONAY, 09.01.2020, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem'in Düşündürdükleri




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı