19 Kasım 2016 Cumartesi

SA3659/KY26-CA97: Maraş Bereketi

"İstanbul’da kitapevlerinin toplanma mekanı olma özelliklerini yitirdiğini dile getirmiştim bir yazımda. Maraş’ta ise şehrin çeşitli mekânlarında kitap, hâlâ bir toplanma sebebi."


Maraş Kitap Fuarı bu sene bölgesel bir cazibe merkezine dönüşmüş gibi göründü bana. Çevredeki şehirlerden kafileler halinde gelen kitapseverler vardı. Radyo programcısı Hatice Durmuş ve Sema Vursalı, Adana’dan gelmişlerdi. Osmaniyeli Din Kültürü dersi öğretmeni Cevat Bal ve Türkçe Öğretmeni Zeki Özkan 20 kadar öğrenciyle dolaşıyorlardı stantları. Günlerden cumartesi olduğu için belki de kalabalıktı fuar. Bununla birlikte konuştuğum yayıncılar, memnuniyetsizliklerini dile getirdiler.

İlk sene fuar bitiminde İstanbul’a boş elle dönen yayınevi temsilcileri, bu sene mevcut kitapların yarısını geri götürecekler muhtemelen. İz Yayıncılık standının yöneticisi Ömer Tofa şöyle yorumladı fuarın bu seneki manzarasını: "Maraş’ta belli bir okuyucu oranı var. Bu okuyucu önceki fuarlarda alması gereken kitapları zaten aldı."

Fuar, Maraş’ta tanıdığım kitap dostlarıyla sürekli iletişimin mekanı oldu üç yıldır. Dünya Bizim sitesinin yazarı Hatice Ebrar Akbulut anne olmuş, bebeğiyle geldi. Yeni dergilerle tanıştım: Heybe, Raptiye. Cemal Şakar, Aykut Ertuğrul ve Akif Hasan Kaya ile birlikteydik İz Yayıncılık standında. İşlerin aksamadan yürümesinde standımızdaki akışın sorumluluğunu üstlenen yeni evli üniversiteli bir çiftin, Ayşe ve Orhan Sever’in payını teslim etmek gerek.

İstanbul’da kitapevlerinin toplanma mekanı olma özelliklerini yitirdiğini dile getirmiştim bir yazımda. Maraş’ta ise şehrin çeşitli mekânlarında kitap, hâlâ bir toplanma sebebi. Bu konu açıldığında Duran Boz’u hatırlamamak imkansız. 

Boz, Maraş’ı özel kılan iklimin en önemli temsilcilerinden biri. Öğretmen arkadaşlarıyla okullarda kütüphaneler oluşturması, geniş mesai alanının sadece bir örneği. Kendi adı yetmedi, bir de Nuri Pakdil’in ona yakıştırdığı Ömer Erinç adıyla yazdı. “Yazma Hikayeleri” kitabı üzerine bir söyleşisinde, “Yazı bir uyanış anıdır insanda” diye anlatıyor, tutkusunu. 

Payitahtın ezici iradesi karşısında ne yapabilirdi Maraş? Birlikte okunsun kitaplar ve yorumlansın. Kitap dostlarını bir araya getirme çabası, “taşra boğuculuğu” karşısında nefes almanın yolu oldu Duran Boz için. 

Kitap mekanı nasıl değiştirir, mekan kitapla kısıtlayıcı alışkanlıklarından vazgeçemez mi?… Küreselleşmenin kafe kültürüne terk etmeye zorladığı kitapevi toplanmaları geleneğini canlı tutuyor Kıraathane Okumaları. 2010’dan beri kesintisiz bir şekilde sürüyor faaliyetleri. Maraş okullarının öğrencileri bu kıraathanede Türk edebiyatına ait her türlü eseri okuma şansına sahip. İki haftada bir şehirden veya şehir dışından “çatışma kültürünü beslemediği” düşünülen bir konuşmacı davet ediliyor. Kıraathane şehrin atan nabzı gibi. Kıraathanenin açılışına katkıda bulunan Maraşlı akademisyen Zeynep Kevser Şerefoğlu Daniş, Duran Boz’un tahsil hayatının çeşitli aralarında “kendisini şehirde yalnız hissetmemesini sağlayan kişi” olduğunu söyler.

Maraş edebiyat sahasında kendine güvenen bir şehir. 7 Güzel Adam efsanesi, bu güvende bir paya sahip elbette. Necip Fazıl Kısakürek Halk Kütüphanesi’nde 20 bin kitap varmış. Kütüphaneler Şube Müdürü Serdar Yakar, kütüphanelerin asli müdavimlerinin ilkokuldan üniversite mezunlarına, her kademeden öğrenciler olduğunu anlattı. Kadınların kütüphanelere daha sık gelmesi için de şube olarak çeşitli projeler yapıyorlarmış.

Maraş’a gittiğim ilk günün gecesi, Müdür Yardımcısı Fatih Çetin’in davetiyle İklime Hatun Kız Anadolu İmam Hatip Yurdu’nda “Niye okur, niye yazmak isteriz?” başlığı altında bir konuşma yaptım. 

Konuşma sırasında dile getirdiğim hususlardan biri şu oldu: Maraş, 7 Güzel Adam efsanesinin şehri. Efsaneyle eşzamanlı olarak edip bir kadın adı çıkmıyor karşımıza; oysa yazmıyor oldukları düşünülemez. 7 Güzel Adam her yerde, peki güzel kadınlar nerede? Neler anlatıyor, nasıl yaşıyorlar… Gülten Akın oradan geçmiş, Yıldız Ramazanoğlu bu şehirde doğmasa da aslen Maraşlı, genç kuşaktan şair Hatice Ebrar Akbulut, öykücü Müzeyyen Çelik genç halihazırda Maraş’ta yaşıyor, orada yazıyorlar.

Duran Boz’un Kıraathane Okumaları benzeri bir faaliyeti kadınlar çevresinde ancak dışarıdan gelen edip bir kadın gerçekleştirebilirdi.

Ayşe Çil Maraş’a öğretim üyesi eşi olarak geldi Ankara’dan birkaç yıl önce. Başkent Kadın Platformu’nda, TDV’ye bağlı KAGEM’de okuma toplantıları yaptı. İlahiyat mezunu, şair, “Rudolf Bultmann’da Vahiy ve Mitoloji” başlığını taşıyan bir kitabı var. Maraş’ta üç yıl kadar kadınlarla okuma toplantıları düzenledi evlerde. Sonra, bu toplantıları niye kıraathanede yapmayalım, diye düşündü. Özellikle ev hanımlarının katılmasını istediği toplantıların zamanını düzene sokmakta zorlandı. Ev hanımı bebeği varsa ona göre bir saat talep ediyor. Kocasının eve gelme saatinde evde olmak istiyor. Böylelikle esnek toplantılar gerçekleştirerek bir çözüm yolu bulmaya çalıştı Ayşe.

Onunla twitter üzerinden sözleşerek Maraş’ta birlikte birkaç saat geçirdik. Birikimli, ortak faaliyetlere dönük bir insan; konuştukça merak ediyorsunuz. Davet edilmediği Kültür ve Turizm Çalıştayı’na kendisi dahil olarak serbest kürsüde şiir okuyan bir kadın o. Markus Miessen’in “Katılım Kâbusu”nda anlattığı “mevcut dengeler dışında hareket etme özgürlüğüne sahip yabancı” profilini hatırlatıyor.

Ayşe Maraş’a geldikten sonra 3 yıl kadar Necati Demir’in Kıraathane’de düzenlediği felsefe söyleşilerine katıldı. Daha sonra kamusal mekanlarda okuma faaliyetlerine yönelmesinde Demir’in yüreklendirmesinin payı büyük. Okuma faaliyetlerini sürdürürken ona destek veren bir diğer isim elbette Duran Boz.

“Bereketli yabancı”, artık yabancısı değil Maraş’ın. Genç okuryazarların, edebiyatçıların “Ayşe abla”sı, Hayriye Ünal’ın kız kardeşiymiş; bunu ayrılık demlerinde öğrendim. Aslında niye şaşırdım ki, şiir gibi şair de her adımıyla öngörülmez değil midir? Ömer Yalçınova şöyle anlattı: “Bir kızı bir de oğlu var bildiğim kadarıyla. Onları yanına alır, kıraathaneye gelir. Çocuklar etrafta dolaşır. O sohbeti dinler, sık sık sohbete dahil olur. Her soruya dahil olur. Müthiş bir manzaradır bu.”

Ayşe Çil’in çabasıyla, Ulu Camii’nin arkasında yer alan Katip Han’da genç edebiyatçılarla buluştuk. Heybem dergisi yazarları, dergi yayın kurulundan Melike Kahraman, gazeteci Serhat Topalca; birlikte Maraş’ta yaşamanın anlamı, mülteci sorunları, sinema, mimarlık, edebiyat ve kadın meseleleri üzerine konuştuk. Galiba M. Sami Mercimek söyledi defterime not düştüğüm şu cümleyi: “Maraş insanı muhtaç düşene yardım için çırpınır, yeter ki yardım kanallarına güvensin.”

AYRICA: “Heybem”, Maraş İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin dergisi. Son sayısında engellilik olgusunu işlemişler. M. Sami Mercimek, insanın mutlu değil mutmain olmaya ihtiyacını irdelemiş “Tan Vakti” başlıklı denemesinde. Zeynep Aşkar “Engelleri Aşmak” başlığını taşıyan yazısında vücudunun tamamına yakını engelli olduğu halde şartlara teslim olmadan çalışmalarını sürdüren yazar Gülseren Gümüş’ü anlatmış. 

1973 Almanya doğumlu olan Gümüş, sağ elinin üç parmağı ile çalıştı, kitaplar yazdı, Güldeste Dayanışma Derneği’ni kurdu. Yazıda aktarılan şu sözü çok değerli: “Derdi, davası olmayanlar yeryüzüne yük.” 2013’te vefat etmiş Gülseren Gümüş. Rahmet üzerine olsun. Onun hakkında daha çok şey yazmak isterdim. Zeynep Aşkar’a ve Heybe dergisine bu kıymetli insanı bizlere tanıttığı için müteşekkirim.

Fuarda ise Ahmet Çalkaya, “Raptiye” edebiyat dergisinin ilk sayısını imzaladı. “Bir ekmeği bölüşür gibi” temennisiyle takdim edilen ilk sayı belirsizliklerine karşılık ümitvar, sıcak, içten. Her zaman son sözünü söyleyecekmiş gibi yazma isteğini dile getiriyor Dilruba Yılmaz, derginin ilk yazısında. Şener İşleyen’in “Şah Damarım Yâr Diyor” başlıklı şiiri, Maraş bereketinin kaynakları üzerine düşündüren mısralarla örülü. 



Cihan Aktaş, 19.11.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar,  Perspektif Yazıları, 



Sonsuz Ark'ın Notu: Cihan Aktaş Hanımefendi'den yazıları için yayın onayı alınmıştır.  Seçkin Deniz, 09.05.2015








Yazının ilk yayınlandığı yer:Dünya Bülteni:
http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/20811/maras-bereketi

Seçkin Deniz Twitter Akışı