26 Temmuz 2015 Pazar

SA1573/KY13-AO13: Türkiye Hepimizin Kalesi

"Türkiye'nin bu topraklarda varlığını Kürtler olmadan devam ettirme şansı yoktur."


Tüm canlı varlıkların bir kaderi olduğu gibi, halkların, milletlerin, ulusların da bir kaderi var. Tarih, Kürtler'in Türkler'le birlikte,iç içe yaşamalarını kader bellemiş. Bu ilişki gelin, kaynana ilişkisine benzese de kaynanalar neslin çoğalmasının evliliğe bağlı olduğunu da bilmek zorunda..

Tarihsel, Sosyolojik, Genetik analizlere girmeden ana hatlarıyla belirtmek isterim ki, Kürtler birleşerek güç olma yerine, kendilerine çevresel güç edinmeyi benimseyen bir millet. Kendilerine aşiretlerden havzalar oluşturmaları ve farklı çatılar altında dinî, tarikî yapılanmalara girmeleri bir içgüdü yönelişi. Kurdukları böylesi yapılar ise, küçük bir kıvılcımla kolayca birbirleriyle düşman olacak kadar birbirini hassas gözetime alan türden.. Kıvılcım için ise onlarca neden kapıda bekler..

Şimdi birileri bu tabloyu sınıfsal çatışma, demokrasi kültürünün zayıflığı, güçlü feodal yapıyla falan izaha kalkarak sorunun kökenini burada arayabilir; ancak bu durumun bu iddiaların tümünden daha derin, daha aşkın olduğunu söylemeliyim..

Bu topraklarda yaşayan Kürt, Türk, Arab vs bütün halklların genetik kodlarında Osmanlılık yani birlikte, iç içe yaşamaya meyyal istemler var. Evet,tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi bazen isyankar, bazen fedai..

Bu durumu belki de en iyi okuyup görebilenlerden biri Barzani'dir. Barzani, Güney Kürdistan'ın Federe devletin varlığının ortaya çıkması için Batı'nın kendine verdiği tüm desteğe rağmen, gelinen noktada Batı'nın onca baskısına rağmen merkezi Irak hükümeti'ne ve Batı'ya kayıtsız şartsız bağlılık yerine Türkiye ile dostluğunu, ilişkisini derinleştiriyor.

Kimilerine garip gelebilir, ama ileride Kürtleri koruma adına Türkiye, komşularıyla savaşa tutuşacak kadar bu halka sahip çıkmak zorundadır. Türkiye'nin bu topraklarda varlığını Kürtler olmadan devam ettirme şansı yoktur.

Kürtler ise Osmanlı mirasçısı bir ülkenin varlığının devamını kendi varlıklarının devamı için zorunlu görmelidirler.. Bugün yaşananlar sorunu besleyen (f)aktörlerin aradan çıkarılamamasıyla ilgilidir.
Bölgenin varlığına kastedenler Kürtlerle, Türkiye arasındaki sorunsuzluk döneminde emellerine ulaşmalarının mümkün olmadığını biliyorlar.

Türkiye'de ve Kandil'de kurdukları düzen ve her iki tarafta besledikleri işbirlikçileri sayesinde zincirin halkalarının yeniden bağlanmasını engelliyorlar.

Bu süreçte devlet aklı sadece silahın sorunu çözmeye yetmeyeceğini görmeli ve tarihin bu iki halkın iç içe olma zorunluluğuna uygun politikalar geliştirmeyi sürdürmelidir..



Adnan ONAY, 26.07.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar

Seçkin Deniz Twitter Akışı