27 Temmuz 2015 Pazartesi

SA1577/KY1-CÇ136: Oluş Üstüne Bir Söylence

"Kan'a ve kan sarhoşluğuna övgüler senin işin mi? Farkın ne celladından? Hani celladın dahi sende dirilecekti?"

Bir Anne-Bir Oğul

Bulanık, ürkünç, buhranlı zamanlarda, derim size, insandan doğmuş ve fakat henüz insan olmamış olan şaşkınlığın düşer girdabına. Yalpalar oradan oraya. Kâh sırtlanlaşır, kah bir çakal olmanın hevesini duyar. Kah kapkara zehirli örümcekler gibi zehirli yuvalar kurar. Her birinin aşiyanı geçilmezdir ağlardan. 

En sinsi bir avcı kesilmiştir farkında olmadan. Kan ister, kan umar her bir anından. Her bir an kan sunsun ister. Her bir an kan kussun diler. Öfkesinin pençeleri daha bir keskinleşir bulanık, buhranlı zamanlarında insandan doğan ve fakat henüz insan olmamış olan. 

Derim size insandan doğmuş ve fakat henüz insan olmamış olandan daha vahşi kim vardır? Ne vardır? Yoktur. Olmamıştır. Olmayacaktır da. İnsan olmamış olan vahşetin kanlı çağrısına nasıl da heveslidir. Nasıl da duymaya ayarlıdır kulakları o kanlı sese. 

İyi ama derim size, siz o safhayı çoktan geçmiş olmalıydınız. Çoktan aşmış olmalıydınız o sarp yokuşu. Şimdi durup kan dökmenin, kan kusturmanın anlamı nedir? Bu vahşet şöleninde raksın anlamı nedir? Derim size yolunuzu kesen kendi vahşet sevginiz, ilenciniz midir? Yoksa büyücülerin nefesi midir? Ne oldu? Sizi yolunuzdan alı koyan hangi karabasandır? Hangi ortağıdır iblisin?

Derim size kendi sesiniz mi size dur dedi, dön ve kan dök, kan iç, kandan esrikleş dedi? Hayır! İnanmam buna! O ses sizin düşmanınızın sesidir. Sizi insan olmaktan alı koymayı kendine görev edinen iblisin ve ortaklarının sesidir. 

Siz ki, dağın, taşın, otun, börtü-böceğin yüklenmekten yüksündüğü şeyi yüklenmek için hamle etmiştiniz. Şimdi bu yükü omuzlarınızdan ebedi olarak atacak mısınız? Sahi ayrımında mısınız attığınızın? Birini öldürmenin tüm varlığı katletmek olduğu söylenmemiş miydi size? Öyle ise nedir içinizde büyüttüğünüz bu öldürme hevesi? Nedir siz böylesine öldürmek için çıldırtan? Bakın bir hele içtiğiniz irin olmalı, halbuki bengisu sanıyorsunuz içtiğinizi. Ve içtikçe içiyorsunuz, içtikçe artıyor susuzluğunuz. 

Durun diyorum işte size ben o size altın kadehte sunulan bengisu değil, irindir. Sizi delirten, delirtip vahşileştiren, kan dökmeyi özleten irinli bir içecektir size sunduğu iblisin. İblis düşmanınız değil miydi sizin? Değerlerinizi çarpıtan irinli bir içecektir size iblisin sunduğu. Bunun ayrımsamamış olmanız imkânsız. 

İblis içinizde otak kurmuş. Yıkın bu otağı yoksa çarpık değerlerle dolduracak içinizi dışınızı. İçiniz dışınız çarpıtılmış değerle dolacak. Dolup taşacak bu çarpıtılmış zehirli değerler. Solduran, kana çanak tutan değerler. Söylüyorum işte size ben; öldürmeyi söyleyen her değer çarpıtılımış olandır. Ve size öldürmeyi söyleyen her değer iblisin imbiğinden damıtılmıştır. 

Söylüyorum işte siz iblisin sungusuyla mest olacak değilsiniz. Siz bu değilsiniz. Bu olmamalısınız! Bu olamazsınız! Bu olmayacaksınız. Siz insandan doğdunuz ve insan olmak için yola koyuldunuz. Burada mı yoruldunuz? Bu sarp kayalıklar mı korkuttu gözünüzü de ayak diretir oldunuz? Bu akıl tutulmasını nereden buldunuz? 

Tıkayın kulaklarınızı içinizdeki iblisin sesine. İhanettir bu sese kulak vermek. Hem en büyük ihanettir kendinize. Kendinin haini olan katili olur kendinin. Farkında değil misin kendinin katili olmaya doğru yol aldığının?  Kendi nefesini kestiğinin farkında değil misin? Soluduğun nefesin kendi bahçeni soldurduğunu gerçekten görmez misin? 

Sahi bahçenin karamuklarla, zehirli otlarla, çiyanlarla dolduğunu görmüyor musun? Zehirli bataklık kurbağalarının viyaklamalarıyla nasıl şenlenir ki ruhun senin? Bülbülün sesinedir ruhunun hasreti bunu nasıl bilemez göremezsin?

Buhranlı, ürkünç, bulanık zamanlarda yitirirsen kendini sen nasıl diriltebilirsin tüm evreni? Kim düzenleyebilir diriliş törenlerini yitirirsen kendini? Böylesi zamanlarda belli olur diriliş eri. Sen düşük bir çeri misin? Düşük bir çeri olmaya mı heveslisin? Bir uğru gibi yol kesen, ocak söndüren olmaya mı heveslisin?

 Hani senin heybende diriliş mayası vardı? Diriliş türküleri şakırdı dilin! Derim size nedir bu söylediklerin şimdi? Kan'a ve kan sarhoşluğuna övgüler senin işin mi? Farkın ne celladından? Hani celladın dahi sende dirilecekti? 

Böyle demiştin. Böyle söz vermiştin. Bu söz üzerine melekler secde etmişti.  



Cemal Çalık, 27.05.2015,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Deneme

Seçkin Deniz Twitter Akışı