27 Ekim 2014 Pazartesi

SA956/ÇY3-BŞ18: Küresel Petrol Savaşı’nın Görünür Sırları ve Yüzyıllık Politika

“Dolar itibarını petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasına borçludur.”

Petrol fiyatlarındaki her yüzde 10'luk düşüşün, Avrupa'daki ekonomik büyümeyi yüzde 0,1 canlandırdığı çok net biliniyor.

Petrolün varil fiyatı son 28 ayın en düşük seviyesinde. ABD Gösterge petrolü ile Brent arasındaki fark 5,22 $'a geriledi. ABD hisseleri düşük petrol fiyatı ve biraz da buna bağlı olarak gelişen ekonomik endişelerin artmasıyla Ocak 2013'ten bu yana en dik yükselişin ardından geriliyor. 

Bağrında petrol ve enerji kaynakları barındıran coğrafyalardaki kaosun şiddetlenerek artışı, küresel ekonomide devam eden yatay faiz politikasına, zayıflayan emtia fiyatlarına, dengeli devam eden kredi kullanımına rağmen petrol fiyatlarındaki bu istikrarlı iniş ve dalgalanış doğal olarak objektif zihinlerde komplo teorileriyle dolu bir sürü senaryo oluşmasına zemin hazırlıyor.

Bu senaryoların çoğu hem basın dünyasında hem analizciler arasında hatta politikacılar ve devlet başkanları tarafından dillendiriliyor. Elbette teknik açıdan petroldeki bu düşüşün de hikayesini oluşturacak etmenleri bulunmakta.

Nitekim ekonomi ve sektör profesyonellerinin beyanlarına dayanarak yazılan pek çok haber ve makale yayınlandı. Petroldeki bu düşüşün hikayesi de haklı olarak arzın talepten fazla olması koşuluna bağlandı. Dahası arzın zarar görmesi ya da talep büyümesinin artması için petrol fiyatlarının daha da düşmesi gerekiyor. Ki; bu durumu Çin'deki imalat sektörünün yavaşlamış olması ve Libya'daki silahlı güçlerin petrol ihraç edilen limanları aylardır kapatmış olmasıyla örneklendirebiliriz.

Fiyat düşüşünün ardındaki arz - talep ilişkisine hem ekonomik hem de siyasi sebepler var. Buna en önemli etkenlerden bir,i yaşanan Ukrayna krizi sonrası ABD'nin, Rusya'nın yerine alternatif bir petrol ihracatçısı olma ve ekonomik olarak Moskova’yı çökertme isteği. Çünkü; bütçesinin %50'den fazlasını,  ihracat gelirlerinin de %70'e yakınını petrol ve gazdan elde eden Rusya için yaptırımlar ve petroldeki bu düşüş vurucu etkiye sahip. Aksi halde ABD neden yıllardır stok yaptığı 5 milyon varil ham petrolün test satışını yapacağını açıklamalıdır...

Dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD'nin ham petrol üretimi son 45 yılın en yüksek seviyesinde. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudiler ve ABD'nin sabit körfez müttefikleri petrol üretimini de artırdı üstelik.

Suudiler hiçbir zaman petrol temini noktasında ABD'nin çıkarlarına ters hiçbir dış politika içine girmediler. Bunun içindir ki bugüne kadar da ABD'nin her ne türden olursa olsun hiçbir yaptırımına maruz kalmadılar.  Ki; zahiren durum şu an bunun tersini gösteriyor olabilir, lakin bu sizi yanıltmasın. Zira bu ortaklık, 1945 yılında ABD Başkanı Roosevelt ve Suudi Kralı arasında imzalanan antlaşma ile Amerikan şirketlerinin Suudi petrolü üzerinde hakimiyetini başlatan adımla başlamıştır.

Başkan Roosevelt, Yalta Konferansı’nın ardından Şubat 1945’te Suudi rejiminin kurucusu Kral Abdulaziz  Suud ile Süveyş Kanalı’nda, bir ABD savaş gemisinde buluşmuştu. Görüşmede Roosevelt, Suudi petrolüne ayrıcalıklı erişim karşılığında Kral’a Amerikan koruması garanti etmişti.

Görüşmede Kral ile Başkan Roosevelt arasında çevirmenlik görevini üstlenen Kudüs doğumlu Albay Willam Eddy, daha sonraki yıllarda Dahran’da Aramco danışmanı sıfatıyla bir CIA yetkilisi olarak çalışmaya devam etmişti.

1971 yılında Amerikan hükümetinin doların karşılığını altın olarak veremeyeceği anlaşılınca, 1972-1973 yıllarında Amerikan hükümeti Suudi kraliyet ailesiyle, kraliyet ailesinin hükümranlığını koruma karşılığında petrolü yalnız dolarla satmaları hususunda bir anlaşma yaptı. Diğer OPEC ülkeleri de bunu takip etti ve petrol karşılığı olarak sadece dolar kabul eder oldular. Başka deyişle, dolar itibarını petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasına borçludur. Nitekim ülkeler dış ticaretleri ve olası finansal spekülatörlere karşı "uluslararası rezervlerini" dolar olarak tutarlar.

Suudi Arabistan, önemli miktardaki ek üretim kapasitesi ile OPEC üyeleri arasında üstünlük kazanmak ve yine tasarlanmış stratejik bir hareketle bazı OPEC üyelerini cezalandırmak için daha fazla üretiyor.

Yani Suudiler, dünyanın en büyük petrol üreticisi olarak Rusya'ya, fiyatı daha da aşağı çekebilmek için bir nevi baskı uygulayarak, ABD'nin hedeflerini yerine getirmesinde yardım ediyor. ABD belki de Suudi eliyle petrol patlamasını ezerek petrol piyasasında ihracatçının hâkimiyetini yeniden kurmaya çalışıyor. Aynı zamanda Suudi Arabistan, müşterilerine indirimler sunarak küçülen talep karşısında pazar payını da korumuş oluyor.

Suudi Arabistan'ın ABD'nin Orta Doğudaki İngiltere'si olduğunu unutmamakta fayda var. Uzmanlar, bu teoriyi spekülasyon olarak nitelendirseler de, gelinen noktada her iki ülkenin ve hatta AB'nin stratejik çıkarlarının örtüştüğünü de inkar edemezler. Petrol fiyatlarındaki her yüzde 10'luk düşüşün, Avrupa'daki ekonomik büyümeyi yüzde 0,1 canlandırdığı çok net biliniyor.

Diğer yandan petrolde düşük fiyat devlet gelirlerini elde etmek için yüksek fiyat gerektiren İran'ı da zorluyor.  Petrol fiyatının düşüyor olması, yıllardır izole edilen İran'ı yaptırımlardan daha çok etkileyecek ve nükleer görüşmelerde elini zayıflatacak.

Küresel Petrol Savaşı'nda bir tarafta ABD ve Suudi Arabistan, diğer tarafta Rusya ve İran…

Deutsche Bank'ın ihracatçı ülkelerin petrol fiyatına olan bağımlılığını mercek altına alan ve hangi ülkenin bütçesini kaç dolarlık varil fiyatıyla finanse edebileceğini araştırdığı analiz raporuna göre, Rusya bütçe giderlerinin yüzde 45'ini enerji hammaddesi satarak karşılıyor. Doğalgaz fiyatı petrol ile kavramlı olduğundan Rusya'nın devlet bütçesini finanse edebilmesi için petrol varil fiyatının 100$'ın altına düşmemesi gerekiyor. Nitekim bu verilerle Suudi Arabistan'ın petrolde bir miktar düşüşü daha sindirebileceği aşikar.

Haberlere yansıdığı üzere Putin de, petrol varil fiyatlarının düşürülmesi konusunda ABD ve Suudi Arabistan’ın gizlice anlaşmış olmasını ihtimal dışı görmediğini söyledi.

Unutmadan Venezuella'da bu düşüşten büyük BÜTÇE açıkları ve yüksek enflasyonla en fazla zarar eden ülkelerden nitekim OPEC Üyelerine acil toplantı konusunda ısrar eden tek ülke oldu.

ABD'nin Petrol üretimi (Solda), Petrol İthalatı (Sağda)


Önümüzdeki süreç ne tür korelasyonlara gebe bilinmez, lakin görünen köy de kılavuz istemez ise, bu grafik bir asırlık ‘Yeni Dünya Politikası’nı belirleyecek.


Berrak Şebnem, 27.10.2014, Sonsuz Ark, Çırak Yazar,Analiz



Seçkin Deniz Twitter Akışı