19 Mart 2014 Çarşamba

SA600/KY4-FM6: Sen ve Öğretilerin İnsanlığı Zehirliyor, Twitşör!

“Filistin işgalindeki sizin duruşunuza sahip olmayanların duruşlarının dininizi zehirlediğini söylüyorsun ya, el hak senin dinini zehirliyordur. Çünkü ben senin inandığın dine inanmıyorum.”


Kadiyaniliğin ülkemizdeki temsilcisi twitşörlerden (Salih Tuna’nın bu kavramlaştırmasını kendisinden izinsiz kullansam da miri malıdır, diyorum) bir zat-ı muhterem, “Filistin davası siyasi davadır, dinimizi zehirliyor!” diye buyurmuş. Neresinden bakarsanız bakın, neresinden tutarsanız tutun bunun pespaye bir yargı, bir çıkarsama olduğunda hemfikir olmamak için Kadiyani’lerden biri olmanız gerekir.

Malum Kadiyaniler de ülkesini işgal edenlere karşı direnenleri terörist olarak görürlerdi. Mirza Gulam, Hindular ve İngilizler eliyle katledilen müslümanların bu katliama karşı duruşunda, “Cihad ederek düşmana karşı koymak,  yurt ve din savunuculuğu yapmak, boşuna kan dökmektir, terördür, kadere razı olun!” diyordu.

Bugünkü  kadiyanilerin temsilcileri de Filistinlilere aynı şeyleri söylüyor. İşgalcilerin dili ile toprakları işgal edilmiş insanların karşı koyuşunu terör diye nitelendirebiliyor. “İslam’da can almak yok, silahlı cihad diye bir kavram yanlış, İslam demek;  barış demektir, merhamet demektir, hoş görü demektir.”


Barış zamanlarında “Sizi yurdunuzdan kovmadıkları zamanlarda” uymanız gereken düsturları her şart ve durumda uyulması gereken  düsturlar olarak algılatmaya çalışmaları, böyle bir algı oluşturma gayretleri Mirza Gulam’ın takipçileri olduklarına yeter kanıttır sanırım.

Hadi diyelim ki, işgalcilerin BM tarafından yapıp ettiklerinin onanması, işgalcilerin bir devlet olarak varlığının teyit edilmesinin karşısında aciz düştünüz, “Eh, ne yapalım bütün dünyaya karşı savaşalım mı?” dediniz. Ve BM kararlarına uyduğunuzu deklare ettiniz. Kabul. İşgalci devletin devletliğini kabul ederken aynı BM’nin 1967 yılında alınan 242 sayılı ve 1972 yılında alınan 338 sayılı kararları yanında durmanıza mani nedir?

Bu kararlar, İsrail'in Filistin ve Suriye'den işgal ettiği toprakları tamamen terk etmesini ve 1967 sınırlarına dönmesini öngörüyor. BM Güvenlik Konseyi, Eylül 2000'de İkinci İntifada'nın başladığı tarihten itibaren İsrail'in Filistin'deki işgalini bir an önce bitirmesi için birçok kez karar aldı. Güvenlik Konseyi, İsrail "Savunma Duvarı" operasyonunu başlatmadan önce de 12 Mart 2002'de de benzer bir karar almış ve İsrail'i şiddeti terk ederek, barış sürecini uygulamaya davet etmişti. Bu kararların yanında durmayışınızı neyle açıklıyorsunuz Bay Twitşör?

Ha, “Ben siyasetten uzağım..” diyorsunuz da “siyaset”ten ne anladığınızı anlatmamışsınız. Kuşkusuz benim anladığım, hemen hemen Kadiyani olmayan, Kadiyanilikle zihinleri kirlenmemiş her aklı başında insanın anladığı anlamda anlıyor değilsiniz siyaseti.

Sanırım, siyaset sizde ‘İktidara gelebilmek için yapılan ayak oyunları’ olmalı. Bu engin algılayışınızın ne kadar zavallı olduğunu fark edebilmeniz için azıcık sosyoloji okuyun derim. Saflarınızda bir takım sosyologlar olsa gerek.

Siyasetin iktidara gelmek için yapılan ayak oyunları olmadığını, toplumsal düzenin sağlıklı olması ve bekası için planlar, projeler bütünü olduğunu size rahatlıkla söyleyeceklerdir. Siyaset, özünde budur.

Kuşkusuz bu plan ve projelerin temelinde adalet olmalıdır. Adalet bir kısım için değil her şey için olmalıdır. Bu her şeyde salt insanların olmadığını da belirteyim. Tüm varlığın bekası için adalet. Çevre için, çevrede var olan taş için toprak için bile adalet olmalıdır. 

Safınız ne kadar kirli be Twitşör! Duruşunuz ne kadar iğrenç be Twitşör!

Sana Nisa Suresi 75. ayetiin bir anlam ifade etmeyeceğini bile bile alıntılıyorum.

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?”

‘Dicle kenarında bir kurt kapsa koyunu Allahın adaleti sorar Ömer’den onu!’ ölçütünün de senin için bir anlamı olmadığını biliyorum.

Filistin işgalindeki sizin duruşunuza sahip olmayanların duruşlarının dininizi zehirlediğini söylüyorsun ya, el hak senin dinini zehirliyordur. Çünkü ben senin inandığın dine inanmıyorum.

Benim Rabbim son peygamberle ilettiği kitabında bana “Zayıfa, zulme uğrayanlara karşı zalimin karşısında durmamı” emrediyor. Bu emir senin dinini zehirliyor kuşkusuz. Gulam Rıza’nın öğretisine ters kuşkusuz. Ama bilesin ki sen ve öğretilerin de insanlığı zehirliyor.

Senin insanlığın zehirlenmiş, Twitşör!


Fikri Muhayyer, 19.03.2014, Sonsuz Ark



Seçkin Deniz Twitter Akışı