11 Mart 2014 Salı

SA586/ KY6-SK10: Türkiye’nin Sıcak Gündemi

Bunlardan Kurtulalım, Cemaat CHP'yi Ele Geçiriyor, Cemaat, Ecevit, Kavakçı, Ahmet Taşgetiren ve Madalyonun Öbür Yüzü, İran, ABD, PKK, Kürtler ve Cemaat


'Bunlardan kurtulalım...'

'Hep birlikte bunlardan kurtulalım'

'Hep birlikte bunlardan kurtulalım... hiçbir ilkenin önemi yok'... Bunu yaparken çeşitli iç ve dış dinamikler, kesimler birlikte hareket etsin...

Başbakan'ı kimin nasıl dinlediğinin önemi yok... İster yakın zamanda Almanya Başbakan'ı Merkel'i dinlediği ortaya çıkan National Security Agency dinlesin... İster MİT'te çalışan paralel olduğu iddia edilen birileri, kafasına göre yasadışı dinlesin...

NSA kendi sistemi ile mi dinlemiştir? Yoksa MİT'te çalışan kişiler aynı zamanda başka yere mi çalışıyor? Böylece hiç zahmete girmemiş de olabilirler... Veya sadece iddia ettikleri 'yolsuzluklara' tahammülü kalmayan, temiz vatan evladı cemaate yakın birileri dinlemiş olsun...

Ama yasadışı, hukuksuz? Olsun...

Ya dış güçlerin bunda payı varsa? O zaman bir çıkarları da olacaktır? Olsun...

Mesela Selam soruşturması gibi, hedefi Türkiye istihbaratının tepe ismi ve yakınları olduğu iddia edilen bir hazırlıkta, dış istihbaratların taşeronları söz konusu olabilir mi gerçekten? İlkelerin, soruların önemi yok... yeter ki kurtulalım... Hep birlikte...

Peki sonra? Bu elbirliğinden sonra?

Birbirinizin 'hep birlikte' dediğiniz her kesimin haklarının, eşit şekilde garantide olduğu bir hukuk devletinin var olabileceğine inanıyor musunuz? İnanmıyoruz ama şimdi de yok...

E yoksa bununla mücadelenin yolu hukuksuz olabilir mi? Olmalı mı? Olur, olur... Yeter ki kurtulalım...

****

'Cemaat CHP'yi Ele Geçiriyor...'

Geçiriyor mu? Yerel seçimlerde aday profillerine baksak... Gürültüler koptu gibi ama duruldu... Peki bir adım ileri gidelim... Cemaat CHP ile anlaştı varsayalım... CHP tabanı, 15 ay içinde yapılacak üç seçimde, cemaatçi kadrolara, vekillere, bürokratlara razı mı?

'Hep birlikte kurtulduktan' sonra herkes eşit temsil edilebilecek mi?

Peki, kurtulmak istemenin, her ilkeyi çiğnemeyi düşünmenin nedeni yolsuzluksa, CHP kadrolarının yolsuzluğa hiç bulaşmayacağına, bulaşmadığına emin misiniz?

İstanbul'dan, Belediye Meclisi'nden başlayalım düşünmeye... Sonra büyükşehir belediye başkanı adayına bakalım... Ses kasetleri çıkmadı... Madem kıstas o... E Başbakan'ın gitmesini isteyen bir yapı, tapeleri elde etme gücü olan yapı, CHP ile uzlaşan bir yapı, varsa dahi yayınlamaz bunu değil mi?

 Kimsenin günahını almayalım yine de... Bugüne kadar sızanları görüp korkmuştur herkes zaten... Bundan sonra kimse yolsuzluk yapmaz belki de... Korkar... Ya 'biraz da biz yiyelim' anlaşması ise bu? 

***

Cemaat, Ecevit, Kavakçı...

Cemaat bir zamanlar Ecevit'i destekledi...

Bülent Ecevit'in bu ülkeye hayrını, cemaate hayrını, olumlu olumsuz pek çok yönünü tartışabiliriz... Meclis'te başörtülü milletvekili Merve Kavakçı'ya 'biri bu kadına haddini bildirsin' dediğini unutmadık. Bu ülke, bunu hak görenlerden ibaret değil... Ak Parti o nedenle kaç dönemdir iktidarda...

Evet sembolik...simge... Ancak inanç özgürlüğü aynı zamanda... Temsilde eşitlik, fırsat eşitliği...
Bugünün Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'si bu konularda zihniyet evrimi geçirdi mi? O gün belki Cemaat'e göre, açıkça örtü ile var olmanın zamanı değildi... Gizli gizli bazı kadrolarda var olma zamanıydı...

Ah bu gizlilikler... Şu gizlilerden korkmadınız, açıkça örtü ile şeffaf kendini ortaya koyan kadından korktuğunuz kadar... Gizliye ittiniz, antidemokratik tutumlarınızla... Yapılanmalara varlık tanıyıp, açık şeffaf demokratik bireysel hakları çok gördünüz... Şimdi bu özgürlükleri benimsedi mi tüm Türkiye?

Sokağa bakarsak hayır... Hala bir burun kıvırma... Çıplaklığa da örtülüyü de... Büyüyen bir döngü ve bir kutuplaşma...

Olası Ak Parti sonrası dönem bir intikam dönemi olabilecek potansiyeli taşıyor... Oysa bir siyasi partiye, bugüne kadar tanınmayan haklarını tanıyacak diye inanıp oy vermiş olmak, suç değil... Bütün dindarları şaibelere ortak görmek kimsenin haddi değil... Ama ezmek isteyen var hala... 

CHP veya iktidara kendini aday gören herhangi bir potansiyelli parti, artık bu işlerin siyasete alet edilmesini istemiyorsa özgürlüklere açık çek vermeli... Son demokratikleşme paketinde, yaşam tarzına müdahaleye ceza geldi. Kendine yakın bazı isimlerin yaşam tarzı gözüne batmazken, farklı hayatları yaşayan toplum kesimlerine, oy için mesaj vermeyi bırakmalı partiler. Haklar ve özgürlükleri siyaset dışı tutmayı ilkeleştirip benimsemeli...

****

Ahmet Taşgetiren ve Madalyonun Öbür Yüzü...

 Ak Parti'yi, Kürt sorununa 'Kürt sorunu' demekle, getirisiz bir taviz vermekle eleştirdiği bir yazısı yayınlanmayınca, hükümete yakın Yeni Şafak gazetesindeki işinden olmuştu... Sonra Cemaat'e yakın Bugün'de başladı. Hükümete yönelik başlayan operasyonlar döneminde, işin gideceği yeri de vicdanı kabul etmedi ki ayrıldı... Hükümeti koşulsuz destekleyen Star'a transfer oldu...

Geçen günkü yazısında 'yıllar önceki MGK'da Ordu'da hiyerarşiye uymayan durumlar olduğu söylenerek Cemaat hedef gösterildiğinde, Erdoğan'ın askerleri püskürttüğünü' hatırlattı... 'Nerden bilsin sırtından vurulacağını' diyerek...

Doğru... Ama başka gerçeklere de bakmalı... Erdoğan bunları püskürtmeseydi, bugüne kadar yargıya yansıyan darbe planlarının altından nasıl kalkabilirdi? Vesayet yargısı ile mi?

'O zaman lazımdı şimdi böyle' ise; bunu unutup da salt himmet edilmiş varsayamayız... Darbe davalarına şimdi ise kumpas diyorlar... Ne düşünebiliriz? Belki de 'bu davalara kumpas karıştı' demek lazım... En baştan bildiğimiz gibi... Halkın iradesine ipotek koymayı alışkanlık edinmiş vesayet zihniyetine karşı Başbakan'ın muktedir olmasında hangi kadrolar rol aldı?

Ve peki sonra ne oldu? İşte düğüm tam burada...12 yıldır yolsuzluk yok muydu? Şimdiye kadar neden beklendi... Çeşitli senaryolar var... İlki, sonrasında Erdoğan'ın küresel güçlerin sözünden çıkmış olması... Buna paralel olarak gelen operasyonlar... Terörü finanse etmesi, yaptırıma karşın altın ile İran'a yapılan ödemeler...

İkinci senaryo, Cemaat kadrolarının yolsuzluk uyarıları sonuç vermeyince 'duyulan rahatsızlık' operasyona dönüştü... Tamamen temiz bir tepki...

Eğer ilki ise... Yani 'paralel yapı' ilişkileri dış bağlantılıysa, yönetilmez kaotik bir Türkiye yaratma hesapları varsa bu plan döner... Halk bu politikaları beğenmedi yanlış bulduysa, demokratik tepkisini gösterir. İkincisi gibi ise Allah doğrunun yardımcısıdır. Madem iki 'taraf' da dinden imandan bahsediyor... İnanan insanın diyeceği budur... Keşke Cemaat adına soruları açıklayan bir isim olsa, konuşsa... Neden beklendiğini, neler yaşandığını anlatsa... Hükümete yakın olup herşeyi bilen ve takma isimlerle internette bişeyleri anlatan kişileri muhatap alamayacağımıza göre...

Aksi halde HSYK kadrolarının değişimine itiraz anlamsız...

****

İran, ABD, PKK, Kürtler ve Cemaat

Küresel güçlerce yönlendirilemeyen güçlü Türkiye, sağlam irade görüntüsü açısından olumlu algı yaratabilir... Ancak rasyonel midir? Dini açıdan doğru mudur? Din devleti değiliz, ama bu siyasetlerin dinamiği madem din olmuş... Hukuku zaten delmiş delen... Bu yönden de sorulabilir... Yöneticiye itaatte, Allah'ın kitabı ile amel ediliyor mu bakılıyor... İslam ve terör çalışmalarına atıf yaparak uzatmak istemiyorum... İtaat etmeyene ne yapıldığı ayrı konu... Geziye AVM hak mıydı? Bunlar akademik olarak da farklı konular. Ama madem konu İslamiyet'ten yürür hale geldi...

Velhasıl Erdoğan'ın son dönem dış politikalarına ve ilişkilerine baktığımızda bu 'sağlam duruş' olarak görülebilir...

Cemaate yakın isimlerin argümanları ise ülkenin Acem'e yani İran'a teslim olduğu... İran'ca seçilmişlerin ülkede etkin olduğu... Ak Parti'nin İran uğruna yargıyı, emniyeti dağıttığını söyleyenler dahi var...

O halde şu sorulur: Yolsuzluk operasyonları ne kadar milli? Ardında başka bir dış güç mü var ki buna karşı atılan adımlar İran adına atılıyor olsun? İran'a para transferinde ithalat ihracat ödemelerinin Reza Sarraf üzerinden yapılıyor olması, buradan sağlanan paylar sorgulanmasın demiyoruz...

Diğer yandan PKK ile sürdürülen müzakereler... Sorunun çözümündeki pazarlıklara yaklaşımlar, küresel aktörler ve onların bölge politikaları, birlikte değerlendirilmek durumunda. Özerklik konusunda Hükümet ve siyasi partiler eteklerindeki taşları dökmeli... Türkiye'deki bulutlu havada bu konunun son derece önemli rolü var.

Müzakereler nasıl etkilenir? Örgüt cephesinden 'etkilenmez' diyenler neye güveniyor? Diyorum ya şu Cemaat adına bir konuşan olsa... CHP'nin programına mı bakacağız bunları anlamak için artık? Örgüte yakın yayınlar Doğu'da cemaatçi kadrolardan rahatsızdı... Bu, Türk milliyetçileri için sempati nedeni... 

Peki, terörü ne durdurdu? Akan kanı ne durdurdu? Hükümetin müzakereleri ve bunun verdiği umut? Her ne kadar ağar aksak gitse de... Ciddiye alındığı kadarı yetti... Bugün Türkiye'li Kürtlerin desteği, düşüncesi her siyasi oluşum için çok önemli...


Serra Karaçam, 04.03.2014



Seçkin Deniz Twitter Akışı