2 Ağustos 2013 Cuma

SA332/KY1-CÇ28: Âşina; Çalınmış Sözcüğüm

Benim kayıp sözcüklerimden, çalınan sözcüklerimden biridir âşina.”


İnsan insan olmayanların önünde sınanmıştır. Yaratılışına kuşkuyla bakıldığından sınanmıştır. “Hadi doğru sözlüler iseniz şunların adını bana söyleyin!” dendiğinde, hadlerini bildiklerini yüksünmeden söylemişlerdir. İnsan ise bir solukta yanıtlamıştır. Ve secde olunmaya hak kazanmıştır.


Secdeden kaçınan,  kendinde bir soyluluk vehmeden dışındaki var edilmişler kapanmışlardır secdeye. Secde kaçkını öfkeyle, hınçla bilenmiş ruhsat istemiştir. İnsana verileni çekemezliğin acısıyla delirmiştir. Ruhsat alıp dikilmiştir karşısına insanın. Ve insanda olan sözcükleri çalmak için desiseler kurmuş, tuzaklar kurmuştur. Hepsini birden çalmaya güç yetirememiştir insana verilenlerin. Teker teker avlamıştır insanda olanları. İnsana verilen sözcükleri çalmıştır. Çalmaya devam etmektedir.

İnsan suretine bile girmiştir bu hırsızlık için. İnsanın tanıdığı sözcükleri kullanarak sürdürmüştür hırsızlığını. İnsanın dağarcığında bir tek sözcük bile bırakmamak üzere. Bize düşen yeniden inşa etmektir çalınan her bir sözcüğü. Yeniden diriltmektir öldürülen her bir sözcüğü.


Kayıplarını, çalıntılarını tanımlamak önceliği olmalı insanın. Yeniden secde olunan olmak için bu gereklidir. Gereğin ötesinde bir gerekliliktir bu.

Hadi bir tanım yolculuğuna çıkalım bir çalıntının. Yolumuzu kesmek için ruhsat alanın kararmış gönlüne ateş düşürelim. O ateşi büyütelim hep birlikte.

Benim kayıp sözcüklerimden, çalınan sözcüklerimden biridir âşina. Beni en çok hırpalayan bir kayıptır âşina. Secdeden kaçınan o kahrolasıca bilmiş en önce neyin çalması gerektiğini, ayrışmanın, ayrı olmanın işini kolaylaştıracağını pek doğru kestirmiş. Pek doğru isabet etmiş bu kararında. Bu hırsızlığında sonraki hırsızlıkları için birçok yol görmüş olmalı.

İlk çalınanın peşine düşmeliyim bende. Bulmalıyım;  kırk kilitli kırk sandık içinde olsa da bulmalıyım çalıntı sözcüğüm âşinayı.

İlk kaybımdır âşina. Âşina ilk çalınanımdır. Bulunması öncelikli olandır âşina.

Âşina, ötelerden haber verendir. Ötelerden selam getirendir. Ötelere özlem duymanın gereğini sezdirendir. Ötelere özlem duymayan kokuşmuş bir su birikintisine dönecektir. Bu dönüşümden kurtuluşun anahtarı âşina sözcüğünde gizlidir.

Âşina göklerle bağlantıya yetirendir. Âşinadan bi haber olan kalbindeki sesi anlayamayandır. Kalbinin kirlendiğinden habersiz olandır. Kalplerin pasını giderecek olana bir yoldur, yolu gösteren kılavuzdur âşina. Elestü hitabını anımsattırandır. Anımsattırıp dik durmayı sağlayandır.

Âşina yüksünmeden başını koyacağın omuz inşa etmektir. Omuzlar inşa etmektir. Birlikte var olmanın gereğini belletendir. Birlikte var olmak yorgunluklar için olmazsa olandır. Birliğin bir olmanın bir zincirin halkaları olmanın önemini sessizce fısıldayandır. O fısıltıyı algılayacak kulakların algı eşiklerini ayarlayan bir sözcüktür âşina.

Algı eşiklerini düzenleyendir âşina. Âşina bir olmanın, hem hal olmanın kutlu bir buyruğu yerine getirmek olduğunu çağrıştırandır. O çağrının gereklerini bilen gönüller yoğurmaktır.

Âşina paylaşmanın nasılını sezdirendir. Paylaşmanın yönünü gösteren ibredir. Paylaşmanın insan yaşamında ümmet bilincinde en önde gelen olduğunu anlatandır. Anlaştırandır. Paylaşmıyorsan, paylaşmayı bilmiyorsan “bir vücudun azaları gibidir” tanımlamasından uzaktasın demektir. Âşina bu tanımın gereğini duyurandır. Bu tanımın gereğini buyurandır. Bu tanımın gereğini vicdanlara gergef gibi işleyendir.

Âşina mal hırsını törpüleyendir. Mal hırsını öldürendir. Paylaşmak ihtiyacının dışındakilerini kardeşlerine ulaştırmaktır. Kardeşlerin susuzluğunu gidermeden susuzluğunu gidermemektir paylaşma. İki ekmeğin varsa birini bütün halinde bir kardeşine vermektir paylaşma. Kalan bir ekmeği ikiye bölüp en yakınınla bölüşmektir paylaşma. Kalan yarımı de eşinle bölüşmektir paylaşma.

Paylaşamıyorsan, bölüşemiyorsan “bir vücudun azaları gibidir” buyruğuna hem gönlün hem kulakların kapalı demektir. Hem gönlün hem kulakların kirlenmiş demektir. Âşina bu kiri giderecek olandır. Gidermeye gücü yetendir. Gidermenin nasılını bilendir.

Âşina yetinmeyi öğreten bir hevestir. Yetinmeye çağıran bir çağrıdır. Öteler ötesi bir çağrıdır. Yolunun üstüne dikilip seni yoldan çıkaranın soluğunu kesendir. Sihrini çözendir. Oyununu bozandır.

Seni aşağılanır aşağısına atmak için yolunu kesen, gereksinimlerinin sonsuz olduğunu fısıldar kulağına. Evreni küçültüp cebine koyabileceğin vehmine düşürür tanıdık bildik sözlerle. Âşina durur o tanıdık bildik sözler karşısında. Direncin olur. Direnişin bayraktarı olur karşısında o sözlerin. O avazın sana bir yol bulmasına fırsat vermez. Çün âşina “oku” buyruğuyla beslenmiştir. “oku” buyruğuyla bilenmiştir. Âşina çelik bir kılıç ise suyu “oku” buyruğunun pınarlarındandır.

Âşina vahadır uzun soluklu yürüyüşleri göze alan varlıklar için. Durup dinlenmek gerekir güçlü bir yürüyüş için. Dünya çöldür. Bitimsiz bir çöldür. Çölü aşmak için vaha gerekir. Çölde çöllerde vaha inşa edendir âşina. Yemeden içmeden terini silmek için bile durmayıp doğrulmayıp vahalar inşa eden bir işçidir âşina. Bir ameledir. Amelin, amellerin nasıl yerine getirilmesi gerektiğini gösterendir.

Amelden kaçışın çölde hazin bir sonun zorunlu sonucu olduğunu hissettirendir. Tembelliğin, miskinliğin kişiyi çölde çürüttüğüne ilişkin kanıtlar sunandır âşina. Bu yüzdendir durup dinlenmeksizin çölde vaha inşa ediyor oluşu. Vahanın yorgunluk atmaktan öte bir anlamının olmadığını çalışmasıyla gözler önüne serendir âşina. Vaha da durup kalmak olmaz. Zayi etmektir yola çıkma sebebini. Oluş sebebini.

Âşina haksızlıklar karşısında bilenmenin gereğini belletendir. Yolunu yordamını sezdiren, sezdirip öğretendir. Haksızlıklar karşısında vurdumduymazlık âşinanın seslenişine kulak vermemişlerin harcıdır. Kılavuzu âşina olanın haksızlıklar karşındaki tavrı bellidir. Ne feveran eder, ne dövünmekle yetinir, ne çaresizliklere geçit verir. Gücü yettiğinde bir an bile durmaz. Durup haksızlığın devleşmesine fırsat vermez. Gücü yetmediğinde sabır zırhını kuşanıp dua kalesine sığınır. Bütün bunların nasıl yapılacağını âşinadan bellemiştir. Âşinanın eğitiminden geçmiştir çünkü. Çünkü âşina görkemli bir öğretmendir. Görkemli bir öğretendir.

Âşina yürekleriyle görenler için ışıktır. Karanlığın gözlerini boğan ışıktır. Secdeden kaçanın gözlerini alan bir ışıktır. İsimleri bir solukta sayanın içini aydınlatan bir ışıktır âşina. Âşina karanlığın otağında at koşturup ölmüşten beterleri diriltendir.

Yürekle görmesini bilenlerin bilişinde başat etken âşinalıktır. Yürekle görmeyen birçok şeyi görmeyi atlayandır. Görmenin künhüne ermemişler mazeretler bulsa da bulup biriktirse de kendileri için körlüklerinin sonuçlarından kurtulamayacaklardır. Gönüllerinin gözlerine mil çekmemişler için bir kurtuluş yolu vardır. Âşina onları yeniden görmelerini sağlayacaktır. Gönül gözünün ışığı olarak hep var olacaktır.

Âşina bahardır. Mevsimleri hep bir bahar yapandır. Baharlara ardına kadar açılan bir kapıdır. Oluş baharla başlayan baharla sürendir. Bahara ulaşmayan oluşa bir yol bulamayacaktır. Âşina oluş için kıvrananları bahara ulaştırandır. Bahara ulaştıracak olandır.



Cemal Çalık, 02.08.2013, Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark






Seçkin Deniz Twitter Akışı