30 Nisan 2018 Pazartesi

SA6052/SD963: Kanlı Amerikan Yüzyılı'na Dair İtiraflar: Liberal Dünya Düzeni, R.I.P.

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki çevirisini yayınladığımız analiz Kanlı Amerikan Yüzyılı'nın mimarlar odası olarak da adlandırılabilecek olan Dış İlişkiler Konseyi (CFR)'nin Başkanı 15 Temmuz 2016 FETÖ-NATO darbesinin destekçilerinden Richard N. Haass'a aittir ve ABD'nin çöküşü karşısında yaşadığı travmayı birkaç sebebe indirgeyerek Liberalizm adlı altında pazarlanan Kanlı Amerikan Tarihini kutsarken, bu sistemi sona erdirmeye kararlı olan ABD Başkanı Trump'a öfke kusmakta ve CFR'nin yaşadığı güç kaybının ve itibarsızlığın yaşattığı bunalımı milliyetçilik, artan otoriter sistemler, yaşanan göçler gibi aptalca sebeplerle izah etmeye çalışırken de bugüne dek 'Komplo Teorisi' olarak tanımlanan BM, IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların amaçları hakkındaki gerçekleri itiraf etmektedir. Tarih ABD'nin yirminci yüzyılda tasarladığı ve bütün dünyaya yaydığı otoriter dünya düzeninin boyutlarını ve gücünü bugüne dek hiç kaydetmedi. Buna rağmen ABD, bu gücü insanlığın yararına değil CFR gibi ücretli çalışanların ücretlerini ödeyen ailelerin egemenliği için kullanılan bir devlet oldu. Richard N. Haass'in kendileri tarafından inşâ edilen kanlı Liberalizmin sona erişinde iddia ve şikayet ettiği gibi değil, tam aksine ABD çıkarları için gerektiğinde milliyetçiliği, otoriter devletleri, iç savaşları, terörü ve göçleri birer araç olarak üretti ve kullandı; ama artık Kanlı Amerikan Yüzyılı sona eriyor. Alexey Tuzikov adlı bir yorumcunun analizin yayınlandığı sitede üçüncü paragrafa yaptığı yorum şöyle: "Bu propaganda yeter. ABD, sınırlı jeopolitik çıkarları ve diğer insanları denetleme isteğini gerçekleştireceği, bağımsız olmaya cesaret eden herhangi bir ülkeyi bombalayabileceği ve yaptırım uygulayabileceği bir totaliter dünya düzeni inşa etmiştir. Amerikan juggernaut'u (önüne gelen her şeyi yıkan güç) çöktüğünde dünya alkışlayacak. Dünyadaki insanlar nihayet Amerikan rüyasını değil, kendi hayallerini takip etmekte özgür olacaklar."
Seçkin Deniz, 30.04.2018

Liberal World Order, R.I.P.

"Amerika'nın yirmi yılı aşkın süredir oynadığı rolü terk etme kararı, bir dönüm noktasıdır. Liberal dünya düzeni tek başına hayatta kalamaz, çünkü diğerleri bunu sürdürmek için bir çıkar ya da araçtan yoksundur. Sonuç, Amerikalılar ve diğerleri için daha az özgür, daha az müreffeh ve daha az barışçıl bir dünya olacak."

Yaklaşık bin yıl süren bir egemenlikten sonra, Fransız filozof ve yazar Voltaire'in alay ettiği gibi, yok olan Kutsal Roma İmparatorluğu, artık ne kutsaldı ne Roma'ydı ne de imparatorluktu. Bugün, yaklaşık iki buçuk yüzyıl sonra, problem, Voltaire'i anmak gerekirse, zayıflayan liberal dünya düzeninin artık ne liberal ne dünya çapında ne de düzenli olduğudur.

SA6051/ÇY12-EÖRS3: Zâyi Edilmiş Vakitlerin Haklı İntikamı

"Paylaşılmamış nimetin tadına varmak için, kaç israftan geçtik bilinmez. Şimdi tadına vardığımız(!) deli acıları mı bölüşeceğiz?.."



İnsanız nihayetinde, her şeye açık kocaman bir kapımız var...

Acıdan delirmek diyorum dostum!..
Acıdan delirmek ne ki.. 
Bir de acısından delirmek var bir başkasının...

SA6050/ÇY11-HK7: Gayret'in Sıkıcı İlerleyişi

"Evet; gayret sıkıcı bir bekleyiştir, ancak o gayreti gösterirsen beklemeyi hak edersin."


"Birilerinin bizi elimizden tutarak, inşâ etmek için en ufak bir gayret sarf etmediğimiz güzel bir geleceğe götürmesini bekliyorsak, beyhude bekliyoruz. Herkesin yolu hak ettiğine varıyor; yanılmaz adaletin şaşmaz kaidesi bu” diyor Gökhan Özcan bir yazısında. Ne kadar da haklı. Bir yanda dişini tırnağına takarak bir yere gelenlerin aşırı heyecanlı öyküsü, diğer yanda 'gayret' kelimesini çocuğuna isim olarak vermek isteyenlerin dünyası…

İnsanoğlu, verdiğinin karşılığını hemen almak ister. Ne yazık ki hayat bize her zaman aynı hızla cevap vermiyor. Kimimiz belki şanslıyız, daha işimizin yarısındayken emeğimizin karşılığını alırız. Halk arasında buna kısmet deriz ve kısmeti açık olanın işleri çoğu zaman rayında gider. Ama kısmet diyerek gayreti ötelemek olmaz. 

SA6049/KY1-CÇ491: Hırsının Kurbanı

"Köpekler uluyor! Kötü şeyler olacak! Ve biz tetikteyiz kötüyü otağında basacak güçteyiz!"


Köpekler uluyor. Kötü şeyler olacak! 

Rahmetli anam ne zaman kentin dört bir yanından yükselen ürkünç köpek ulumalarına tanık olsa hep böyle derdi; "Kötü Şeyler Olacak!" Ve sözünün ardından eklerdi: "Kötü şeyler olacak diye pusup kalacak değiliz elbet! Hem kötülüğü sokağımızda değil kendi otağında boğmak için kıyama durmasını biliriz!”

Köpekler uluyor! Kötü şeyler olacak! Ve fakat bilesiniz bizi kıyama durmaktan alı koyacak bir güç yoktur, bunu bilmelisiniz, belleyip öyle sürdürmelisiniz yoldaşlığınızı. O kuduz köpeklerle olan yoldaşlığınızı. Bize örtük değil kudurmuş kan sevicilerle olan yoldaşlığınız. 

SA6048/KY69-EY88: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6047/KY58-GÖKA96: Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü

"Modernliğe, sağlıklı yaşama değil ama narsisizm kültürüne açıkça savaş açmalıyız bu bir. Mevcut şehirleşme stil(sizliğ)imiz ve geleneksel mahalleyi yıkan apartman anlayışıyla yaşlılarımızın dertlerine bize uygun çözümler bulunamayacağını, Batı’nın kötü bir taklidi olmaktan öte gidemeyen modellerle yetinmek zorunda kalacağımızı bilelim, iki."


Dünyadaki değişimin etkisi hızla ülkemize de yansıyor. Henüz Batılı ülkeler düzeyinde olmasa da ortalama yaşam süresi, insan ömrü, ülkemizde de yüksek bir ivmeyle artıyor. Pek yakında gelişmiş ülkeler düzeyini yakalayacağız. Rakamlarda bu durum açık seçik görülüyor. Doğum oranlarının giderek düşmesini engelleyebilirsek, diğer toplumlardaki olumsuz demografik görünümün burada da ortaya çıkmasına mâni olma şansımız hala var. Ama neresinden bakarsak bakalım önümüzdeki yıllarda yaşlı sayımızın çok daha fazla artacağı artık kesin gibi.

29 Nisan 2018 Pazar

SA6046/KY70-ZK7: The Intercept: Dumalı Çocukla Yapılan Röportajın Perde Arkası

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz, Rus-İran-Esat Rejimi ile Batı Medyası arasında BM ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde, ABD-İngiltere ve Fransa tarafından temsil edilen Batı'nın tezlerine yönelik deliller ve bu tezlere yönelik karşı deliller üzerinden yürütülen propaganda savaşında yok olan bir devletten, kadınlardan, çocuklardan ve yaşlılardan oluşan kurbanların sadece birer diplomatik araç veya istatistik oldukları gerçeğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Rejimin Kimyasal silahlarla yaptıkları saldırıya maruz kalan Dumalı bir çocuğun ve babasının nasıl kullanıldığı ve Suriye-Halepli Blogger'in verdiği "Lütfen artık düşün yakamızdan!” şeklindeki tepki büyük resmin en gerçekçi yansımasına aracılık etmektedir.
Seçkin Deniz, 29.04.2018



The Intercept Gazetesinde, Rus Televizyonunun röportaj yaptığı çocukla ilgili Robert Mackey imzalı bir makale yayınlandı. Makalede, çocuğun Duma’daki kimyasal silah kullanımı ile ilgili görsellerin bir tiyatrodan ibaret olduğunu söylemesi ve bunun Rusya tarafından delil olarak kullanılması ele alınıyor.

“Arabi21” sitesi tarafından tercüme edilen raporda, çocukla yapılan röportajın, kimyasal silaha maruz kaldığı memleketi Duma’da değil de Suriye ordusuna ait bir üste Rus danışmanlar eşliğinde yapıldığına dikkat çekilmektedir.

SA6045/KY71-ATANTİK4: Modern İnsanın Çok Yüzlülüğü…

"İslam, Kuran üzerinden insanların çoğunluğunun cehenneme gideceğini ihtar eder. Azınlık bir istisna olarak öne çıkartılır. O azınlık işte modernliği yanlışlayacak ve yadsıyacak şeyi bulmakla yükümlüdür. Meseleyi bu çerçeve içinden okumak lazım.."


Modern insan çok yüzlü... Müslüman da modernliğin kültüründen beslenmiş o da çok yüzlü hale gelmiştir. Yüzünü çıkardığımızda kalacak olan yüz hangisi acaba? Müslüman mı modern mi? İstisnası mı? Elbette ki var ve bu istisnalar kurucu olacaklardır... Önemli olan bu kurucu istisnaların kim olduğu ve hangi ahlaki yapıya sahip olduklarını gözlemlemek ve görebilecek bir bakışa sahip olabilmektir.

Fark edememek...

Modern Müslüman insan zavallı olduğunu fark etmiyor. Farkında olmadan modern insan gibi düşünüyor, davranıyor ve tepki veriyor... Bu ciddi bir sorun...

SA6044/SD962: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 327 (11-15 Şubat 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(11-15 Şubat 2016)  (Şubat 2016: 3.182 Tweet+Önceki Toplam: 187.835 +3.182 = 191.017 Tweet)

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Rusya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov, İncirlik'ten bahsediyor; bu bir tehdit... Umarım tedbirliyizdir.

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Eski PKK'lı ve JİTEM'ci Aygan: "Ben bu bilgiyi PKK içindeki kaynağımdan öğrendim; Salih Müslim Muhaberat'ın ajanı"

SA6043/KY35-YTK266: Beş Benzemezli Mayıs

Yaşar Taşkın Koç'tan.... Di'li Geçmiş Zaman




29 Mayıs 2015, Cuma

Hiçbir şey tekrarlanmıyor.

İspatı Mayıs ayı.

1 Mayıs, 14 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs, 31 Mayıs…

Beş ayrı tarih beş önemli olay.

1 Mayıs sadece bizim için değil dünyadaki tüm emekçiler için en önemli olayın simgesi. Bizde de 1977'deki ön darbe girişimi nedeniyle bizim tarihimize de bu güzelim bahar ayı çok karanlık çok kanlı şekilde geçmişti.

SA6042/KY69-EY87: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6041/KY37-AZ275: Sayın Cumhurbaşkanı, '7 Mayıs Şantajı'na Direnin!..

"Ama… Amerikan derin devletiyle ilişkisi baba/teyze hattında şekillenmiş bir ailenin siyasi temsilcisinin evinde yapılmış bir gizli görüşmeyi Kılıçdaroğlu-Akşener ikilisi kamuoyuna aktarmakla yükümlüdürler!.."


CHP’li 15 milletvekilinin yangından mal kaçırılır gibi İYİ Parti’ye gönderilmesi, Abdullah Gül adının da R. Tayyip Erdoğan’a karşı “muhtemel adaylar listesinde” öne çıkması, üzerime çökmüş gerginliği ortadan kaldırdı, geleceğe dönük beklentilerimin yükselmesine neden oldu. 

“Demek, Erdoğan Zarrab Davası kararını 7 Mayıs’a uzatıp kendisinin üzerine şantajla gelmek isteyen emperyaliste tüm kapıları kapamış, etrafında oluşabilecek ‘uzlaşabiliriz efendim’ ekibine de izin vermemiş” diye düşündüm. 

28 Nisan 2018 Cumartesi

SA6040/KY1-CÇ490: Tek Perde- İki Sahnelik Oyun; MUTABAKAT


KİŞİLER:
BALLI BABA  : (50’lili yaşlarda erkek uzun boylu, saçları hala gür)
KENE               : (50’lili yaşlarda saçları dökülmüş, kısa boylu bir erkek)
BUKALEMUN: (50’lili yaşlarda orta boylu, kısa saçlı bir kadın)
TİLKİ               : (50’lili yaşlarda saçları dökük orta boylu, sakallı bir erkek)
SIRTLAN         : (40’lı yaşlarda saçları yanlardan açılmış bıyıksız bir erkek)

***
(Teşrifatı sıradan, penceresiz loş aydınlık bir oda. Sağ tarafta bir kapı, kapının solunda bir konsol, konsolun üzerinde beş adet büyükçe şamdan, sahneyi bu şamdanlardaki mumlar aydınlatmakta. Sahnenin ön tarafında yuvarlak bir masa.)

SA6039/KY26-CA186: Majd, Sakiko, Zeynep ve Diğerleri

"Genç kızların, kadınların benliklerine yerleşmiş olan sosyal cinsiyetle alakalı suçluluk duygusu, şaibelerle leke sürülme endişesi elbette yer yer onları da etkiliyor. Fakat işleriyle, niyetleriyle müsemmalar; bu nedenle kuruntu ve şaibe üzerlerine yapışmıyor."


Güven, öncelikle gösterilmek suretiyle vücut buluyor. Geçen hafta tanıştığım Gazzeli mucit Majd Mashhawari, sık sık ailesinin kendisine güveninin altını çizdi sohbetimiz sırasında. Henüz 23 yaşında bir genç kız Majd, ama inşaat malzemesi sıkıntısı çekilen Gazze için zaruri bir malzemeyi icat etmeyi başarmış. Çalışmalarını sürdürmesinde babasının gösterdiği güvenin rolünün altını çiziyor. 

Majd’la, onu bana tanıştıran mimarlık öğrencisi Zeynep Sena Akdemir ve Majd’ın Japon arkadaşı Sakiko Yoshinami’yle Maltepe sahilinde buluştuk. Majd, odun ve kömür külünden yaptığı tuğlayı anlattı bana.

SA6038/SD961: Euro Bölgesi İçin 'Daha Az 'Kötü Olan Seçenek'

Sonsuz Ark'ın Notu:
Avrupa Birliği bir imkansızı başardığını düşünmüştü Euro 1 Ocak 2002'de, Dolar ve Sterlin'e karşı küresel piyasalara girince; Almanya ve Fransa egemenliğindeki bir bölgede Euro'nun bu iki ülkenin politikalarına bağımlı kalacağını da herkes biliyordu ve bu iki ülkeden birinin zayıflaması halinde diğer ülkenin Avrupa Birliği'nin patronu olarak eski Avrupa imparatorluklarına benzer bir imparatorluğu yöneteceğini de... Almanya Merkel liderliğinde 2008'deki ekonomik çöküşü kontrol altına aldığında Fransa bu süreçte kaybeden taraftı. Sonuçta İngiltere Euro bölgesinde olmamasına rağmen, Avrupa Birliği'nin Almanların imparatorluk alanı olduğunu görünce, daha az kötü olan seçenekle Brexit'le ayrılmayı tercih etti, şimdi gittikçe kötüleşen Euro Bölgesi verileri sonrası Euro için daha az kötü olan seçeneği tercih edecek olanlar geride kalanlar; şartları yerine getiremeyen ülkeler euro bölgesinden çıkarılacak ya da daha az kötü olan seçenek tercih edilerek borçların çevrilebilmesine yönelik yeni bir strateji kabul edilecek... 4 Mart 2018'de yapılan İtalyan seçimlerinin sonuçları birliğe karşı isyanda ilk büyük örnek... Avrupa Birliği ülkelerinin birlikte kalabilmesi için çok fazla nedenleri artık yok, euro ile de bir gelecek hayali kurmadıkları açık ve herkes çok iyi bir şekilde farkında ki birlik Almanya'nın hinterlandı olarak görev yapıyor ve Birlik üyeleri sırf bu sebeple can simidi olarak Çin'e sarılmış durumdalar (Bakınız; SA5969/SD950: Çin ve 16+1 Girişimi: Avrupa'nın Yeni 'Doğu Bloku') Çin'e sarıldıkça da Almanya ve Fransa varoluş sancılarını derinden hissedecekler ve çöküş kaçınılmaz olacaktır.
Seçkin Deniz, 28.04.2018


The Lesser Evil For The Eurozone

Böyle olması gerekmiyordu. Yeni bir Alman hükümetinin kurulması o kadar uzun sürdü ki, Fransa ve Almanya'nın eurozone reformu için çalışmaya başladıkları sırada,
 4 Mart'taki İtalyan genel seçimleri sonucu birlik siyasî depremle sarsıldı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aralarındaki farklılıkları çözmeye ve Temmuz ayında ortak bir reform için yol haritası hazırlamaya karar verdiler. Ancak, İtalya'nın anti-sistem-sistem karşıtı partilerinin elde ettiği zaferin getirdiği değişiklikleri görmezden gelemezler. Şimdiye kadar siyaset, popülizmi sadece içermiş gibi görünüyordu. Şimdi ise popülizm ana akım haline geldi.

SA6037/KY69-EY86: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6036/KY58-GÖKA95: Sizce Şimdi En Çok Hangi Kuşak Zorda?

"Söylemesi çok zor ama kabul etmek gerekir ki, toplum hayatta kalmak için didinir ve bu arada değerlerini erozyonla yitirirken sahipsiz yaşlıların fark edilmeleri çok zordur."


Yaşlılıkla ilgili düşüncelerimizi bizim yaşlılarımızın durumu ve ne yapmamız gerektiğiyle sürdürmek istiyoruz ama belirtilmesi gereken birkaç husus daha var.

Tüm dünyada ortalama yaşam süresinin uzamasının getirdiği bir sonuç da birçok ebeveynin kendi çocuklarıyla birlikte yaşlanması. Emekli olan ve kendi çocuklarını evlendiren ebeveyn, aynı zamanda kendi ana babalarına bakmak durumunda kalıyor. Bu, “orta yaş sıkışması” adı verilen bir tabloya yol açıyor. Orta yaşlı olanlar, hem çocuklarının hem ana babalarının istemleriyle yüz yüzeler.

27 Nisan 2018 Cuma

SA6035/KY28-ATA361: AB’den Ne Bekleniyordu?

"Bana göre, Rumların ve Yunanlıları güdümüne girmiş AB, Türkiye’ye düşmanca davranarak çok şey kaybeder ama artık bölgesel bir güç olmuş Türkiye, AB’nin bu davranışı ile günümüzdekinden daha fazla bir şey kaybetmez…"


AB Komisyonu geçen hafta içinde Türkiye ile ilgili bir rapor yayınladı. AB için yüz karası olacak bu raporun ilginç tarafı, Türkiye-AB müzakereleri ağırlıklı olması gerekirken, daha çok Kıbrıs ile bağlantılı olması. Dengesiz ve taraflı hazırlanan bu raporun maksadı akıllarınca Türkiye’yi kötülemek ve köşeye sıkıştırmak.

Raporun Kıbrıs ile bağlantılı bu raporda ilk gözümüze çarpan, Kıbrıs Rum Yönetiminin 4’üncü Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides döneminde AB’ye üyelik başvurusu yapılırken “AB’ye üye olalım, sırtımızı Avrupa’ya dayalım, Osmanlı döneminde olduğu gibi Avrupa’nın korumacılığı ve desteği ile Türkiye üzerinde baskı oluşturup Kıbrıs adasının tümünü geri alalım” felsefesinin halen geçerli olduğu. Bu nedenle de AB Komisyonunun hazırladığı Türkiye Raporu objektif ve dengeli değil. 

SA6034/KY63-ÖA11: Israrla Abdullah Gül’ün Adaylığını Soruyorlar

"Güncel siyasi tartışmaları abartmayın. Serinkanlı olun. Birlikte başaracağız."


Günün temel çelişkisi Devlet ve FETÖ’dür.

Bu çelişki, Atlantik’ten bakıldığında “Türkiye ve ABD/Avrupa” şeklinde okunur.

Ülke içindeki kavgalar devletlerarası mücadelenin izdüşümüdür.

FETÖ tek başına Devlet’in değil Avrasya’nın da güvenlik sorunudur.

Eksen değişmesi tartışmaları FETÖ ile mücadele sonrası otomatik pozisyondur.

SA6033/TG248: The Sufi Conspiracy-Sûfi Komplosu-1

Sonsuz Ark'ın Notu:
Sufizm-Tasavvuf ve İslamcılık, Masonların diğer dinlere yönelik komplolarına benzer bir şekilde tasarlanmış, birbirine zıt bir şekilde konumlanmış müslümanlara yönelik iki ayrı komplosudur. Aşağıda çevirisini yayınladığımız analizden önce 28.10.2010 tarihli SA456/SD72: Masonik Oyun Sürüyor -"Masonic Game in Progress"- başlıklı analizimizi okumanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü 2010 tarihli analizimizdeki tezlerin birçoğunun kanıtları 'The Sufi Conspiracy-Sûfi Komplosu' başlığıyla yayınlayacağımız bu seride kişiler, olgular ve olaylar çerçevesinde açık bir şekilde ortaya konmuştur. Sufizm ve İslamcılık müslümanların samimi arayışlarını çarpıtmak, doğru yol üzere yol almalarına engel olmak ve İslam'ın bütün insanlık için kurtuluş yolu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaya yönelik şeytani bir tasarımın ürünü olarak bugün müslümanları İslam'ın asıl kaynağı olan Kur'an'dan uzaklaştırmakta başarılı olmuştur. Bütün insanlığa ve dinlere karşı kurulmuş komplolardan sadece bu iki komplonun çözülmesi, bu şeytanî kuşatmayı yarmaya başlamanın ilk adımıdır, çünkü ancak İslam bu cehenneme giden yolu değiştirebilme gücüne sahiptir. Lütfen bu şeytani yapının hazırladığı videoyu izleyiniz ve analizini yapıp SA3198/KY51-HA1: Animasyon'a Gizlenen Strateji: Nedir Bu "I Pet Goat"? başlığıyla yayınladığımız analizi okuyunuz ...
Seçkin Deniz, 27.04.2018


THE SUFI CONSPIRACY-1

Muhteşem klasik ilim mirasıyla temasını kaybeden Müslüman dünyası bugün birbirine muhalif iki kampın didişmesine sahne oluyor. Taraflar kendi kişisel yozlaşmalarına rağmen Ortodoks İslamın temsil hakkını ele geçirmeye çalışıyor. Vahhabilik ve Selefilik İslam geleneğini tahrip ederek fundemantalizmi yaratmak isteyen bir İngiliz strateji ürünüdür. Sufilere yönelik doğrudan ve açık bir şekilde yozlaşma eleştirisi yönelten Vahhabilerin ve Selefilerin kendileri de, Batı istihbaratı ve gizli odaklar ile yakın bağlantılara sahip benzer bir komplonun parçalarını oluşturmaktadır. 


H. P. Blavatsky’nin öğretilerini takip eden New Age hareketi, yaklaşmakta olan Aquarius Çağı’nın (Kova Çağı), Hıristiyanlar, Yahudiler, Budistler, Hindular ve Müslümanlar tarafından da gelmesi beklenen Maitreya (Çev: Maitreya, budizm inancının beklediği dünyanın sonunda gelecek olan 'dünya öğretmeni', mesih, Buda'dır) öncülüğünde gerçekleşecek bir dünya barışının başlangıcını ve tek dünya hükümetini müjdeleyeceğine inanıyor. (Budizm’deki Maitreya yukarıdaki cümledeki sıraya göre) diğer dinlerde İsa, Mesih, Beşinci Buda, Krişna ve İmam Mehdi olarak adlandırılmaktadır. New Age hareketinin, Müslümanlar tarafından beklenmekte olan Mehdi’ye yönelik ilgisi, Sufizmle arasındaki ilişki tarafından beslenmektedir. 

SA6032/ÇY4-DB126: Yirmi Yıllık Savaş, Amerika Birliklerinin Moralini Tüketti -2-

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız analiz The Atlantic dergisinin Mayıs ayında yayınlanacaktır ve  Amerikan Ordusu'nun yaşadığı büyük travmanın detaylarını titizlikle incelemekte, Amerikan Ordusunun tıpkı Roma İmparatorluğu ordusunun kaybettiği savaş yeteneğine benzer bir şekilde özgüvenini, birliğini ve amacını kaybetmiş olduğunu açık bir şekilde anlatmaktadır. Amerikan Yüzyılı'nın bittiğine, ABD'nin çöktüğüne dair en net yorum analizin şu cümlesinde saklıdır:
"Eğer savaşta genç erkek ve kadınların cesareti gerçekten sivil toplumumuzun kalitesine bağlıysa, çok endişelenmeliyiz."
Seçkin Deniz, 27.04.1018


Two Decades of War Have Eroded the Morale of America’s Troops

"After nearly 17 years of war, service members have seen plenty of patriotic displays but little public debate about why they’re fighting."

"Yaklaşık 17 yıl süren savaştan sonra, ordu mensupları, çok sayıda vatanseverlik gösterisi gördü, ancak neden savaştıklarına dair çok az kamuoyu tartışması izledi."

Yaklaşık 17 yıl süren savaşın Amerikan halkına ve seçtiği liderlere 'daha geniş bir oyun sonu' olmadan yalnızca askeri gücün kullanımına odaklanan bir stratejinin sınırlarını öğreteceğini düşünebilirdik, ama aslında ters yönde hareket ettik. Şimdi, kendi askeri liderlerimizin zafere ulaşmak için ısrar ettikleri istekleri tam olarak yerine getirme konusunda en ufak bir ilgiye bile sahip olmadan savaşı sürdürmeyi amaçlayan bir hükümetimiz var. 

SA6031/KY1-CÇ489: Atlar Dört Ayaklıdır

"Şimdi, köpekler de dört ayaklı. Ama o bunu atlıyordu. Böylesi bir anlatımla onlara özgü bir şeyleri göstermeye çalışıyor olmalıydı. Koyunlar, kediler, inekler.. es geçtiği şeylerdi. Ağaçların içten çürüyüp çürümediğini bilirdi."


“Oğul!” derdi dedem. Söze hep öyle başlardı. Bir baba-oğul gibi konuşurdu benimle. Altı kardeştik ben ortancaydım. Babama “Bak Şakir, bunlar –kardeşlerimi göstererek- senin, bu gara benim.. rahmetli babama rengiyle, gözü pekliğiyle, duruşu bakışıyla en fazla benzeyen o..” 

Ben dedemin babası Battal Çavuş'a benziyormuşum. Rahmetli kelimenin tam anlamıyla yedi cephede savaşmış biri. En son savaştığı cephe doğduğu bu kasaba olmuş. Yatakta öleceğini anlayınca öylesine içerlemiş ki.. çocuk gibi ağlamış. Dedem de gözleri sulanarak anlatırdı bu olayı.

SA6030/KY47-OE19: Kosova- Prizren; Rufâî Tarikâtı Zikri 4

Sonsuz Ark'ın Notu:
Sufi Rufâî Tarikâtı'nın zikri ve bu zikirdeki şiş, vb ritüellerin İslam Dini ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi bulunmamaktadır. TDV İslam Ansiklopedisi, ilgili maddesinde bilgileri, herhangi bir eleştiri getirmeden tarikatın kendi kaynaklarından olduğu gibi aktarmaktadır. Kur'an'la ve İslam'la tamamen zıt  bir şekilde "Ahmed er-Rifâî’ye nisbet edilen, “Eğer bir ateşe ismim anılacak olsa asla alev alev yanmaz”; “Ateşin alevleri yükseldiği esnada zikredince mahlûkatın rabbinin izniyle alevler benim için sakinleşir”; “Rabbim bana dedi ki: Sen yırtıcı hayvanlar üzerinde büyük bir hükme sahipsin” şeklindeki ifadelerden hareketle (Kenan Rifâî, s. 179-181, 228)  şu ritüeller yapılmaktadır; "zikir meclislerinde genelikle Ahmed er-Rifâî’nin tertip ettiği evrâd ve ahzâbdan bir bölümü (sekizinci hizip) okunmaktadır. Ayrıca bazı gün ve gecelerde zikir sırasında “burhan” denilen kerametlerin izharı da söz konusudur. İsm-i celâl zikrinin hızlandığı bir sırada zikri yöneten şeyh kılıç, şiş, tığ, topuz gibi aletleri zikir yapan dervişler arasından seçtiği kimselerin yanak, karın, gırtlak, göz çukuru ucu gibi vücudun değişik yerlerine saplar. Dervişler vücutlarına saplanmış aleti elleriyle tutarken zikre devam ederler. Bunun yanı sıra şeyh yassı bir kaşık biçimindeki “gül” denilen, ateşte akkor haline getirilmiş demiri yalar veya dervişlerin belden yukarı çıplak bedenlerine temas ettirir. Bu tür gösteriler arasında ateşe girme, zehir içme, vahşi hayvanlarla oynama, ağızda cam parçalarını çiğneme gibi uygulamalar da zikredilebilir. Bu gösterilerle Allah dilemedikçe ateşin yakmasının, kesici aletlerin kesmesinin, yırtıcı hayvanların zarar vermesinin mümkün olmayacağı deliliyle ispatlanmak istenmekte, ayrıca bu yolla inkârcıların hidayete ermesi hedeflenmektedir."
Seçkin Deniz, 27.04.2018


Kosova Prizren'de bulunan tarikatlardan Rufai Tarikatı’nın 22 Mart 2018 günü yaptıkları zikri fotoğraflamak için oraya gitmiştim. Gittiğime değdiğini düşünüyorum. Kosova ilginç bir yer, 7 şehirden oluşan ülkede, Priştine, Yakova ve Prizren ile birkaç köyü görme şansım oldu. 


Ülke ağırlıklı olarak Müslüman bir nüfusa sahip, çok azda olsa Sırp asıllı Hristiyan bir nüfus da var. Etnik olarak da, Arnavut (büyük çoğunluk), Sırp, Boşnak ve Türklerden oluşan bir ülke. Arnavutlara ait işyerlerinde Kosova, Arnavutluk ve ABD bayrakları birlikte asılı olarak görülmekte; bunun nedeni olarak da Bill Clinton’ın Başkanlığı döneminde Nato’nun Kosova’ya müdahalesini sağlamış olduğu söyleniyor, ki onun da Başkent Priştine’de bir tane heykeli yapılmış durumda. 

SA6029/KY57-AHCZD101: Sûre Sûre Kur'an'da Mü'minlerin Vasıfları 64: A'raf (94-102)

"Müminler,  Allah’ın kurtuluş reçetemiz olarak gönderdiği Kur’an’a sımsıkı sarılırlar ve içindekileri düşünürler, anlamaya ve hayatlarına taşımaya çalışırlar. Allah’ın kitabından uzak ve gaflet içinde bulunamazlar. ”


بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Bizi yaratan ve bize doğru yolu gösteren, kendine imân etme şerefini nasip eden, yediren ve içiren, hastalandığımızda da bize şifa veren, bizim canımızı alacak ve sonra diriltecek olan, hesap gününde, hatalarımızı bağışlayacağını umduğumuz (Şuara, 26/78-82) Âlemlerin Rabbi olan Allah’a sonsuz hamd’ü senâlar olsun. “Üsve-i hasene” olan Resûlü Muhammed Mustafa (sav)’e  salât u selâm olsun.


A’RAF SURESİNDE MÜ’MİNLERİN VASIFLARI (94-102. Ayetler)[1]

وَمَٓا اَرْسَلْنَا ف۪ي قَرْيَةٍ مِنْ نَبِيٍّ اِلَّٓا اَخَذْنَٓا اَهْلَهَا بِالْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ لَعَلَّهُمْ يَضَّرَّعُونَ

“Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek mutlaka ora halkını, Allah’a yönelip yalvarsın yakarsınlar diye dert ve sıkıntıya uğratmışızdır.” (A’râf Suresi,7/94.)

SA6028/KY69-EY85: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6027/KY48-SY51: Portre Çalışmaları-III "Seyirci"

"Seyirci, bu cefakâr dev sürüngen, gün geçtikçe semiriyor. Halkı, insanları yutup sindiriyor ve bakıyor: Sadece bakıyor."

 

11 Mayıs 2000, Perşembe

"Kitlelerin İsyanı"nı 1930''larda yazmıştı Ortegay Gasset. Kitabında sıkışan, bunalan, bilgilenen kitlelerin eski bağlarını koparıp atacağını ve derinden gelen bir manevi başkaldırıyla, dünyayı artık eski dünya olmaktan kurtaracağını öngörmüştü ünlü yazar. Hani ne oldu -hiç! Bırakın Ortega Amcayı, James Dean''ın 1954''te ateşlediği "Sebepsiz Başkaldırı" (Rebel without reason), Boris Vian, Albert Camus, J. Paul Sartre gibi Fransız yazarların ve Jack Kerovac, Allen Ginsberg, Bob Dylan, Joan Baez gibi ABD''li yazar şair ve müzisyenlerin dalgalandırdıkları isyan da şişemeden patlayan birer balon gibi içe çekildiler ve hepsi de, ısırmış olanın, bir daha ve bu kez daha derinden ısırmasının yolunu açtılar. 

26 Nisan 2018 Perşembe

SA6026/KY70-ZK6: Köpeklerin Şeriati

"Köpekler şeriata uygun havlıyor, bakkal şeriata uyduruyor borç defterini. Beni birileri ısrarla nizama sokmaya çalışıyor. Zaten saf saf hayaletler başka ülkelerin devrim kutlamalarından sıyrılıp kapıma geldiler geçen. Meğer başka ülkelerin kavgasına karışmışım bakkaldan kaçarken."


Annem arıyor, “Ne zamandır gelmiyorsun bizi görmeye hayırsız evlat!” diyerek sitem ediyor. "Tamam anne gelirim ilk fırsatta." diyorum. Hayırsız evlat mıyım, hayır! Yani evet. Yani bilmiyorum. Okul taksitlerimi ödediler sonuçta; biyolog oldum. Şimdi bir laboratuarda milletin sidiğini, dışkısını mercekliyorum. Okul taksitlerimi ödediler ve sonuçta ben biyologum. Bunun iyi bir evlatla ilgisi var mı bilmiyorum.

Annem arıyor, “Cumartesi geliyorsun bak, kelle paça yapacağım” diyor. "Bakarız." diyorum. Aslına baktığım bir şey yok, kelle paça iyi bir tercih değil anne. Balık çorbası yap sen. Egede yaşıyor annem, babam da annemgilde kalıyor bildim bileli.

SA6025/KY68-EA4: "Kandil'in Desteklediği Aday"

"SP-CHP Gül'de mutabıkmış. Gül, Akşener'in desteğini bekliyormuş." 


Abdullah Gül'ün yerinde olsam zirvede bırakırdım. Çamura liderlik olmaz.


Abdullah Gül'ü terör gruplarının gölgesindeki rezil bir ittifaka liderlik için zorluyorlar. Kendisi bilir tabi, ama böyle bir misyondan kaçınmak için kırk takla atmalı.


Duran Kalkan kirli ittifaka desteğini açıklamış. Cumhurbaşkanlığı yapmış Abdullah Gül'ü böyle bir ittifakın başında görmek "insanı" afallatır.

SA6024/KY49-İTIĞLI100: Türkiye Algısı Yükselişte

"Afrika’da Türkiye algısı yükselmeye devam ediyor. Bu algı şu anda Türkiye’nin lehine ve Türkiye imajını daha güçlü gösteriyor. Öte yandan özellikle Batı medyasının Erdoğan üzerinden yaptığı negatif bir algı operasyonu da var. Şimdilik bu yaklaşımların Afrika’da çok fazla karşılığı olmasa da, uluslararası bu negatif algı operasyonuna Batı daha çok yatırım yapabilir."


Afrika’da son yıllarda Türkiye algısı üzerine önemli değişiklikler yaşanmakta. Bundan 15  yıl öncesine kadar Afrika için Türkiye’nin belirsiz bir anlamı vardı. Türkiye denilince Afrika insanının zihninde dünyadaki herhangi ülkelerden biri canlanıyordu. Laos veya Uruguay neyse Türkiye de aynıydı. Sadece Türkiye’yi Kuzey Afrika ülkeleri tanırdı.

Yıllar önce Mısır’a bir ziyarette bulunduğumda aydın kesimi ile de tanışma imkanı bulmuştum. Genelde Mısır aydınlarının gözünde Türkiye, geçmişinde sömürgeci bir devletti ve Mısır için hiçbir şey yapmadığı ifade edilirdi. O günlerde Mısır’ın devrik başkanı ekrana çıktığında sürekli Türkiye ile Mısır arasında karşılaştırma yapar. Türk parasının ne kadar değersiz olduğunu söyler, Mısır ekonomisi ile ilgili övünç nutukları atardı.

SA6023/SD960: Seçkin Deniz Twitter Günlükleri 326 (06-10 Şubat 2016)

 “Tarih, yazanların değil yorumlayanların toprağıdır.”



 (Lütfen Twitter tweet akış grafiğine göre, aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz, orijinalini aramak istediğiniz tweet metnini kopyalayınız, Twitter arama motoruna yapıştırıp arama yaptırınız.)

(06-10 Şubat 2016)  (Şubat 2016: 3.182 Tweet+Önceki Toplam: 187.835 +3.182 = 191.017 Tweet)

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Ama gerçekten eskiden buralarda kimse yoktu... Haftada bir uğrardım:)

 Seçkin Deniz@Seckin_Deniz
Eskiden burada kahve ikram eden olurdu... hey gidi eski günler...

 Sabah Gündem@Sabahgundem
Rize'de FETÖ/PDY operasyonu: 15 gözaltı bit.ly/1nZDZS4
@Seckin_Deniz retweetledi

SA6022/KY35-YTK265: Cumhuriyet'in "Seçim Tırı" Yolda Kaldı

Yaşar Taşkın Koç'tan.... Di'li Geçmiş Zaman




02 Haziran 2015, Salı

Cumhuriyet'in haberi habercilik, yansıtılma biçimleri hukukî sonuçları ve daha bin türlü açıdan tartışılmaya devam ediliyor.


Gazete, aslında “herkesin bildiği bir sırrı” aradan geçen bunca zaman ve seçimlere bir hafta kala haberleştirirken hukukî sonuçlarını da göze almıştı.


Seçimlere çok az zaman kala böyle “cesaret” gösterenlere gittikçe daha da alışıyoruz.


Tırların Adana'da durdurulma operasyonunun baştan ayağa bütün aşamaları artık biliniyor.

SA6021/KY69-EY84: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6020/KY60-ES57: İslam Birliği Bir Ütopya



10 yıl boyunca İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği Genel Sekreterliğini yapan Prof. Mahmut Erol Kılıç, İslam dünyası için yakın gelecekte parlak bir dönem görmediğini söylüyor. Prof. Kılıç, “İslam birliğini özleyen biriyim,ama vakıada da sahada da bunun çok zor olduğunun, bir ütopya olduğunun, belki de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir fantezi olduğunun da farkındayım” diyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği İSİPAB’ın 10 yıldır genel sekreterliğini yapan Prof. Mahmut Erol Kılıç, görevini Senegal meclisi temsilcisi Muhammed Kureyşi Niyas’a devretmeye hazırlanıyor. 

25 Nisan 2018 Çarşamba

SA6019/KY13-AO171: Kim Kimin Adayı?

"Siyaset bu, bunda yok yok!"


Adayların sahneye çıkmasına kısa bir süre kaldı. Hangi parti kimi aday gösterecek, Erdoğan'ın rakibi kim olacak siyasetin ana gündemi.

Bahçeli'nin 'Cumhur İttifakı' çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a destek vereceklerini açıklamasının ardından muhalefetin Erdoğan'ı alt edebilecek aday aday arayışına girmesinden nasıl bir sonuç çıkacak merak konusu.

SA6018/ÇY11-HK6: Seçim Heyecanı Sokağa Taştı

"Peki, alınan bu erken seçim kararı seçmen tarafından nasıl karşılanıyor? Vatandaş erken seçimi ve partiler arasındaki ittifakları nasıl yorumluyor? Bu soruların cevabını sokaklarda aradık; vatandaşlara seçim hakkındaki görüşlerini sorduk."


Türkiye, 24 Haziran 2018 Pazar günü sandık başında olacak. Erken seçimin gündeme gelmesi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında '2019 yılında yapılacak genel seçimleri erkene çekelim' önerisiyle başladı. Hükümetten gelen “değerlendirilir” açıklamasıysa erken seçim yapılması ihtimallerini kuvvetlendirdi. 


Ankara’da hareketliliğe neden olan bu açıklamalar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’yle bir görüşme gerçekleştireceklerini söyledi. Yapılan ikili görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bir basın toplantısıyla erken seçim teklifine olumlu yaklaştıklarını, 24 Haziran Pazar günü seçim yapılmasına karar verdiklerini duyurdu. Böylece Türkiye, 61 gün sonra yapılacak genel seçimde hem milletvekillerini hem de Cumhurbaşkanını seçecek.

SA6017/Sonsuz Ark-YD96: Kendimizi Neden Gıdıklayamayız ve Gıdıklanma Neden Dayanılmazdır?

"Gıdıklandığımızda gülmemizin arkasında; bir acı beklentisi, korku ve endişe vardır."


Bilimciler yıllardır, oldukça eşsiz bir eylem olan “gıdıkla(n)mak” hakkındaki merak edilenleri kesin olarak açığa kavuşturmaya çalışıyorlardı. Gıdıklama nedir? Neden rahatsız edicidir? Neden gülmemize sebep olur? Bu sorulara ilişkin çok fazla teori var ancak henüz kimse tam olarak neden gıdıklandığımızı bilmiyor.

Bildiğimiz gibi iki tip gıdıklama vardır: hafif, hoş bir türde ve ağır, dayanılmaz bir türde. Hafif olan bu gıdıklama knismesis olarak bilinir. Knismesis; hafif hareketten kaynaklanan bir histir, tıpkı; birisinin parmaklarını derinizin üzerinde hafifçe gezdirmesi gibi. Bu durum birçok şeyden daha kaşındırıcıdır ve bu hareketi kendi kendinize yapabilirsiniz.

SA6016/KY37-AZ274: Fethullah ve “Tevbe”; Susacak mıyız?..

"Erdoğan-Bahçeli ikilisinin verdikleri amansız mücadeleye destek olmak mı istiyorsunuz, o zaman yanlışı söyleyin, dengelerin değil, doğru bildiği yolda kimseye borcu olmayan insan olarak yürüyün…"


Kısa özgeçmişine şöyle bir baktım. 1938’de Hendek’te doğmuş, küçük yaşta eğitim aldığı Hasırcılar Kur’an Kursu’ndan biriktirdiği ilimle vaizlik ve imamlık yapmış, üniversite eğitimi, İstanbul Hukuk… Uzatmayayım, 1980’de profesör oluyor, ABD’de uzun yıllar yaşamışlığı da var…

AKİT yazarı Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı’dan söz ediyorum. Belli, mütefekkir bir insan, kızlarından biri, Merve Kavakçı  28 Şubat rüzgarındaki Bülent Ecevit’in başörtüsü nedeniyle Meclis’ten kovmaya çalıştığı dönemin milletvekili, diğeri, halen AK Parti İstanbul Milletvekili Revza Kavakçı Kan…

SA6015/KY69-EY83: Erhan Yalvaç; Çizgilerin Dili


SA6014/KY38-SevDur139: Zaman Aşımı Tehlikesi



Takdim

28 Şubat davasında nihayet karar çıktı. Çıktı ama kimseyi tatmin etmedi. 103 sanıktan aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de bulunduğu 21 kişiye müebbet hapis cezası verildi. Cezaya çarptırılmalarıyla tahliye edilmeleri bir oldu. 

Mahkeme, sanıkların yaş ve sağlık durumları ile ölçülülük ve orantılılık ilkelerini de birlikte değerlendirerek, adli kontrol kapsamında yurt dışına çıkışlarını yasakladı, ayrıca her ayın ilk günü ikametlerine en yakın güvenlik birimlerine imza verme şartı getirdi. 

24 Nisan 2018 Salı

SA6013/SD959: Zaman'ın Tanıklığı; Gül Aday Olacak mı?

"Gül aday olsa da olmasa da artık halkın gözündeki değeri, Gül'ün hayal ettiği gibi olmayacak.."


Erdoğan ve Gül arasındaki ilk çatlağın ne zaman çıktığını dışarıdan tesbit etmek güç, ancak 17-25 Aralık 2013 FETÖ Yargı-Emniyet Darbesi sonrası Başbakan Erdoğan, FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Gül'ü de dinlediğini söyledikten sonra Gül'ün, Erdoğan'ın verdiği bu bilgiyi yalanlaması dışarıya yansıyan ilk işaretti.

10 Mayıs 2014'de bir başka şey oldu. Danıştay’ın kuruluşunun 146. yıldönümü törenleri sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yaptığı haddini aşan konuşmaya tepki gösteren Başbakan Erdoğan'ın ayağa kalkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le vedalaşmak için elini uzatması ve sonra eliyle çıkalım şeklinde Gül'ü davet etmesi dikkatlerden kaçmamıştı. Feyzioğlu'nun haddini aşan konuşmasına Cumhurbaşkanı Gül tepki göstermesi gerekirken tepki göstermemiş ve Erdoğan'ın salondan çıkma davetine muhalefet etmeyerek destek olmuştu.

SA6012/SD958: ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard N. Haass ve Türkiye Karşıtı Arap-PKK Koalisyonu

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıda çevirisini yayınladığımız metin bir analiz değildir, ABD Başkanı Trump'ın yapıp ettiklerini denetleyen ve ona ne yapması gerektiğini emreden direktifler bütünüdür ve ABD dış politikasını belirleyen, aynı zamanda Başkanları denetleyen (Suriye'den çekilmeyi düşünen Trump'ın avukatının bürosunu basan FBI'yı da yöneten) Dış İlişkiler Konseyi (CFR)'nin başkanı Richard N. Haass tarafından yazılmıştır. Suriye'den çekilmek bir yana ABD'nin Suriye'deki askerî varlığını arttırmayı, Mısır’ı, Suudi Arabistan’ı, Birleşik Arap Emirlikleri’ni ve Ürdün'ü Suriye'de güç bulundurmaya zorlamayı, PKK-YPG ilişkilerini derinleştirmeyi ve Türkiye'nin tepkisini azaltmak için Türkiye'deki ABD üslerini kullanmaktan vazgeçmeyi emretmektedir. Türkiye bu gerçeği bilerek stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorundadır... Çünkü Suriye'de IŞİD-DAEŞ artık kalmamıştır ve ABD'nin oluşturacağı Arap koalisyonu ve PKK/YPG Türkiye'ye karşı savaşacaktır.
Seçkin Deniz, 24.04.2018

Missile Strikes Are Not a Syria Strategy
 "Füze Saldırıları Bir Suriye Stratejisi Değildir"

"Son ABD, İngiliz ve Fransız füze saldırılarının Beşar Esad rejimini zayıflatmak için tasarlanmadığını vurgulamaktadır. Büyük ölçüde Rus ve İran desteğinden dolayı, Esad sıkı bir şekilde kontrol altındadır ve öngörülebilir bir gelecekte bu şekilde kalacaktır."

 “Mükemmel bir saldırı… Daha iyi bir sonuç olamazdı. Görev tamamlandı.” ABD Başkanı Donald Trump, yüzlerce Amerikan, Fransız ve İngiliz seyir füzesinin, Suriye'de kimyasal silah üretimi ile ilişkili olduğuna inanılan üç bölgeyi çarpmasından birkaç saat sonra böyle tweetledi.

Seçkin Deniz Twitter Akışı