"Ortalama yaşama süresinin ve yaşama beklentisinin artması, ailenin yaş kompozisyonunda da pek doğal olarak önemli değişimlere neden olmuş. Çocuklar, geleneksel dünyada olduğunun aksine artık ailenin küçük bir bölümü; aile içinde çocukların değil yaşlıların sayısı artıyor. Birçok eleştirmen, modern zamanlarda kuşaklar arası etkileşim imkânlarının kaybolduğundan bahsediyor ama bu eleştirinin de gerçeklerle bağdaşmadığı bazı manzaralar söz konusu."
Bu soruya, ayrıntılı düşünmeden, hele hele dünyanın durumunu, zengin Kuzey-yoksul Güney farkını belirtmeden “evet” ya da “hayır” diye cevap vermek doğru değil.
Dünyamız yaşlanıyor, yaşlılar büyük bir toplumsal katman ve politik güç oluşturuyor. Bir yandan böyle bir değişim olurken, bir yandan da gençliği, dinçliği, beden güzelliğini ön planda tutan bir narsisizm kültürü serpilip gelişiyor. Gençliğin ve dinçliğin hep övülmesi sanki yaşlılığın tüm dünyada küçümsendiği, yaşlıların gözden düştüğü gibi bir izlenim uyandırıyor.