27 Şubat 2017 Pazartesi

SA4026/KY25-NO87: Reis'i Aldatmak, Reis'le Aldatmak, Reis'le Aldatılmak...

"Bütün kadim düşmanlarımızın okuna hedef olduğu için Reis'in yanında durdum ve bu durum değişmediği müddetçe O'nun yanında olacağımı da kim ne derse desin açıkça beyan ediyorum."


Geriye sadece ve sadece şerefli bir isim bırakmaktan başka bir gaye gütmeden bir ömür boyu çalışır, didinirsin... Nasıl aldığımız nefesi emanet bilip geri veriyorsak; varlığı da emanet bildim ve daha fazla ihtiyacı olanlara vermeye gayret ettim hep. El açana yüz çevirmedim ki öbür dünyada varlığın Sahibi'nin huzurunda yüzüm olsun. Herkesi kendim gibi bildim bugüne kadar...İşte tam burda, tam burada öyle bir tuzağa düşersin ki...İyi ki Allah her şeye şahit dersin ve O'na sığınırsın sessizce...

Ömrümün yarısı başka bir siyasi hareketin, ülkücü hareketin içinde geçtiği için bir çocuk kıskançlığı ile baktığım anın Reis'ine karşı hep mesafeli durmuştum. Can Kardeşim, ağabeyim rahmetli Muhsin Başkan'ı kaybettikten sonra kafamı kaldırıp baktığımda ortada ayakta kalan tek Reis'in Tayyip Erdoğan olduğunu gördüm ve artık onun yanında olmak gerektiğine karar verdim. 

Bütün kadim düşmanlarımızın okuna hedef olduğu için Reis'in yanında durdum ve bu durum değişmediği müddetçe O'nun yanında olacağımı da kim ne derse desin açıkça beyan ediyorum.

O hak davasına bağlı kaldığı müddetçe; davasını dava bilir ve bu dava için sadece malımı değil, canımı da seve seve veririm. O'nun hiç ihtiyacı olmadığı halde kendini ateşe atan, canını, sıhhatini her şeyini feda eden ve böylelikle ülkenin önünü açan bir lider olduğuna inanıyorum. O yüzden O'na sahip çıkmanın, arkasında değil yanında olmanın an ve gün itibariyle vatanseverliğin gereği olduğuna inanıyorum.

Ben ömrüm boyunca inandığım davada ucundan acık, birazcık olmadım. Kalbimden, elimden, cebimden, dilimden, kalemimden ne geliyorsa hepsini birden verdim. Allah'ın bana verdiği hiçbir şeyi davamdan esirgemedim.Vermeyi peygamber mesleği bildim. Verirken mahcup olmasın diye verdiğim ele bakmaya bile utandım alanın gücüne gitmesin diye.

Hani insanın yumuşak karnı vardır ya hep ordan yer düşman yumruğunu. İnsanın en yumuşak yeri, merhametin merkezi olan kalbidir. Kalbinin yumuşaklığı mert için Çınar gölgesi ise, namert için açık kapı imiş, öğrendim. Açım diyene bir kaşık çorba, susuzum diyene bir yudum su, üşüyorum diyene yırtık bir palto olmaya çalıştım.

Sosyal medya denen platformun pek çok faydası olmasına rağmen insanı tanımaya yetmediğini bizzat yaşayarak acı bir şekilde görmüş oldum.  Ben atın ayağındaki nalın tek çivisinin ordu kurtaracağına inanmış ve çivi olmayı seçmişim. Çivi olmayı göze alamayanların süvari olamayacağına inanmışız bir kere. 

Gelelim başlığı sonlandırmaya: Hamdolsun Reis'i aldatmadık, Reis'le aldatmadık, Rabbim korudu Reis'le aldatılanlardan olduk vesselâm!



Naim Okur, 27.02.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem

Naim Okur Yazıları

Seçkin Deniz Twitter Akışı