12 Haziran 2015 Cuma

SA1417/KY25-NO14: Hazır Fikrim Gelmişken Azıcık DIŞ POLİTİKA..

"Bu devşirilmiş Şia'cı ve gönüllü Şiacılar kendi hükümetlerini mezhepçi ilan edip suçladıklarının onda birini İran'a yapsalar çok şey değişir bu coğrafyada."


Beynelmilel müstekbirleri sadece Amerika üzerinden okumak sorunlu bir yaklaşım. Amerika, yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaptıkları ve hali hazırdaki aktüel zulümleri ile emperyalizmin çağdaş sembolü olmuştur ve bunu fazlasıyla hak etmiştir..

Ancak bölgede kimin eli kimin cebinde belli değildir. At izi it izine karışmıştır. Dolayısıyla bölgede olup bitenleri anlamaya çalışırken Amerika, İsrail, AB ve bölgedeki açık ve gizli müttefikleri ve Rusya ve İran'ı ve yine bu iki ülkenin açık ve zımni ittifaklarını göz önüne almak zorundayız..

NATO bağımlılığı ve geçmişten gelen angajmanlarına rağmen bölgede milli çıkar ve ümmet maslahatını düşünen tek ülkenin A. Davutoğlu'nun Dış İşleri Bakanlığı'ndan beri Türkiye olduğunu düşünüyorum. Çok absürd karşılanacağını biliyorum ama bana göre böyle. Ha Türkiye, hata yapmıyor mu? Tabi ki yapıyor.

Dış politika denklemlerin pay ve paydalarının bir gecede değişebildiği, oyunun kurallarının değiştirilebildiği, birçok aktörün aynı anda müdahil ve bir çok faktörün etkili olabildiği ve raconu olmayan bir alandır. Başarı ve başarısızlık doksan dakika sonunda çıkmaz ortaya.

Türkiye'nin bölgeye mezhepçi yaklaştığı bir galat-ı meşhurdur ve mezhepçi yaklaşan açık ve gizli muarızları tarafından tedavüle sokulmuştur. Başarılı da olmuş ve maalesef genel kabul görmüştür. Türkiye'nin bölgeye mezhepsel motivasyonlarla bakan Körfez ülkeleri ve İran ile yer yer ittifaka girmesi veya ters düşmesi Türkiye'yi mezhepçi yapmaz.

Bölgenin kurtuluşu en eski, en kadim devlet geleneğine sahip İran'ın kendi İslam algısının mutlaklığı gizli şerhinden vazgeçip Türkiye ile el ele vermesi ile mümkündür.

Yoksa Afganistan'da Amerika ile Taliban'a karşı, Azerbaycan'da direk Ermenistan'la işbirliği, Irak'ta Amerika ile açık işbirliği, Suriye'de son anda Şia'lığa kabul beratı verdikleri Nusayrileri ne pahasına olursa olsun destekleyici bir politika güden İran, özellikle Türkiye'de 80 sonrası devşirilen ve şiileştirilen ve halâ sünni olupta İran'ı kayıtsız şartsız destekleyen İslami entelektüeller olduğu müddetçe kendini muhasebe edeceğe benzemiyor. 

Bu devşirilmiş Şia'cı ve gönüllü Şiacılar kendi hükümetlerini mezhepçi ilan edip suçladıklarının onda birini İran'a yapsalar çok şey değişir bu coğrafyada.

Kendi ülkesi dışında bu kadar taraftarı, amigosu ve ilerde milisliğe evrilebilecek devşirilmiş bir diasporası(!) olan başka bir İslam ülkesi yoktur dünyada İran'dan başka..

Buna Türkiye hükümeti ve özelde Tayyip Erdoğan'ın geri kalan coğrafyalardaki sevilme katsayısı ve karizması eklendiğinde tadından yenmez bu topraklar.

O yüzden herkes kendi çocuğuna laf edecek komşunun çocuğuna değil.. Kendi çocuğuna atarlanırken de komşudan ödünç alınmış azarlar kullanmamaya azami dikkat edilecek..



Naim Okur, 12.06.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem


Seçkin Deniz Twitter Akışı