31 Mayıs 2015 Pazar

SA1378/KY25-NO11: Ak Parti ve Seçmeni'ni Anlama Çabası Üzerine Deneme...

"'Pro Devlet'ten 'Kâmil Devlet'e geçişte el ele, kafa kafaya vermemiz istikbâl hanemizin temellerini, yapı taşlarını, ilkelerini hasılı geleceğimizi beraber kurmamızın olmazsa olmaz şartıdır.."


90 yıldır itilen, kakılan, ötekileştirilen, aşağılanan bir kesimin sığındığı bir mağara, bir deprem çadırıdır AK Parti ve benzeri yapılanmalar. Farkındaysanız Ak Parti oligarşik vesayete karşı direndikçe halkın çadırın stabil olduğuna,çadır direğinin sağlamlığına olan güveni artıkça, artıyor oyları Ak Parti'nin. 

E-Muhtıra, Kapatma Davası gibi engeller aşıldıkça sığınma psikolojisinin yerine, sığınanlara daha bir güven geldi ve sığınılan yapının içselleştirilmesi ve daha yaşanılacak hâle getirilmesi sürecine geçildi. Bu süreci bir mefruşat, dayama döşeme, ev kurma süreci olarak da değerlendirebiliriz.


Deprem çadırı tarzındaki oluşumların demografik yapısının, kimyasının, ahlaki standartlarının önceden belirlenmesi mümkün değildir. Çünkü karşıtlarına karşı duyulan korku belirler kaçışı ve sığınışı.


Tehdit algısı devam ettiği müddetçe öncelik savunma iç güdüsü ile kale duvarlarının tahkimatına verilir; mutfaktan bulgur çalan evin evladı, yeğeni veya kuzenine değil. Kaldı ki; mutfaktan bulgur çalındığı savı, iddiası halâ tehdit unsuru olarak Demokles'in Kılıcı gibi duran ve bu algıyı ortadan kaldırmak için neredeyse hiç bir şey yapmayanlardan geliyorsa; tam tersi bir efekt, görmemezlikten gelme sonucunu bile doğurabilir.

Deprem çadırından yarınlarda da kalıcı olacak sağlam haneler kurabilme azim ve iradesi belirleyecektir Ak Parti'nin kaderini. Dışa dönük savaşın temposu var olma yok olma (Existenzkampf) ekseninden eşit rekabet eksenine taşıdığında -ki bu bütün vesayetlerin ortadan kalkmasına tekabül eder- Ak Parti de normal bir siyasi parti gibi davranmaya ve iç dinamiklerine yönelmeye ve dolayısıyla kendi bünyesinde sadakat-ehliyet skalasını yavaş yavaş ehliyetten yana kaydırmaya başlayacaktır.. Uzaklara fokuslananların veya konsantre olmak zorunda olanların ayaklarının altında olup biteni göremeyeceği gerçeğini unutmamak gerekir.

Yaşadığımız ülkede var olduğunu var saydığımız bütün üst yapı kurumlarının "pro" aşamasında olduğu gerçeğini göremeden ve kabullenmeden yapılan bütün değerlendirmeler yanıltıcı olacaktır. Yaşadığımız günler ve önümüze koyduğu gelişmeler; gerek iç ve gerekse dış dinamikler itibariyle var oluş kavgasının, örtülü ve açık saldırıların yani depremin henüz sona ermediğini düşünmemiz için yeterince korku ve endişe malzemesi sunmaktadır toplumumuza..

Eğer ülke olarak hep beraber kazanmak istiyorsak devletin işletim sistemi olan hükümeti yetki ve sorumluluklarıyla orantılı objektif kriterlerle eleştirmeyi öğrenmeliyiz. Politik alanın alabildiğine genişletilmesi mücadelesi ve sistemin güncellenmesi (update) sadece iktidarın değil hepimizin meselesi olmalıdır. Ülke için yapılan iyi ve güzel işleri kimin yaptığından ziyade yapılmış olması yeterli olmalı bu işe talip olanlar açısından.

'Pro Devlet'ten 'Kamil Devlet'e geçişte el ele, kafa kafaya vermemiz istikbâl hanemizin temellerini, yapı taşlarını, ilkelerini hasılı geleceğimizi beraber kurmamızın olmazsa olmaz şartıdır..


Naim Okur, 31.05.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem






Seçkin Deniz Twitter Akışı