17 Haziran 2017 Cumartesi

SA4474/KY26-CA133: “Furkan 63”ü Hatırlatan Kadın

"Hizmet ve dostluk insanıydı. İyimser ve coşku doluydu. Yorgunluk ve yılgınlık ihsas etmezdi. Müslümanca bir hayat tarzının inceliklerinin muhafazası konusunda olduğu kadar, dindarlığın şekillere indirgenmesi konusunda da hassastı."


Üç İhtilal Çocuğu öykülerinin satır aralarında geziniyor direnişi ve adanmışlığı. O 1960’ların ikinci yarısında tesettürlü bir genç kız olarak Fatih sokaklarına çıktığında, duvar kenarlarında oturan delikanlılar salavat getirerek dalga geçtiklerini zannederlermiş. “Ben hiç önemsemez, yürürdüm” diye anlatırmış sohbet ortamlarında. Sokakların tesettürlü öğrencilere iki yönlü olarak yasak sayıldığı dönemlerdi. 

Fevziye Nuroğlu bir taraftan resmi kamusal alan yasaklarıyla, diğer taraftan ise din adına takvalı kadını sokaklardan çekilmeyi telkin eden telakkilere karşı çalıştı, konuştu ve kurumlar oluşturdu.

Ortaokulu Cibali Kız Lisesi’nde okudu. Nişantaşı Eczacılık Fakültesi mezunu. Hayatını cehd üzere sürdürdüğü açık. Sabırlı ve ısrarlı öğretmenliğiyle kuşaklar üzerinde izler bıraktı. Dinini özel alanda yaşamaya zorlanan Müslüman kadınlar için alternatif kamular oluşturma gayretinin öncü isimler arasında ilk akla gelenlerden biri. 

Lise yıllarında Yeşilay Derneği’nde faaliyet gösterdi, üniversite yıllarında MTTB Türk Kızları İlim ve Kültür Kolu başkanlığını yürüttü. Sayısız kız Kur’an kursu kurdu veya kuruluşunu himaye etti. Bu kursların müfredatına bakıldığında, bir okul özelliği gösterdiği fark ediliyor. 

Müfredat açısından İmam Hatip Okulu niteliğinde, Arapça eğitimi konusunda filolojilerden geri kalmayacak bir titizliğin sergilendiği Fazilet Kız Kur’an Kursu’nun ve benim de 1980’lerin başlarında bir yaz boyu devam ettiğim Tûba Kız Kur’an Kursu’nun kurucularından. Bu kurslarda Osman Öztürk, Nedim Urhan gibi hocalar ders veriyordu.

İslami kesimlerde ilk kez anaokulu açan kadındı Fevziye Hanım ve bu anaokullarında “kaçak” dini eğitim veriliyordu. 28 Şubat döneminde de okulunun üst katlarında müfettişlerden kaçmaya çalışan başörtülü öğrencileri saklarmış.

Kur’an kursu açma yöneliminde 5 yaşındayken Gaziantep’te gittiği mahalle Kur’an kursunun yaşlı hocahanımının şu uyarılarının payı olmalı: “Çocuğum, sakın Kur’an’ınızı açıkta getirmeyin, bohçanıza sarın. Sizi gören başka bir yere gittiğinizi zannetsin.” Bu tembihe dikkat gösterdiği halde, çaldıkları kapıyı açtığı sırada hocanın korkuya kapılmış olduğunu fark ederdi öğrencileri. Çünkü “Şeflik döneminde kadın hocalar bile falakaya yatırılırmış.”  

2005’te bir dizi çerçevesinde yayımlanan (ve dizi formatına uygun olarak Abdullah Yıldız’ın kaleme aldığı)  Umran röportajında Fatma Kutluoğlu’na, “İşte bende mücadele ruhu uyandıran bu tür olaylardır” diye anlatıyor. Niçin saklıyoruz Kur’an’larımızı?” diye sorarak, hocasının bu korkusunun sebeplerini araştırır, üzülürmüş.

Yakın tarihimizde Müslüman kimliği vurgusuyla faaliyete açılan ilk kadın derneği olan Hanımlar Kültür Derneği’nin kurucularından. Mukaddesatçı Hanımlar Derneği’nin ve Şefkat Vakfı’nın kuruluşunda da rol oynadı. Bu şekilde dönemin Müslüman kadınlarının varlık gösterdiği pek çok kuruma emek verdiği görülüyor. 1948’de dünyaya geldiği memleketi Gaziantep’i de ihmal etmeyip 2004’te Dolunay Çocuk Vakfı’nı kuruyor.

Dul kadın ve çocukları zarif yöntemlerle himaye ederek hayata tutunmalarına yardımcı oluyordu. Yoksul ve kimsesiz kadınlarla çocuklar için oluşturduğu öğrenmeye dayalı hayata tutunma mekanları daha sonra Süreyya Yüksel ve Sabiha Ünlü’nün Karagümrük’te oluşturduğu “Suffa” ortamı için bir örneklik teşkil etmiş olmalı. Her zaman faal bir kurucu, böyleyken aynı zamanda kendini geri planda tutan bir kişiliğe sahipti. 

Bulunduğu platformların erkek aktörleriyle kendi kuşağının faal kadınları arasında çok sık rastlanmayan bir iletişim diline sahip olduğu söylenebilir. Tanzimat’tan Günümüze Kılık Kıyafet ve İktidar’ı yazarken açtığı alanlarla Müslüman kadınların dışlandıkları bir kamusal alanda yeni bir dil ve muaşeret arayışları için sağladığı katkının altını çizmiştim.

Vefatının ardından AKODER kurucularından Yasemin Çoban, Fatih’te, Halıcılar Caddesi üstündeki ara bir sokakta katıldığı sohbetinden şu hatırayı paylaştı benimle: “12 Eylül gerçekleştikten sonra Kenan Evren’in çarşafı yasaklayacağını öğreniyor. ‘Yarın alıp giyecek, sokağa çıkacağım’ diye gösteriyor tepkisini.” 

Hatice Öztürk Kınık ise 1987 yasakları sırasında Şefkat Vakfı’nın seminerlerine devam eden tek lise öğrencisi olarak, onun yurtlarının kapılarının ortada kalan kız öğrencilere her zaman açık olduğuna şahitlik etmiş: “Memlekete dönmeyin, kalın, okumaya devam etmeniz gerekiyor, bir çözüm yolu bulunur zamanla” dermiş. Ramazan boyu sürdürdüğü seminerli iftarlarda çok değerli âlim ve yazarları dinleme fırsatı bulurmuş öğrenciler.

Hizmet ve dostluk insanıydı. İyimser ve coşku doluydu. Yorgunluk ve yılgınlık ihsas etmezdi. Müslümanca bir hayat tarzının inceliklerinin muhafazası konusunda olduğu kadar, dindarlığın şekillere indirgenmesi konusunda da hassastı. Hatice Öztürk Kınık ve arkadaşları onun Mustafa Kutlu’nun “Ya Tahammül Ya Sefer”deki Dava Delisi Kerim’in kadın halini temsil ettiğini düşünürlermiş.

2015 Ekim’inde Sema Abdülaziz, Gülden Sönmez ve Mine İzgi’nin hazırladığı “Ahde Vefa” programı için bir araya gelmiştik Süleymaniye’de. Selamlaşıp hal hatır sormanın dışında da sohbet edebilseymişiz keşke. Halkın içinden ve halkla yaşamaya devam eden, sempatik, yapıcı bir kadındı. “Yürüyen Vakıf” diye adlandırılırmış ya… Furkan Suresi’nin 63. ayetinde geçtiği gibi, “cahiller kendisine laf attığında ‘selam’ diyerek” yoluna devam ediyordu. İstikamet üzere olan adımlarının eksikliği hissedilecek. Allah rahmet etsin.


Cihan Aktaş, 17.06.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar,  Perspektif Yazıları, 


Sonsuz Ark'ın Notu: Cihan Aktaş Hanımefendi'den yazıları için yayın onayı alınmıştır.  Seçkin Deniz, 09.05.2015

Yazının ilk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı