19 Mayıs 2017 Cuma

SA4344/KY31-FG9: Umman Daha Ne Kadar Barış Yuvası Olabilir?

Oxford Üniversitesi Arap ve İslami Çalışmaları’ndan kıdemli araştırmacı Elisabeth Kendall konuyla ilgili şu tespiti yapıyor: ”Umman’da ilk defa geçtiğimiz yaz, Ummanlı gençlerin Sultan sonrası ekonomik geleceklerine dair endişe duyduklarına ve bunu açıkça dile getirdiklerine şahit oldum.”


Körfez’in çöl ülkesi Umman’ın, dünyanın en istikrarlı komşularına sahip olduğu söylenemez. Batısında, bazı vatandaşlarının radikal terör örgütlerine destek verdiği Suudi Arabistan uzanıyor. Güney batısında ise, Suudi Arabistan ile İran’ın karşıt tarafları desteklediği, 10 binden fazla sivilin ölümüne yol açan ve hem IŞİD hem de El Kaide’yi çeken bir iç savaşın sürdüğü Yemen var.

Umman, bugüne kadar bu iki problemli komşudan kendisini mümkün olduğu kadar uzaklaştırmaya çalıştı. Ortadoğu’da hemen hemen her ülkeyi tahrip eden çatışmalara sürüklenmekten kaçınmayı başardı. Batılı müttefikler ve İran da dahil olmak üzere Ortadoğu ülkeleri ile iyi ilişkiler sürdürerek anlaşmazlıkların dışında kaldı. Bunu yaparak kendisini IŞİD ve diğer aşırıcı gruplardan gelen tehditlerden korudu. 

Nitekim 2015 yılında Londra’daki King’s College’a bağlı Radikalleşme ve Siyasal Şiddet Araştırmaları Merkezi, 20 binden fazla yabancı savaşçının saf tuttuğu IŞİD’e tek bir Ummanlı’nın dahi katılmadığını ortaya koydu.

Umman’ın, bölgedeki savaşlardan uzak durma çabaları gerçekten işe yaradı. Kasım ayında Sidney merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü, terörizmin 163 ülkeye etkisini sıfır ila 10 arası bir skalada ölçen yıllık Küresel Terörizm Endeksini yayımladı. Sadece 34 ülkenin sıfır puanda kalmayı başardığı listeye, Ortadoğu’dan giren tek ülke Umman oldu. (ABD ve İngiltere’nin puanları 5 civarında kaldı) Umman’ın bu başarısı takdiri hak etse de, 2017’nin bu kadar barış içinde geçip geçmeyeceği soru işareti.

Farklı Dinlere Tolerans

Umman’ın istikrarı için en büyük tehdit, ülkesinin güvenliğini sağlayan kişi; Sultan Kabus Bin Said. İktidarda en uzun süre kalan Arap lider, Umman’ı tam 46 yıldır yönetiyor. Ancak Sultan’ın sağlık durumu gittikçe kötüye gidiyor. 2014’te yerli ve uluslararası haber ajansları, Sultan’ın kanserle savaştığını yazmaya başladı.

Sultan Kabus ülkenin idaresini, baskıcı rejimi 1965’ten 1975’e kadar süren bir iç savaşa yol açan babasından devraldı. Kabus göreve geldikten sonra, Umman’ı modern bir devlete dönüştürecek geniş çaplı altyapı projelerine yatırım yaptı. 1996 yılında, basın özgürlüğünü ve “insanlar arasında cinsiyet, köken, renk, dil, din, mezhep veya toplumsal statü temelinde ayrımcılık yapılmamasını” garanti altına alan yeni bir anayasa hazırladı.

Farklı dinlere hoşgörü, Umman’ın istikrarında kritik bir yer tuttu. Söz konusu anayasa uyarınca, farklı inançlardan insanların, kamu düzenini bozmamak kaydıyla dinlerini yaşamaları serbest.

Bu dini özgürlük, ülkenin yüzde 45’ini oluşturan Sünni Müslümanların IŞİD gibi aşırıcı Sünni grupların söylemlerine karşı neden daha dirençli olduklarını kısmen açıklıyor. Bu durum ayrıca, yerel veya yabancı bir mahkemenin bugüne kadar hiçbir Ummanlı’yı şiddet saldırısı suçundan tutuklamamasını da açıklayabilir. 11 Eylül saldırısına hiçbir Ummanlı karışmamışken, Guantanamo’da yatmış 780 kişiden biri bile Umman’dan değil.

Ancak tüm bunların tek başına Sultan Kabus’un başarısı olduğu söylenemez. Umman, çoğunluğu İbadi Müslüman nüfusa sahip tek Arap ülkesi. İbadilik, öğretilerinde ılımlı olan nispeten küçük bir mezhep. İbadiler, IŞİD veya El Kaide’nin Sünni militanları tarafından mürted olarak görülebilir, ki bu onların ölüm ile cezalandıracağı bir günah. Bu durum İbadilerin söz konusu gruplara katılma olasılığını hayli azaltıyor.

Umman’ın istikrarı, Sultan Kabus’un zaman zaman karşıt gruplar arasında arabulucu olarak rol almasına imkan verdi. 2012’den başlayarak, hem İran hem de ABD’den taraflar birkaç kez başkent Muskat’ta gizlice ağırlandı. İran’ın nükleer silah yapmasını engellemek amacıyla imzalanan nükleer anlaşma Ocak 2016’da yürürlüğe girdiğinde, pek çok dış politika uzmanı, tarafların anlaşmaya ikna olmasında Umman’ın yardımı olduğunu söyledi. 

İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’dan Kristian Coates Ulrichsen, “Sultan Kabus’un birçok açıdan, bölgesel çatışmalara karışmayan ve tek bir yönde ilerlemeyen tarafsız bir rota izlemeye çalıştığını” belirtiyor.

Sultan Kabus yine de, militanların ülkeye sızmasını önlemek için güçlü savunma sistemleri geliştirmekten geri durmadı. Öyle ki, The Times of India gazetesi, 2013’te Umman’ın Yemen ile arasındaki sınır boyunca bir duvar inşa etmek için iki Hintli şirketle görüştüğünü yazdı. Sultan ayrıca, potansiyel güvenlik tehditlerini daha iyi tespit edebilmek amacıyla istihbarat görevlilerini eğitmesi için İngiliz güvenlik yetkililerini davet etti.

‘İstikrarsızlık riski’

Aşırılık yanlılarının, Sultan öldüğünde doğabilecek herhangi bir boşluk veya zaaftan yararlanmak için fırsat kollaması oldukça muhtemel. Umman uzmanları, kraliyet ailesi meclis üyelerinin Sultan’ın üç kuzeni arasından birini atamasını bekliyor. Öte yandan üç kuzenin de ülkede faaliyet gösteren şirketlerde kayda değer kazançları bulunduğunu belirten Ulrichsen, herhangi birinin iktidara gelmesi ve finansal olarak kendi lehine kararlar vermesi halinde bu durumun Ummanlılar’ı kızdıracağını düşünüyor.

ABD merkezli Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden Lori Plotkin Boghardt da, “Sultandan sonraki geçiş sürecinin istikrarsızlık riski taşıdığı” görüşünde. Boghardt’a göre, ”söz konusu istikrarsızlık, büyük bir ihtimalle el-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütleri tarafından istismar edilecek.”

Tüm bunların yanında Umman’ın duraklayan ekonomisi de yakında istikrarsızlığın kaynağı haline gelebilir. Petrol gelirlerinin düşmesi, hükümeti kamu harcamalarını kısmaya ve vergileri artırmaya itti. 

Oxford Üniversitesi Arap ve İslami Çalışmaları’ndan kıdemli araştırmacı Elisabeth Kendall konuyla ilgili şu tespiti yapıyor: ”Umman’da ilk defa geçtiğimiz yaz, Ummanlı gençlerin Sultan sonrası ekonomik geleceklerine dair endişe duyduklarına ve bunu açıkça dile getirdiklerine şahit oldum.”

Ummanlı gençler belirsiz bir gelecek ile karşı karşıya, ancak emin oldukları bir şey var: Komşu ülkeleri kasıp kavuran şiddet ve kaostan kaçınmak istiyorlar.

 Mirren Gidda, 28 Ocak 2017,  Newsweek



Feyza Gümüşlüoğlu, 19.05.2017, Doha - Katar, Gazeteci-Yazar,  Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri
Feyza Gümüşlüoğlu Yazıları




Çeviri Metin: Körfez Gündemi

https://korfezgundemi.wordpress.com/2017/04/03/umman-daha-ne-kadar-baris-yuvasi-olabilir/

Orijinal Metin:



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı