Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Hayatın insana bahşedilen benzersiz bir nimet olduğunu düşünüyorum, bazıları buna katılmasa da bu benim bakış açımdan hiç kuşkusuz böyle görünüyor. Sizin durduğunuz yerden hayatın nasıl göründüğünü düşünmek ister misiniz ya da hiç düşündünüz mü?
Düşünmenizi isterim, eğer düşünmediyseniz; bugüne dek yaşadıklarınızı sorgulayacak değilim, çektiğiniz acıları da yok saymam anlamsız olur, ancak olan biten her şeyin asıl sorumlusunun insan olduğunu hatırladığınızda, size bahşettiği hayatı cehenneme çevirmek isteyecek bir Tanrı yerine insanı suçlamanız gerektiğini fark edebilirsiniz.
Bu farkındalık size geride kalan yıllarınız için anlamlı bir algı zemini açabilir, sonraki yıllar için de hayatın mükemmel bir nimet olarak size bahşedildiğini düşünerek hem kendi acılarınızı hem de başkalarına çektirdiğiniz acıları azaltabilirsiniz.
Bu bir ihtimal elbette; sorgulanamaz olduğuna inanan, asla pişman olmayan ve yaptıklarından kuşku duymayan bir ahmak da olabilirsiniz. Ki o zaman başka insanların sizinle iletişim kurmalarının hiçbir gerekçesinin kalmadığını size hatırlatmak isterim, kendinizi bütün acılarınızın tek sorumlusu olarak ilan edebilirsiniz.
Ancak unutmamalısınız; ‘Hayat çekilmesi imkânsız ahmaklardan oluşan bir bütün değildir, hayat o ahmakların sayısını azaltabilenlerin de yaşadığı, yeryüzü paydaşlarının çok olduğu bir işlemler kümesidir.'
Ahmak azaltan bir farkındalıktan bahsediyorum.
Şöyle bir farkındalıktan mesela:
Nasıl bir hayata başladığınızı siz doğmadan dünyada var olan insanlar belirliyor, maruz kaldığınız insan etkileri ile nasıl büyüdüğünüzü de bilmemeniz imkansız; o halde siz, size verilen hayat nimetinden yeterince faydalanamıyor oluşunuzun asıl sorumlusu olarak insanı suçlamanız gerektiğini anlamak zorundasınız.
Hayatın bir 'nimet' değil 'eziyet' olduğunu iddia edenlerin kurdukları yanılgılar ağında gerçeği görebilmeniz zor, hatta çok zor olabilir, ancak imkânsız değil.
Algılarınızı yönlendiren kavramların içine zorla sokuşturulmuş sahte gerçeklerle yüzleşmeniz için donatılmış biyolojik ve psikolojik unsurlardan oluşmuş bir bütün olarak yapmanız gereken şey çok basit; gözünüzle görmediğiniz, ellerinizle dokunmadığınız bir tanrı yerine beş duyunuz ile algılayabildiğiniz insanın size yapıp ettiklerinden yola çıkarak sorumluları tek tek bulmak ve bu konuyu sonsuza dek kapatmak.
Azalan ahmaklardan olmamak mesela; iyiliği ve güzelliği arttırmak demek değil midir?
Evet; hayatı size bahşeden o Tanrı, Allah’tır; sizi -bahşettiği hayat nimeti süresince- sınayan da odur, ancak maruz kaldığınız ve iyi-kötü, güzel-çirkin, acı-tatlı diyerek tanımladığınız ve hayatınızı cehenneme çeviren sadece diğer insanlardır, sizsiniz.
Birbirinizi sizi yaratanın yaptığı gibi sınamıyor, aksine haklı ya da haksız bir şekilde sürekli cezalandırıyorsunuz. Ve Allah’ın size bahşettiği en büyük nimet olan hayatınızı nefret edilecek bir süreç olarak algılıyorsunuz.
Bu, sizin için, bütün insanlar için başlı başına büyük, çirkin bir acı ve kötülük değil midir, sizce de?
Başa dönüyorum tekrar, bütün derlemelerin mümkün olabilmesi için:
“Düşünmenizi isterim, eğer düşünmediyseniz; bugüne dek yaşadıklarınızı sorgulayacak değilim, çektiğiniz acıları da yok saymam anlamsız olur, ancak olan biten her şeyin asıl sorumlusunun insan olduğunu hatırladığınızda, size bahşettiği hayatı cehenneme çevirmek isteyecek bir Tanrı yerine insanı suçlamanız gerektiğini fark edebilirsiniz.” diyorum.
Ahmak azaltan bir dili zorlayarak üstelik; sorumlu olanın insan olduğunu fark etmek ve fark ettirmek.
Bu, kötü, çirkin ve acı olan değil; iyi, güzel ve tatlı olan bir şeydir de.
Mıra | Öznel Şeyler
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.