12 Ağustos 2025 Salı

SA11562/SD3570: Mıra | Öznel Şeyler 79: Öz Saygının Katillerisiniz

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Sizin sorunlarınız da böyle travmalarla başlamadı mı?"

İnsanları nereye sürerseniz oraya giderler, onlara neyi gösterirseniz onu yaparlar; çünkü insan, algılama, yorumlama, anlama, düşünme ve davranma kapasitesini, gördüğü, duyduğu, tattığı, dokunduğu ve kokladığı şeylere göre kullanır. 

Haksız mıyım?

Düşünün; insan çevresinden sürekli veri edinir ve bu verilerle kendini inşa eder, her zaman elindeki verileri kullanarak tipik bir yapay zeka davranışı sergiler, ki zaten yapay zeka modelleri insanın zihinsel yapısı kopyalanarak geliştirilmiştir.

O halde insanları nereye sürdüğünüz, onlara neyi gösterdiğiniz, düşündüğünüzden daha önemlidir. Öyle olmasaydı, toplumlar, bugün dünyanın her ülkesine yayılan birbirine benzer eğitim sistemlerinin dayatmalarıyla toplumun değerlerinden, geleneklerinden ve inançlarından farklı içeriklerle yetiştirilen nesillerin yetişmesinden rahatsız olmazlardı.

Kuşak çatışmasından söz etmiyorum; tıpkı çölden sulu ovalara sürülen insanların bir süre sonra, yeme-içme, giyinme ve barınma ile ilgili alışkanlıklarının değişmesi gibi, yeni çevrede birbirleriyle olan ilişkilerinin değişmesi gibi bir değişimi kastediyorum.

Ya da sulu ovalardan çöle sürülen insanların yaşadıklarını düşünün.

Ne yazık ki insanların çocuklarının, kendileriyle, aileleriyle, çevrelerindeki insanlarla, doğayla ve kendilerini yaratan Allah ile ilişkileri, sürüldükleri eğitim kurumlarında ağır bir baskı altına alınarak değiştiriliyor.

Çocuklar ve gençler, okullarda gördükleri, duydukları, okudukları şeylerle eski alışkanlıklarını kaybediyorlar ve karşılaştıkları her şeyi algılama, yorumlama, anlama, düşünme biçimleri ile birlikte davranma biçimlerini de zorlanarak değiştiriyorlar.

Doğdukları çevrede edindikleri değerleri, gelenekleri ve inançları -geliştirmek yerine- yok sayarak yeni bir zihinsel yere sürüldüklerinde insanların yaşadıkları şeyler gerçekte onları istemedikleri değişikliklere zorlamak demektir.

Yeryüzünde yine yaygın bir şekilde görülen eğitim başarısızlıklarının kökeninde de bu insanlık dışı zorlama vardır.

Böyle derin travmalarla başlıyor insanın sorunları.

Dürüstçe söyler misiniz?

Sizin sorunlarınız da böyle travmalarla başlamadı mı?

Bundan dolayı, doğalarını baskılayan, ilk çevrelerinden getirdikleri alışkanlıklarını suç olarak tanımlayıp cezalandıran ve her birini emirlere itaat eden birer robota dönüştüren eğitim kurumlarının çocukların ve gençlerin başarılı olmasını istediklerini düşünmüyorum.

Düşünmüyorum, çünkü ortaya çıkan ürünler aynı zamanda teorik olarak tasarlanmış ürünlerle uyumsuz; eğitim kurumlarını yönlendiren sistemin ve tasarımcıların başarısız olduklarını gösteren sayısız kanıtlarımız var.

Bu kanıtlar da hepimizin gözlerinin önünde olan, ilk-orta-lise ve üniversitelerden bağımsız ya da ardışık olarak mezun olan gençlerimiz.

Maalesef dünyanın her ülkesinde bu böyle.

Temel ve doğal alışkanlıklarından koparılmış, yani çöle sürülmüş ve askerî sistemlerin birer kopyası olarak dönüştürülen eğitim sistemleriyle kontrol altına alınmış duygu ve düşüncelerle çıkıyorlar okullardan... 

Ya zorlandıkları şeye boyun eğerek, kendi değerlerini, geleneklerini ve inançlarını gizleyerek değişiyorlar ya da değişime direnerek, dayatılan yeni çevre ve şartlarla birlikte temel ve doğal alışkanlıklarını da reddediyorlar ve böylece her durumda ‘aktif iyi insan’ çizgisinden uzaklaştırılmış oluyorlar.

Her iki durumda da eğitim sistemi başarısız olduğunu kanıtlıyor; elimizde hep iki yüzlülüğe zorlanan az sayıda  başarılılar, her türlü dayatmaya başkaldıran çok sayıda başarısızlar var.

İstisnalar ne yazık ki kaide oluşturmuyorlar, önemli olan çoğunluğun sürüldükleri yerde yaşadıkları travmalar ve elde edilen başarısızlıklardır.

Söylemiştim:

“Yeryüzünde yine yaygın bir şekilde görülen eğitim başarısızlıklarının kökeninde de bu insanlık dışı zorlama vardır.”

Oysa, insana saygı, okula gelene kadar çocuğun edindiklerini tespit etme ve bu edinimlere saygı duyarak onları geliştirmekle başlar; yok etmekle ve onların yerine yeni ve kaos üreten edinimleri dayatmakla değil.

Olumsuz sonuçlardan dolayı onları da suçlamanız doğru değil; öz saygısını yok ettiğiniz erkeklerden ve kadınlardan ne bekleyebilirsiniz ki?

Bugün yaşadığınız mutsuzlukların kaynağı da bu değil mi?

Bilmiyor musunuz yoksa?

Bence siz sürüldüğünüz çölü çok iyi biliyorsunuz, ama çocuklarınızın aynı çöle sürülmesine itiraz etmiyorsunuz.

Suç ortaklarısınız hepiniz; öz saygının katillerisiniz.

Sessizliğiniz ondan.


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 12.08.2025, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları


Takip et: Next Sosyal @seckin_deniz

Takip et: Next Sosyal @sonsuzark


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 



Seçkin Deniz Twitter Akışı